USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Dede Efendi’yi hiç dinlediniz mi?

29-03-2021

Bilindiği gibi yazılarımızda daha mutlu, daha faydalı ve tatmin edici bir hayat için, farklı bakmanın, farklı görmenin ve yenilikçi düşünmenin önemine değinmekteyiz. Bu yüzden yazımızın başlığı sizi yanıltmasın. 

Konumuz Klasik Türk Müziği ve Dede Efendi değil. Fakat bu yazıyı yazma sebebimizin; “Ey but-i Nev Eda” ve “Yine Bir Gülnihal Aldı Bu Gönlümü” gibi daha bir çok muhteşem esere imza atmış bu dahi bestekar için yine bir başka deha; Tarih Profesörü rahmetli Halil İnalcık’ın şu sözü ile bir alakası olduğunu söyleyebiliriz:

-‘Bir kongrede ‘Türk tarihini ve Türk kültürünü anlamak için bir ölçüm var’ dedim.

Nedir o? dediler. ‘Dede Efendi’yi hiç dinlediniz mi? Zevk alır mısınız? dedim.

Unutulmaya yüz tutmuş, günümüzde fazla rağbet görmeyen, modern insanının bilgi dağarcığında yer bulamayan bazı değerleri ve bilgileri gündeme getirmek de bizim için önemli bir konu. Prof. İnalcık’ın yukarıdaki sözünden bu konu için istifade etmek istedik.

İnsanın teknoloji ile imtihanında onu zor durumda bırakan konulardan en önemlisi bilgi kirliliği olsa gerek. Hatta cahillik virüsünün yeni versiyonu, ‘çok şey bilmek’ oldu desek abartmış olmayız. Çünkü bu “çok şey”in içinde insanın aslını ve aklını muhafaza edecek bilgiler ve değerler eksik maalesef.

Bazen de bildiğini sandığı şeylerin hiç de bildiği gibi olmadığını öğreniyor insan. 

Tabii ki bunu da her bilgiyi hemen doğru kabul etmeyen, araştıran, merak duygusunu kaybetmemiş ve hayret edebilen insanlar başarabiliyor. 

Tam da bu noktada, İnalcık’ın sorusunu bir an için “Mehmet Ali Sanlıkol’u hiç dinlediniz mi?” olarak değiştiriyoruz.

Çünkü haddim olmayarak “günümüzün Dede Efendisi” diyebileceğim Mehmet Ali Sanlıkol’un hikayesi, zamanımızın gençleri tarafından bilinmeyi fazlası ile hak ediyor. 

-Mehmet Ali Sanlıkol

Mehmet Ali Sanlıkol da  bir çoğumuz gibi uzun bir dönem çok şey bildiğini sanarak yaşıyor. 

Böyle sanmakta da çok haklı. 

Üzerine titreyen, yurt dışında eğitim görmüş müzik öğretmeni piyanist bir anne ve alanında başarılı tıp doktoru bir baba  tarafından daha çok batı kaynaklı bir kültürle besleniyor. 

Türk, İslam ve Osmanlı kültüründen uzak bir atmosferde yeşeriyor dalları. 

İlk piyano derslerini  İngiltere'de The Royal School of Music Academy'de eğitim görmüş olan annesinden alıyor. Daha beş yaşında piyano konseri verebilecek düzeye geliyor. İlk, orta ve liseyi Bursa’da okuyor. Orta okulda rock müziğine, lisede caz müziğine yöneliyor. 

ABD'nin Boston kentindeki  Berklee Müzik Koleji'ne kabul edilişinin ardından kolejin ilk yılında, üç bin aday arasından  özel sınıfa seçilmesi ile birlikte çok önemli festival ve etkinliklerde konserler ve resitaller veriyor. 

15 yaşından beri bulunduğu ABD’de 2000 yılında 26 yaşında iken Boston  New England Konservatuarı'nda master çalışmasını tamamlıyor.  

Orada müzik çalışmaları yaptığı arkadaşları ile bilgisayar oyununu oynadıkları ve eğlendikleri bir akşam, arkadaşlarından birisi şaka olsun, muziplik olsun diye internetten mehter marşı çalmaya başlıyor. Genç Osman ve Estergon Kalesi marşları bir çok kez çalınıyor.

İşte Mehmet Ali Sanlıkol’un asıl hikayesi burada başlıyor.

Duyduğu müzik, onu tam anlamı ile çarpıyor. 

Bestesindeki notaların karmaşıklığı dikkatini çekiyor. 

Böyle bir beste nasıl yapılabilir, bunu kim besteleyebilir” diye sorguluyor ve şimdiye kadar duyduğu hiçbir ritme ve ezgiye benzetemiyor. 

Çok sıra dışı ve orijinal buluyor. Derin bir hayranlık hissi oluşuyor kalbinde. 

Osmanlı-Türk müziğini öğrenmeye karar veriyor. 

Doktorası için gereken üçüncü dili Osmanlıca olarak seçiyor. Mevcut konumunu ve imkanlarını bir kenara bırakarak 10 yıl boyunca kendisini bu yeni amacına adıyor. 

Tasavvuf müziği ve azınlıkların müzikleri de dahil Osmanlı’da yer alan tüm müzik dallarını araştırmakla kalmıyor, ney üflüyor, ud çalıyor ve bu müziklerde kullanılan enstrümanların çoğunu kullanmayı da başarıyor. 

Bununla da yetinmiyor mimari eserler başta olmak üzere tamamını gezerek ülkemizdeki tüm Osmanlı eserlerini inceliyor, araştırıyor. 

Osmanlı-Türk kültüründeki zenginlik, müzikte, mimaride, bilim ve sanatta ulaşılan seviye, onu her seferinde hayrete ve hayranlığa sevk ediyor. 

Bir anısında; Amasya’da Beyazıt Külliyesi’ni gezerken giriş kapısının iç yüzeyinde ve üst kısımda özellikle bakılmadan fark edilmeyen üç boyutlu dev baykuş figürünün İstanbul’daki eserler başta olmak üzere Mimar Sinan‘ın bütün eserlerinde olduğunu öğrendiğinde yaşadığı şaşkınlığı anlatıyor.

Çünkü bunu bilmek zorunda olmayan bir görevlinin uyarısı üzerine keşfettiği bu durumdan asıl bilgisi olması gereken ilgililerin bihaber olması da şaşırtıyor onu.

Çocukluğunda büyüdüğü evde ve çevresinde, tarihimizdeki bu muhteşem zenginlikten neden istifade edilmediğini sorgulamaya başlıyor ve bu açığı bir nebze de olsa kapatmak amacı ile bir vakıf kuruyor. 

10 yıl sonunda elde ettiği birikimle yaptığı, içinde tasavvufi öğeler ihtiva eden bestesi “VECD” ile 2014 yılında katıldığı “GRAMMY” müzik ödüllerinde beste dalında finale kalan 5 besteciden biri oluyor ve bu başarıya ulaşan ilk ve tek Türk bestecisi unvanını kazanıyor.

Hepimizin, özellikle tahsil hayatı devam eden gençlerimizin, tarihimizden ve kültürümüzden beslenmek konusunda örnek alması gereken bu güzel hikayenin kahramanı Prof. Mehmet Ali Sanlıkol şöyle özetliyor hikayesini:

ABD de keşfettiğim Türk Müziği ile kendi kimliğimi, sesimi buldum.

Ben soruyu yinelemek istiyorum: “Dede Efendi’yi hiç dinlediniz mi?

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Emine Akkaya
Emine Akkaya 3 yıl önce
Yarin ilk işim Mehmet Ali Sanlıkol u dinlicem.
Feridun
Feridun 3 yıl önce
Hüseyin Bey her zaman ki gibi çok değerli bir konuyu kaleme almışsınız. Türk olduğumuzu unutmadan dinimizi, özümüzü yaşadığımız müddetçe en değerli gelişimi göstereceğimizden hiç şüphem yok inşAllah ????????...
Nazan
Nazan 3 yıl önce
Türk kültürü bilimde,mnimaride,sanatta o kadar zengin ki,ben de birkez daha Türklüğümle gurur duydum.
Ozgur Arabacı
Ozgur Arabacı 3 yıl önce
Bu cehaletim bir gün beni kahrımdan öldürecek. Yazının tamamında bildiğim tek şey Amasya’da Beyazıt Külliyesindeki gizli baykuş figürü, onun da yerini yanlış biliyormuşum. Bu haftaki ödevim bu olsun. Şimdi YouTube dan iki dakka araştırıp geçiştirmek istemiyorum, her şeyi olduğu gibi bilgiyi de çok çabuk tüketir oldum. Az tadına varmam lazım “Umami” . Yazı için teşekkürler.
Özkan
Özkan 3 yıl önce
Çok güzel bir yazı okudum.Ben bu yazıdan önce Mehmet Ali Sanlıkol ismini duymamıştım. Cok değerli bir sanatçımız hakkında bilgi sahibi oldum.Teşekkür ediyorum.
Burhan doğruyol
Burhan doğruyol 3 yıl önce
Yazılar gittikçe güzelleşiyor,ufuk açıcı, yol gösterici, çarpıcı. Kaşemine sağlık sevgili dostum
Özgür
Özgür 3 yıl önce
Çok teşekkür ederim Burak Bey.
Rahmi
Rahmi 3 yıl önce
Dede efendiyi farkında olmadan da dinlemişim. Fakat Mehmet Ali Sanlıkol'dan bilgi ve ilgi kirliliği yüzünden haberdar değildim. Bilgi kaynaklarımı ve ilgi alanlarımı güncellemeliyim.
Sevgi
Sevgi 3 yıl önce
Düşündürücü yazı için teşekkürler emeğinize sağlık ...
Fatih TUNCA
Fatih TUNCA 3 yıl önce
Emeğinize sağlık
Mehmet Zeki AKTAŞ
Mehmet Zeki AKTAŞ 3 yıl önce
Böyle bir yazı nasıl yazılır tebrikler
Sinan
Sinan 3 yıl önce
Ellerinize sağlık güzel bir yazı olmuş, unuttuğumuz değerleri hatırlatan.
Yıldıray Yıldız
Yıldıray Yıldız 3 yıl önce
Biz güçlü bir ülkeyiz taşı sıksak suyunu çıkartırız yeter ki isteyelim yapamayacağımız hiç bir şey olmaz evelAllah çünkü biz Osmanlı torunlarıyız ????
Ecenur
Ecenur 3 yıl önce
Kaleminize sağlık ????????
FİKRET GÜNEŞ
FİKRET GÜNEŞ 3 yıl önce
Sayın Hüseyin Burak Uçar verdiğiniz bilgiler çok güzel lakim biz prof Mehmet Ali Sanlıkol değiliz kendi çapımızda gelişsek o bile bize güzel değilmi
Gökhan İn
Gökhan İn 3 yıl önce
Hiç bir yazınızı kaçırmam,severek takip ederim,kaleminize yüreğinize sağlık..
Cumhur Karasu
Cumhur Karasu 3 yıl önce
Cahilliğin çok şey bilmek değil, her şeyi bilmek olduğunu öğretti bana yaşadığım yıllar. Yazınızı ilgiyle okudum. Verdiğiniz örneklerle ulaştığınız sonucu da çok beğendim. Keşke demekten hiç hoşlanmam, ama keşke...
Selma Köroğlu
Selma Köroğlu 3 yıl önce
Sanırım dinlemeliyiz ve ilk fırsatta dinlicem çok teşekkürler yine farklı günümüze faydalı bir yazı olmuş emeğinize sağlık
Selda erkan
Selda erkan 3 yıl önce
Bundan yüzyıllar önce bu kadar güzel eserler yapilmisken özellikle sanat alanında, şimdi neden yapılamıyor. Bunu gerçekten merak ediyorum. İnsanlar duygularını mı yitirdi. Yoksa eğitim mi çok eksik.cok teşekkür ediyorum yine çok güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık...
Nurullah
Nurullah 3 yıl önce
Yeni yazınızda da insanın durup etrafına bakması gerektiği ve kendisinin kim olduğunu anlaması adına güzel bir örnek olmuş. Neyiz, kimiz, nereden geliyor, nereye gidiyoruz sorularını insan kendine sorması lazım gerekiyor. Geçenlerde bir konuşmasını dinlediğim Erbakan Malkoç çalışma, azim, özgüven ile bazı tanımları kafam da değiştirdi diye bilirim. İnsanın gerçekten bir hedefi olmalı ve onunla dünya da tek onun adı ilk akla gelen olmalı. Bunu geçmişimizden gelen tarih ve kültür özgüveniyle yapabilir diye düşünüyorum.Selamlar.
Nuh
Nuh 3 yıl önce
Maalesef, zenginlik içinde fakirlik çekiyoruz. Sürekli kulağımıza fısıldanan batı hayranlığı gözümüzü kör ediyor. Ne varsa yine bizde var.
Nigar Özel
Nigar Özel 3 yıl önce
Hayran olunası ve örnek alınası bir hayat günümüz insanının çok şey bilen ama hicbisey bilmeyen durumunu da çok güzel anlatmışsınız tebrikler
Özlem KALAY
Özlem KALAY 3 yıl önce
Düşündürücü bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık.
Mesut isen
Mesut isen 3 yıl önce
Dinlemedim ama en kısa sürede dinleyecegim.Hersey aslına rücu eder.