ANKARA(AA) - CumhurbaÅŸkanlığı Sözcüsü Ä°brahim Kalın, Türkiye CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan baÅŸkanlığında CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi'nde yapılan CumhurbaÅŸkanlığı Kabine Toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.
Toplantıda güvenlik konusunun iç ve dış güvenlik olmak üzere iki baÅŸlık ÅŸeklinde ele alındığını söyleyen Kalın, bu doÄŸrultuda Milli Savunma Bakanlığı, DışiÅŸleri Bakanlığı ve MÄ°T BaÅŸkanlığının sunumları olduÄŸunu belirtti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın da Türkiye'de kullanılan ürünlerdeki millilik oranıyla ilgili bir sunum yaptığını ifade eden Kalın, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın iç ve dış tehditlerle ilgili detaylı bilgi verdiÄŸini aktardı.
Kalın, "Türkiye'nin Suriye'de olsun, Irak'ta olsun diÄŸer bölgelerde olsun terör tehditlerine karşı kararlılıkla mücadeleye bundan sonra da devam edeceÄŸini özellikle vurguladılar." diye konuÅŸtu.
Milli Savunma Bakanlığından bir heyetin Rusya'ya gittiÄŸini anımsatan Kalın, "Özellikle güvenli bölge, Ä°dlib ve diÄŸer konuları ele almak üzere Rus tarafıyla da bu temaslarımız yoÄŸun bir ÅŸekilde devam ediyor, önümüzdeki günlerde de devam edecek." dedi.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın, dün katıldığı bir programda "14 Åžubat'ta Soçi'de yapılacak zirveye katılacağını" ifade ettiÄŸini hatırlatan Kalın, "Bu zirvede de bildiÄŸiniz gibi o mekanizma daha önce kurulmuÅŸtu, özellikle Suriye, Ä°dlib ve Astana sürecini etraflı bir ÅŸekilde ele alacağız. Burada tabii güvenli bölge meselesi de önem arz ediyor. Bunu hem Amerikalılar ile hem Ruslar ile hem diÄŸer paydaÅŸlarla yani Ä°ranlılar ile ve diÄŸer paydaÅŸlarımızla da konuÅŸmaya devam ediyoruz." bilgisini aktardı.
Güvenlik ve dış politikanın önemli baÅŸlıklarındanKonunun güvenlik ve dış politika gündemlerinin önemli baÅŸlıklarından biri olmaya devam ettiÄŸini vurgulayan Kalın, "Sayın Trump'ın çekilme kararından sonra Amerikan yönetiminin askeri birimlerinin bu konuda birtakım planlamalar yaptığını biliyoruz. Biz de bildiÄŸiniz gibi burada bazı heyetleri kabul ettik." diye konuÅŸtu.
DışiÅŸleri Bakanı Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu'nun bu konunun takibi için yarın ABD'ye gideceÄŸini ve oradaki Türkiye-Suriye koordinasyon toplantısına katılacağını dile getiren Kalın, orada da özellikle güvenli bölge meselesinin detaylı bir ÅŸekilde ele alınacağına deÄŸindi.
Bu konuda temel beklentilerinin Türkiye'nin milli güvenliÄŸini teminat altına alacak adımların atılması olduÄŸuna iÅŸaret eden Kalın, ÅŸöyle devam etti:
"Burada oluÅŸturulacak güvenli bölge '30-35 kilometre' gibi rakamlar telaffuz edildi biliyorsunuz, bunu ne ÅŸekilde, hangi modalitelerle sahada ne tür askeri varlıkla yapacağımız konusunda biz birtakım ilkeler açıkladık. Bu bölgenin kontrolü Türkiye'de olmalıdır, bir baÅŸka gücün kontrolünde olmamalıdır çünkü yine Sayın CumhurbaÅŸkanımızın da ifade ettiÄŸi gibi geçmiÅŸten edindiÄŸimiz tecrübelerle bu bölgeyi de güvence altına alabilecek tek gücün Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri olduÄŸuna biz inanıyoruz. Bugüne kadar Cerablus bölgesinde olsun, Afrin ve Ä°dlib bölgesinde olsun Türkiye Cumhuriyeti'nin ilgili bütün birimleri, askeri, istihbari birimleri herkes için güvenliÄŸi saÄŸlayabilecek imkan ve kabiliyetlere sahip olduÄŸunu zaten göstermiÅŸti.
Dolayısıyla Münbiç'te ve Fırat'ın doÄŸusunda da benzer bir modelin uygulanması için bizim temel beklentimiz, bu bölgenin kontrolünün Türkiye'de olması. Bunun SDG baÅŸlığı altında ya da PYD-YPG gibi terör örgütlerine bir kalkan, bir kamuflaj olmasına Türkiye asla müsade etmeyecektir. Bu tür fikirler düÅŸünenler varsa bunlardan sarfınazar etmelerini tavsiye ederiz çünkü bu konuda biz son 1-1,5 yılda birçok oyalama taktiÄŸiyle karşı karşıya kaldık, bizim bu terör örgütüne, PKK'nın Suriye'deki uzantılarına karşı kararlılığımız son derece nettir."
"Mevzu gündemimizde"DışiÅŸleri Bakanı Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu ve MÄ°T BaÅŸkanı Hakan Fidan'ın da sunumlarında bu konulara deÄŸindiklerini dile getiren Kalın, "Bu mevzu gündemimizde olmaya devam edecek. Gerek Amerikalılar ile gerek Ruslar ile bu konudaki müzakerelerimizi sürdüreceÄŸiz ama dediÄŸim gibi bu bölgeden Türkiye'ye dönük herhangi bir tehdidin, terör riskinin tekrar husule gelmesine asla müsaade etmeyeceÄŸiz. Bu konuda son derece kararlı olduÄŸumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum." ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Kalın, toplantıda ekonomiyle ilgili konuların da ele alındığını vurgulayarak son dönemlerde piyasalarda sakin bir seyrin iÅŸlediÄŸini, kur bazında önemli bir pozitif istikrarlaÅŸmanın gerçekleÅŸtiÄŸinin görüldüÄŸünü ifade etti.
Turizm gelirleri noktasında Türkiye'nin parlak bir yıl yaÅŸadığını ve bu gelirlerin arttığını bildiren Kalın, ÅŸunları kaydetti:
"Bir diÄŸer önemli gösterge de özellikle dış ticaret hacminde yaÅŸanan büyüme yani hem ihracatta hem turizmde eÅŸ zamanlı olarak yaÅŸadığımız olumlu geliÅŸmeler var. Ocak ayı itibarıyla da ticaret hacmimiz yüzde 6,3'lük bir artış gösterdi ki bu Türk sanayicisinin, üreticisinin dünya pazarlarına eriÅŸiminin ne kadar giderek güçlendiÄŸini, arttığını bir defa daha gösteriyor. Bu çerçevede hükümetimiz KOBÄ°'lere ve diÄŸer firmalara üretim noktasında desteklerini devam ettirecek."
"Türkiye için IMF yılları geride kalmıştır""Türkiye'nin seçimlerden sonra IMF'ye gideceÄŸine" dair birtakım rivayetlerin dolandırıldığını gördüklerine iÅŸaret eden Ä°brahim Kalın, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:
"Ne iÅŸ çevrelerimiz ne vatandaÅŸlarımız bu rivayetlerin hiçbirisine itibar etmesinler lütfen. Bunlar tamamen Türk ekonomisiyle ilgili algıyı bulandırmaya dönük algı operasyonlarıdır. Bu operasyonların nereden yapıldığını da az çok tahmin ediyoruz, nerelerden geldiÄŸini de görüyoruz. Bunları izlediÄŸimizi de bir kez daha ifade etmek isteriz. Altını tekrar net bir ÅŸekilde çizmek isterim ki Türkiye'nin IMF ile hiçbir ÅŸekilde ne seçimden önce, ne de seçimden sonra bir teması, iliÅŸkisi, yeni bir süreci söz konusu bile deÄŸildir. Türkiye için IMF yılları geride kalmıştır. Bu konuda kimse herhangi bir yanlış düÅŸünce içerisinde olmasın."
Çipras'ın ziyaretiYunanistan BaÅŸbakanı Aleksis Çipras'ın yarın Türkiye'ye resmi ziyarette bulunacağını hatırlatan Kalın, Çipras'ın, CumhurbaÅŸkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile görüÅŸeceÄŸini daha sonra CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan tarafından kabul edileceÄŸini söyledi.
Yunanistan ile yoÄŸun bir gündemleri bulunduÄŸunu bildiren Kalın, "Sayın Çipras'ın buraya gelmeden önce bugün Anadolu Ajansına yaptığı açıklamalar memnuniyet verici, bu yaklaşımlarının pozitif ve iyi niyetli olduÄŸunu göstermektedir. Yarınki görüÅŸmelerin de biz bu çerçevede gerçekleÅŸeceÄŸine inanıyoruz." ifadesini kullandı.
"Akdeniz'de oldubittiye göz yumulmayacak"DışiÅŸleri Bakanı Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın sunumlarında bir konunun altını çizdiklerini aktaran Kalın, ÅŸu bilgileri verdi:
"Türkiye gerek Ege'de, gerek Akdeniz'de, gerekse Karadeniz'de egemenlik haklarından doÄŸan temel haklarını savunmak için bugüne kadar gösterdiÄŸi kararlı tutumu bundan sonra da göstermeye devam edecektir. Kim tarafından gelirse gelsin özellikle DoÄŸu Akdeniz'de bir oldubittiye Türkiye'nin göz yummayacağını herkesin bilmesi gerekir. Zira Akdeniz'in bir barış denizi haline gelmesi, kaynakların eÅŸit ve adil bir ÅŸekilde bulunması, çıkartılması ve paylaşılmasıyla mümkün olabilir. Åžu veya bu gerekçeyle özellikle Kıbrıs Rum tarafının belli ülkelerle yaptığı anlaÅŸmalar çerçevesinde defacto durumlar yaratmaya çalışmasının beyhude bir çaba olduÄŸunu bir kez daha ifade etmek isteriz. Türkiye bunları asla kabul etmeyecektir."
"Amerikalı yetkililerle bu konuyu uzun bir süredir müzakere ediyoruz"Suriye'deki geliÅŸmelere deÄŸinen Kalın, ÅŸunları kaydetti:
"Münbiç yol haritasının uygulanmasıyla ilgili çaÄŸrımızı buradan tekrar etmek istiyorum, Amerikalı yetkililerle bu konuyu uzun bir süredir müzakere ediyoruz. Åžu ana kadar aslında bu anlaÅŸmanın çoktan ya da yol haritasının çoktan hayata geçirilmiÅŸ olması gerekirdi. Oyalama taktiklerinin kimseye bir faydası olmayacaktır. Ä°ki müttefik olarak, iki NATO üyesi ülke olarak artık bu Münbiç yol haritasının ivedilikle daha fazla gecikme olmadan hayata geçirilmesi hem ikili iliÅŸkilerimiz, hem bölgenin güvenliÄŸi, hem de Suriye'deki süreç açısından büyük önem arz ediyor. Sayın DışiÅŸleri Bakanımızın yarın yapacağı ziyarette de bu konu etraflı bir ÅŸekilde ele alınacak ama Sayın CumhurbaÅŸkanımızın iradesinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin beklentisinin de bu yol haritasının bir an önce uygulanması olduÄŸunun altını özellikle çizmek istiyorum."
"Burası güvenli bölge olacak"Güvenli bölge konusunda ABD ile anlaÅŸmaya varıldığına yönelik iddiaların hatırlatılması üzerine Kalın, basında çıkan haberlerin doÄŸru olmadığını belirterek, bu konuda müzakerelerin devam ettiÄŸini bildirdi.
Bir oldu bittiyle bu bölgeyi, PYD-YPG terör örgütünü koruyan bir tampon bölge haline getirme yaklaşımlarını reddettiklerinin altını çizen Kalın, "Burası güvenli bölge olacaktır. Åžu veya bu terör örgütünü korumak için kurulacak bir tampon bölge olmayacaktır. Türkiye, buna asla müsaade etmez." diye konuÅŸtu.
"Amerikalılarla, Ruslarla bu konuyu görüÅŸmeye devam edeceÄŸiz"Müzakerelerde muhataplarına açıkça "YPG/PYD ile ilgili nihai hedefiniz, planınız nedir?" sorusunu yönelttiÄŸini aktaran Kalın, bu soruya cevap veremediklerini söyledi.
Muhataplarının, terör örgütü ile geçici olarak etkileÅŸimsel bir iliÅŸkileri olduÄŸunu söylediklerini aktaran Kalın, "DEAÅž ile mücadele baÄŸlamında bir iliÅŸki kurduk, bu çerçevede iliÅŸkiyi devam ettireceÄŸiz ve sonlandıracağız." dediklerini anımsattı.
Muhataplarına, DEAÅž ile mücadele sona erdiyse bu iliÅŸkinin neden sürdüÄŸünü sorduklarını dile getiren Kalın, bunun cevabını alamadıklarını belirtti.
Güvenli bölgenin amacının belli olduÄŸunun altını çizen Ä°brahim Kalın, bu çerçevede gerek Amerikalılarla gerek Ruslarla bu konuyu görüÅŸmeye devam edeceklerini bildirdi.
"Bizim için endiÅŸe verici bir geliÅŸme"Ä°brahim Kalın, bir soru üzerine, "ABD ve Rusya'nın orta menzilli nükleer kuvvetler anlaÅŸması 'INF' diye bilinen anlaÅŸmadan çekilmesi bizim için endiÅŸe verici bir geliÅŸme." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Bu anlaÅŸmanın 1987'de bu imzalandığını hatırlatan CumhurbaÅŸkanlığı Sözcüsü Kalın, anlaÅŸmanın neticesi olarak dört ay gibi bir sürede 2 bin 500'ye yakın orta menzilli füzenin imha edildiÄŸini anlattı.
Geçen 30 yıllık süre içinde güven ve istikrarı saÄŸladığını belirten Kalın, karşılıklı suçlamalarla bu INF anlaÅŸmasından iki tarafın da çekilmesinin endiÅŸe verici olduÄŸunu yineledi.
Kalın, şunları kaydetti:
"Silahsızlanmanın konuÅŸulduÄŸu, dünyanın bütün nükleer, kimyasal ve kitlesel silahlardan arındırılması gereken bir dönemde böyle yeni bir silah yarışına giriliyor, nükleer silahlanmaya doÄŸru gidiliyor ÅŸeklindeki bir havanın oluÅŸması, böyle bir ihtimalin ortaya çıkması, elbette hepimiz için endiÅŸe vericidir. Beklentimiz ve çaÄŸrımız bütün taraflara, bunu diplomatik yollardan tekrar oturup, konuÅŸup, eÄŸer anlaÅŸmanın revize edilmesi ya da güncellenmesi gerekiyorsa bu yönde bir adım atmaları, orta menzilli, uzun menzilli, bize göre bütün bu kitle imha silahlarını ortadan kaldıracak bir plan, güzergah, yaklaşımı benimseyerek, bundan sonra hareket etmeleri olacaktır."
"Kimi hedeflediklerini görüyoruz"FETÖ ile mücadele konusunda Türkiye Cumhuriyeti'nin kararlılığının tam olduÄŸunun altını çizen Kalın, özellikle son dönemde örgütün kendi tabanını ayakta tutmak için yurt dışında Türkiye'ye dönük birtakım propaganda faaliyetleri yaptığını, karalama kampanyalarını artırmaya çalıştığını vurguladı.
Bazen Amerika'daki televizyon dizilerine para vermek, repliklere ekletmek suretiyle örgütün algı operasyonları yaptığını, bunları çok yakından takip ettiklerini anlatan Kalın, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Kimi hedeflediklerini, nereden kaynaklandığını da çok açık ve net ÅŸekilde görüyoruz. Bu tür faaliyetlerin Türkiye'de alıcısı kalmamıştır. FETÖ terör örgütünün Türkiye'de bir operasyon yapma kabiliyeti kalmamıştır. Kamuoyunda bir karşılığı asla yoktur. Ama kendi tabanlarını ayakta tutmak için yurt dışında birtakım çevreleri harekete geçirdiklerini, Türkiye aleyhine yazılar, kitaplar yazdırdıklarını, toplantılar yaptırdıklarını biliyoruz. Bu onların suçluluk duygusunu derinleÅŸtirmekten baÅŸka hiçbir iÅŸe yaramaz. Beyhude çabalarla artık ölmekte olan o yapıyı ve ölmesi gereken o yapıyı ayakta tutamayacaklardır. Bundan hiç kimsenin ÅŸüphesi olmasın. Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak vatandaÅŸlarıyla, kurumlarıyla, STK'leriyle, iÅŸ çevreleriyle, ilgili tüm birimleriyle bu habis yapının karşısında net ÅŸekilde durmaya bundan sonra da devam edeceÄŸiz."
"Ruslarla da mutabık kaldık"Ä°brahim Kalın, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın Münbiç ile ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine ÅŸu deÄŸerlendirmede bulundu:
"Sayın CumhurbaÅŸkanımız özellikle Milli Savunma Bakanlığından Moskova'ya gidip dönen heyetin getirdiÄŸi haberlerle ilgili o yorumu yapmıştır. Hatırlarsanız orada Münbiç'in dışında Arima bölgesinde de rejimin bazı unsurları var. Bunlar Münbiç'in daha batısında bir birim. Orada 'Ä°ÅŸte rejim unsurları Rus güçleriyle PYD'liler ortak devriye yaptı' gibi haberler çıkmıştı. Bunların aslının olmadığını teyit etmiÅŸ olduk Ruslardan. O bölgede bizim Amerikalılarla konuÅŸtuÄŸumuz ÅŸekilde yol haritasının hayata geçirilmesi noktasında biz Ruslarla da mutabık kaldık.
Fakat burada Amerikalıların bir adım atması gerekiyor yani daha önce biliyorsunuz ayrı devriyeler yapıldı, sonra ortak devriyeler yapıldı ama artık bunlar geride kaldı. Åžimdi bir sonraki adımı atmamız lazım Münbiç'in içinde bulunan PYD/YPG unsurlarının tamamının artık buradan çıkması ve Fırat'ın doÄŸusuna geçmesi gerekiyor ki biz Münbiç'in güvenliÄŸini devralalım. Sayın DışiÅŸleri Bakanımızın yarın Washington'da yapacağı temaslarında önemli odak noktalarından bir tanesi bu olacak. Umarım önümüzdeki günlerde çok fazla gecikmeden bu yol haritasını tamamen hayata geçirecek adımların atıldığını hep birlikte görürüz."
"Sayın CumhurbaÅŸkanımız Suriye rejimi ile bazı düÅŸük düzeyli baÄŸlantılar olduÄŸunu söyledi. Rusya'nın bu konuda Türkiye ile rejim arasında iliÅŸki kurulması konusunda baskı yaptığını duyuyoruz." ÅŸeklindeki soru üzerine Kalın, Rusya'nın ya da bir baÅŸka ülkenin Türkiye'ye herhangi bir konuda baskı yapmasının söz konusu olamayacağını vurguladı.
"Suriye rejimi konusunda tavrımız baÅŸtan beri net oldu"Birtakım tekliflerde, tavsiyelerde bulunulabileceÄŸi ama baskı diye bir ÅŸeyin söz konusu olamayacağını dile getiren Kalın, ÅŸöyle konuÅŸtu:
"Suriye rejimi konusunda bizim tavrımız baÅŸtan beri hep net oldu. Biz, Suriye'nin toprak bütünlüÄŸü çerçevesinde güven ve istikrarını saÄŸlayacak adımların atılması için Cenevre ve Astana sürecinde de bulunduk, bulunmaya devam ediyoruz. Bizim birinci önceliÄŸimiz bütün Suriye halkının Arap, Kürt, Sünni, Alevi, Hristiyan ve Müslüman hepsini kucaklayacak onları daha müreffeh bir barışçıl bir geleceÄŸe taşıyacak siyasi bir yapının kurulması. Bize göre Esed rejimi, meÅŸruiyetini yitirmiÅŸ ve geleceÄŸi vadetmekten uzak olan bir rejimdir. Bu kadar insanın kanına girmiÅŸ, bu kadar kan dökmüÅŸ bir rejimin böyle bir rol üstlenmesi mümkün deÄŸildir.
Temas noktasına gelince daha öncede Sayın CumhurbaÅŸkanımız aslında ifade etmiÅŸ, ben de hatta buradan bir ya da iki kere basın toplantısında bir soru üzerine söylemiÅŸtim. Ä°stihbarat birimlerimiz Türkiye'nin güvenliÄŸi çerçevesinde ve Suriye sahasındaki yürüttükleri operasyonların emniyeti ve selameti açısından zaman zaman farklı merkezlerle buna Åžam'da dahil, Haseke, Kamışlı'daki rejim unsurları da dahil olmak üzere birtakım temaslarda bulunabilirler. Bunda ÅŸaşıracak bir durum yok ama bu direkt rejimin meÅŸruiyetini tanıma anlamına gelmez. Daha operasyonel bir iliÅŸkidir biz tabii Suriye'nin dediÄŸim gibi bütününü kucaklayacak, toprak bütünlüÄŸü ve siyasi birliÄŸi çerçevesinde Suriye'yi daha iyi bir geleceÄŸe taşıyacak siyasi çalışmalarımızı devam ettireceÄŸiz. Türkiye, CumhurbaÅŸkanımızın da her seferinde ifade ettiÄŸi gibi sahada da masada da olmaya devam edecek."
Muhabir: Enes Kaplan-Aynur Ekiz-Merve Yıldızalp-Muhammed Ali Toruntay
