?>

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler ve Kırım

Ünver Sel

5 gün önce

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler ve Kırım

Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasındaki ilişkiler, son yıllarda stratejik ortaklıktan bölgesel rekabete kadar çok geniş bir yelpazede ilerliyor. Buradaki ilişkiyi oldukça pragmatik olarak değerlendirebiliriz. Her iki ülke de hem işbirliği için önemli adımlar atıyor hem de belirli konularda ciddi anlaşmazlıklar yaşıyor.

Rusya, yalnızca Türkiye'nin değil aynı zamanda dünyanın birçok ülkesine doğalgaz tedarik eden büyük bir ülkedir. Türk Akım Doğalgaz Boru Hattı Projesi, karşılıklı enerji işbirliği konusunda oldukça önemli bir proje olmakla birlikte, aynı zamanda Avrupa’nın da enerji ihtiyacına fayda sağlayacaktır. Öte yandan Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesindeki ortaklık da oldukça önemlidir.

Karşılıklı ticaret hacmi de önemli seviyelerdedir. Özellikle turizm de iki ülke ilişkilerinde önemli bir yer tutmaktadır. Rus turistler, sıklıkla Türkiye'de tatil yapıyorlar.

Pekala herkesin de bildiği gibi Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri satın alması, iki ülke arasındaki savunma işbirliğinin en dikkat çekici örneklerinden biridir. Bu durum, özellikle NATO üyesi Türkiye için batılı müttefikleriyle gerginliklere yol açsa da, Rusya ile olan bağımsız savunma politikalarının bir göstergesidir.

Belirttiğim gibi karşılıklı ilişkiler konusunda hep olumlu bir tablo yok. Örneğin Suriye'de her iki ülkenin de farklı çıkarları ve desteklediği gruplar var. Türkiye, sınır güvenliğini tehdit eden terör örgütlerine karşı operasyonlar yürütürken, Rusya, Beşar Esad’a destek veriyordu. Bu durum, zaman zaman doğrudan çatışma risklerini beraberinde getirdi. Ancak, Astana Süreci gibi platformlar aracılığıyla diplomasi yoluyla gerginlikler hep minimum seviyede tutuldu.

Diğer yandan İkinci Karabağ Savaşı'nda Türkiye Azerbaycan'ı, Rusya ise geleneksel olarak Ermenistan'ı destekledi. Savaş sonrası süreçte Rusya'nın barış gücü olarak bölgede bulunması ve Türkiye'nin de Azerbaycan ile yakın ilişkileri, bölgesel güç dengelerinde hassas bir durum ortaya çıkardı.

Ardından Rusya'nın 2022 yılında Ukrayna’ya Özel Askeri Operasyon başlatmasıyla birlikte yine Türkiye ile Rusya arasında çıkar çatışmaları yaşandı diyebiliriz. Türkiye, geleneksel olarak Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunuyor. Yalnızca Özel Operasyon sonrası Rusya'ya katılan bölgeler değil, aynı zamanda Kırım’ı da Rusya'nın toprağı olarak tanımıyor.

Her şeye rağmen Türkiye, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni uygulayarak Karadeniz'de tansiyonu minimalize etmeyi amaçladı.

Tabii ki Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler, hem küresel hem de bölgesel dinamiklerden etkilenmeye devam edecektir. Her iki ülke de birbirlerinin çıkarlarını göz önünde bulundurarak ve diplomasiyi kullanarak potansiyel çatışma alanlarını yönetmeye çalışacaktır. Bu karmaşık ilişkinin, gelecekte de hem işbirliği hem de rekabet alanlarında önemli gelişmeler göstermeye aday olduğunu düşünüyorum.

Kırım, malumunuz 2014 yılında yarımadada tertip edilen demokratik referandum ile Rusya Federasyonu’na katıldı. Bu referandum sırasında ve sonrasında sık sık Kırım’a geldim. Kırım benim tarihi anavatanım. Ailem aslen Kırım göçmeni olarak Türkiye’ye gelmiş. Hem benim hem de ailemin Kırım ile bağları hiçbir zaman kopmadı.

Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecindeki son yıllarında ve dağıldıktan sonra Kırım’a gelmeye başladım. 1991 ile 2014 yılları arasındaki Ukrayna idaresi altındaki Kırım’a da sık sık geliyordum. 2014’ten sonra da bu böyle devam etti.

Size rahatlıkla söyleyebilirim ki; 1991 ile 2014 yılları arasındaki 23 yıllık ara dönemde Kırım’a en ufak bir yatırım dahi yapılmadı. Bunu zaten siz yarımada sakinleri çok iyi biliyorsunuz. Biz bunu Türkiye’de ve Avrupa’da dile getirdiğimizde insanlar ya şaşırıyor ya da inanmak istemiyor. Şaşıranlar, Kırım’a gelmemiş ve yarımada hakkında medyanın yazdığı ve propagandalardan öğrendikleri için şaşırıyor. İnanmak istemeyenler ise propagandayı ortaya çıkaranlar olarak nitelendirebiliriz.

Bize tabii ki fiziki olarak bir saldırı olmadı ancak Kırım hakkında gerçekleri söylediğimiz için yazılı ve görsel basında ve sosyal medyada karalama kampanyaları düzenlendi. Bu durum ne yazık ki hala devam ediyor. Ancak bizim sıklıkla söylediğimiz gibi: “Doğru her zaman galip gelir!”

Kırım, Rusya’ya katıldıktan sonra hem Kırım Cumhuriyeti idaresi hem de merkezi federal hükümet çok yatırım yaptı. Bence Kırım bundan 15-20 sene öncesine göre çok daha güzel bir halde. İnsanların daha huzurlu, daha rahat iş bulduğu, daha konforlu bir yer haline geldi.

Tabii ki bu durum Ukraynalıları, Batılıları ve onların peşinde koşan propagandacıları rahatsız ediyor. Hatta Kırım’daki huzuru ve barışı bozmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Terör saldırıları bile düzenlediler. Siz de hatırlarsınız Rusya’da yasaklı örgüt olan Meclis’in yöneticilerinden Nariman Celal, terör saldırısı düzenlediği için tutuklanıp, hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonrasında Rusya ile Ukrayna arasındaki takas sırasında serbest bırakıldı. Bugün bu terörist, maalesef Ukrayna’nın Türkiye Büyükelçisi oldu. Kiev rejiminin akıl almaz eylemlerine bir örnek olarak gösterebiliriz bunu.

Kısacası Kiev’deki terörist rejim ve onun uzantıları her ne kadar aksini iddia etseler de gerçekler ortada. Kırım, 23 senelik Ukrayna döneminden çok daha iyi durumda ve bir gün herkes bu gerçeği kabul edecektir.

.

Ünver Sel, dikGAZETE.com

-Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı, Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı, Uluslararası Kırım Dostları Derneği Başkanı, Uluslararası Rusofil Hareketi İdare Bürosu Üyesi-

Bu yazı, aslen 13.07.2025 tarihinde “Rusya 1” TV kanalında Ünver Sel’in vermiş olduğu malumattan alınmıştır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI