USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Kadim bir mesele: Kendini tanımak - bilmek ya da kişisel farkındalık

14-12-2020

İnsanoğlunu düşünsel olarak en fazla meşgul etmiş konuların başında gelir kendini tanımak. Zaman içinde kişisel farkındalık, kendini bilmek, nefsini bilmek, kendini keşfetmek, özdenetim gibi ifadelerle anlatılsa da genel ifade “KENDİNİ TANIMAK”tır. 

İlk düşünürlerden ve bilimin öncüsü olarak kabul edilen Thales, “Dünyanın en zor şeyi insanın kendini tanıması-bilmesidir” der.

Kimi düşünürlere göre mutluluğun ilk kanunu, kimine göre bilgeliğin başlangıcı, kimine göre ise evrenin sırrı olarak tanımlanmıştır. 

Elbette hepsi çok kıymetli düşünürler ve çok kıymetli ifadeler. Fakat insan sadece, “Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır” diyen Yunus Emre’ye ve kaleme aldığı eserleriyle edebiyatımızda ve düşünce dünyamızda çok önemli bir yere sahip olan yazar, çevirmen ve mütefekkir Cemil Meriç’in “Kendini tanımak marifetlerin marifeti” sözüne kulak verilse, konunun öneminin kavranması için yetecektir kanaatindeyim.

İnovatif-yenilikçi düşüncenin büyülü kelimelerinden biridir “tanımak” kelimesi, birçok kapıyı açan anahtar hükmündedir. 

İnsanın başta kendisini, kişilik özelliklerini, zaaflarını, yeteneklerini, gelişmiş yönlerini, gelişmeye açık yönlerini bilmesi, bunun yanında bir şekilde yaşamını paylaştığı, eş-dost arkadaş ve yakınlarını da aynı şekilde “tanıması”, onun daha sağlıklı, mutlu ve başarılı olmasında anahtar bir rol oynar. 

Ebeveyn, eğitmen, öğrenci, çalışan, işletmeci, memur ya da yönetici, işi, mesleği, konumu ne olursa olsun, her insanın, kendini, yer aldığı çevreyi, zaman ve emek harcadığı konuyu çok iyi bilmesi gerekiyor.

Örnek vermek gerekirse; Pazarlama ve/veya Satışçının kendini “tanıması”, sattığı ürünü, müşteri kitlesini ve çalıştığı kurumu “tanıması” onun işinde başarılı olmasını kaçınılmaz kılacaktır.

Okulda, ailede, kamu ya da özel işletmelerde, herhangi bir ekipte yöneticilik ve liderlik yapan birinin başarılı olabilmek için, kendisini, yönetimi altındaki kişileri, kurumunu ve üretilen iş ya da ürünleri çok iyi tanıması gerekiyor.

Asıl değinmek istediğim konu; kendini tanımadığı için yeteneklerinin ve potansiyelinin farkına varamayan ve bu nedenle, neredeyse bir ömür sevmediği işlerde, ortamlarda ya da sevmediği kişilerle çalışmak durumunda kalan insanların oranının yüzde 93 gibi üzücü bir çoğunlukta olması. Dolayısı ile bunların işlerinde, mesleklerinde idealist olmaları mümkün olmuyor.

Kıdemli bir eğitimci olan Profesör Ken Robinson, insanların büyük bölümünün yeteneksiz olduğu fikrine karşı çıkıyor ve araştırmalarının sonuçlarını şu çarpıcı cümle ile ortaya koyuyor:

“Yetenekler doğal kaynaklar gibidir, onları çıkartmak için çok sistemli çabalar gerekir.”

Ayrıca öğretmenliğin, bilgi aktarma sistemi değil sanat olması gerektiğini söyleyerek eğitim konusuna çok inovatif bir yaklaşım getiriyor.

Ken Robinson’ın “ted.com" adresinde süreleri 3, 8, 18 dakika uzunluğunda birbirinden ilginç konuşmaları var.

TED” (Technology, Education, Design) isimli kuruluş, Türkiye dahil dünyanın dört bir yanında birbirinden ilginç konuşmalar organize ediyor. Binlerce konuşma bulunan TED internet sitesinde, konuşmaların birçoğunu Türkçe altyazılı olarak izlemek de mümkün. 

Çocuğun yetişmesinde katkısı olan, başta ebeveynler olmak üzere tüm eğitmenlerin onun yeteneklerini ortaya çıkarmasına yardımcı olarak, KENDİNİ TANIMASINA yönelik eğitim sürecinde yenilikçi düşünce tekniklerini uygulamaları çok faydalı olacaktır. 

Farklı bakmasının, farklı görmesinin, hata yapmasının, saçmalamasının, eski köye yeni adet getirmesinin, hayallerinin ve tutkularının peşine düşmesinin desteklenmesi gerekmektedir. 

Bu destek, utanç duygusunu yenmesini sağlar ve cesaretini arttırır. Yeteneklerini keşfetmiş ve performansı ile fark oluşturmuş bir yetişkin olması kişisel markasını oluşturmasını sağlar. Böylece daha mutlu ve daha tatmin edici bir yaşantıya kavuşur.

Aksi takdirde hem işini sevmeyen hem sadece ticari amaç güden doktor, öğretmen, avukat,  mühendis, bürokrat olarak “mutsuzlar”ın sayısını arttırmaktan öteye varamayacak ve ülkenin gelişimine de yeterli katma değer sağlayamayacaktır.

Kendisini tanıyan ve keşfettiği yetenekleri doğrultusunda hayalindeki işi yapan insanlar, büyük başarılara imza atıyorlar.

Ülkesine, milletine ve insanlığa büyük bir katma değer sağlıyorlar. Çünkü onlar yaptıkları işlerde, hem beyinlerini hem de kalplerini daha büyük bir oranda kullanabiliyorlar. 

Her konuda öyle değil midir?

Güzel sonuçlanan bir iş için “sevgisini katmış” deriz.

Bir işi severek yapmak, beyin ve kalbin kullanım oranını arttırıyor.

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Emre Şahin
Emre Şahin 3 yıl önce
Bizi aydınlattığınız için teşekkürler Hüseyin Bey
Özgür Arabacı
Özgür Arabacı 3 yıl önce
2 de 2 bu yazıyı da beğendim ???? devamını bekliyoruz ( ben ve süper egom). Burdan TED - Ken Robinson’a geçiş yapıyorum bunun için de ayrıca teşekkürler .
Özgür Arabacı
Özgür Arabacı 3 yıl önce
2 de 2 bu yazıyı da beğendim ???? devamını bekliyoruz ( ben ve süper egom). Burdan TED - Ken Robinson’a geçiş yapıyorum bunun için de ayrıca teşekkürler .
Özgür Arabacı
Özgür Arabacı 3 yıl önce
2 de 2 bu yazıyı da beğendim ???? devamını bekliyoruz ( ben ve süper egom). Burdan TED - Ken Robinson’a geçiş yapıyorum bunun için de ayrıca teşekkürler .
Çınaloğlu
Çınaloğlu 3 yıl önce
Hem kaleminize hem de size maşAllah
ÖZGÜR
ÖZGÜR 3 yıl önce
Elinize sağlık, samimiyet varsa başarı da gelir muhakkak.
Bır Dost
Bır Dost 3 yıl önce
Üstad güzel bir konuya değinmis. Olması gereken. Ama maalesef kazın ayağı öyle degil. Biz, daha çok ebeveynlerimiz, tüm yasantımizı yapacağımız daha cok gelir getirici mesleğe göre belirliyor. Hangimiz kucukken hayal ettigi isi yapiyor? Zaten öyle bir dayatma icerisinde yasiyoruz ki,bu sistemin dışına çıkabilene askolsun, helâl olsun. Bunu basarabilmek icin de once şu çok para kazanma gayesini bir tarafa koyalım. Yaradanimiz rizkimizi vermis zaten. Oyleyse bu kosusturma bu caba neden? Demem o dur ki, az, öz ama mutlu. Hislerime tercuman oldugu icin yazarı tebrik ediyorum.
Nuh
Nuh 3 yıl önce
Böyle bir problemimiz olduğunu biliyordum ancak %93 gibi bir oran beklemiyordum. Aynaya daha mı dikkatli baksak :)
Özkan
Özkan 3 yıl önce
Oldukca fazla kaynaktan yararlanılmış faydalı bir yazı.
Musa Ak.
Musa Ak. 3 yıl önce
İnsan kendini bilse, görse, duysa ve inansa Allah cc bulur.
Demirkan
Demirkan 3 yıl önce
Bu yazıda kendimizi tanımak adına güzel bir kapı aralamış yazar. E bize de içeriye girmek kalıyor. Ben kendi adıma yıllar önce kariyerimde verdiğim kararın ne kadar doğru olduğunu anladım. Teşekkürler.
Kadir Yavaş
Kadir Yavaş 3 yıl önce
Bu sanırım yüzyılların sorunsalı ... kimine göre istedim yaptırmadılar , oldurmadılar ; kimine göre mukadderat ...
Gökhan İN
Gökhan İN 3 yıl önce
Kaleminize yüreğinize sağlık,Çok güzel bir konuya deyinmişsiniz..
RHadsn Basri Canca
RHadsn Basri Canca 3 yıl önce
Sayın yazar... Yazınızı okudum. Kendini tanıma ve kişinin özgün özelliklerini ortaya çıkarmasının önemine değindiniz. Kadim bilgeliğin keşfi için çıkılan yolda araştırmacının karşısına çıkan delphi tapınağında yazan KENDİNİ TANI dur. Yazınızda bu temel konuya değinmeniz sizin, bilgi ve bilgeliğe karşı duyarlılığınızı gösterir. Bhenzer yazılarınızla milletimize vereceğiniz katkılardan dolayı şimdide teşekkür eder başarılar dilerim. Sevgiler selamlar. H. Basri Canca
Mehmet Zeki aktaş
Mehmet Zeki aktaş 3 yıl önce
kişisel markası olmak büyük söz
Osman Oğuz
Osman Oğuz 3 yıl önce
Makale çok iyi. Tebrik ederim.
Rahmi
Rahmi 3 yıl önce
Biz galiba kendimizi tanımadığımız gibi, tanımak için çaba da göstermiyoruz. Sıradan beklentileri karşılamak için sıradan hedefler belirliyoruz. Yoksa oran bu kadar (% 93) yüksek olmazdı.
Cevdet Eriş
Cevdet Eriş 3 yıl önce
Hüseyin bey çok önemli bir hususu işlemişsin. Tebrik ediyorum. Bediüzzaman hazretleri insanı tarifi, "İnsan, şu kâinatın hakaiklerine bir vâhid-i kıyasîdir, bir fihristedir, bir mikyastır ve bir mizandır. Meselâ: Kâinatta Levh-i Mahfuz'un gayet kat'î bir delil-i vücudu ve bir nümunesi, insandaki kuvve-i hâfızadır ve âlem-i misalin vücuduna kat'î delil ve nümune, kuvve-i hayaliyedir ve kâinattaki ruhanîlerin bir delil-i vücudu ve nümunesi, insandaki kuvvelerdir ve latifelerdir ve hakeza...” (Lem’alar, Otuzuncu Lem’a)
Eyyüp Yılmaz
Eyyüp Yılmaz 3 yıl önce
Tebrik eder, bunun gibi muhtevası güzel yazılarınızın devamını dilerim..
Burhan
Burhan 3 yıl önce
Tebrikler, çok değerli görüşler ve doyurucu bilgi için
Veysel EKİNCİ
Veysel EKİNCİ 3 yıl önce
Madem yorum istediniz; birkaç görüşümü belirtebilirim izninizle. Konunun ana teması ile giriş bölümleri sanki biraz farklı konular gibi geldi. Ana tema; giriş bölümünün içerisinde bir bölümdür. Girişte, insanın ne olduğu, okunması gerektiği, aslında varlık ve yokluk aleminin bir prototipi olduğu; daha doğrusu yaratıcıya götüren bir parça olduğu izah edilmeye çalışılmıştır. Genelde ise, her insanda farklı kabiliyetler, yetenekler, güçler olduğu, bunların bir şekilde ortaya çıkartılması gerektigi irdelenmiş. Kabiliyetler keşfedildikten sonra, geliştirilebilir, yönlendirilebilir. Allah'a karşı en kaliteli ibadet ihsan sıfatıyla olandır. Yani sevgiyle, isteyerek, severek yapılandır. Yetenekler dışında bir alanda kendini zorlamak, başarısızlık getirir. Şu da bir gerçek ki, insan muazzam bir alem, bu alemin içerisinde sayısız birimler vardır. Keşfedildikce gayretler içerisinde kalıyoruz. Bir örnekle bitirmek istiyorum. Hz Ali zorda kaldığında, kırk kişinin kaldırabileceği Hayber Kalesi'nin kapısını tek başına kaldırıp kalkan olarak kullanmıştır. Yani insanda açıklanamamış nice kuvvetler vardır. ( Not; Müdürüm, haddimizi aştıysak affola. İnşAllah yorum yapmak adına yapmamışızdır bu yorumları. Güzel ve edebi bir yazı. Elinize sağlık).
Kadri Gülkökü
Kadri Gülkökü 3 yıl önce
Kesinlikle katılıyorum her şey insanın kendisini tanımasıyla başlıyor. Çok güzel yazmışsınız ellerine sağlık.
Ercan
Ercan 3 yıl önce
????????????
İbrahim Sancar
İbrahim Sancar 3 yıl önce
Kaleminize sağlık
İrem
İrem 3 yıl önce
Kendini tanımak konusu ustaca ele alınmış olup bu konuda hiçbir şey bilmeyenlere bile kendini tanımayı aşılayacak nitelikte bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık, devamını bekliyoruz...
Eyüp Özcan
Eyüp Özcan 3 yıl önce
Hayatınızın en önemli 2 günü; doğduğunuz gün ve neden doğduğunuzu anladığınız gündür.. Kaleminize, emeğinize sağlık
Özlem KALAY
Özlem KALAY 3 yıl önce
Her şey insanın kendisini tanımasıyla başlar kendine verdiği değer ile şekillenir. Kendini seven ve değer veren herkese yazınızın ışık tutması ümidiyle sevgiler ????
Ayla karasu
Ayla karasu 3 yıl önce
Kişi kendini tanırsa yaptığı işi severse severek yaparsa çevresini de kendini de mutlu eder.yazılarınızı severek takip ediyorum.kaleminize sağlık
Uğur
Uğur 3 yıl önce
Çok doğru ve kişiye değer katacak bir çaba kendini tanıma. Ama malesef güzel ülkemde insanlar genelde kendini tanımak ve geliştirmek yerine karşısındakinin eksik yönlerini onu yermek ve düşürmek amacıyla bulma çabasında. Güzel bir yazı elinize sağlık. Umarım okuyanların kendini tanıma çabasına vesile olur.
Nurullah Şahin
Nurullah Şahin 3 yıl önce
Kesinlikle kendini tanıyan ve doğru tanıtabilen insan sürprizlerle karşılaşmıyor. Doğru yönde ve doğru adımla ilerleyebiliyor. Tebrikler devamını bekliyoruz.
Haktan
Haktan 3 yıl önce
Guzel aydinlatici ve bilgi verici bir makale olmus. Tesekkurler
Ayşe Naz
Ayşe Naz 3 yıl önce
Emeğinize , düşüncelerinize sağlık. Çok yararlı bir yazı olmuş.
Zeynep
Zeynep 3 yıl önce
Bir insanın sevdiği işi yapmasının önemini çok hoş vurgulamışsınız
Dilara Güneş
Dilara Güneş 3 yıl önce
????????????
Aykut Çay
Aykut Çay 3 yıl önce
Faydalı bir yazı diğer yazılarınızı bekliyoruz
Bedirhan Bedir
Bedirhan Bedir 3 yıl önce
Robert frost Tek yol, doğru yoldur. Tebrikler çok başarılı
Sami Ayd....
Sami Ayd.... 3 yıl önce
Gerçekleri tekrar hatırlattınız, teşekkürler
Mürsel Çalışkan
Mürsel Çalışkan 3 yıl önce
Beğendim çok güzel yazmışsın kalemine sağlık
Yakup Aydoğar
Yakup Aydoğar 3 yıl önce
Önemli bir konuya değinmişsiniz devamını bekliyoruz teşekkürler
Semanur Aydoğar
Semanur Aydoğar 3 yıl önce
Faydalı bir yazı olmuş, tebrikler
Sevinç Aydoğar Bedir
Sevinç Aydoğar Bedir 3 yıl önce
Yararlı bir yazı, taşekkürler. Seveceğin bir iş seçersen, yaşamında bir gün bile çalışmış olmazsın. ( confucius)
Hatice
Hatice 3 yıl önce
Çok güzel bir yazı olmuş. Devamını bekliyoruz. Ellerinize sağlık :)
Hatice
Hatice 3 yıl önce
Aydoğar
FİKRET GÜNEŞ
FİKRET GÜNEŞ 3 yıl önce
Kalemine sağlık mirim ne güzel anlatmışsın olmayanı inş. Bir gün olmayanı oldurabilmek dileğiyle yazmaya devam
Bilal Yusuf
Bilal Yusuf 3 yıl önce
Hüseyin Bey çok ciddi bir konuyu ele almış, yaptığı işte en iyi olan ve iş ahlakı gelişmiş kişileri; kendini tanımış ve keşfetmeye devam eden kişiler olarak tanımlayabiliriz. Yazıların devamını bekliyoruz inşAllah.
Süleyman kocapınar
Süleyman kocapınar 3 yıl önce
Yazarın bahsettiği konulardaki görüşlerine akıl baliğ bir insanın katılmaması mümkün değil.çok faydalı bir yazı.tebrik ederim
Sevgi
Sevgi 3 yıl önce
"Kendini tanımak bilgeliğin başlangıcıdır. Evrenin sırrı kendini tanımada yatar. ”Jiddu Krishnamurti
Filiz TEMİR
Filiz TEMİR 3 yıl önce
‘ Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekanın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek. ‘ diyor CEMİL MERİÇ bir yazısında. Hayatı yani kendimizi bilmeden geçip gidiyoruz bu dünyadan.