USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Yönetici elitin banyo sorunsalı

Yönetici elitin banyo sorunsalı
26-11-2025

YÖNETİCİ ELİTİN BANYO SORUNSALI

ZÜRİH, İsviçre

Biliyorum şimdi "Milli dayanışma, barış ve kardeşlik”, “İmralı Gezisi”, “Öcalan ne dedi, beriki nasıl karşılık verdi?” yazısı yazmak akışa uygun da; ben öyle yapmayıp çok başka bir şeyden bahsedeceğim!

Elde mezkûr konuda yazacak bir veri yok, bizlik (milletin dahlinde) bir durum da yok! O halde herkesin işine bakması iktiza eder.

Ha derseniz; yazacakların senin işin mi? Nerden baktığımıza bağlı; olabilir de olmayabilir de…

Bugün, Türkiye’de yönetici elitin banyo sorunsalını kendime iş edindim. “Banane kardeşim, kim nerede kirlendiyse orada temizlensin” deyip, konuya kayıtsızsanız burada bırakıp, okumaya devam etmeyin!

Yazıya muharrik motivasyonu bugünün gazetelerine göz atarken, bazı üniversite rektörlerinin makam odalarının arka tarafına kondurdukları kaçak banyo haberlerinde buldum. Haberin, aşırı tahrik edici öğeler barındırdığını, siz hâlâ okumaya devam edenler yani, kabul edersiniz.

Sadece rektörler mi makamlarına özel banyo koyduruyorlar peki? Tabii ki hayır! Belediye başkanlarından genel müdürlere üst düzey kimi kamu yöneticilerine kadar heveslisi çok, bu banyo işinin.

Özel sektörde de bazı patronların odalarında banyoları var. Öyle mütevazi bir duş kabini düşünmeyin; küvetinden jakuzisine, özel köpüğünden duş jeline, rahatlatıcı kremlerine parfümüne kadar “beş yıldızlı otel standardında” banyolardan bahsediyorum.

İnsan yaratılışı itibarıyla her zorluğa, belli bir süre içinde alışıyor mâlum. Hayat ‘survivor’ olarak çıkar bazen karşısına insanın. En ağır şartlarda bile, hikâyesine ‘son’ yazmaya meyyal olmayan bir yapı; insan. Direnç yani!

Bunun tersi de var bünyede! Aynı insan, konfora da çok çabuk adapte olabiliyor. Konfor kısa bir zaman içinde “tabii ki”leşip; hak edilmiş, bedeli ödenmiş bir müktesep edinim kesinliğinde algılanabiliyor.

Materyalist kabul, ilkini “zavallılaşma” diye kodlarken, ikinci hâli “imrenilesi” sayar. Oysa kıyas edilip olumlanacak olsa konfor hali zaafiyet; ‘survivor durumu’ mukavemettir. İlki saygın ikinci sıradandır.

Soğuk kış günlerinin sobalı odalarında annelerinin leğen içinde kafasına sabun vura vura yıkadığı bir neslin, fırsatını bulduğunda jakuzi içerisinde leğen kemiklerine tazyikli sıcak su vermesi anlaşılabilir olsa da dünya konforunun sonu yok ki! Haz sonsuz değil, dibini bulmak imkânsız. Seks gibi biraz…

Çok yoruluyoruz gün içinde, terliyoruz şöyle bir duş alıp rahatlamamızın güzel kokular sürünmemizin size batan tarafı nedir kardeşim?” diyenler olacaktır kuşkusuz.

Biz yöneticinin “ter kokanına” hasret kaldık bu dönem. Yeter ki terlediğinizi bilelim, yöneticimizin pahalı parfüm kokmasına ter kokmasını tercih ederiz. Terleyen yönetici iyidir!

Hani gündem, boş-beleş işler?” diyecek okuyucularıma da şunu ifade edeyim;

Yahu dostum; her şeyi de benden beklemeyin, siz de kafa yorun!

Al mesela; Öcalan İmralı’da kese attırıyor mu? Bahçeli’nin tercihi Hacışakir sabunu mu duş jeli mi? Erdoğan, banyo sonrası buhar odası yapıyor mu yapmıyor mu? Sorular çok, hem de ‘gündemsel’ yani…

.

Güven Akıncı, dikGAZETE.com

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?