USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Dağıstan: Görülmeyi bekleyen gerçek

Dağıstan: Görülmeyi bekleyen gerçek
27-11-2025

Dağıstan: Görülmeyi bekleyen gerçek

MOSKOVA

Her dağın bir ruhu, her vadinin bir sırrı vardır derler. Bu sırrın peşine düşüp, Avrupa'nın en yüksek zirvelerine, derin kanyonlarına ve kadim kulelerine uzandım.

Türkiye'de zihnimize kazınan Dağıstan algısı, genellikle iki şey üzerine kuruludur: Şeyh Şamil destanı ve “Rus mezalimi” altında asimile olmuş bir halk. Peki ya bu algı, gerçeğin sadece küçük ve çarpıtılmış bir parçası ise? Orada, Kafkaslar'ın görkemli doruklarında, bizim bildiğimizden çok farklı bir hayat akıyor. 

Diller ve Kimlikler: Yok oluş değil, yaşam mücadelesi!.. 

Dağıstan, 34 farklı dilin konuşulduğu bir mozaik. Evet, ortak dil Rusça, tıpkı Türkiye'de olduğu gibi. Ancak bu, bir asimilasyon aracı değil, bir arada yaşamanın pratik bir çözümü. Tabasaran bölgesindeki bir köy okulunda, çocukların kendi ana dillerinde eğitim aldığını görmek, “Ruslar dillerini unutturdu” iddiasını temelinden sarsıyor. Asıl tehdit, küreselleşen dünyanın getirdiği “internet asimilasyonu”. Yeni nesil, dedesinin konuştuğu o kadim dilleri, telefon ve tablet ekranlarına kurban veriyor. Bu, sadece Dağıstan'ın değil, tüm dünyanın sorunu.

Gelenekler: Kadim bir yaşam kodu…

Dağıstan'ı gezerken, 1920'ler Türkiye’sindeki sıkı aile bağlarına ve geleneklere tanık oluyorsunuz. “Büyüklerin sözü kanundur” anlayışı hâkim. İlginç olan, bu toplumda “kadın şeriatı” denen bir olgunun varlığı. Erkek ne kadar baskın görünürse görünsün, kadınların koyduğu ve nesilden nesile aktardığı görgü kuralları, toplumsal hayatı şekillendiriyor. Çok eşlilik gibi İslami bir uygulama bile, geleneklerin katı kurallarıyla sınırlanmış durumda. Bu, toplumun kendi iç dinamikleriyle, yasaların yetişemediği alanları nasıl düzenlediğinin bir göstergesi.

Tarihle yüzleşmek: Şeyh Şamil ve teslimiyet…

Şeyh Şamil, Dağıstan’ın tartışmasız en büyük kahramanı. Ancak sahaya inip insanlarla konuşunca, onun da tartışmalı bir figür olduğunu anlıyorsunuz. Kendi halkından destek görmeyen köyleri cezalandırdığı iddiaları, onunla Ruslar arasında geçen savaşın ne denli karmaşık olduğunu gösteriyor. Türkiye’de pek dile getirilmeyen bir diğer gerçek ise, Şamil’in Gunib Kalesi’nde onurlu bir şekilde teslim oluşu ve sonrasında kendisine gösterilen saygı. Hatta Rus Çarı II. Aleksander, kalenin ana kapılarından birine “Şamilevski” (Şamil’in Kapısı) adını vermiş. Bu, bir düşmana duyulan saygının, bizim tarih anlatımımızda pek yer bulamayan bir örneği.

1999: Terör ve direniş…

1999'da Şamil Basayev ve Hattab'ın komutasındaki militanların Dağıstan'ı işgal girişimi, bu cumhuriyetin kaderini değiştirdi. Türkiye'deki medyanın “mazlum mücahitler” olarak lanse ettiği bu gruplar, Dağıstan halkına ne getirdi? Botlih'e gidip o günleri yaşayanlarla konuştuğunuzda, cevap net: Acı, ölüm ve ihanet. 17 yaşındaki Hacımurad Amaev gibi gençler, teröristlere karşı köyünü savunurken hayatını kaybetti. Bu halk, radikalizme değil, devletine ve vatanına sahip çıktı. O dönem Başbakan olan Vladimir Putin'inTeröristleri tuvalet çukurunda boğacağız” sözü, bu direnişe verilen en sert devlet cevabıydı. Ve belki de daha önemlisi, bu kahramanlığın ardından, bölgeye yatırım yapıldı; dağ köylerine bile doğalgaz hatları çekildi.

Sonuç: Algılar ve gerçekler arasında…

Dağıstan, bize yıllardır anlatılandan çok daha karmaşık, renkli ve dirençli bir yer. Türkiye'dekiRusya düşmanlığı” üzerine kurulu Kafkasya romantizmi, oradaki gerçek hayatı anlamamızın önündeki en büyük engel. Mahaçkala'de farklı etnik gruplara ait tiyatroların varlığı, dillerin okullarda öğretiliyor oluşu, sokaklarda Arapça ibarelerin rahatça görülebilmesi, “baskıcı Rusya” söylemiyle nasıl bağdaşır? 

Dağıstan bize şunu fısıldıyor: Tarihi, sadece bir tarafın kahramanlık hikayeleri üzerinden değil, tüm yönleriyle, yüzleşerek okumalıyız. Ve belki de en önemlisi, bir coğrafyayı anlamak için, oraya gitmek, insanlarıyla konuşmak, sokaklarında dolaşmak gerekir. Kitaplardaki ve ekranlardaki tek taraflı anlatılar, Dağıstan'ın ruhunu asla yakalayamaz. O ruh, Sulak Kanyon'un derinliklerinde, Gimri'nin sarp kayalarında ve Botlih'in direnişçi insanlarının yüreklerinde saklı.

Son olarak; her şey okumaktan ibaret değil, Türkiye ‘Youtube’unda tam iki saatlik eşsiz bir Dağıstan videosu sizi bekliyor. Amerika tarafından sansürlenip, çok az kişinin önüne çıkartılan videomu, aşağıdaki bağlantıya tıklayarak izleyebilirsiniz.

.

Cem Kıran, dikGAZETE.com

https://www.youtube.com/watch? v=yfFV-avhQZA

.

-Dağıstan, Çoh Köyü

-Dağıstan, Ahtı ilçesi Elma Festivali

-Dağıstan, Gohor

-Dağıstan, Sulak Kanyonu

-Dağıstan, Gohor Köyü

 

.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?