
Vaynah dans ritüelleri ve anlamları
“Hiç düşündünüz mü, neden Vaynahlar böyle dans eder de başka türlü etmez?
Kız, sanki beyaz bir kuğu gibi süzülerek ilerler, zarifçe belini kıvırır ve elini yumuşakça hareket ettirir. Onu daire içinde bir delikanlı takip eder: kimi zaman peşinden gider, kimi zaman da ani bir hamleyle önünü keser.
Ritim giderek daha ateşli hale gelir, gözler kıvılcımlar saçar. Ve bir anda havayı bir çığlık yarar: ‘ХIорс! ХIорс тоъ!’ Delikanlı kızın etrafında fırıldak gibi döner: ‘Орс-тох! Тох! ХIорс!’…”
Gerçekten de bu dansın muhakkak bir anlamı olmalı. Çünkü dünyanın bütün eski dansları bir mana taşır, kutsal törenlerin parçası olur, halkın manevi kültürünü yansıtırdı.
Çeçen dansına dair en eski yazılı bilgiler, XVIII. yüzyılda Avrupa seyyahlarından gelir.
Kont Potocki şöyle yazar:
“...köyün tüm sakinleri toplandığında büyük bir halka olup otururlar, şarkılar söylerler ve obua, gayda, flüt sesleriyle genç dansçıları sahneye çağırarak o günün şerefine hünerlerini göstermelerini isterler. Danslar atletik hareketlerle birleşir – peş peşe tehlikeli sıçramalar yapar, birbirlerini havaya fırlatırlar. Ardından el ele tutuşur, uzun sıralar hâlinde şarkı söyleyip dans ederler. Çemberi ustaca açıp kapar, başladıkları sıçramalarla dansı bitirirler.”
Bu anlatım, Çeçenlerde halk dansı ve kolektif dansların çok eskiden beri var olduğunu ve akrobatik-gimnastik öğeler içerdiğini kanıtlar.
Çeçen danslarının arkaik kökenini gösteren bir diğer unsur da figür adlarıdır: “ça bolar” –ayı adımı, “ka bolar”–koç adımı, “say bolar”– geyik adımı. Bu üç hayvan, Çeçenler için kutsal olup geçmişte totem sayılmıştır. Arkeolojik yapılarda koç başı rölyefleri, ayı ve geyik figürleri bulunmuştur. Bu semboller, Çeçen danslarının av ve büyü ritüelleriyle bağını göstermektedir.
Kolektif ve çiftli dansların figürleri ise güneş kültüyle bağlantılıdır. Çemberin büyülü gücü, Koban ve Alan seramiklerinde, Orta Çağ petrogliflerinde görüldüğü gibi Çeçen dansında da korunmuştur.
Çeçen dansları katılımcı sayısına göre üçe ayrılır: toplu, çiftli ve bireysel. Bunlar ayrıca kadın ve erkek dansları olarak da ayrılır. S.-M. Hasiev’e göre toplu danslar çift sayıda çift ile icra edilir ve dizilişleri svastika biçimini andırır. Bu tür danslar güneş ve tarım kültleriyle ilişkilidir.
Çeçen halk dansı birçok türe ayrılır: Düğün, yağmur duası gibi ritüel danslar; savaşçı ve çoban dansları gibi mesleki danslar; bayram, dini tören dansları ve eğlencelik parodi dansları.
Çiftli dans, kozmolojik inançlarla –özellikle güneş kültüyle– bağlantılıdır. Çeçen mitolojisinde güneş ve ayın kökenini anlatan efsane, bu dansın sembolik yapısını açıklar. Erkek (güneş) kadını (ay) çemberde takip eder, ancak asla yakalayamaz. Bu figürler eski kemer tokaları üzerindeki güneş sembolleriyle de uyumludur.
Çeçen etnolog S.-M. Hasiev’e göre çiftli dans “helhar”, aslında mitolojik kökenli bir ritüeldir. Yapısı labirenti andırır; genç erkek ve kadınlar labirentin merkezinde karşılaşır, böylece inisiyasyon ritüeli tamamlanır.
Bir parantez olarak Orta Çağ’da savaş öncesi icra edilen savaş dansları, sonraları askerî-sportif oyunlarda yer aldı. Çeçenya’daki birçok yer adı bu oyunların yapıldığı alanlara işaret eder. “Çagaran helhar” (halka dansı) gibi savaş danslarında askerler kılıçlarla çember olup şarkı söyler, giderek hızlanarak trans hâline geçerlerdi. Bunlar hem savaş öncesi ruhsal hazırlık hem de silah kullanma, dayanıklılık ve uyum egzersizleriydi.
Çoban dansları daha serbest ve demokratikti. Oğlak derisinden şapka, keçeden pelerin ve çoban değneğiyle yapılır, değnekle akrobatik figürler sergilenirdi.
Görgü kuralları çok sıkıydı:
- Dansı erkek başlatır, kadın bitirirdi.
- Erkek dansı yarıda bırakıp çıkamazdı, bu saygısızlık sayılırdı.
- Erkek kadına dokunamazdı, akrabası bile olsa.
- Erkek ve kadın dik ve asil durmalıydı.
- Kadın zarafetini eller ve omuzlarla gösterirdi.
- Erkek ise duygularını yalnızca bir an, dansın doruğunda, parmak uçlarına kalkarak (buh bog1ar) gösterebilirdi.
Peki şu gizemli haykırış: ‘ХIорс (орс), хIорс-тоъ (орс-тох)’
Bu ne anlama geliyor?
Galgaçoy bölgesindeki Tkhaba-Yerdi Tapınağı hakkında (ki bu tapınak eski bir pagan ibadethanesi üzerine inşa edilmiş bir hristiyan tapınağıdır) Vaynah danslarının eski bir ayinin kalıntılarını barındırdığını gösteren bir rivayet vardır:
“Tapınağın yanında iki daire çizilmişti: ortada küçük, dışta büyük. Yeni evliler, hâkimlerin huzurunda bu iki daire arasındaki şeritte dans etmek zorundaydı. Eğer dans edenlerden biri ayağıyla dairelerden birinin çizgisine -ister iç, ister dış çembere- en ufak şekilde bile dokunursa, hâkimler ‘Ee, narto!’ diye bağırırdı. Bu, çizginin ihlal edildiği anlamına gelirdi. O durumda damat, bir yıl sonra hâkimlere yeniden üç günlük masraf sağlamak ve eşiyle birlikte tekrar bu daire üzerinde dans etmek zorundaydı. Çift kusursuz dans edene kadar bu tekrarlanabilirdi…”
Peki, atalarımız bu dansa nasıl bir ritüel anlam yüklemişlerdi?
Dansın kutsal içerikle bağlantılı temel unsurları şöyle özetlenebilir:
- Dansın daire biçiminde icra edilmesi.
- Yalnızca bir çiftin (erkek ve kadın) dans etmesi.
- Erkeğin kadını kovalamaya çalışması veya yolunu kapatması.
- Erkeğin kollarının duruşu: kolları iki yana açması ya da bir kolunu göğsüne büküp diğerini yana açarak kadını takip etmesi (svastika biçimi).
- Eski bir unsur olarak, erkeğin kadının belini parmaklarını arkasında birleştirerek kavraması ama bedenine dokunmaması. Sonraki dönemlerde bu yiğitliğin göstergesi sayılmıştır.
- Dansların yavaş tempoda icra edilmesi. Yaşlıların anlattığına göre eskiden dans çok daha sakindi. Dans sırasında kemerlerdeki metal süslerin birbirine çarpıp ses çıkarması utanç verici görülürdü. Yarışmalarda dansçının kemerine alçik (küçük kemik zarlar) asılır, dans giderek hızlanırken zarları birbirine çarpan kaybederdi. Günümüzdeyse Çeçen ve İnguş dansları Kafkas dansları arasında en ateşli ve en hızlı olanıdır, eski ritüel kurallar korunmamaktadır.
- Eğer erkek kadının yolunu tamamen kapatırsa, kadın olduğu yerde dönmek zorunda kalır.
- Erkeğin parmak uçlarına kalkarak ellerini başının üzerine kaldırması. (XIX. yüzyıl başında Paris baletinin Kafkas danslarından etkilenerek “parmak ucu tekniğini” alması buna bağlanır.)
- Dans sırasında erkeğin kadına dokunması (akraba bile olsalar) utanç verici sayılırdı. (Bu, Vaynahlıların “yabancı bir erkeğin kadına dokunmasını zinayla eşdeğer görmesi” geleneğiyle bağlantılıdır. Benzer anlayışlar başka Kuzey Kafkas halklarında da vardı.)
- Erkeğin haykırışları: “хIорс (орс), хIорс-тоъ (орс-тох)”. Kadınlar dansta hiç ses çıkarmaz. Benzer haykırışlar komşu halklarda da vardır (Osetlerin “arstoh”, Darginlerin “arstoh” nidaları gibi).
Peki, bu dansa yansıyan eski inançlar neler olabilir?
Cevabı Vaynahların eski güneş kültünde aramak gerekir. Erkek ile kadın, güneş ve ayın hareketini canlandırıyor olmalı.
Nitekim eski bir Vaynah efsanesi (“Güneş, Ay ve Yıldızlar nasıl ortaya çıktı”) şöyle der:
“Usta bir demirci, ışık saçan bir kıza dünürler gönderir. Onun kız kardeşi olduğunu bilmemektedir. Kız reddeder. Demirci, eline altın bir meşale alıp bizzat gider. Kız onu görünce kaçar, o da peşinden koşar. Uzun süre koşarlar, sonunda ikisi de ölür. Meşaleden sıçrayan kıvılcımlar yıldızlara dönüşür. Kızdan parıltı kalır, delikanlıdan köz kalır. Onlar güneşe ve aya dönüşür. O günden beri güneş ayı yakalayamaz.”
Bir Vaynahlı bilmecesi de der ki: “Kız kardeş erkek kardeşiyle buluşmaz, erkek kardeş kız kardeşini yakalayamaz. Bu nedir?”
Cevap: Güneş ve ay.
Pagan inançlarda güneş, kudretli erkek bir tanrı olarak algılanırdı.
Çeçen ve İnguş atalarının kozmogonik düşünceleri, MÖ VI–V. yüzyıllara tarihlenen kemer tokalarına ve Argun Vadisinde bulunan Egi-kal kalesindeki taş süslemelere de yansımıştır.
R. M. Ujahov’a göre, bu tür piktogramlar denizi, güneşin doğuş-batışını ve tam tepedeki konumunu simgeler. Bunlar “istang” denilen halılarda, silah süslemelerinde de bulunur.
Bütün bunlar Vaynah dansının birçok unsurunu açıklıyor:
- Erkeğin kadını daire içinde kovalamacası – güneşin ayı kovalaması.
- Dansın tek bir çift tarafından icra edilmesi – güneş ve ayın hareketine gönderme.
- Erkeğin kollarını iki yana açması – güneşin doğuşu ve batışı.
- Erkeğin bir kolunu göğsüne, diğerini yana açması – svastika biçimi, güneşin gökyüzündeki dönüşü.
- Erkeğin parmak ucuna kalkıp kollarını yukarı kaldırması – güneşin tepedeyken görünümü.
- Kadının beline dokunmadan sarma hareketi – ay tutulmasının sembolü.
Ancak bu katı ritüel anlayış, bölgede İslam’ın kabulünden sonra yavaş yavaş unutulmaya başladı. Ritüel kutsal anlamını kaybetti, dans yalnızca bir sanat haline geldi. Tempo hızlandı, bazı öğeler kayboldu, yenileri eklendi.
Böylece ‘хIорс-тоъ (орс-тох), хIорс (орс)’ haykırışlarının anlamını çözmek daha kolay hale gelir.
Bilindiği gibi, eski Sarmatlar Хорс (Khors/Hors) adında bir güneş tanrısına taparlardı. Bu tanrı erken dönem Rusya’da da saygı görmüştü. Ayrıca İranî dillerde de bu kelimenin farklı telaffuzları “güneş” anlamına gelir. Dolayısıyla İranî dünyayla temas halinde olan Vaynahların atalarının da bu dans haykırışlarıyla güneşi kastettikleri, ona kutsal bir varlık olarak hitap ettikleri düşünülebilir.
“…Ateşli dansın sesleri dindiğinde, biz artık gök cisimlerinin gizemli ayinlerini değil, asaleti ve yiğitliği düşünürüz. Çünkü Vaynah dansları, ateşli ritimleri ve katı hareket disiplinleriyle gerçekten de özgürlüğün görkemli bir ilahisidir.”
.
Abdullah Ali Güzel, dikGAZETE.com
Kaynak:
Bakeer, M. (2023). Dancing through mythological threads: Unraveling the symbolism of Chechen dance. Sakarya İletişim, 3(1), 55–74.
Iliasov, L. (2009). The diversity of the Chechen culture: From historical roots to the present. UNESCO.
Khasiev, S.-M. (1994). Chechentsev drevnyaya zemlya [Ancient land of the Chechens]. Finland: Seda-S Art Publishers.
Khozhaev, D. (1998). The origins of Waynakh dance. *Chechenets* Gazetesi, No. 2 (017). (Geleneksel efsaneler ve ritüeller üzerine açıklamalar).