Soçi Zirvesi ve Ukrayna’nın 'Kırım Tatarı Bakan' hamlesi

Ünver Sel

8 ay önce

Kafkasya Rivierası Soçi’de Türk-Rus Dostluk Rüzgârı:

Rusya’nın güney bölgesinin Kafkas Rivierası yer alan ve önemli bir tatil şehri Soçi’de gerçekleşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yapılan görüşme, tüm dünya ülkeleri tarafından dikkatlice takip edildi.

Bu toplantıyı önemli kılan birçok paradigma bulunmaktaydı.

Dünyanın yeniden yapılandığı bir dönemde, NATO üyesi Türkiye ve komşusu Rusya arasında olması, toplantıya ayrı bir anlam katmıştı.

Toplantı sonucunda her iki lider, herhangi bir anlaşmaya imza atmadılar. Ancak birçok konuda mutabakat içinde oldukları görüldü.

Rusya, Türk tarafı ile bazı askeri ve istihbarat bilgilerini de paylaştı.

Ukrayna tarafının Türk Akımı ve Mavi Akım'a yönelik sabotaj hazırlığı bulunmakta. Bu plan çerçevesinde Türkiye'yi bu olaya bulaştırmak istiyorlar.

-Bu teknelerden iki tanesinde "TB2 Bayraktar" Türk yapımı SİHA bulunmaktaydı.-

Geçtiğimiz günlerde, Kuzeybatı Karadeniz'de Ukrayna çıkarma gruplarına sahip dört ABD yapımı hızlı tekne imha edildi.

Birleşmiş Milletler (BM) çerçevesinde sürdürülen ve şu anda durdurulan “tahıl” anlaşması ile ilgili müzakerelerde de olumlu yaklaşım sergilendi.

Tahıl Koridoru için yeni bir formüle olumlu bakıldı.

Önümüzdeki günlerde “tahıl” konusunda Türkiye, Rusya ve Katar’ın yer alacağı farklı mutabakatın da olacağı mesajı duyuruldu.

Tahıl Koridoru açısından önümüzdeki günlerde Türkiye, Rusya ve Ukrayna için bir tur daha İstanbul merkezli müzakere masası kurmayı düşünüyor.

Bu görüşmeyi Rus tarafının kabul etmesi mümkün gibi duruyor ama Ukraynalıların reddetme ihtimali var.

Müzakerelerin tekrardan başlaması için bazı iş adamlarının devrede olması bekleniyor.

Görüşmelerde konuşulan konulardan birisi de Ukrayna krizi oldu. Türkiye, Rusya-Ukrayna arasında arabuluculuk teklifini yeniledi ve yeni bir içerik konusu ele alındı.

Türkiye, Ukrayna’nın isteği üzerine esir takası gibi bazı insani konularda arabuluculuk talebini iletti.

Kırım ve Kırım Tatarları konusunda Türkiye’nin hassasiyetleri ve çözümlerine masada atıflar oldu. Rusya, Kırım ve Kırım Tatarları konusunda tavrını yineledi.

Türkiye ile Rusya arasında 2022 yılında ticaret cirosu yüzde 86 oranında arttı. Bu artış eğilimi, 2023 yılında devam ediyor.

Rusya, Türkiye’den birçok mal talebinde bulunuyor. Bu ticari yakınlaşma, iki ülke arasındaki iş birliği potansiyelini yükseltiyor.

Diğer taraftan bölgenin enerji sektöründeki durumun daha istikrarlı ve dengeli hale getirilmesi amacıyla Trakya’da gaz merkezinin ve depolanma alanının kurulması konusu oldukça önemli.

Rusya, gaz fiyatı konusunda Türkiye’ye indirime gidebilir. Önümüzdeki dönemde Sinop’ta nükleer santral konusu da daha detaylı konuşulacaktır.

Türkiye ile Rusya arasında önemli bir konu; Karadeniz’in güvenliği meselesidir. Rusya’nın Ukrayna müdahalesi sürecinde bu konu daha hassas konuma yükselmiştir.

Türkiye, Akdeniz ve Ege’de sorunlarla boğuştuğu günümüzde Karadeniz’de sıkıntı yaşamak istememektedir. Ayrıca Türkiye’ninMontrö Boğazlar Sözleşmesi”ne bağlılık hassasiyeti bilinmektedir.

Türkiye’nin, Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk rolü konusunda söylemlerini biraz değiştirdiği de görülmüştür. Türkiye, Soçi Zirvesi öncesi daha çok NATO perspektifli barış açıklamaları yaparken bu zirve sonrası, sözlerini yumuşatmış Ukrayna ve NATO ile Batı merkezli açıklamalardan uzaklaşmıştır.

Türkiye ile Rusya’nın önem verdiği konular içinde Türkiye’deki sığınmacılar meselesi de yer almaktadır.

Türkiye’de dikkate değer sayıda Rusya vatandaşı muhtelif şekilde yaşamaya başlamıştır. Bunlar arasında Rusya’da hukuken aranan şahıslar ve yönetim karşıtı kişiler de bulunmaktadır. Bunların güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde geri dönüşlerinin sağlanması gerekmektedir.

Türkiye ile Rusya, Suriye konusunda tam mutabakat içinde olmasalar da belli konularda birlikte hareket ediyor. Ayrışan konuların da müzakere masasında yetkililer tarafından konuşulması devam edecek.

Suriye’de normalleşme sürecinin hemen gerçekleşmesi görülmüyor. Kafkasya’da ise Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesi yakın ve orta vadede mümkün görünüyor. Bu konuda Rusya, gerekli adımların atılmasında destekli duruyor. Türkiye ile Rusya arasında Kıbrıs ve Yunanistan konusu da önem taşımaktadır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi’de yapılan görüşmesinde; dikkati çeken durum, Türkiye’yi askeri ve sivil güvenlik açısından bürokratik temsiliyetin Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütülmesi olmuştur. Ayrıca Rusya tarafından bu görüşmede geçmiş teamüllerin dışında Türkiye’deki misyonu yer almamıştır. 

Sonuç olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yapılan, Soçi görüşmeleri, her iki taraf için de başarıyla sonuçlanmıştır.

Liderler arasında sözlü olarak alınan kararlar, önümüzdeki günlerde her iki ülkenin bürokrasisi tarafından yazılı kararlara dönüştürülerek uygulanacaktır.

Zelenskiy’nin Kırım Tatar kartı: 

Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, Kırım Tatarı politikacı ve Milletvekili Rustem Umerov’u Ukrayna Savunma Bakanı olarak atadı. Bu atama, Kırım Tatar faktörü üzerinden Washington’un direktifleriyle oynan bir oyundur.

Rustem Umerov, Ukrayna ve Kırım Tatar siyasetine ve toplumsal hayatına sokulan, NATO gladyosu tarafından özel olarak yetiştirilen siyasi bir figürdür.

NATO’nun gladyo yapılanmasıyla ABD, Kanada, Hollanda, Almanya, İsrail ve Türkiye gibi ülkelerde iktidarda ve muhalefette üst düzey yönetici, politikacı, gizli servis ve iş adamlarıyla yakın bağlantısı ve ortaklıkları olduğu, çeşitli kaynaklarda belirtimektedir.

Diğer taraftan Rustem Umerov, kardeşi Aslan Umerov ile birlikte, Türkiye’de terör örgütü FETÖ’nün elebaşı kaçak olarak ABD’de bulunana ve hakkında yakalama kararı olan Fetullah Gülen’in talebesidir. Bu açıdan oldukça önemli bir isimdir ve Türkiye-Ukrayna ilişkileri ve Kırım Tatarları durumuyla bağlantılı sıkıntı teşkil edecektir.

Vladimir Zelenskiy’nin önceki Savunma Bakanı Oleksii Reznikov’u görevden alma sebepleri arasında, Savunma Bakanlığı’ndan yaşanan büyük yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları ile yaşanan skandallarıdır.

Reznikov’un döneminde, orduyla ve toplumla ilişkiler büyük ölçüde açılmış ve yara almıştır. Ancak bu durum, Ukrayna’da yöneticilerin ve politikacıların yıllardan günümüze artık olağanlaşan karakteristik yapısıdır.

Rustem Umerov ve kardeşi Aslan Umerov; NATO gladyosunun 50 yılı aşkın zamandan günümüze kullana geldiği siyasi kimlik Mustafa Cemilev’in adamıdır. Hatta Mustafa Cemilev’in şu anda arkasındaki ekonomik ve siyasi güç konumuna geldiği de söylenebilir.

Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılarak Rusya’ya katılması ve akabinde Rusya’nın Ukrayna’ya müdahale etmesiyle Rustem Umerov, İstanbul’da büro açmış ve faaliyetlerini oradan da koordine etmektedir. Etrafında Suriye’de başka sorunlu bölgelerde de bulunmuş ‘selefi’ anlayışlı kişiler de bulunmaktadır.

Rustem Umerov ve Aslan Umerov kardeşlerin, geçmişte Ukrayna’nın zenginlerinden Tatar asıllı oligark Renat Ahmetov’un da parasal işlerini koordine ederek zenginleştiği bilinmektedir. Daha sonra altın, gümüş, elmas gibi değerli madenler, demir çelik endüstrisi, telekominikasyon, savunma sanayi gibi alanlarda iş yaptığı görülmüştür.

Ukrayna’nın milyarder iş adamlarından ve politikacılarından İgor Kolomoyski ile karanlık ortak ilişkileri bilinmektedir. Kardeşi Aslan Umerov, Ukrayna’da devlet üst yönetimiyle yaşadığı bazı sorunlar ve skandallar sebebiyle ABD’ye yerleşmiştir.

Rustem Umerov, uzun bir zamandan beri Mustafa Cemilev’in yerine, NATO gladyosu tarafından hazırlanmıştır. Mustafa Cemilev daha önceleri kendisi hakkında tepkilerin arttığı dönemde, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanlığı’ndan istifa ettiği zaman Rustem Umerov’un KTMM Başkanı olmasını istemiş, ancak o dönemde Ukrayna gizli servisi ‘SBU’ buna izin vermemiştir.

Rustem Umerov, Ukrayna’da yaşayan ve Kırım’da yaşayan Kırım Tatarları arasında tepkiyle karşılanan bir kimliktir. Türkiye Kırım Tatar diasporasında FETÖ üyesi olması sebebiyle de sevilmemektedir.

Tarihin eski dönemlerinden günümüze Kırım yarımadası, kuzeydeki Tatar Bozkırı ve Kafkasya’da her 10-20 yılda bir ekonomi, değişik güçlerin eline geçmektedir.

Her 20-30 yılda savaş ve her 50-80 yılda büyük savaş yaşanmaktadır.

Yakın geçmişte bu bölge, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Nazi Almanyası işgalini yaşamıştır. Her dönemde bu bölgenin siyasi, askeri ve ekonomik figürleri büyük siyasetin içinde yer ve rol almışlardır.

Tarihi Güney Rusya olarak adlandırılan bu bölgede, günümüzde sınırlar tekrar ülke değiştirmektedir. Kırım’ın 2014 yılında Rusya’ya katılmasından sonra Donetsk, Lugansk, Zaporijya ve Herson Rusya’ya katılma kararı almıştır. Önümüzdeki süreçte Dinyeper Nehri’nin (Özi) aşağı tarafı Harkov’dan Dinyester Nehri’ne (Turla) kadar olan bölgenin ülke değiştirmesi de muhtemeldir.

.

Ünver Sel, dikGAZETE.com

-Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı, Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı, Uluslararası Kırım Dostları Derneği Başkanı, Uluslararası Rusofili Hareketi Kurucu Üyesi-

YAZARIN DİĞER YAZILARI