Donald Trump’ın, 50. Gün şantajı
MOSKOVA
Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü özel askeri operasyon, Rus ordusunun ilerleyişi ve Rusya’ya terör saldırısı düzenlenen stratejik merkezlere tam isabetli füze atışlarıyla sürüyor.
Kiev rejimi, yaptığı açıklamalarla çaresizliğini dile getirirken batılılardan yardım dilenmeye devam ediyor. Avrupa ülkeleri ise Ukrayna’da ki çatışmanın sürmesinden yana. Onlara göre Rusya tüm Avrupa’yı hedef alacak.
Elbette bu batılıların paranoyasından başka bir şey değil. Batılıların her dönem Rusya’ya tehditler oluşturduğunu ne zaman unuttuk?
90’lı yılların sonlarında Kafkasya’daki çatışmalarda da batılıların Rusya’ya karşı özellikle ‘İslami cihat’ amacı yürüten terör gruplarına destek verdiğini hatırlatmakta fayda var. 2000’li yılların ortalarında ise Ukrayna ve Gürcistan gibi ülkelerde ‘renkli devrimler’i körükleyen batılılar, nasıl olur da Rusları kendilerine tehdit olarak görür?
Asıl tehdit Rusya’ya karşı batılılardı.
NATO, Rus sınırlarına kadar ilerleyerek uluslararası anlaşmaları ihlal eden taraftı.
Rus ordusunun Ukrayna’da başlattığı özel askeri operasyonların en başından beri batılı ülkeler, açık şekilde Kiev rejimini destekledi, ağır zırhlı araçlar ve öldürücü füze desteği sağladı. Ukrayna ekonomisi ayakta tutulmaya çalışıldı, özel paralı askerler Ukrayna’ya yığdırıldı.
Baştan beri başarısız olan batılılar ve Kiev rejimi son çareyi Rus kentlerine terör saldırıları düzenlemekte buldu.
Rus kentleri işgal edildi, Rusya’nın stratejik enerji tesisleri hedef alındı. Milyonlarca insanın canına kast edildi.
Donald Trump’ın ABD başkanı seçilmesinden sonra beklentiler büyüktü. Trump, Rusya ile Kiev rejimi arasında süren çatışmanın sonlanması için çaba göstereceğini söylemişti.
Başlarda bunun için açık çaba gösteren Trump, son günlerde ağız değiştirmeye başladı.
Kiev rejimi için müzakereler için Moskova’ya 50 gün süre tanıyan Trump, söz gelimi Rusya’yı tehdit etti.
Ancak Trump’ın fark etmediği bir şey var. Zaten Ruslar özellikle 2022 yılından beri ağır baskı altında. Ekonomik ambargolar, ulaşım kısıtlamaları, uluslararası diplomaside Rusları itibarsızlaştırma, enerji ve petrol alanında Rusya’nın gelirlerini engelleme, Rusya’nın batıdaki varlıklarına el koyma, terör gruplarına fiili destekler ve sayacağımız birçok şey gerçekleşti.
Trump’ın, 50 gün sonra Rusya’ya yapabileceği en büyük misilleme ancak nükleer savaş ilanı olur. Peki ABD buna hazır mı?
Elbette değil.
Ne ABD’de ne de NATO’da, Rusya’ya saldıracak cesaret ve buna dönük cesaret var. Rusya, askeri ve teknolojik yönden kendisini ispatladı.
ABD ve NATO artık Rusya’nın kolay lokma olmayacağının farkında. Bu nedenle Moskova’ya tanınan 50 günlük sürenin hiçbir karşılığı yok.
Bu süre bence Kiev rejimine tanınsın. Müzakerelerden kaçan Kiev rejimiydi, bunu unutmayalım.
Trump’ın bu amatörce çıkışları ancak batılı ülkelerin baskısından kaynaklanıyor. Muhtemelen Moskova’nın bu açıklamaları dikkate almayacağı ve bundan sonra da Trump’ın aynı şantajı Kiev’e yapacağı olasılığını da göz ardı etmemek gerekiyor.
Trump’ın aynı zamanda Kiev rejimini hala silahlandıran Avrupa ülkelerine de süre tanıması gerekiyor.
Tüm bunlar gerçekleşirse işte o zaman Trump’ın barış hayali gerçek olur.
.
Erhan Kuadzba, dikGAZETE.com
