USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Mustafa Kırımoğlu: Türkiye pisliktir!

Mustafa Kırımoğlu: Türkiye pisliktir!
25-09-2025

-Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu

Mustafa Kırımoğlu: Türkiye pisliktir!

Moskova 

Refat Çubarov ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Ukrayna'da yaşıyor ve Ukrayna’nın Donbas’a karşı yürüttüğü savaşı şiddetle destekliyorlar.

2014 yılından itibaren, Kırım Tatar Meclisinin doğrudan katılımı ile Kırım halkına Kuzey Kırım kanalından su sağlanması kesildi, yarımadaya elektrik sağlayan enerji hatları havaya uçuruldu, ayrıca Kırım'daki bir doğalgaz boru hattının patlaması da organize edildi.

Rezilliğe bakın ki, patlayıcıların taşınmasına yardım eden adam şu an Türkiye’de Ukrayna Ankara Büyükelçisi!

Kiev'deki efendilerini memnun etmek için Refat Çubarov ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatarlarını geçmişte olduğu gibi her türlü ıstıraba sürüklemeye hazırlar. Ukrayna'nın Kırım'ı askeri yolla geri alması ve orada yaşayan tüm muhalifleri oradan sürmesi gerektiğini açıkça söylüyorlar.

Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, çizmeyi o kadar aşıyor ki, kurduğu cümle ile Türkiye’yepislik” diyor ve bunu bilmeden söylemesi mümkün değil, söylese bile bunu yayınlayanlar farkına varırdı.

Bunu yazının ilerleyen kısmında açacağım sizlere ve nerede ülkemize pislik dediğini aktaracağım.

Bu adamlar siyasi oyun oynadıklarını zannederek ve Türk halkını açıkça aptal yerine koyarak insanları her daim manipüle etmeye çalışıyorlar.

Ben bir Karapapak Türküyüm ve Türklüğün en önemli olmazsa olmazı dürüstlük ve mertliktir.

Şimdi İstanbul’da yaşayan ve Mustafa Cemilev’in Türkiye’de gizli kasası olan, kendisini demokrat sayan fakat hiç demokratik olmayan bir şekilde, İstanbul Kırım Türkleri Derneği başkanlığını uzun yıllardır elinde bulunduran Celal İçten, üç yıl evvel katıldığı Osman Paşayev’in sunduğu Youtube programında, halkı için güya açlık grevi yapmış olan Cemilev’e hizmet etmek için dua ettiğini söyledi.

-Celal İçten’in katıldığı program

İçten, aynı programda tipik Kırım Tatar siyasilerinin iki yüzlülüğünü sergileyerek bana çok güzel bir plase vurma şansı verdi!

Çünkü programın bir kısmında, Sovyetler dağıldıktan sonra kurulan Ukrayna devletinin Kırım Tatarlarına kötü davrandığını, onları yok saydığını söylerken, aynı Celal İçten, beş dakika sonra, “aradan otuz yılın geçtiğini ve Ukrayna devletinin bakışının Kırım Tatarlarına iyi yönde değiştiğini” söylüyor.

Fakat herkesi aptal yerine koyan Kırım Tatar siyasilerinin zihniyeti, beş dakika sonra, “devlet aklı değişmez” diyerek kendini inkâr ediyor!

Programı izlediğinizde zaten bu insanların amacının Kırım Tatar halkı olmadığını, kendi egoları ile beraber ticari ilişkilerini diri tutmanın peşinde olduğunu net göreceksiniz.

-Celal İçten

Aynı videoda Celal İçten, kendisinin mesleğinin muhasebecilik olduğunu ve 2014 öncesi Kırım’da okutulacak çocuklar için toplanan paranın kendi özel hesabında olduğunu ve bunun dekontlarının halen elinde olduğunu beyan ediyor.

Peki ama, bir dernek yöneticisi böyle akçeli işlerin paralarını neden kendi hesabında tutar? Orası muamma!..

Diğer yandan milyonlarca Doların TİKA tarafından Kırım’a gönderilmesi ve bu paraların Mustafa Cemilev ve Refat Çubarov gibi adamlar tarafından Ukraynalı yerel yöneticiler ile paylaşılmasına, ardından Kırım’da yaşayan Kırım Tatarları tarafından bu paraların İstanbul’da aktarılmasına, İstanbul’da da bu paraların çeşitli işlerde sermaye olarak kullanılması iddiası da sayın Celal İçten’i hiç mi rahatsız etmiyor?..

Kırım’da tüm Tatarlar bunu konuşurken sayın Celal İçten, tüten dumanı hiç mi görmüyor?

Celal İçten’in Kırım’a giriş yasağı yoksa, en son Kırım’da ne zaman bulunmuş ana vatanına en son ne zaman gitmiş? En son ne zaman yerinde görmüş orada yapılanları?

Türkiye'den Kırım Tatarlarını desteklemek için toplanan bağışlar, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun kendisi için büyük bir iş imparatorluğu kurmasını sağladı. Örneğin; Kırımoğlu, doksanlı yıllarda Kırım Tatarlarının paralarını yatırması için kurulan “İmdat” bankasının fiilen tek sahibi idi. 

Banka üzerinden, yağmalanan ve bilinmeyen bir yöne doğru kaybolan paralar, Kırım’da herkes tarafından bilinen bir gerçek. 

Ukrayna savcılığının ve kolluk kuvvetlerinin elinde, Kırım Tatarları için konut inşasına ayrılan fonların, bu banka aracılığıyla yapılan sayısız hırsızlığın kayıt altına alındığını gösteren birçok belgesi bulunuyor.

Kırımoğlu'nun kişisel olarak on binlerce dolar aldığı ve hırsızlıklara doğrudan karıştığına dair kanıtlar da var.

Bunların bazı belgelerini daha önce yaptığım videoda kanıt olarak izleyicilere sunmuştum.

Basın çıkan haberlerine göre, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nu zengin eden yasa dışı finansal operasyonları, Türkiye'deki temsilcisi organize ediyor ve kontrol ediyor.

Halen Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Refat Çubarov'un tüm finansal hırsızlıklarını bilen, 1990'larda İstanbul'da küçük bir hırdavat üretim işletmesine sahip ismini vermek istemediğim birisi, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu tarafından toplanan bağışlarla bir fabrika inşa ettiğini tüm diaspora ve Kırım’da yaşayanlar biliyor. Fabrikanın sahibi başka isim olsa da işten kâr payı alan ise Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun ta kendisidir.

Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve çevresinin Türkiye'den kamu faaliyetleri için alınan finansmanı yağmalamasından dolayı, Kırım Tatarı asıllı Türk işadamı İbrahim Araçı'da artık yorulmuş bu kan emicilerden.

Tüm iyi niyeti ile soydaşlarına yardım eden İbrahim Araçı, bu kan emici sözde Kırım Tatar Milli Meclisi yöneticilerinden o kadar bıkmış ki, Kocaeli’de ki dernek yöneticiliğini bırakmıştır.

Ayrıca, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Refat Çubarov, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve onun halkının vergilerinden toplanan, daha sonra TİKA tarafından 2011 yılında Kırım'ın Bahçesaray kentindeki ünlü 16. yy yapısı olan Zincirli Medresesi'nin restorasyonu için verilen parayı da hiç etmiştir.

TİKA, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na 2 milyon 750 bin dolar tahsis etti ve bir restorasyon şirketi belirlendi, ancak şirket hiçbir ödeme almadığı için çalışmalar kısa sürede durdu. 

İşin ironik tarafı, o beğenmedikleri, her daim sırtlarından hançerledikleri Ruslar daha sonra bölgedeki tarihi yapıları restore etti ve bu restorasyonlar hala devam ediyor.

.

-Elvis Copho, sosyal medya paylaşımları...

Refat Çubarov gibiler ellerindeki sözde Kırım Tatarları temsiliyeti uçacak korkusu ile insanlara baskı da yapmakta, örneğin; Almanya’da Elvis Colpoh adında biri, “Kırım Teşkilatlarının Asamblesi” adlı bir kuruluş organize etmiş, hemen ardından Kırım Haber Ajansı adlı gazeteleri üzerinden bu kuruluşu destekleyenlere şu ayarı veriyor Çubarov.

“Bu sistemin dışında olmak isteyen örgütlerin varlığını dışlamadıklarını belirten Çubarov, “Buna bir şey demiyoruz. Sadece bu yeni kurulan örgütler Kırım Tatar Milli Kurultayı, Kırım Tatar Milli Meclisi ve Dünya Kırım Tatar Kongresinin yetki ve görevlerini üstlenmesin.”

-Çubarov ve Asamble karşıtı sözleri

Özeti şu; karşımıza çıkmayın, ezeriz!

Çünkü yeni jenerasyon, bunların tüm birikimlerini ellerinden alabilir ve bu adamlar kendi içerisindeki gençlerden çok korkuyorlar. Öyle ya, yıllarca “Kırım Tatarları için mücadele ediyoruz” kisvesi altında bol sıfırlı paralar ile çalışmadan rahat bir hayat, ülke başkanları ile görüşmeler vesaire…

Türkiye Cumhuriyeti’ne “Pislik” diyor!.. 

Refat Çubarov ve Mustafa Kırımoğlu’na Türkiye’ye giriş yasağı getirilmesi elzemdir, çünkü “Kırım Tatar Meclisi” dedikleri lağım çukuru bu yapının içinden bazıları, haddi olmadan Türkiye Cumhuriyeti’nin iç işlerine burnunu sokarak, akıllarınca ayar vermeye çalışıyorlar.

MİT ve Dışişleri bakanlığımızın şımarttığı bu halk düşmanı insanlar, CIA’nın öz evlatları oldukları için hadleri olmadan ülkemizin iç politikasına dil uzatacak kadar da kendilerine güveniyor.

Örneğin; MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Türkiye-Rusya-ÇinTRÇ” birliği çıkışını, CIA tarafından desteklenen Kırım Tatar Haber ajansına değerlendiren Kırımoğlu, şunları söyleyebiliyor:

Türk dünyasına en çok eziyet yapan faşist Rusya ve komünist Çin. Onlarla ittifak kurmak istiyorsun... Eğer bu devletleri seçiyorsan orada bir boşluk var; Kuzey Kore'yi de Belarus'u da sok oraya. Bütün pislikler beraber olsun. Bu ne demek? Şimdi Kırım Yarımadası işgal altında, yüzlerce insanımız hapiste. Sadece işgale karşı oldukları için insanlarımızı kaçırıp öldürüyorlar. Şimdi bu devletle ittifak olunmalı diyor. Manası ne bunun? Oradaki Türkleri düşünmüyor musun? Anlam veremiyorum."

-“Kırım Haber Ajansı” sitesindeki “Pislikler” ifadesi…

Haber, bu sözlere ise noktayı şu cümle ile koyuyor: “diyerek şaşkınlığını dile getirdi.”

Ve ilgili sitedeki aynı haber, şöyle devam ediyor:

-Öte yandan, Türkiye'nin NATO üyesi olmasının avantajından söz eden Kırımoğlu, "NATO şimdi istediğimiz gibi değil ama 1952 yılında Türkiye NATO'ya girmemiş olsaydı belki de bağımsız Türkiye Cumhuriyeti değil de Türk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olacaktı. NATO'nun noksanları var istediğimiz gibi değil ama o Türkiye'nin güvenliğini koruyacak en büyük kuvvetlerden birisi." değerlendirmesinde bulundu.-

Türkiye’ye aklınca ayar vermeye kalkan CIA pislikleri, Türkiye Cumhuriyeti için Ukrayna’ya karşı istihbarat faaliyeti yürütürken, aynı zamanda Türkiye’ye karşı da istihbarat faaliyeti yürütüyorlardı, şimdi ise “Eğer bu devletleri seçiyorsan orada bir boşluk var; Kuzey Kore'yi de Belarus'u da sok oraya. Bütün pislikler beraber olsun” diyerek alenen hepsine birden “pislik” diyen bu adam, “bunak” değilse ülkemizi de araya katarak aynı “pislik”te kendisi de yuvalanmış olmuyor mu?

Kısacası; iç düşüncesi ve ait olduğu yer dışa vuruyor bu konuşmada.

Çünkü bu çete, kendi halkını bile siyasi hırsları için ateşe atmıştır, her zaman dedim, bu adamın hayatı boyunca bir mesleği bile yoktu ve “asalak” gibi Kırım Tatarlarının paralarına çökerek hayatını kazandı. Yoksa siyaset yaparak eşine kürkler, arabalar alamaz, çocuklarını okutamazsın!

İstihbarat dilinde bu gibi insanlara “4 tekerlekli bisiklet” denir!

*

15 Temmuz 2016 yılından hemen önce, Nisan 2016’da Ukrayna İstihbaratının, bazı belgeleri ya bilerek ya da bilmeyerek basına sızdırıldı. Belgelerde Refat Çubarov, Mustafa Kırımoğlu ve şimdinin Ukrayna Savunma Bakanı olan Rustem Umerov’un Türkiye’ye Ukrayna’dan istihbarat sağladığı açıkça belirtiliyor.

- İstihbarat Raporu, Ukrayna dilinde…

-İstihbarat Raporu (Çevirici tarafından Türkçeye çevirilmiştir)

Adamlardan birisi bugün Ukrayna’da savunma bakanı ve diğer ikisi vekil.

Yedikleri kaba her daim pisleyen “Kırım davası” güttüğünü iddia eden bu siyasiler, Kırım Tatarlarını değil temsil etmek, derneklerinden içeri sokulmamalı.

Çünkü bu insanların fiiliyata döktüğü hesapsız eylemleri, işinde gücünde olan gerçek Kırım Tatarlarına o dönem Ukrayna, şimdilerde ise Rus devletinin bakışını şekillendirmekte.

Türkiye Cumhuriyeti de kendilerini ABD’ye satmış bu sözde liderleri sırtından kesip atmalıdır, çünkü Türkiye’nin, Ukrayna’nın ve Kırım Tatarı olan insanların kanını emen bu tür keneler sürüsüne artık yeter demesinin vaktidir.

Daha önce sizlere yayınladığım ve Kırım’da gerçekleştirilen kurultayda, ana vatanlarında yaşayan insanlar, vatanını satıp Ukrayna'ya yerleşen, dünyanın çeşitli ülkelerinden mülkler edinen kene sürüsünü Türkiye Cumhuriyeti'nin yürütme organlarına şikayet edip, onları artık dinlememesini ve Türkiye’nin gerçek Kırımlılara kulak kabartmasını adeta haykırmıştı.

Daha sonra yaptığım görüşmelerde, Türk dışişleri kaynakları bu durumun yakında değişeceğini, Türkiye’nin, Kırım siyasetini jeopolitik gerçeklere göre tekrar güncelleme düşüncesinin -kapalı kapalı ardında- konuşulduğunu aktardı.

Kaynağımın bana belirttiği durum, aslında Trump ve Rusya anlaşması!

Eğer Trump’ın Rusya-Ukrayna ve Rusya ekseninde anlaşma sağlar ise bu “Kırım Meclisi” denilen çürük yapı tamamen gücünü yitirecek ve Türkiye ile Ukrayna bunları adeta kapının önüne koyacak, çünkü “Meclis” denilen bu yapıyı ABD’nin siyasileri değil, CIA’nın bir bölümü kullanıyor, bundan dolayı Trump’ın gözünde Çubarav ve Kırımoğlu gibi halkına ihanet eden insanlar önemsiz bir yer kaplıyor.

İşte tam bu neden ile Çubarov; ABD Başkanı Trump’ın daha önce seslendirdiği tutumu biz kabul etmiyoruz. Çünkü Trump’a göre Rusya-Ukrayna savaşında barışı sağlamak için Ukrayna’nın şu an Rus işgali altında olan bazı topraklardan vazgeçmesi gerekiyor. Ancak bu fikirler uluslararası hukuka aykırıdır. Hiç bir devlet baskı altında kendi topraklarını başka devlete vermez.

Ukrayna devleti, Ukrayna halkı olmadan Ukrayna’nın toprak bütünlüğü konuşulamaz. Aynı şekilde Kırım Tatar halkı ve Ukrayna olmadan Kırım Yarımadası hakkında hiç bir karar alınamaz.” diye kendini yırtıyor.

Fakat Türk dışişlerindeki kaynaklarım da çok iyi biliyor ve kabul ediyorlar ki; Kırım uzun süredir fiilen Rusya’nın ve Ukrayna’nın da bu bilinçte olduğu bilinen bir gerçek.

Çubarov ve Cemilev için Kırım’da yaşayan Tatarlar onlar için sadece siyasi bir enstrüman, hiçbir zaman halkını düşünen birer lider olamayan bu paracılar, muhatabı oldukları her ülkenin yardımları ile onların maddi kaynaklarını emmek için uğraşmışlardır.

Dün Ukrayna’ya ağız dolusu hakaret eden bu “suç çetesi” mensupları, bugün “Ukrayna vatanımız” diyecek kadar namert noktadalar.

Türkiye, bunlara desteği kessin, anında Türkiye'nin altını da oyarlar, çünkü bunların dedeleri, 2. Dünya Savaşı sırasında düşman askerlerine yardım edip, kendi halklarının Sovyet rejiminin gazabına uğramasının yolunu açmıştı.

O gün bugündür, bir halkın acılarından kendine kazanç sağlayan bu suç çetesinin halen Türkiye Cumhuriyeti’nde ihtimam gösterilip saygı duyulması, büyük istihbarat boşlukları olduğunu gösteriyor.

Ukrayna istihbaratının savaş sonrası Kırım Tatar Meclisi ve Gülenciler ile Türkiye’ye karşı işledikleri faaliyetleri merak ile okuyacağım, çünkü Ukrayna devletinde bunların birer kan emici ve iki yüzlü olduğunu bilen çok insan var, zaten Kiev’e kaçan bu çetenin Amerika’ya çalıştığı, Amerika’nın bastırması ile Fetullah Gülen’in altın çocuğu Kırım Tatarı Rustem Umerov’un zorlama ile Ukrayna Savunma Bakanı yapılmasından dolayı Ukrayna devleti içerisinde çok önemli kişiler de bu Kırım Tatar çetesinden tiksinmekte.

Savaş sonu bu çete tasfiye edilecek, çünkü Ukrayna’nın artık Kırım Tatar Meclisine ihtiyacı olmayacak, bunu bilen bu çete, kendini pahalı bir ürün olarak ortaya koysa da ben Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ferdi olarak, bu vatan hainlerinin gerçek yüzünü memleketime gösterip, Amerikan projesi Cemilev’in yalanlarını, özellikle açlık grevi yalanlarını o dönemin insanları ile yapacağım röportajlarda ortaya çıkaracağım.

Bunu yapmamdaki ana sebep, bu insanların Kırım’da yaşanılan acıları kendilerine ekmek kapısı haline getirmeleri ve binlerce namuslu Kırım Tatar Türkü insanın geleceklerine vurdukları darbedir.

Ben, dünyanın en ücra köşesi olan Norilsk şehrine gittim, kışın dünyanın en sert rüzgarlarına ve soğuğuna hakim bu coğrafyada binlerce siyasi hükümlünün inşa ettiği şehri gezdim ve orada yaşananları dinledim.

Buraya gönderilenlerin çoğunluğunu Ruslar oluştururken, bu insanlar hiçbir zaman bu yaşadıklarını Cemilev ve Çubarov gibi dramatize edip insanlara sunmamış, bu acılardan kendilerine bir ekonomik getiri sağlamamış ve en önemlisi vatanlarına ihanet etmemiştir.

Bu Kırım çetesine baktığımızda ise jeopolitik gelişmeler karşısında adeta bir bukalemun gibi, dönem dönem suçladıkları, düşman gördükleri Ukrayna halkını şimdi kahramanlaştırıp, onların dünyadan aldıkları destek rüzgarını kendi çıkarları için kullanıyorlar.

Adeta siyasal İslamcılar gibi, Amerikalı liberaller gibi, bu yaptıkları namussuz siyaseti normalleştirme çabasındalar.

Türkiye, büyük ülkedir ve gün gelir siyaseten kahramanlaştırdığı, istihbarat sağladığı bu Çubarov ve Mustafa Cemilev gibilerini onlara yardım edip kutsallaştıranları bir gecede ipe dizer.

Meydanı boş sanmayın, biz ulusalcılar bu oyunu iyi görüyoruz ve Atatürk bile savaştığı Rusları devletin çıkarları için ötekileştirmedi ise Amerika’nın ve Ruzi Nazar’ın öğrencisi olan Cemilev ile onun Türkiye’deki suç ortakları hiç ötekileştiremez!

Bu arada unutmadan; pislik sensin!

.

Cem Kıran, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Zayid
Zayid 12 dk. önce
Hele şükür bu adamın gerçek yüzünü yazan birisi çıktı. Kırım tatarlarının içindeki muhalifler bile bu adama bir şey diyemiyor. Türkiyenin bu adamı ve celal içteni yargılaması lazım, bunlar hırsız !
İlhan
İlhan 15 dk. önce
Benim dedem Kırımdan ve bu Cemilev'den nefret ediyor. Yazılanlar çok doğru, bu adamlar mafya düzeni kurmuş ve karşı çıkanı Tatar toplumunun içerisinde yalnızlaştırıyorlar.