1447 Hicri Yeni Yılımız Mübarek Olsun
Kimi dosta varırDosta bend olurKimi nefse uyarKahrolur gider
Kimi gülistandaGonca gül olurKimi gonca güleHar olur gider…
Vakit daralıyor…
Kimi Dosta varırken; kimi Dostta bend/ engel oluyor. Kimi çölde açan Gül-ü Muhammed’e yar olur; kimi Har/ yok olur gider.
Niyet khayr olsun.
Dünyanın selamet ve huzura kavuşması; kitlelerin İslam’la şereflenmesi için 1 Muharrem 1447 Hicri Yıla Merhaba!
Takvim yaprakları yenileniyor, tarih denilen ölçü birimi değişiyor, fesad ve şirkin kol gezdiği coğrafyada; “üzülme; Allah, bizimle beraber” sözleri yankılanıyordu.
Resûlullah ve Habibullah olan Serdar-ı Serverimiz Muhammed-i Mustafâ Efendimiz’in (sas) Mekke'den Medine'ye hicretidir; takvim başlangıcı.
Hz. Muhammed'in (sas) Mesajı/ Tevhid İnancı; Kureyş'in çok tanrılı uygulamalarına ve sosyo-ekonomik hakimiyetlerine doğrudan bir meydan okumaydı.
Bu olay; sadece coğrafi bir yer değişikliği ve sıradan bir zaman dilimine konulan şerh değildi. İslam tarihinin dönüm noktası; yeni bir medeniyetin başlangıcının mihenk taşı/ nirengi noktasıydı. Hicri Takvim, sadece bir zaman ölçüm sistemi değil; İslam medeniyetinin ve inanç sisteminin temelini kodlayan bir cetveldir.
Hicri Takvim; hicretle başlar.
“(Allah ve Resûlü’ne) gerçekten inananlar, (dinini yaşamaktan aciz kalıp vatanlarından) hicret ederek, Allah yolunda (mücadele ve) cihad edenler (var ya)! İşte onlar, Allah’ın rahmetini umarlar. Allah, çok bağışlayan ve merhamet edendir.” Bakara Suresi, 218. Ayet
“(Resûlüm!) Sana hilâl halindeki (yeni doğan) ayları sorarlar. De ki: “Onlar, insanlar ve (özellikle) hac için vakit ölçüleridir.” Bakara Sûresi189. Ayet
“Güneşi bir ışık, ayı da (aydınlık) bir nur yapan; yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için aya menziller düzenleyip koyan O’dur. Allah, bunları (tesadüfen değil) ancak gerçek (bir ölçü) ile (faydası için) yaratmıştır. O, bilen bir kavim için âyetlerini geniş geniş açıklar.” Yunus Suresi 5. Ayet
Takvim başlangıcında Hilal- Kamer/ ay vardır.
İnsanoğlunun Hakka varması için, Hicri Takvime; iman esasları ve ibadetler ile ilgili hatırlatmalar yüklenmiştir.
Cehalet, delalet, zulüm, şiddet ve şeytani dayatmadan, kurtuluşa; Hürriyete geçişin adıdır Hicret. Bireysel ve toplumsal özgürleşme; insan olmanın sembolüdür, Hicret.
Hicret, zorluklara karşı sabrı; Allah'a güveni ve tevekkülü gerektiren bir eylemdir.
“Şüphesiz gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah katında ayların sayısı, Allah’ın kitabında on iki aydır. Onlardan dördü (olan Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, Receb) haram olan (hürmet gereken ay)lardır. İşte dosdoğru din (hesap) budur. O halde onlarda (yani, o haram aylarda savaşıp, saygısızlık ederek) kendinize yazık etmeyin. (Fakat) müşrikler sizinle topluca (bu aylarda) savaşırlarsa, siz de onlarla topluca savaşın. Bilin ki Allah, (günahlardan) sakınanlarla beraberdir.” Tevbe Sûresi 36. Ayet
Kur’an’a göre, göklerin ve yerin yaratıldığı düzene uygun takvim, Kameri/ Ay Takvimidir Bu durum, ay takviminin ilahi düzene ve fıtrata uygunluğunu vurgular. Bitkilerin büyüme evreleri, mevsim döngüleri gibi doğal süreçlerle uyumlu olduğu düşünülür.
Ayın hareketlerine göre belirlenen günler ve aylar, sabit bir mevsimle eşleşmez. Bu durum, yılbaşının ve özel günlerin her yıl farklı bir mevsime gelmesine neden olur. Bu belirsizlik, insana mutlak bilgiye sahip olmadığını ve Allah'a teslimiyetini hatırlatır. İnsan, kendi gününün önemini kendi belirleme ve belirsizliklere karşı Allah'a sığınma imkanı bulur.
Ay takvimindeki belirsizlik ve sürekli değişim, tasavvufun dünyanın geçiciliği ve her şeyin fani olduğu düşüncesiyle örtüşebilir. İnsana sabitlik arayışı yerine, değişime uyum sağlama ve manevi olana yönelme dersi verir.
Ayın döngüsü, dünyanın her yerinden gözlemlenebilen ve evrensel bir göstergedir. Bu, İslam'ın evrensel bir din oluşuyla paralellik gösterir. Ayrıca, ayın doğal döngülerine dayalı olması, takvimin doğadan kopuk, yapay bir sistem olmadığını ifade eder.
Muharrem; rızık ve bereketin bollaştığı, Allah’ın ihsan ve kereminin kuşattığı bir ay.
Tasavvufta zamanın bilincinde olmak, her anı Allah ile geçirmek ve boşa harcamamak esastır. Hicri takvim, yılın döngüsü içinde Ramazan, Kurban gibi özel zamanlarla bu anı değerlendirme ve ibadetle doldurma bilincini canlı tutar.
Hicret, İslam tarihinde önemli bir olaydır ve dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlara ilham vermeye ve onları yönlendirmeye devam eden derslerle doludur. Bu inanç, güven, azim ve fedakarlık öğretileri, Hicret'in önemine dair çağdaş anlayışlarda geçerliliğini koruyan zamansız değerler sağlar.
Sonuç olarak, Hicri takvim, sadece pratik bir zaman ölçme aracı değil; hicretin getirdiği manevi dönüşümü, ilahi düzene uyumu, teslimiyeti ve insanın kendisiyle, toplumuyla ve Yaratıcısıyla olan ilişkisini derinden etkileyen metafiziksel bir semboller bütünüdür. Bu yükleme; Müslümanların kimliğini, tarihini ve geleceğe bakış açısını şekillendirmeye devam etmektedir. Müslümanlar, İslam Hukuk/ Fıkhı esaslarını; Hicri Takvime göre tatbik eder.
dikGAZETE okuyucusu, İnsanlık ve İslam Alemi ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan nezdinde Türkiye’nin Hicri Yeni Yılı; mübarek ve kutlu olsun.
1 Muharrem 1447; HOŞGELDİN!
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com