USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bir medeniyet hareketi: Ahilik ve Bacıyan-ı Rum (3)

Bir medeniyet hareketi: Ahilik ve Bacıyan-ı Rum (3)
28-10-2025

BİR MEDENİYET HAREKETİ: AHÎLİK VE BÂCIYAN-I RÛM (3)

Daha önceki iki yazımızda olduğu gibi bu yazımızda da Bâcıyan-ı Rûm’u anlatmaya devam edelim.

Selçuklular döneminde Kayseri, Anadolu’nun en önemli ilim, sanat ve ticaret merkezlerinden biriydi. Anadolu’nun ortasında yer alması sebebiyle doğudan batıya, kuzeyden güneye uzanan yolların kesiştiği stratejik bir konumdaydı. O dönemde dünyaca ünlü “Yabanlu Pazarı” adıyla bilinen milletlerarası pazar, Kayseri yakınlarındaki Pazarören bölgesinde kuruluyordu. Bu pazar, senenin belirli bir döneminde yapılır; Bizans, Kırım, Suriye ve İran’dan tüccarlar buraya gelirlerdi.

Ancak Moğollar, Kayseri’yi işgal ettiklerinde, özellikle Ahîler ve Bacıların ev ve iş yerlerini, hatta lüks konaklarını yağmalayıp tahrip ettiler. Ahî ve Bacılara ait sanayi siteleri de bu dönemde yakılıp yıkıldı. Bu acı yenilgiden sonra Kayseri’deki Ahî ve Bacıların büyük ölçüde imha edildikleri, teşkilatlarının dağıldığı anlaşılmaktadır. Tarih boyunca da Kayseri’deki kadar güçlü bir teşkilatlanma yeniden mümkün olmamıştır.

Bu olaylardan sonra Ahî Evren, yaklaşık on yıl boyunca Ahî teşkilatını yeniden toparlamaya çalıştı. Ancak ülkede taht kavgaları başlayınca Moğollar tekrar Anadolu’ya geldiler ve Ahîler, onlara karşı mücadeleye devam ettiler. Bu uygulamalara tepki olarak Kırşehir, Aksaray, Ankara, Çankırı, Denizli, Karaman ve Uc bölgelerinde ayaklanmalar başladı. Bu isyanları bastırmak için Mevlânâ’nın müridi Nûrüddin Caca görevlendirildi. Sonuçta birçok Ahî ve Bacı, Uc bölgelerine göç ederek faaliyetlerini buralarda sürdürdüler.

Türk kadınlarının el sanatları çok çeşitlidir: çadırcılık, keçecilik, boyacılık, halı ve kilim dokumacılığı, oya ve dantel yapımı, nakışçılık, kumaş üretimi ve elbise dikimi bunların başlıcalarıdır. Bacılar, özellikle örgücülük ve dokumacılık alanlarında büyük başarı göstermişlerdir.
Yeniçerilerin başlıkları olan “Ak Börk”ün (bükme elif taç) Bacılar tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Bacıların ürettikleri arasında çeşitli giysiler de yer almıştır.

1243 yılında Moğollar, Kayseri’yi kuşattıklarında, Bacı örgütü mensupları şehrin savunmasında teşkilat olarak fiilen savaşmışlardır. Rivayete göre, dul kadınlar ve oğullarından oluşan yaklaşık otuz bin kişilik silahlı bir kadın gücü bulunmaktaydı. Bu durum, Bacı teşkilatının sadece ekonomik ve sosyal değil, askerî anlamda da etkin bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir.

Bacıların en bilinen görevlerinden biri de Ahî tekkeleri ve zaviyelerinde misafir edilenlerin barındırılması ve ağırlanmasıydı.

Hacı Bektaş-ı Velî, Anadolu’ya geldiğinde, onun gelişini duyuran ve gelenleri karşılayanlar arasında Fatma Bacı da bulunuyordu. Seyyah İbn Battûta, Seyahatnâme'sinde Anadolu’nun birçok yerinde Ahîlerin misafirperverliğine tanık olduğunu, misafirhanelerdeki hizmetlerin çoğunun Türkmen kadınları tarafından yürütüldüğünü ifade eder. Bu misafirhanelerin iaşe ve ibatesi, yani yeme–içme ve barınma hizmetleri, kadınlar tarafından sağlanırdı.

Fatma Bacı’nın da kimsesizleri ve yoksulları barındırdığı; kızlarla birlikte imece usulüyle bu tür işleri yürüttüğü rivayet edilir. Babası Evhadüddin Kirmanî’nin Velayetnâme'sinde, çevresindekilere şu tavsiyede bulunduğu aktarılır:
“Yolcu ve kimsesizleri ağırlayın, onları yedirip içirin; yoksulların temizliğine ve ihtiyaçlarına özen gösterin.”
Bacılar, dini ve tasavvufi faaliyetlerini de tarikat disiplini ve manevî yöntemler içinde sürdürmüşlerdir. Evhadüddin Kirmanî’nin, kadınların eğitimine büyük önem verdiği de bilinmektedir.

Ahîlik teşkilatının iki ana kolundan biri olan Bâcıyan-ı Rûm, yani Anadolu Bacıları, İslam medeniyetinin en belirgin özellikleri olan yardımlaşma, misafirperverlik ve üretkenlik anlayışının temel taşlarındandır. Bugün Anadolu’nun birçok yerinde, Ahîliğe ait pek çok gelenek Anadolu anneleri tarafından hâlâ yaşatılmaktadır.

Bâcıyan-ı Rûm, İslam dininin kadınlara verdiği değerin ve toplumdaki aktif rollerinin en güzel göstergelerindendir.

Ahîce kalınız…

.

Hikmet Kara, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?