?>

Menfaati için her şeyi ve herkesi satan şahıstan kurtul CHP!..

Ali Mevlüt Kaya

4 gün önce

Menfaati için her şeyi ve herkesi satan şahıstan kurtul CHP!..

İlk olarak nasıl gündeme geldiğine ve Devlet Bahçeli’nin kapısında bulunmak için ne yaptığına bakma açısında geçmişe gidelim…

16 Mayıs 2000 tarihinde yapılan 10. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde dönemin hükümet ortakları DSP, MHP ve ANAP, cumhurbaşkanı adaylığı için Ahmet Necdet Sezer adı üstünde anlaşmaya varmışlardı.

Bu karara tepki gösteren MHP'li Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu ise cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıklamıştı. Parti yönetiminin karşı olmasına rağmen adaylık sürecinin bitimine bir saat kala başvuru için TBMM'ye gelen Somuncuoğlu, bazı milletvekillerinin engeli ve zor kullanmasıyla karşılaşmıştı!

Bunlardan biri de Ordu milletvekili Cemal Enginyurt’tuSadi Somuncuoğlu'nun aracının önünü kesmiş, yaşanan arbedede Somuncuoğlu'nun koruması yumruklanmıştı!..

Daha sonra adliyeye intikal eden saldırı tarihe 'töre davası' olarak geçmişti. Somuncuoğlu, Cemal Enginyurt'un kendisine önce “Abi aday ol, desteklemezsem şerefsizim” dediğini, aday olduktan sonra ise saldırdığını açıklamıştı!..

İlerisi için karakter örneğini burada gösteren Enginyurt, ‘töre davası’nda da 20 ay hapis cezasına çarptırılmıştı!

Bu olayla birlikte Devlet Bahçeli’nin kapısına kapağı atmış, yerini garantilemiş ve artık onu tanrı edinmişti!..

Bir örnek vermek gerekirse; bilenler bilir Hüseyin Üzmez vardı!..  İslami camiadan gibi görünen fakat hiçbir camiadan olmayan; bütün hayatı menfaat, şan-şöhret, tribüne oynamak olan bu adam; kime işi düşecekse, o kişiyi tanımasa da sorun yok; tanıyor gibi yapıp, yağlamaya başlar ve “Anadolu’nun has, yiğit evladı, kahraman mücahit… Kendisini gençliğinden beri takip ettiğim vatan ve bayrak aşığı kardaşım” diye yazı yazardı! Bu muhafazakârlar için…

Mesela, muhafazakar olmayan Atatürkçüler içinse; “1960’lardan beri tanıdığım dostum, yiğit kardaşım Veli’nin (O şehirde çok Veli var ama tanıdığı olmadığı için Veli de yalan) memleketi, en sevdiğim şehirlerden … ... çıkmış genç, yiğit Türk evladı … ... Bey… Hatırlamaz belki ama kendisiyle birkaç defa Ankara’da karşılaşıp, konuşmuştuk (yalan!..); uzaktan da olsa takip eder, diğerlerinden ayrı tutarım. Tam Atatürkçü… Ötekiler gibi, çizgisini bozmuyor! En önemlisi … ... şehrimizin bu kahraman evladı, aynı Veli kardaşım gibi, İslam düşmanlığı yapmıyor! İçi dışı bir olan mert bir kardaşım!..” der ve birkaç gün sonra telefon ederdi!..

Bir defasında yiğeni için İstanbul’un bir ilçe belediye başkanına “Mücahit S…’ şeklinde yazı yazmıştı!..

Oranın eski belediye başkanı da benim arkadaşım… İki gün sonra bir akşam üzeri onun ofisinde oturuyoruz!.. Telefonu çaldı… Ofis telefonunda gelen numara görünüyor!.. “Hüseyin Üzmez arıyor” dedi ve açıp, sesi dışa verdi!..

Konuşmanın başlangıcı şu!..

Selamınalikim mücahit kardaşım, M…….ciğim!..

Aleykümselam… Mücahit biz değiliz abi!.. Mücahit S….!..”

M…….ciğim darıldın mı?!. Benim İslam düşmanlarıyla ne işim olacak?!. Bizim mücahidimiz sensin!.. Yiğenim Ü…. için yazdım!..”

Devamını yazmayayım!..

Cemal Enginyurt da Üzmez’in bir benzeri fakat bu, işi düştüğüne, güçlüye tapınıyor, yağlıyor; işi bittiğine küfrediyor!..

Bu minval üzere gidiyor ve artık Bahçeli’yi tanrı görüyordu!..

Öyle ki, sonraki dönemlerde Bahçeli, siyasi olarak Tayyip Erdoğan ile hakarete varan tartışmalara girdiğinde, tereddütsüz bir şekilde Erdoğan’a saldırıyor, sosyal medya hesaplarından paylaşımlar yapıyordu!..

Devran döndü!..

Erdoğan ve BahçeliCumhur İttifakı’nda bir araya gelince; Cemal, bütün söylediklerini yalayıp yuttu ve bir numaralı Erdoğancı oldu!..

Erdoğan’ın aleyhinde konuşma yapanlara ‘Twitter’dan hakaret dolu cevaplar veriyordu!..

Öyle ki, Kemal Kılıçdaroğlu’na, Muharrem İnce’ye, Özgür Özel’e, Ekrem İmamoğlu ve diğerlerine hakaret ve küfür savurmaktan imtina etmiyordu!..

Kılıçdaroğlu, Erdoğan ile ilgili bir karikatür paylaştığı için, “Şerefsizce karikatür paylaşma” diyor;

Muharrem İnce için, “Tavukçu Muharrem” yaftalaması yapıyor;

.

Özgür Özel’e; “Özgür Özel denen CHP şarlatanı, Kandil beslemesi, Özgür denilen saplantılı tutsak komünist, CHP’de her işe maydanoz olan Özgür Özel…” şeklinde sesleniyor;

.

.

.

Ekrem İmamoğlu için, “CHP’nin İstanbul adayı, Ordu valisi için, “Bu vali tam bir it” demiş; anlaşılan o an aynaya bakıyordu!” paylaşımı yapıyordu!..

.

Bu vesileyle ‘tek tanrı’ Bahçeli’den sonra Erdoğan’a da tapınarak ‘tanrı’yı ikilemişti artık!..

Tanrı Dağı’na çıkıp, uluyordu da!..

Keyfine diyecek yoktu!..

Ve fakat…

İşler tersine döndü; MHP’den ihraç edildi!..

Bir süre bocaladı!..

Bugüne kadar itaatsa itaat, sadakatsa sadakat… Hatta işi tapınmaya kadar götürmüştü!.. Bu kovulma aklının ucundan bile geçmiyordu!.. Ve o an için kabul edilebileceği, gidebileceği tek yer vardı!..

Gitti, Gültekin'i tanrı edindi ama tedirgindi!.. Orada kalırsa, bir daha milletvekili seçilme ihtimali neredeyse yoktu!

Geçmişte hakaretler ettiği Kemal Kılıçdaroğlu’na övgüler düzmeye başladı!.. Onun sayesinde, onun listelerinden milletvekili seçildi ve Gültekin’e döndü!..

Kılıçdaroğlu kurultayda genel başkanlığı kaybedince aleyhinde paylaşım yaptı!..

Ekrem İmamoğlu organizeli kurultaydan, İmamoğlu'nun özel kalemi Özgür Özel göstermelik genel başkan seçilince, o zamana kadar küfrettiği Özgür Özel'i yüzde 40, Ekrem İmamoğlu'nu yüzde 60 tanrı edinip övmeye başladı!..

Bütün amacı makam, mevki ve şöhret olduğu için bulunduğu partinin onu bir defa daha milletvekili yapma ihtimali Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkanlığı kaybettiğinden ortadan kalkmıştı!..

CHP, İmamoğlu ve Özel’i yağlamaya hız verdi!.. Fırsatını bulunca da CHP’ye geçti!..

Kendisiyle birlikte CHP’ye katılan Salih Uzun sessiz kalıp, hiç bir açıklama yapmazken; bu, sosyal medya paylaşımlarıyla din tüccarı şeyhlerini, efendilerini, gavslarını tanrı edinmiş müşrik müritlerin pabucunu dama atarak, “çift tanrılı bir kul” oldu!.. Ama yine de İmamoğlu'ndan tarafa direksiyonu kırmış, paylaşımlarda onu öne çıkarıyor ve yağlıyordu!..

Ne zaman ki İmamoğlu tutuklandı; bu defa “İmamoğlu cumhurbaşkanı olacak, o olmazsa Özgür Özel olur” demeye başladı!..

İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesi ve tutuklanması, artık Özgür'ü baş tanrı yapmaya sebep oldu ama her ihtimale ve İmamoğlu’nun partideki gücüne inanarak, bütün yolları açık tutmak için bayram günü ailesiyle birlikte olmak yerine Trabzon'a Ekrem'in köyüne gitti!.. Halbuki kolay kolay bir yerlere gitmiyor, katılmıyor, danışmanları aracılığıyla ve kendisi de evden çalışarak, paylaşımlar yapıyordu!..

Ekrem’in köyüne gitmeliydi ki, bir dahaki seçimde söz sahibi olursa, bu da milletvekili olabilsindi!..

Ve CHP’ye geçince büyük bir ‘U’ dönüşü daha yaparak, önceki tapındığı başta Erdoğan olmak üzere ‘Cumhur İttifakı’na sosyal medya hesabından, TV kanallarından hakaret etmeye başladı. El pençe durduğu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, “Twitter”dan, “Hesap ver Erdoğan!..” dayılanması yaptığı gibi, aynı hızla hakaretlere devam ediyor!..

Son ana kadar küfrettiği CHP’nin içinde bulunmasını da; "Makam, mevki, şan, şöhret için değildir. Çocuklarımın, torunlarımın ve gençlerin güzel günler görmesi içindir. Laik Türkiye içindir. Hak, hukuk, adalet içindir" şeklinde bir paylaşımla açıklıyor!.. ...

Kendisinin makam, mevkiden başka bir amacının olmadığını en iyi önce Allah sonra CHP'liler, daha sonra bütün canlı varlıklar biliyor!.. “Fırıldak Kubi” lakaplı, -girip çıkmadığı parti kalmayan eski milletvekili- Kubilay Uygun’a rahmet okuttu!.. O, çok parti değiştirdi ama önce övdüğü yerlere sonra sövmedi!..

Bunun şu ana kadar eşi benzeri yok!..

Mevlana bununla aynı dönemde yaşasa, “ben bu kadar dönemem” diyerek 'sema'yı bırakırdı!..

Ailesinden ve etrafından bunu uyaran yok mu bilmiyorum ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Yaptıklarını 85.664.944 nüfuslu Türkiye'de yapacak 85 kişi ya çıkar ya çıkmaz!..

100 küsur yıllık CHP'de olmaması gerektiği gibi, hiç bir partinin bunun siyaset yapmasına izin vermemesi lazım!..

Bakın önce ne demiş:

Hangi partiye geçeceksin?

Ağır sözler söylediğim,

Acımasızca eleştirdiğim,

Fikrini, zikrini beğenmediğim,

Kötü diye itham ettiğim,

Her konuşmamda karşı durduğum,

Hiçbir partiye gitmem gidemem.

Bir kere daha vekil olmak için inancımı satamam.

İllada olacaksam, bağımsız olurum.”

Bütün söylediklerini CHP’ye saydırmış bu adam, milletvekili olabileceği ve kabul edileceği tek parti olarak CHP’yi görüp, oraya geçmiştir!

Bunun kendinden başka kimseye hayrı olmaz!..

Menfaati için her şeyi ve herkesi satan şahıstan kurtul CHP!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI