AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Meclis Grup Toplantısı’ndaki açıklamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, HDP Eş
Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Meclis Grup Toplantısı’ndaki açıklamasına ilişkin, 'Bu
süreçte Selahattin Demirtaş samimi mi
değil mi? Herhalde ben öyle
görüyorum ki
İmralı ile
Kandil arasında gidip gelip kafası
çok karışıyor gördüğüm kadarıyla. Son grup toplantısında yapmış olduğu
konuşma demokrasi adına bir
defa bir saygısızlık' dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Aydın, TGRT
Haber ekranlarında yayınlanan ‘Neler Oluyor’
programına konuk oldu. Aydın, TGRT Haber ve İhlas Haber
Ajansı Ankara
Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sunduğu programda
gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Çanakkale destanının 100. yılıyla
ilgili konuşan Aydın, “18
Mart aslında
Türkiye’nin bir diriliş destanıdır. Adeta küllerinden
yeniden doğan, yeniden alevlenen bir medeniyetin destanıdır.
Bir destandır Çanakkale. Dolayısıyla Çanakkale’nin geçilmez
olduğunu modern Batı’nın silahlarına rağmen,
bütün dünyanın oraya yığınak yapmasına
rağmen imanın, inancın ne
derece mühim olduğunu aslında bu zafer bize kanıtladı. Topyekûn bir
mücadele bu. Aslında bir
milletin bayrak uğruna,
vatan uğruna, iman uğruna, inancı
uğruna ortaya koyduğu topyekûn bir mücadeledir” diye konuştu.
“YOKLUK İÇERİSİNDE OLSAN DAHİ EĞER BİR DAVAYA İNANIYORSANIZ, İNANCINIZI ORTAYA KOYUYORSANIZ ZAFER KENDİLİĞİNDEN GELİYOR”
Her kesimden insanın orada mücadele ettiğini söyleyen Aydın, şunları kaydetti:“Her kesimden
insan iman adına, inanç adına, bayrak adına, namusu bildiği
toprak adına
böyle bir mücadele ortaya koydu. Bir medeniyetin yeniden doğması, yeniden alevlenmesini ortaya koyuyor. 250 bin şehidimizi rahmetle, minnetle, şükranla anıyoruz, mekanları
cennet olsun.
Bizim vermemiz
gereken o ruhu gençlerimize, şu kuşaktaki
yaşayan her insanımıza vermek lazım. Bizim yapmaya çalıştığımız aslında o ruhu yakalamak.
O ruhun ilelebet sürmesini sağlamak. Çünkü bu ülkede yaşayan her ferdin, 77
milyon insanın birliği kardeşliği beraberliği aslında Çanakkale ruhudur, bu bizim yapmaya çalıştığımız. O
çözüm süreci dediğimiz süreç aslında Çanakkale ruhudur. Bu ülkede yaşayan herkesin inancını hayatası, özgürce hayatasının ruhu Çanakkale ruhudur. Yokluk içerisinde olsan
dahi eğer bir davaya inanıyorsanız, inancınızı ortaya koyuyorsanız zafer kendiliğinden geliyor.
Zafer inananlarla beraberdir bunu hiç unutmamak lazım.”
“SON GRUP TOPLANTISINDA YAPMIŞ OLDUĞU KONUŞMA DEMOKRASİ ADINA BİR DEFA BİR SAYGISIZLIK”
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Meclis Grup Toplantısı’ndaki “Sayın
Recep Tayyip Erdoğan, seni
başkan yaptırmayacağız' açıklamasıyla ilgili değerlendirmede
bulunan Aydın, “Selahattin
Demirtaş adeta sanki çift karakterli
gibi bir yapıda konuşuyor. Bu süreçte Selahattin Demirtaş samimi mi değil mi? Herhalde ben öyle görüyorum ki İmralı ile Kandil arasında gidip gelip kafası çok karışıyor gördüğüm kadarıyla.
Son grup toplantısında yapmış olduğu konuşma demokrasi adına bir defa bir saygısızlık. En çok demokratik siyaseti savunan, öbür türlü silahların gölgesinde siyaset yapmayı bir hoş gören ama baktığınızda da bu ülkede başkanlık sistemini getirtmeyiz, getirmeyeceğiz üstüne basa basa.
Eğer demokrasiye inanıyorsan, eğer milletin iradesine inanıyorsan
aynı beyanları siz
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de söylüyordunuz. Vesayetçi makamlarla beraber
hareket ettiniz. CHP’si ile MHP’si ile beraber
Sayın Cumhurbaşkanımızı seçtirmemek adına adeta paralel örgütlerle, şerh şebekeleriyle birlikte hareket ettiler ama ne oldu? Bu millet yüzde 52 oyla seçti Cumhurbaşkanını. Yarın bir gün yüzde 51 ile başkan
olarak da seçebilir” ifadelerini kullandı.
“VATANDAŞIN SATIN ALDIĞI BİR SÜREÇ BU ÇÖZÜM SÜRECİ ARTIK”
“HDP çok yönlü bir
siyasal akım” diyen
AK Parti Grup Başkanvekili Aydın, şöyle konuştu:“HDP’yi kim
temsil ediyor, HDP’nin hangi söylediğine inanmak gerekiyor. Akşam söylediği farklı, sabah söylediği farklı. Eğer gerçekten çözüm sürecinde kendilerini muhatap olarak görmek istiyorsa ki biz şunu dedik; biz meşru siyasi partilerle
müzakere ederiz. Dolayısıyla HDP ile
yeri geldiğinde CHP ile de MHP ile de müzakere ederiz.
Eğer bir siyasi partiyse siyasi partinin tek söylemi olur,
tek bir söylemi olur. Bu süreçte aktif bir aktör olarak yer almak istiyorsa samimi davranmak zorunda. Keşke HDP
bölgesel siyaset, etnik siyaset yapmaktan kurtulup tam
Türkiye partisi olabilse. Keşke bütün Türkiye’ye hitap etse. Keşke demokrasi, gerçek manada demokrasi adına mücadele verebilse. Aslında o bakımdan
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde umut verdi. Tek başına Selahattin Demirtaş’ın söylemlerinin süreci sabote edeceğini düşünmüyorum.
Bir defa bu süreci başlatan, kararlı
bir şekilde süreci yürüten
tamamen hükümetimizdir. Bu süreci halk
satın aldı. Vatandaşta
ciddi karşılık buldu,
artık Türkiye’de yaşayan 77 milyon insan bu kan dursun, gözyaşı dursun, acı dinsin diyor. Artık analar ağlamak istemiyor. Artık insanlar dağdan çatışma seslerini duymak istemiyor. Şehit haberi duymak istemiyor. Vatandaşın satın aldığı
bir süreç bu çözüm süreci artık. Vatandaş
buna el koydu,
çözümü istiyor. Hükümetimizin takibinde süreç
devam ediyor. Halkımız
takip ediyor kim samimi kim samimi değil.
Siyaseten bir
intihar olarak değerlendirebiliriz. Bu bir samimiyet testidir. Şu süreç hakikaten aynı zamanda bir samimiyet testi. Hakikaten kim süreci istiyor, çözümü istiyor, barışı, kardeşliği, toplumsal bütünlüğü istiyor, kim bunu sabote
etmeye çalışıyor. Bütün siyasi partilerin de sorumlu davranması lazım. Sorun bütün Türkiye’nin sorunu.”Silahlı mücadeleden demokratik siyasete evrilen bir süreç olduğunu
ifade eden Aydın, “Artık silahların bir
anlamı kalmadı. Silah dünyanın hiçbir
yerinde hiçbir
terör örgütü silahla, çatışmayla, ölmekle öldürmekle bir amaca ulaşamamış” dedi.
“BİZİM KAYBEDECEK BİR GÜNE, BİR SAATE DAHİ TAHAMMÜLÜMÜZ YOK”
Çözüm sürecinde 'İzleme Komitesi'ndeki isimleri ve bu sürece katkısının sorulması
üzerine Aydın, “Bu noktadaki kararlılığımızı göstermek adına Sayın Başbakanımız
görevi devralır almaz bu çözüm
heyeti kurdu. Bir kurul oluşturdu, çözüm kurulu. Bu kurul bütün bu süreçleri takip
edecek bir kurul.
İzleme heyetiyle ilgili Sayın Başbakan Yardımcımız bir
takım ipuçları verdi. Bunlar hem bu kurulda hükümetin diğer
yetkili kurullarında müzakere edilecek, konuşulacak. Artık biz bu
sorunu çözmek istiyoruz. Bunlar günü geldiğinde açıklanır.
İsimler çok
önemli değil.
Artık biz bu sorunu çözmek
istiyoruz ve Türkiye’nin yaklaşık 100 yılına mal olan, ciddi manada
maddi kaybına yol açan, enerjimizi heba eden, insan kaybına yol açan, bizi hakikaten birbirimize düşüren,
Türkiye’yi küçülten ve büyük bir kangrene dönüşen bu sorunu artık çözme arifesindeyiz. Bizim kaybedecek bir güne, bir saate dahi tahammülümüz yok. En kısa zamanda şu silahların bırakılması yapılması, gereken ne adımlar varsa onların atılması.
Daha öncede bir çağrı yapıldı, biran
önce bu çağrılara
cevap verilip bırakılması bundan öte bir şey yok. Zaten daha öncede bir çağrı
yapıldı Dolmabahçe görüşmesinden sonra. Bir kongrenin toplanması biran önce. Kongrenin toplanarak silahların bırakılması. Bizim istediğimiz, bütün milletin istediği bu çağrılara kulak verilip artık silahların mutlak suretle gömülmesi. Silahla değil de
her türlü fikrin, her türlü ideolojinin demokratik siyaset dediğimiz siyaset zemininde tartışılması. Bundan öte bir şey yok” değerlendirmesinde bulundu.
“KILIÇDAROĞLU O FİŞLEYENLERLE ORTAK HAREKET EDİYOR”
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün grup toplantısındaki “77 milyon insan senin iktidarın
zamanında fişlendi mi fişlenmedi mi, dinlendi mi dinlenmedi mi?” sorusuna ilişkin Aydın, “Fişlenen biziz ve şuanda bu iddiayı dile getiren
Kılıçdaroğlu o fişleyenlerle
ortak hareket ediyor. Fişleyenleri ortadan kaldıran
iktidar bu iktidar. Gücümüzün yettiğince vesayet makamlarını ortadan kaldıran bu iktidar. Fişlemeler ne
zaman yapıldı?
12 Eylül döneminde, 27
Mayıs döneminde,
28 Şubat döneminde.
O
dönemde de
tek parti CHP. Sonrasında CHP. Bu fişleyenlerle ortak hareket etmedi mi? Günümüzde paralel şerh şebekesi bir takım dinlemeleri yaparken, bir takım fişlemeleri yaparken kiminle şuanda kol kola yürüyor. Yine CHP’nin kendisiyle kol kola yürümüyor mu? İnternetten aldığı dinlemeleri okuyordu. Böyle bir zihniyet olabilir mi? Böyle bir şey
mümkün olabilir mi, akla ziyan bir ifade” diye konuştu.
“CHP DEMEK Kİ PARALELLE BERABER”
CHP’nin paralel
yapı ile hareket etmesine ilişkin Aydın, şunları kaydetti:“Tayyip
Erdoğan düşmanlığı, AK Parti karşıtlığı, Ahmet Davutoğlu
karşıtlığı maalesef öyle şerh şebekelerini
bir araya getirdi ki, meşru gayri meşru. 17 Aralık’ta paralel şerh şebekesiyle kimler yan yanaydı. Bunlar çok açık net. Bu Türkiye’de maalesef en önemli
mesele muhalefet meselesi, bunun irdelenmesi lazım.
Geçtiğimiz günlerde Sayın Kılıçdaroğlu ‘CHP’yi kapatmaya çalışıyorlar’ dedi. Bunu ilk kim söyledi;
Fuat Avni. CHP’nin gündemini, koskoca ana muhalefetin gündemini eğer bir Fuat Avni, kim olduğu belirsiz olan
biri tarafından CHP’nin gündemi beliriyorsa ve CHP ona iman ediyorsa, inanıyorsa CHP demek ki paralelle beraber. CHP’de ihraç
edilen milletvekilleri vardı. Ne dedi çıktılar; ‘Paralelle CHP ortak olamaz,
olmaması lazımdı ama CHP ile ortak hareket ediyor’ dedi. Bunları kendileri zaten söylüyorlar. AK Parti kurulduğundan
beri 9 keredir sandığa gidiyor.
Her seferinde bu millet bu muhalefete
Osmanlı tokadı indirdi mi indirmedi mi, indirdi. Vizyon koyamayan,
proje üretemeyen bir muhalefet var ve şuanda her üç muhalefette aslında demokrasiden, aslında seçimden sandıktan umudunu kesmiş. Umudu
nereye bağlamışlar; kaosa, krize bağlamışlar. Umudu 17 Aralık’a bağladılar, Gezi’ye bağladılar. İç Güvenlik Paketi’ne niye
karşı çıkıyorlar.”
“ÇÖZÜM SÜRECİYLE HDP’NİN BARAJI GEÇİP GEÇMEMESİNİ İRTİBATLANDIRMAYI DOĞRU BULMUYORUM”
HDP’nin
barajı geçip geçmeyeceği ve geçerse bunun çözüm sürecine etkisinin
nasıl etki edeceğinin sorulması üzerine Aydın, “Çözüm süreciyle HDP’nin barajı geçip geçmemesini irtibatlandırmayı
doğru bulmuyorum. O
kendi mecrasında yürüyor. HDP’nin barajı geçip geçmemesine
karar verecek olan bu millettir.
Eğer geçerse de
saygı duyarız, geçmezse de saygı duyarız. HDP’nin de saygı duyması lazım. Bu milletin sağduyusuna güvenmek lazım. Doğru olan partisine güvenip, partisiyle seçime girebilmesi” ifadelerini kullandı.AK Parti’nin
işbirliği yaptığı hiç kimse
olmadığını bildiren Aydın, “MHP ile kesinlikle böyle bir şey yok” dedi.
“BİR DEFA SAYIN KILIÇDAROĞLU SAMİMİ DEĞİL, GERÇEKÇİ HİÇ DEĞİL”
“Parti
kapatma eşittir yüzde 10 barajı mıdır?” sorusuna AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, “Bir defa Sayın Kılıçdaroğlu samimi değil. Gerçekçi hiç değil.
Yüzde 10 barajını biliyorsunuz biz iki sene önce Sayın
Cumhurbaşkanımız başbakan olduğu dönemde demokratikleşme
paketi açıkladık. Meclis’ten de geçirdik. Ne demişti üç öneri ile muhalefetin ve halkın
huzuruna çıktı. Bu barajı biz getirmedik, bu
baraj olduğu halde biz 15 aylık bir parti iken 3 Kasım 2002'de tek başımıza iktidar olduk. Ama çok buluyorsanız da
gelin barajı yüzde üçlere, beşlere düşürelim.
Daraltılmış bölge sistemini tartışalım. Ya da tümden kaldıralım barajı, biz buna da hazırız. Dar bölge sistemini konuşalım. Sayın Cumhurbaşkanımız iki sene önce demokratikleşme paketinde bunu ifade ettiğinde peki o gün CHP, MHP, HDP’si de bu önerilerin hangilerini tartışmaya
değer buldu. Samimi değil,
çünkü bunların korkuları parti” şeklinde konuştu.
“GELİN PARTİ KAPATMALARI TARİHE GÖMELİM”
Türkiye’de siyasetin dar bölge ve daraltılmış bölgeyle ilgili bilgi
sahibi olup olmadığıyla ilgili Aydın, “Bilgi sahibi olması lazım, siyaset yapıyorlar. Dar bölge, daraltılmış bölge demokrasilerde yok mu? Şimdi başkanlık diyoruz
yine ülke elden gidiyor diyor. Vatan bölünüyor, ya bu ülke öyle muz cumhuriyeti değil ki, pamuk ipliğinde
değildir ki ya. Konuştuğumuz bu sistemler demokrasilerde var olan sistemler. Parti kapatmayı kendileri gündeme getirmedi mi? Gelin parti kapatmaları tarihe gömelim” ifadelerini kullandı.
“BİZİM ANA MUHALEFET, BARAJ DEĞİL BUNLAR MİLLETTEN KORKUYORLAR”
TBMM’de daraltılmış bölge
ile ilgili bilgi sahibi olunup olunmadığı sorusu üzerine Aydın, şunları söyledi:“Herkes bilgi düzeyindedir.
Bilgi düzeyinde olmayanda öğrenebilir. Parlamentoyu güçlendirmenin, milletvekilliğinin, milletin iradesini güçlendirmenin yoludur aslında bu sistem.
Güçlü bir milletvekili profili olacak. Ama maalesef bizim ana muhalefet, baraj değil bunlar milletten korkuyorlar. Çünkü bu millet artık
bunları iktidar yapmayacaktır. Siyaseten ciddi bir acziyetin
içindedir bunlar.
Politika üretemiyorlar. Akşam söyledikleri farklı, sabah söyledikleri farklı.
Bakın 2010'da o 26 maddelik anayasa değişikliğinde parti kapatma var mıydı. Kim getirdi, biz getirdik. Ne
yaptı CHP kendi milletvekilleri bile güvenemeyip perdenin arkasına göndermedi. MHP
hayır dedi. Partiler kapansın dedi. BDP’de
boykot etti. Lafa gelince
partiler kapanmasın deniyor. Tam da geçtiğimiz günlerde
Anayasa Komisyonu topladık dedik ki Anayasa Komisyonu samimiyet
testi verileceği yerdir. Gelin dedik her şeye açığız. Parti kapatmaları tarihe gömelim, kaldıralım. Buna da hayır dediler.”
“AK PARTİ TABİ Kİ İNCE ELEYİP SIK DOKUYOR”
AK Parti milletvekilliği adaylık süreciyle ilgili ise Ahmet Aydın, “AK Parti tabi ki ince eleyip sık dokuyor. Hatta bu konuda kurumsallaşmış. Adayları belirlerken halkın da nabzını alıyor, teşkilatların da nabzını alıyor,
sivil toplum kuruluşlarının da nabzını alıyor. Adayların profillerine çok dikkat ediyor. Birçok aşamadan geçiyor ve bunu kırmadan dökmeden yapıyoruz.
Aday
adaylarının çokluğundan da onur duyuyoruz, çünkü Türkiye
için hala kurtuluş reçetesi olarak AK Parti görülüyor. AK Parti’nin çözüm süreci için de,
yeni anayasa için de, paralel ile mücadele için de, yeni Türkiye’nin inşası için de AK Parti’nin olmazsa olmaz olduğunu bu millet biliyor.
Aday adayları teşkilatlarımıza sorduk. Sonra aday adaylarımız Genel Merkezimizde başkan yardımcılarımızın başkanlığında oluşan komisyonlarda mülakata tabi tutuldu.
Önce temayül, arkasından mülakat. Bundan
sonra bir ara komisyon var, şimdi o süreçteyiz.
Bu ara komisyon mülakatlar sonucunda bir üst tura
çıkan aday adayları ile ilgili çalışma yapıyor. Şu anda ara komisyon kamuoyu araştırmaları yapıyor.
Halka soruluyor. AK Parti’nin başarısının
altında bu yatıyor işte. En doğru aday halkın tercihi kimse ve diğer şartları da tutuyorsa. Sonra en üst komisyon Sayın Genel Başkan Başbakanımızın başkanlığında bir kısım genel başkanı yardımcılarımız, grup başkan vekillerimizin, en üst bir heyet tarafından karar veriliyor. Sonra tabi ki Sayın Cumhurbaşkanımız ile istişareler yapılır, yapılması da doğal. En doğru
adayı bulmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Yeni anayasa yapılması gerektiğine dikkati çeken
Aydın şunları dedi:“Kendine ait anayasayı özgürlükçü, demokratik ve Türkiye’yi 2023’e, 2053’e hazırlayacak anayasayı yapmak zorunda. Çözüm
sürecini mutlu sona erdirmek durumunda. Paralel ile mücadeleyi sonuna
kadar götürmek zorunda. Bunların hepsi bu seçimde, dolayısıyla bir tek oy kaybına tahammülümüz yok. Biz bu manada 400 milletvekili istiyorsak, yeni anayasa istiyorsak bütün bu süreçler bu seçime bağlı. Bunun için halka dokunan,
karşılığı olan adaylarla gitmek zorundayız.
dikGAZETE