USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Kitlesel manipülasyonun evrensel tarihi

Kitlesel manipülasyonun evrensel tarihi
20-10-2025

KİTLESEL MANİPÜLASYONUN EVRENSEL TARİHİ

Edward Bernays: Propagandadan Halkla İlişkilere...

1929 yılında American Tobacco, kadınların sigara içmesini 'özgürlük' olarak pazarlayarak tarihin en sinsi kitlesel manipülasyonlarından birini başlatır. O dönemde kadınların sigara içmesi hoş karşılanmamakta, ayıp sayılmaktadır. Hatta birçok şehirde kamusal alanda içmeleri yasaklanmıştır. New York şehri de bunlardan biridir. American Tobacco, bu fikri uygulamaya koymak için o dönemin en iyi propagandacısı olarak ün yapmış olan Edward Bernays ile anlaşma yapar. Edward Bernays, bu anlaşma sonucunda elde ettiği başarı ile tarihe geçer çünkü 20. yüzyılın en ilginç kitlesel manipülasyonlarından birine imza atar. Kendisi zaten ünlü Yahudi psikanalist Sigmund Freud’un yeğenidir. Propaganda çalışmalarında dayısının öğretilerini uygulamaktadır. Propaganda kelimesini, çalışmalarını daha kabul edilebilir hale getirmek için Halkla İlişkiler olarak değiştirir. Böylece bu kavram da literatüre ilk kez onun sayesinde girmiş olur.

'Özgürlük Meşalesi': Kadınların sigara ile tanışması…

Edward Bernays yaptığı araştırmalar ve görüşmelerden sonra kadınların sigara içmesini sağlamanın ve sigara satışlarını ikiye katlamanın çözümünü bulur: “Özgürlük Kavramı”.

Bu çözüm belki de şeytanın, “bu kadarını ben bile düşünemezdim” diyeceği türdendir. Çünkü kadınlar, sigara içememektedirler, dolayısı ile özgür sayılamazlar. Erkek egemen toplumun tutucu gelenekleri altında ezilmektedirler. Dolayısı ile sigara, kadınların Özgürlük Meşalesi olacaktır.

Bernays, operasyonu başlatmak için 1929 yılı Paskalya törenlerini seçer. Bir grup kadını ve fotoğrafçıyı gösteri için kiralar. Kadınlar geçit esnasında sigaralarını çıkarıp yakacaklar, fotoğrafçılar da onları fotoğraflayacaktır. Ertesi gün şu manşetler atılmıştır:

“Kadınlar tabulara karşı özgürlük meşalelerini yaktı!”

Bu çok başarılı kampanya, sonuçlarını kısa sürede gösterir ve sigara içen kadınların oranı yüzde 100 artar. Buna itirazı olanlar kolayca susturulur çünkü artık kadınların sigara içmesine karşı olmakla kadın haklarına karşı olmak aynı şey demektir.

Bu başarıda gazetelerin payı elbette çok büyüktür. “Özgürlük Meşaleleri” başlıklı manşetlerin ve reklamların ardı arkası kesilmez. Bütün sigara şirketleri, gazeteleri ihya edecek reklamlar verirler. Bir reklamda kadınlara “Kendine Güven” başlıkları ile seslenirler, diğer bazı reklamlarda tanınmış bilim adamları, sigara markalarından birini tavsiye eder. Bu reklama katılanlar arasında diş hekimleri ve ünlü feministler de vardır. “Yok artık” dedirten reklam ise Marlboro’ya aittir:

“Hamile kadınlara da özgürlük. Anne de bebek de memnun.”

İhtiyaç kültüründen arzu kültürüne geçiş…

Bunun dışında, kadın dergilerini daha çok satmak ve dergide reklamını yapacakları ürünlerin satışını arttırmak için de bir kampanya yapılır. Filmlerde dergi okuyan kadınların elit ve kültürlü kadınlar olduğu işlenir. Dergilerde yayınlanan ürünlerin ihtiyaç olmasa da sırf arzulandığı için ve elit olmak için alınması gerektiği zihinlere işlenir. Arzuladığın nesneyi satın al!.. dayatması etkili olur. Toplum, ihtiyaç kültüründen arzu kültürüne geçiş yapmaya ikna edilir.

Guatemala: Bir ‘Muz Cumhuriyeti'nin çöküşü!..

-Edward Bernays

Edward Bernays daha sonraki yıllarda CIA için çalışmaya başlar. 1954’de Birleşik Devletler istihbarat birimi olan CIA tarafından planlanan Guatemala devleti hükümetinin devrilmesinde yaptığı zekice propagandalarda CIA’nın güvenini ve itibarını kazanır. Guatemala uzun süre “Muz Cumhuriyeti” olarak anılmıştır çünkü devlet, rüşvet karşılığı bir meyve şirketine muz sağlamaktadır. Rüşvet ve yolsuzluğa düşen bu hükûmet sonunda devrilir ve Albay Jacobo Arbenz Guzman başkanlık koltuğuna oturur. Hemen bir toprak reformuna girişir. Fakat toprak reformu, bu meyve şirketinin gelirlerini tehdit ettiği için CIA ile birlikte çalışan Bernays, köylü halkı ve ülkeyi kalkındıracak olan ve aslı ABD’den gelen kapitalist toprak reformunu uygulamak isteyen Başkan Guzman‘ı kamuoyunda “komünist” olduğuna inandırır ve sonuç olarak halk destekli bir cunta darbesi gerçekleştirilir. Guzman başkanlıktan indirilir ve ülke uzun yıllar süren politik karışıklığa ve kaosa sürüklenir.

Kendisi de bir Yahudi olan Amerikalı Diplomat Henry Kissenger,Sigara = Özgürlük” kampanyasındaki ve Guatemala’da olduğu gibi sonrasında daha birçok ülkede düzenledikleri darbelerdeki bu başarıları şu cümleler ile taçlandırır:

"Bir şeyin gerçek olması pek o kadar da önemli değildir; fakat gerçek olarak algılanması çok önemlidir."

TÜİK’in yaptığı 2022 sağlık araştırmasına göre, Türkiye'de kadınlarda sigara içme oranı son 10 yılda yüzde 40'a ve özellikle 15-24 yaş aralığında yüzde 90'a kadar çıkmış. Evet yanlış okumadınız; gençlerde kullanım oranı yüzde 90.

Kadınlar arasında sigara içenlerin sayısı erkeklerden daha fazla artarak ikiye katlanmış. Anadolu Ajansının 09.02.2025 tarihli bir haberine göre Türkiye’de 18 yaşın üstünde yaklaşık 19 milyon kişi sigara kullanıyor. 18 yaşın altındakilerle rakam daha da yükseliyor. Hastanelerin dolup taşmasından ve ilaç satışlarının artmasından nemalanan tarafların bu durumdan çok memnun olduğuna şüphe yok.

Sahiden de sokaklarda ve açık alanlarda ve hatta yürürken bile sigara içen kadınlarımızın ve genç kızlarımızın sayısında gözle görülür bir artış var. Erkeklere de yakışmıyor elbette fakat kadınları bu halde görmek insanı daha da üzüyor. Çünkü onlar merhametin, güzelliğin, sevginin, şefkatin ve zarafetin sembolü… Eskiden ağzı “sigaralı ve küfürlü” bir kadın kötü ahlakın sembolüydü. Bugün bizde de sigara içmek ve küfürlü konuşmak kadının özgürlük meşaleleri olarak algılanıyor.

İnsanlık tarihi, kitlesel manipülasyon örnekleri ile dolu. Sadece son yüzyıla baktığımızda bile örneklerin sayısı epeyce fazla. “SİGARA İÇMEK KADININ ÖZGÜRLÜK MEŞALESİDİR” kampanyası ve “MUZ CUMHURİYETİ”ne yönelik düzenledikleri darbe çok başarılı olunca bunları örnek alarak devamında kadını da erkeği de ülkeleri de “özgürleştirme” adı altında “köleleştiren” birçok kampanyalar ve darbeler yaptıklarını zaten onlar da inkâr etmiyorlar. Üstelik son dönemde sosyal medya ve yapay zekadaki gelişmeler işlerini daha da kolaylaştırıyor.

Günümüzde manipülasyon: Özgürlük söylemleri!..

Kitlesel Manipülasyonların daha çok “Özgürlük Kavramı” kullanılarak yapılması dikkat çekiyor. Kanaatimce ülkemizde erkek-kadın ayrımı yapmadan ailede, eğitimde, ticarette ve siyasette ahlaki bir yozlaşmayı hızlandıran manipülasyonlar devam etmekte. Bunların içinde en fazla cinsel içerikli manipülasyonlar yer almakta. Cinsel yaşamda özgürlük, Cinsel tercihlerde özgürlük ve Cinsiyet seçiminde özgürlük bunların başında geliyor. Çünkü insanlığın son kalesi aile mefhumunu yıkmak asıl hedef gibi görünüyor.

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Cumhur Karasu
Cumhur Karasu 3 saat önce
Kalemine sağlık Hüseyin Bey. Okudum, büyülendim dersem diğer okurları manipüle etmiş olmam değil mi?
Nigar Özel
Nigar Özel 8 saat önce
Kapitalizmin gerçek yüzünü çok iyi anlatmışsınız tebrikler günümüz dünyasına da nekadar benzeyen olaylar yaşanmış çok şaşırtıcı
İbrahim berk
İbrahim berk 10 saat önce
Kaleminize sağlık Hüseyin hocam çok güzel bir yazı olmuş tebrikler
Mehmet
Mehmet 11 saat önce
Kaleminize sağlık Hüseyin bey
Fatih Sürmeneli
Fatih Sürmeneli 11 saat önce
Güzel bir farkındalık ve aydınlanma yaşattınız. Teşekkürler
İbrahim sancar
İbrahim sancar 12 saat önce
Elinize sağlık Hüseyin Bey.
Bülent
Bülent 12 saat önce
Kaleminize sağlık.