?>

Gazze’de İsrail’in geri püskürtülmesi sürecinde Türkiye’nin rolü

Mehmet Yıldırım

12 saat önce

Gazze’de İsrail’in geri püskürtülmesi sürecinde Türkiye’nin rolü

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel; Ekrem İmamoğlu, tutuklu belediye başkanları ve kayyum atanan belediyelerin derdine düşünce, muhalefetin temsil ettiği alanda boşluk oluştu.

CHP, uzun zamandır Türkiye gündeminden uzak duruyor. Üstüne “CHP Genel merkezine de kayyum atanabilir” düşüncesi de CHP üst yönetimini bir hayli meşgul ediyor.

Meydan boş kalınca; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan rahatsız olanlar ve uluslararası istihbarat aparatları arzı endam etmeye başladı.

Her gün bir yazı, sosyal medya paylaşımı ve video yayınları ile önce Cumhur İttifakına saldırı düzenlendi.

Güya Cumhur İttifakında derin çatlak ve fikir ayrılıkları vardı. Cumhur İttifakının ana bileşeni AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi arasında görünür bir mücadeleden söz ediliyordu.

Siyasette işin doğası gereği elbette her partinin kendine has, kalıpsal duruşu ve eylem planı olabilir. Ama tüm bunlara rağmen Cumhur İttifakında herhangi bir sıkıntının olmadığı bilakis Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli mutat aralıklarla bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunuyor.

Cumhur İttifakını bırakarak şimdi de AK Parti Hükümeti unsurları arasında kargaşa olduğu; kurumlar ve üst yöneticiler arasında çatışma olduğu yazı ve videolarla piyasaya servis ediliyor.

En dikkat çekici olanı da devletin iki muteber kurumu yani Dışişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat TeşkilâMİT” arasında ayyuka çıktığı iddia edilen siyasi nüfuz mücadelesiydi.

Bu iki kurum yöneticisi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı Büyükelçi İbrahim Kalın üzerinden hükümet yıpratılmaya çalışılıyor.

Türkiye’nin küresel ve bölgesel gelişmelerin odağında olması, oyun kurucu aktör olması; şer odaklarını rahatsız ediyor.

Tartışmanın/ saldırının odağındaki isim Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın devlet yayın kanalı TRT’ye verdiği röportaj sonrası bir takım kesimde huzursuzluğu artırdı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, verdiği bir röportajda; “Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi kuşatmaya çalışan ittifaklar” olduğunu söyledi. “Görünür kuşatma alanları, Türkiye aleyhine oluşturulmuş ittifak alanları. Akdeniz ve Doğu Akdeniz'de oluşturulmaya çalışılan ittifak alanları var. Türkiye'nin bu çabaları gördüğünü ve bunlara karşı koymak için diplomatik yollar geliştirdiğini, eğer diplomatik yollar geliştiremezse konunun askeri ve güvenlik birimlerine intikal ettirildiğini” belirtti.

Vay efendim sivil bir yapı olan Dışişleri Bakanlığını, Bakan Hakan Fidan; “askeri/ güvenlik ağırlıklı bir yapıya; karargâha” dönüştürüyormuş.

Bakan Hakan Fidan daha ne desin.

Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi çevreleyen ve hareket kabiliyetini kısıtlamaya çalışan bir ittifak var. Bu ittifakın üyeleri; başta İsrail olmak üzere Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Hindistan.

İlginç değil mi? Hindistan, Pasifik/ Büyük Okyanustan kalkıp Akdeniz’de gemi koşturuyor. Bu ittifakın geri planında ABD, İngiltere ve Fransa var.

Röportajın en çarpıcı vurgusu ise; Türkiye'nin etrafını saran görünür ve görünmez alanlara yapılmış.

Hakan Fidan, röportajda özellikle diplomasiye vurgu yapıyor.

Evrensel barış için diplomasi yoluyla ilerletilmesi gereken alanlar olduğunu belirten Hakan Fidan; Filistin meselesi, bölgesel bir güvenlik çerçevesinin oluşturulması, çatışmaların çözümü, yeni pazarlar bulunması, yeni enerji kaynakları bulunması ve daha onlarca konu üzerinde çalıştığını söylüyor.

Türkiye, proaktif diplomasi ile çözüm üretmeye çalışıyor. Eğer diplomasi işlemeyecekse ordu ve diğer güvenlik birimleri hazır vaziyette bekliyor.

Techizat omuzda.

Hakan Fidan’ın belirttiğine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump ile görüşerek Gazze Barış Sürecinin hızlandırılmasını talep etmiş. İsrail’in vahşeti durdurması için Trump’ın müdahil olması gerekiyor.

Türkiye, doğrudan HAMAS ile görüşerek; İsrail işgalini sonlandırmak ve Gazze Halkının sürgününü engellemek için sahada.

Gazze’de sadece HAMAS yok.

Farklı direniş grupları da sahnede. Şu an dört ayrı Filistinli grubun elinde rehine var. Bunlardan biri de İran ile bağlantılı Filistin İslami Cihat Örgütü.

HAMAS’tan ayrılan gruplarda da rehine olduğu düşünülüyor. Daha önce kendileri ile irtibat kurulamayan bu örgütlerle Türkiye iletişim kurdu.

Filistin Direnişinin sembol isimlerinden Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ)/ El Fetih üst düzey yöneticilerinden Mervan Barguti’nin de İsrail’deki hapishaneden tahliye edilmesi bekleniliyor.

Türkiye ve Katar; Barguti'nin “Filistinliler için bir sembol” haline geldiğini savunarak, serbest bırakılması için baskı yapıyor.

Anlaşılan o ki Türkiye, çok yoğun bir faaliyet içerisinde.

Bu arada Yeniçağ Gazetesinden Orhan UĞUROĞLU; Trump’ın “Gazze Barışı” planını anlattığı köşe yazısında; “İslami Direniş Hareketi (Hamas) ABD Başkanı Donald Trump’ın planını ele alma hususunda sorumlu bir tutum ortaya koymak amacıyla liderlik kurumları içinde derin istişareler, Filistinli güçler ve fraksiyonlarla geniş görüşmeler, arabulucular ve dostlarla görüşmeler yaptı.”

Arabulucular ve dostlar acaba kimler? diye soruyor.

Orhan Uğurluoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beyaz Saray’da yaptığı görüşmeler sonrası ortaya çıkan Trump’ın, “Gazze Barışı” planına; Türkiye’nin katkısını sorguluyor.

Uğurluoğlu ayrıca; Amerika başta olmak üzere batılı ülkelerin, HAMAS’ı terör örgütü olarak tanımladıklarından bahsediyor.

Yazının en çarpıcı kısmı; “Erdoğan ve Türkiye ise Hamas’ı İslami Direniş Hareketi olarak tanıyor” kısmı.

Yeniçağ Gazetesi’nin Türkiye’ye hangi zaviye/pencereden baktığı, yazının karakterine bakarak rahatlıkla anlaşılabilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tanımlaması ile Türkiye, HAMAS’ı; Filistin’in Kuvayi Milliyesi olarak görüyor. Yani, Filistin’in kurtuluşu için mücadele ettiğini resmi olarak kabul ediyor.

Yeniçağ çizgisindeki oluşumlar, Türkiye’nin bu duruşundan rahatsızlık duyuyor.

Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Büyükelçi İbrahim Kalın’ın, Katar’a giderek başkent Doha’da HAMAS yöneticileri ile görüşmesi de Yeniçağ’ı rahatsız etmiş.

HAMAS’ın Trump’a verdiği cevabın hazırlanmasında tamamen Türkiye’nin/ MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın rolü olduğunu yazmış. İbrahim Kalın, HAMAS’a danışmanlık yapmış.

İsrail şu an insanlık alemine saldıran büyük canavara dönüştü.

Bu canavarın durdurulması için çaba sarf edilmesi özellikle Türkiye’nin aktif olarak rol alması maalesef; Türkiye içerisinde hoş karşılanmıyor.

Yeniçağ, kendince burada AK Parti Hükümeti nezdinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldırıyor.

Neden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan değil de MİT Müsteşarı İbrahim Kalın?” Yeniçağ bunu soruyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan değil de neden MİT Başkanı İbrahim Kalın; Doha’da!

“Dışişleri Bakanı Hakan Fidan; görevinden azledilecek mi? Görevden affını isteyecek mi?”

Beklentileri bu yönde. Hakan Fidan’ı sevdiklerinden böyle davranmıyorlar.

Hakan Fidan’ı Dışişlerinde ve Türkiye’nin geleceğinde görmek istemiyorlar.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan daha önce İstanbul’da HAMAS yöneticileri ile görüşse de MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Doha’da HAMAS’ın barış sürecine katılması daha şık duruyor.

MİT Başkanı, konumu itibari ile resmi alanın dışında daha rahat hareket edebilir. Bu durum Türkiye’nin arabuluculuk rolünü pekiştirecektir.

İbrahim Kalın, iyi bir müzakereci. Ketum, soğukkanlı ve uzlaşmacı.

İbrahim Kalın, MİT Başkanı sıfatının dışında doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı temsil ediyor. Gazze Barış Görüşmelerinde İbrahim Kalın’ın yer alması gayet yerinde bir hareket.

Türkiye’nin Filistin meselesine gösterdiği ciddiyetin gereği bu durum.

İbrahim Kalın, Gazze Barış Sürecinde görevine devam ediyor:

MİT Başkanı İbrahim Kalın, Mısır’ın Şarm El Şeyh şehrinde Gazze'de ateşkes sağlanmasına yönelik müzakerelere iştirak edecek.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Türk Devletleri teşkilatı (TDT) 12. Zirvesi’ne katılmak için Azerbaycan’da.

Hakan Fidan yaptığı açıklamada; “Türk dünyasının artık bölgesel dengeleri şekillendiren asli bir aktör olması gerektiğini ve Türk Devletleri Teşkilatı'nın (TDT) en büyük gücünün, üyeler arasındaki karşılıklı güven ve iş birliğinin giderek derinleşmesi olduğunu” belirtti.

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/erdogan-fidani-disladi-959974h.htm

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI