Bu haftaki pazar röportajım 5 aylık hamile olan sanatçı Petek Dinçöz Kodaloğlu ile. Bir anda hayatı nasıl değişti? Sabretti ve sonunda hayalindekilere nasıl kavuştu? Dışardan gözüken parıltılı hayatının zorlukları neler? Gelecekten neler bekliyor? Hamile olarak çektiği yeni klibinde neler yaşadı?
Samimi ve
sıcak sohbetimize Petek Dinçöz’e ekibiyle
destek veren
İbrahim Tatlıses’in sevimli
köpeği Golo da eşlik etti.
Ben daha sorulara geçmeden heyecanla anlatmaya
başlıyor Petek..
‘Eşi Benzeri Yok’ la, tek şarkıyla
müzik severlerin karşısına çıktık. Çok güzel anıları var
benim için çünkü stüdyoya karnımda çocuğumla birlikte girdim ve onunla birlikte okumalara başladım. Çok heyecanlıyım çünkü ilk
defa annelik yaşıyorum. İlk defa
böyle dev bir kadroyla çalışıyorum. İmparator
sağ olsun çok büyük destek verdi. Önceden de televizyon programında çalışmıştık Fulya Toprak ve
Eyüp Kanat ile birlikte. Böyle profesyonel bir ekibe kendimi
teslim ettiğim için
artık sırtım
yere gelmez diyorum. Aslında plan yapmayı sevmeyen bir insanım ama hayatla
ilgili bütün planlarımı şimdiden yapıyorum.
-Yeni klip çektiniz? Memnun musunuz?
Bu klip benim için çok
özel çünkü hamileyken çektiğim ve ileride çocuğuma gösterebileceğim ‘bak sen
burada karnımdaydın’ diyebileceğim bir klip.
Şahin Toprak çekti klibi, İmparator’un ekibinden. Çok da güzel oldu. Eli çok çabuk ve hızlı çektik klibi, bütün sanatçı dostlarıma
tavsiye ediyorum onunla çalışmalarını.
- Hamileyken klip çekmek zor oldu mu?
Zor oldu. Kundura fabrikasındaydı,
hava da daha soğuktu o zaman, şimdi ısındı. Topuklu ayakkabılarla, üzerimde
Tolga Çam’ın diktiği 6-7 kiloluk bir elbise, bir tanesi 15, diğeri 7 kiloluk taçlarla çekim yapmak zor oldu. Menejerim Eyüp Kanat beni çok iyi isimlerle
bir araya getirdi. Biz aslında yaptığımız işle bir
ürün olmuş oluyoruz ve bir reklam
işi bu. Bu ürünü ne
kadar iyi çıkartır ve dinleyiciye sunarsan o kadar iyi oluyor.
Çok fazla hırsları
olmayan bir insanım. Etrafımdakiler hep şaşırır. Kin tutmayan ve unutan bir insanım. Öyle
kötü bir huyum var.
- Kötü mü güzel bir huy mu o?
Pek de güzel
değil aslında, unuttukça tekrar kazık yiyorsun ve başa sarıyorsun. Ama bir temizleme döneminden geçtim.
- Senin için her şey nerede değişmeye başladı, sana yeter artık dedirten ne oldu?
Yıllar önceydi aslında. Çocuklukta yaptığım bir çok
hata oldu. 18
yaşında sahneye çıktım. Gerçekten çok
tehlikeli bir sektör. Dışarıdan bakıldığında, “ne güzel, iki tane
şarkı söyle,
dünyanın parasını kazan, git”
gibi ama öyle değil bizim sektörümüz. Hele ki yeni başlayanlar için kurtlar sofrası. Çok dikkat etmem gerekiyordu. Yaptığım hatalar
tabii ki oldu, çocukça yaptığım
açıklamalar oldu şimdi anlıyorum geriye dönüp bakınca. Kendimi, kişiliğimi, duygularımı törpülemem
gereken bir dönemden geçtim, törpüledim, huzura kavuştum, çok huzurluyum. Eskiden dert ettiğim şeylere gülüyorum ne kadar boş şeylermiş diyorum.
- Çocukluk hayallerin nelerdi?
Mesela çocukken
motosikletli yunus olmak isterdim. Sonra
öğretmen olmak istiyordum. Hiçbir
zaman aklıma sahnelere çıkacağım gelmezdi. Ama türk filmlerini çok severdim ve kendimi o filmlerin başrol oyuncularının
yerine hep koyardım.
- Umreye ilk defa mı gittin?
İlk defa gittim. Annemin 4. gidişiydi. Gidelim, bak sana da iyi
gelecek diyordu. Anne dur
zamanı değil, kendimi hazır hissetmiyorum, diyordum. Başta aslında annem istediği için gitmiştim. İçimden de ben savaşlar veriyorum ama ne alakası var
anne diyordum. İndik ve inince yaşadıklarım bambaşkaydı.
Allah gitmek isteyen
herkese nasip etsin. Orada
yaşananları sadece giden anlar. Orada niyet etmiştim: “Allahım
hayırlı bir kısmetle, beni seven çocuğumun babasıyla buraya gelmeyi bana nasip et” demiştim. Çocuğumuz doğduktan
sonra Serkan’la birlikte niyet ettik inşallah umreye. Hayallerimiz bunlar.
- Hayat nasıl gidiyor peki?
Hayat da iyi gidiyor. Tehlikeli hırsları olan
bir kadın asla olmadım. Hâlâ da hırslarım yok. Oradan döndükten sonra bir
albüm çıkardım
adı “Milat”tı. Çünkü umreden döndükten sonra anneme dedim ki : “Allah razı olsun, bu benim
için bir milat, ne kadar yalan bir dünyada, ne kadar gereksiz şey için ağlamış, üzülmüşüm, burada gördüm, anladım.” Ben
dört dörtlük bir
insan olduğumu da söylemiyorum ama hata yapmamaya çalışıyorum.
PETEK DİNÇÖZ GENÇ SANATÇI HEYECANLI:
4 ay sonra annelik duygusunu tadacağım
Tiroid
hastalığı sebebiyle hamileliğim riskliydi,
fakat çok
şükür yakında anne olacağım. Bebeğimizin
ismi bile belli; İrfan Aslan...
Eşini ilk gördüğünde “Bu adam benim kocam olabilir” diye düşünmediğini belirten Petek Dinçöz, evliliğiyle ilgili şunları söyledi: “Aklımın ucundan geçmedi. Aynı apartmanda asansörde karşılaştım, ‘aa ne kadar hoş bir adammış’ dedim o kadar. Düşün yepyeni bir hayat kuruyorsun bir eve taşınıyorsun, yeni başlangıçlar yapıyorsun. Kafayı sporla bozmuştum. Sabah akşam spor yapıyordum. O sırada asansörde karşılaştım eşimle ve mis gibi kokan, tertemiz bir
kişi duruyordu karşımda.
Spor salonunda konuşmaya başladık ve
sohbet sohbeti açtı. Sonra dedik ki: ‘Çok iyi anlaşıyoruz niçin evliliği denemiyoruz.’ Zaten ben flört etmeyi düşünen, el ele tutuşalım gezelim mantığında bir insan değilim. Eşim Ispartalı çok değerli bir ailenin çocuğu. Kayınpederim İrfan babam, kayınvalidem
Hatice annem çok iyi, çok değerli, kendine has mutaassıp insanlar. Ve
aileler birleşti, kına bile hayalimdi, Fulyam, sağ kolum herşeyim kınamı bile yaktı.
Ramazan ayında güzel bir nikâhımız oldu.
- Peki ya çocuk?
Çocuk doğurmayı çok istiyordum. Tiroid hastasıyım, hormonlarım sürekli değiştiği için
riskli bir
hamilelik ihtimali vardı. Aynı zamanda boyun kemiğim ters olduğu için de problem vardı. Doktorum Fevzi Şen’e de teşekkür ediyorum. Benim gibi tiroid hastası olanlar sıkıntılı olanlar, mutlaka uzmanından destek alsınlar. Niyetler etmiştim, Allah’ım bana evlat ver ya Rabb’im diye ve
Allah’ın izniyle hamile de kaldım. Şimdi
erkek bebek bekliyorum, ilk defa açıklıyorum. Doğuma az kaldı. 4 ay sonra Allah nasip ederse seni de bekliyorum. Çocuğumuzun adı da belli, kayınpederimin adını koyacağız ön ismine ve Aslan,
yani İrfan Aslan.
- Kız çocuğun olsa senin yaşadığın gibi hayatasını ister miydin?
Aman Allah korusun. Benim yaşadığım sıkıntılara artık çok girmek istemiyorum, artık bambaşka bir hayatım var, eşim var. Geriye dönüp bakmıyorum, geriye dönüp bakarsam huzurumu bulamam. Sadece eşimi, dünyaya gelecek çocuğumu hayal ediyorum. 2 çocuk istiyorum. Zormuş anne olmak.
Daha 5. ayındayım, şimdiden hangi liseye gideceğini düşünüyorum, gece rüyalar görüyorum, onu
merak ediyorum.
- Spora devam mı? Sahneye devam mı ?
Spor yaparak hayatını geçiren şanslı anne adaylarından değilim şimdilik. Ama sahneden asla uzak kalmıyorum. Ben çocukluğumdan
beri çalışmayı seven bir insanım. Benim arkamda 50
kişilik bir
orkestra var,
ekip var. Ekmeklerini kazanıyorlar. Onların çocukları
ekmek yiyor.
- Yemek yapıyor musun?
Yapıyorum. Elim de lezzetlidir. Bütün
yemekleri yaparım. En son pastırmalı
kuru fasulye ve patlıcanlı musakka yaptım.
Serkan da beğeniyor.
- Türkiye’nin neresini beğeniyorsun gezmek için?
Karadeniz’i çok seviyorum. Urfa’ya, Mardin’e çok gitmek istiyorum.
-En son izlediğin en etkilendiğin
sinema filmi hangisi?
Eşimle
macera filmine gidelim dedik.
Hızlı ve Öfkeli’yi izledim ve perişan oldum. Başroldeki çocuğun öldüğünü öğrenince ona, geride bıraktığı çocuğuna eşine üzüldüm, kahroldum.
Burcu Çetinkaya
Türkiye Gazetesi
dikGAZETE.com