USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Yakın gelecekte ‘ihtiyarlara yer yok’

Yakın gelecekte ‘ihtiyarlara yer yok’
21-11-2022

2007 yılıydı…

Uzun yıllardır İngiltere’de yaşayan bir müşterimizle, bizi ziyaretinde bir sohbetimiz olmuş, konu “İngiltere’de hakları en çok korunanlar listesi”ne gelince, çok ilginç bir sıralama yapmıştı.

Bu listede ilk sırada eşcinsellerin olduğunu, sonrasında ise sırayla; köpeklerin, kadınların ve erkeklerin olduğunu söylemiş, fıtratını korumuş erkek nüfusun zaten çok azaldığını iddia etmişti.

En ufak bir olayda medyanın ve kamuoyunun çok büyük tepkiler gösterdiği ve hakları en hassasiyetle korunanların olduğu bu listede yaşlıların alt sıralarda kaldığını belirtmişti.

Ayrıca yaşlıların çoğunun ve diğer yaş guruplarında da çok fazla insanın, yalnız yaşadığından bahsetmişti.

Ben de bu bilgilerin onun kişisel gözlemleri olduğunu ve araştırma verileri olmadığını düşünmüştüm.

Fakat sonraki yıllarda yaşlılarla ve yalnızlarla ilgili sorunlar ve rakamlar korkunç boyutlara ulaştığından olsa gerek 2018 yılında İngiltere’de YALNIZLIK BAKANLIĞI kurulmuştu.

O yıl hazırlanan raporda milyonlarca yalnızdan bahsediliyordu.

Rapordaki şu cümle dikkat çekiciydi: İngiltere'de 200 bine yakın yaşlı insan, aylar boyunca hiç kimseyle konuşmadan yaşıyor. (euronews)

Yine yaklaşık 15 yıl önce Fransa’da yayınlanan bir haber şöyleydi:

65 yaş üstü intiharların Avrupa ortalamasının iki katına çıkması Fransız hükümetini harekete geçirdi.

Bir yılda, 3 bin 232 (üç bin iki yüz otuz iki) yaşlının intihar etmesi üzerine hazırlanan yasa tasarısına göre; anne babalarını düzenli arayıp sormayan ve sağlık durumlarını takip etmeyen çocuklar hapis ve para cezasıyla karşı karşıya kalacaklar.

Eski yasalar ise yetişkin çocukların yaşlı anne ve babalarına bakmasını, gerekirse bir yargıcın karar verdiği miktarda harçlık vermesini öngörüyordu. Yani anne babası için bir çek yazması yeterliydi.

A. Ali Ural bu habere yer verdiği 2009 tarihli MAKYAJ YAPAN ÖLÜLER kitabında, haberin ardından şöyle bir yorum ekliyor:

- Yaşlılarını ölüme terk ettikleri yere “Maison de Retraite- Emekli Evi” diyen Fransızlar kendilerini zeki saymasınlar. Biz Türkler yaşlılarımızı ölüme terk edeceğimiz yere götürürken sesimizi sevimlileştirerek şu cümleyi söylüyoruz: “Anne seni huzurevine götürüyoruz.”

Araştırmalar ülkemizde de 65 yaş üzeri intihar vakalarında her yıl artış kaydedildiğini gösteriyor.

2018 yılında Çeşme’de kaldıkları otel odasında bir veda mektubu bırakıp denize atlayarak intihar eden zengin-yaşlı çiftin haberi yürek burkmuştu.

Kanada’da yaşayan çocuklarına veda mesajı attıkları ve gelen cevap mesajında; Canlınız yetmedi, kendinizi öldürerek de ağzıma sı.ın. Nefret ediyorum ikinizden" yazıyor olması çok daha üzücüydü. (medyaege.com)

Dünyanın en büyük yazarları arasında gösterilen İtalyan yazar Dino Buzzati, 1958 yılında yazdığı İHTİYAR AVCILARI isimli fantastik öyküde, kırk yaşını aşmış insanların ihtiyar sayıldıkları ve gece geç saatlerde dışarıya çıktıklarında, yaşlılara karşı nefret dolu gençlerin organize saldırılarına maruz kaldıkları bir dönemi anlatır.

Bu öyle bir dönemdir ki torunlar dedelerine, evlatlar babalarına karşı karanlık duygular beslemektedirler. Bu nefreti besleyen dernekler, kulüpler, tarikatlar bile kurulmuştur.

Gece oldu mu, bu gençler ordusu özellikle varoşlarda zincirlerinden boşanmakta ve ihtiyar avına çıkmaktadırlar.

Sloganları “Yaş bir suçtur” olan bu gençler, sorunlarının sorumlusu olarak ihtiyarları görmekte ve şimdiye kadar aile büyüklerinin elinde olan egemenliği ele geçirmek istemektedirler.

Gazeteler, televizyon ve sinema onlardan yana çıkmakta ve egemenliği ele almaları için onları cesaretlendirmekte, övgüler düzmekte ve göklere çıkartmaktadırlar.

İhtiyarlar kendilerinin de ruhen genç olduklarını, onların sorunlarını çözmek için uğraştıklarını ve onların dertleri ile dertlendiklerini anlatmaya çalışmakta ve iş birliği teklif etmektedirler.

Fakat bu teklifler ihtiyarlara olan saldırıları azaltmaya yetmez. Çünkü Yaş bir suçtur.

8 sayfalık bir öykü bu.

Ben bu yazıya uygunluğu açısından çok kısaca yer verdim. Buzzati’nin COLOMBRE isimli kitabında yer alan bu sürükleyici ve sonu çarpıcı öykünün tamamını okumanızı tavsiye ediyorum.

Beyin üzerine araştırmalar yapan Prof. Dr. Sinan Canan, katıldığı bir sohbet programında beynimizin çalışma şekli ile ilgili çok ilginç bilgiler paylaşmıştı ve özelikle yaşlılık ile ilgili şu sözleri dikkatimi çekmişti:

“Yaşlılıkta, yeni bir şeyler öğrenebilme, hızlı işlem yapabilme kapasitesi zayıflarken, parça parça bilgileri birleştirip onlardan büyük anlamlar çıkartabilme ve doğruyu da yanlışı da daha net görebilme anlamındaki bilgelik artış gösteriyor.

Bizim kültürümüzde buna hikmet deniyor. Hikmet; doğru ile yanlışı birbirinden bilgece ayırabilmektir.

Dikkat ederseniz maçlarımızı hakemlere, sağlığımızı hekimlere, davalarımızı hakimlere teslim ediyoruz.

Bu üç kelime de hikmet kelimesinden türetilmiştir.

Bunların önüne gelen konuların nevi şahsına münhasır konular ve olaylar olması durumunda, bir kitapta yazmasa, geçmişte bir örneği olmasa da biz onlara karar verme yetkisi vermekteyiz.

O yüzden bu tür görevleri ifa edenlerin bilge olması gerekir. Bu bilgelik yaşanmışlıkla gelişiyor, sadece diploma ile olacak bir şey değil.

Beynin şöyle bir özelliği var: Siz yaşamı yüksek çözünürlükte yaşadıkça bilge bir yaşlılık geliyor.

Biz bugün dünyadaki gelişmiş toplumlar başta olmak üzere o yaşlıları bakım evlerine kapatıp her nesilde hayatı yeni baştan öğrenmek zorunda kalıyoruz.

Yaşlılarla beraber yaşayan toplumlar çok büyük avantajlar taşır.

“Yaşlılarınız olmasaydı musibetler üzerinize yağmur gibi yağardı.” uyarısını hatırlamak ve o bilgelikten istifade etmeyi unutmamak gerekiyor.” (Vapurda Çay Simit TRTHaber)

Sinan Canan’ın bahsettiği uyarının tamamı şu 'hadis'te yer alıyor:

Eğer takva sahibi gençler, beli bükülmüş yaşlılar, süt emen çocuklar, yayılan hayvanlar olmasaydı, belalar sel gibi üstünüze dökülecekti.” (Taberani, el-Evsat, 7/134)

Gençlerin sanal alemde yaşaması için, yaşlıların sayılmaması, köpek sevmenin aşırı abartılarak çocuğun yerini alması için ve kadının kadın, erkeğin erkek, ekmeğin ekmek, etin et, balın bal olmaktan çıkması için gece-gündüz büyük bir azimle çalışanlar, sanki bir yerden şöyle bir talimat almışlar:

- Ne yapın edin, “doğal hayatı, insanca yaşamayı ve aile denen o kurumu” yerle bir edin!

Edin ki insanoğlunun üzerine felaketler sel gibi yağsın.

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
MUSTAFA YALAZ
MUSTAFA YALAZ 1 yıl önce
Güzel ve manidar bir yazı olmuş.Kaleminize ve emeğinize sağlık...
Ahmet Reşat SAKARYA
Ahmet Reşat SAKARYA 1 yıl önce
Efsane bir yazı dizisi olmuş, kaleminize sağlık, atalarının kadir kıymetlerini bilenlere selam olsun.
Nurullah şahin
Nurullah şahin 1 yıl önce
Selamlar elinize sağlık. Zamanımızda ki algı yaşlılar ne bilir zaman değişti.onlarin söyledikleri çok sıkıcı ve Banel geliyor gibi kavramlarla karşılaşılıyor. Aileler önceden geniş aileler şeklindeydi. Çocuklar büyürken yanında hep bir bilge vardı. Bu dede amca veya dayı vs olurdu.malesefki ülkemizde şimdi oluşan algı herkesi çekirdek aileye yöneltti. Aile apartmanları da yaşayanlar hep ayrı bir yere gitmeyi kollar hale geldi. Buda bizde sukur ki hale bazimizin gönlünde değerini koruyan yaşlılarımız yanliz kalmakta. Bunu aslında hiçbir konuda fikri olmayan diyanetimiz çokça işlemeli bence . Biz onların sayesinde belaların uzermize gelmesinden korunuyoruz. Ayeti kerime de anneniz babanız yanınızda yaslanirsa onların ihtiyaçlarını karşılarken onlara of bile demeyiniz. Selamlar
Feridun
Feridun 1 yıl önce
Kaleminize sağlık Hüseyin bey değerli aktarımlarınız için. Yaşlılarımıza atalarımıza sahip çıkmadığımız onların tecrübelerinden faydalanmadığımız sürece maalesef...!
CUMHUR KARASU
CUMHUR KARASU 1 yıl önce
Ne mi anladım: yaşlı, yani suçluymuşum, ama bilgeymişim.
Yasemin şimşek
Yasemin şimşek 1 yıl önce
Bence günümüzün en önemli konusu. Kaleminize sağlık
Nazan
Nazan 1 yıl önce
Büyüklerimiz bu konuda çok şanslı.Çünkü devamlı birlikte,iç içeyiz..Fakat bizlerin bu konuda çok şanslı olacağını sanmıyorum.Çünkü çocuklarımız başka yerlerde,yaşam mücadelesinde...Hepimizin keyifli ve huzurlu yaşlılık geçirmemiz dileğiyle
.
FATİH
FATİH 1 yıl önce
yine ve yine istifade ettim. teşekkürler üstad
Ekrem Berber
Ekrem Berber 1 yıl önce
Puzzle’ın en küçük ama en önemli parçasını bulma ustası Hüseyin beyin her yazısını “acaba bu kez ne bulmuştur” diye merakla bekliyorum… her seferinde de beklediğime değiyor… kaleminize yüreginize sağlık Hüseyin bey…
Fikret  Güneş
Fikret Güneş 1 yıl önce
Gerçekten çok güzel bir yazı olmuş okurken keyif aldım teşekkürler
Kadiryuksel
Kadiryuksel 1 yıl önce
Aklı ile kalp arasındaki gönül köprüsüne sahip çıkmak mutlu olmak için olmazsa olmaz.
Aklı dolduran insan, gönlü dolduran Mevla.
Bunun içinde iman etmiş olmalıyız.
Hem Akleden ve hemde iman eden nice nesiller ümidiyle..
Kaleminize sağlık..


Yıldıray Yıldız
Yıldıray Yıldız 1 yıl önce
Anne babam benim kırmızı çizgim.
Annemin duası babamın gölgesi yeter.
Allah büyüklerimizi başımızdan eksik etmesin acılarını göstermesin.
Selda
Selda 1 yıl önce
Allah büyüklerimizi başımızdan eksik etmesin ne ekersek onu biçeriz…
Yine çok güzel bir konuyu ele almışsınız Hüseyin bey. Kaleminize sağlık
Mümin
Mümin 1 yıl önce
Allah sonumuzu hayretsin. Bilge insanlarımızın(yaşlılarımızın) sayısının artması dileğiyle.
Huriye YILDIRIM
Huriye YILDIRIM 1 yıl önce
Elinize sağlık yine çok anlamlı bir konuya değinmişsiniz.
Gürkan
Gürkan 1 yıl önce
Ne ekersen onu biçersin. Anaya babaya ataya hürmet edin ki yaşlandığınızda hürmet görün. Avrupalılar da ektiklerini biçiyorlar. Bizde büyük başa taçtır. Onların duaları yeter. Eksik olmasınlar. Yazı güzel olmuş elinize sağlık.
Mehmet Zeki aktaş
Mehmet Zeki aktaş 1 yıl önce
Güzel yazı.
Nigar Özel
Nigar Özel 1 yıl önce
Ceddimize sahip çıkmadıkça onlardin tecrübelerinden faydalanmadikca.gelisimden siz edilemez bence onlar yaşayan hazineler kıymetini bilene üstelik bizde yaşlı adayiyiz kendi yaşamak istemediğimiz şeyi buyuklerimize yasatmamalıyiz
Şakire Çayyok
Şakire Çayyok 1 yıl önce
Zaman kötü. Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur demişler. Allah elden ayaktan düşmeden, kimseyi kimseye muhtaç etmeden, hayırlı ölümler versin inşallah.
Abdurrahman Keskin
Abdurrahman Keskin 1 yıl önce
Çok güzel yazmışsınız, elinize sağlık. Yaşlılara saygı ve onları kollamak bizim en büyük görevimiz.
Timur
Timur 1 yıl önce
Dün şöyle demiştim eşime. Allah ana babamızı başımızdan eksik etmesin. Onların yaşlı olması, hasta olması önemli değil. Yaşıyor olmaları ve bizlere dua edebilmesi bile bana güç veriyor benimle beraber olduklarını biliyor olmam bana yetiyor.Allah hepimizin büyüklerine uzun ömürler versin inşallah.
Nuh
Nuh 1 yıl önce
Maalesef bazı olayları abartarak yaşıyoruz. Pandemide bir dönem 65 yaşüstünü dövmekten beter ettik mesela. Hayat her yaş grubunun güzelliği,tecrübesi ve renkliliği ile güzel
Süleyman
Süleyman 1 yıl önce
Çok güzel bir yazı olmuş elinize ve fikrinizi sağlık yaş ilerledikçe daha da güzel yazılar çıkacak eminim...
Lütfü Layık
Lütfü Layık 1 yıl önce
Biz insanoğlunun şu haliyle bile hala bu kadar nimeti hakedip haketmediğimiz tartışılır.
Mesut İsen
Mesut İsen 1 yıl önce
Bereket büyüklerle beraberdir sözü geliyor akıllara.
Rabbim anne babanıza of bile demeyin emri çok kıymetli.
Rabbim nasiplenenlerden olmayı nasip etsin inşallah
Burhan doğruyol
Burhan doğruyol 1 yıl önce
Ecdadın hikmet kökünden türettiği meslek isimlerine vurgu başta olmak üzere yine hikmet dolu yazının tamamını bir solukta şevk ile okudum, kalemine sağlık