Putin, “Avrupa'ya açılan pencere”den Batı'ya mesajlar verdi
MOSKOVA
St. Petersburg. Sadece Rusya'nın değil dünyanın da en güzel ve en çekici kentlerinden biri… 1703 yılında Çar 1. Pyotr (Petro) tarafından kurulan St. Petersburg, Rusya'nın Avrupa'ya açılan penceresi. Baltık Denizi'nin kıyısında, Rusya'nın Finlandiya sınırında.
Geçtiğimiz günlerde kentte (18 - 21 Haziran) 28. St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIEF) yapıldı. Foruma (her yıl olduğu gibi) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de katıldı. Bu arada Putin bu kentte doğdu, gençlik yılları burada geçti, burada çalıştı.
Forum kapsamında katıldığı önemli oturum ve görüşmelerde Putin, dünyaya ciddi mesajlar verdi.
Örneğin; Ukrayna konusunda...
Bu arada, Türkiye'den bana sık sık sorulan “Rusya, Ukrayna'da ne yapmayı planlıyor?” sorusuna da bu aşağıdaki cümleleri analiz ederek yanıt bulabilirsiniz. Dikkatlice göz atarsanız eğer...
Öncelikle, Putin, açıklamasında, Ukrayna'nın Rusya topraklarına yönelik “kirli bomba” kullanması ihtimaline verecekleri karşılığın “felaket” olacağını belirterek, “Ukrayna'nın Rusya'ya karşı kirli bomba kullanma olasılığı, neonazilerin son hatası olur” uyarısında bulundu.
İkincisi; Putin, Batı'nın yüzünden 2022 yılında İstanbul'da yapılan Rusya-Ukrayna görüşmelerinin engellendiğine işaret ederek özellikle İngiltere ve Amerika'yı suçladı. Putin, Ukrayna'daki mevcut durumun bir trajedi olduğunu ve bunun sorumluluğunu Batılı ülkelerin taşıdığını kaydetti. Putin'in açıklamasına göre, Rusya her zaman askeri harekatın sonlandırılması gerektiğini savundu ve Kiev'e çatışmanın her aşamasında müzakerelere geçmeyi teklif etti.
Peki bundan sonra Ukrayna konusunda Rusya neler yapmayı planlıyor?
Putin, forumda bazen açık şekilde bazen üstü kapalı şekilde Batı'ya mesajını verdi. Putin, “Ukrayna'nın tamamı bizimdir” dedi. Rusya lideri, Ukrayna'nın tüm topraklarını “Rus dünyasının bir parçası” olarak gördüğünü söyledi.
Putin, aynı zamanda Ukraynalıların egemenlik hakkına hiçbir zaman meydan okumadıklarını da vurguladı. Putin, “Rus ve Ukrayna halklarını tek olarak görüyorum, bu anlamda tüm Ukrayna bizimdir. Ancak Ukrayna halkının egemenlik hakkını hiçbir zaman sorgulamadık. Ukrayna'nın bağımsızlığını kazanmasının gerekçeleri 1991 bildirgesinde açıklanmıştır” diye vurguladı.
Putin konuşmasında, “Bu bir atasözü ya da benzetme değil, eski bir kural; Rus askerinin ayak bastığı yer bizimdir” cümlesini vurguladı.
Önemle hatırlatmak istiyorum: Geçen yıl ABD’li gazeteci Tucker Carlson'a verdiği mülakatta da Putin, pek çok Ukraynalının kendisini hâlâ Rus gibi hissettiğini ve şu anda yaşananların bir dereceye kadar iç savaş unsuru olduğunu önemle vurgulamıştı. Putin, örnek olarak, savaş alanında kuşatılan Ukrayna ordusunun “Ruslar teslim olmaz” diyerek Rus askerlerine teslim olmayı reddettiği çatışma olayını da göstermişti. Putin o olayı şöyle anlatmıştı: “Askerlerimiz onlara bağırıyor: ‘Hiç şansınız yok, teslim olunuz!’ ‘Çıkın dışarı, yaşayacaksınız, teslim olunuz!’ Ve aniden onlar Rusça, güzel Rusça bağırıyorlar: ‘Ruslar teslim olmaz!’. Onların hepsi hayatını kaybetti... Hala kendilerini Rus hissediyorlar..."
Putin, röportajın son cümlesinde Ukrayna ve Rusya'nın kardeş halk olduğu mesajını önemle vurgulamıştı. Putin, Ukrayna'nın Nazi ideolojisinden kurtulması ve Batı'nın sinsi oyunlarına alet olmaması mesajında bulunmuştu.
Özetle; Putin, St. Petersburg forumunda, “Avrupa'ya açılan pencere"den Batı'ya, “Ukrayna'nın tümü bizim!.. Gideceğimiz yere kadar gideceğiz” mesajını verdi.
.
Fuad Safarov, dikGAZETE.com
.