Türkiye Cumhuriyeti’nin II. Dünya Savaşı’na Katkısı
ST. PETERSBURG
Hepimizin malumu olduğu üzere Türkiye Cumhuriyeti, II. Dünya Savaşı sırasında bağımsızlığını korumaya ve silahlı bir çatışma içerisinde bulunmamaya çalışarak; tarafsızlık politikası izledi. Her ne kadar Türkiye, savaşın ilk yıllarında, 1941’de Nazi Almanyası ile bir anlaşma imzalasa da taraflar arasında dikkatli bir denge politikası izledi. Resmi olarak tüm tarafsızlığına rağmen Türkiye, özellikle savaşın son aşamasına geldiğimizde Nazilerin konumunu zayıflatmada büyük bir rol oynadı.
-Türkiye ve Nazi Almanyası Anlaşma…
Türkiye, savaşın büyük bir bölümünde hem Müttefikler hem de Nazi Almanyası ile diplomatik ilişkilerini sürdürdü. Ancak tarihler 1944 yılına geldiğinde Ankara, Berlin ile işbirliğinden yavaşça çekilmeye başladı. O yılın Ağustos ayına geldiğimizde ise Nazi Almanyası ile diplomatik ilişkilerimizi kestik.
1945 yılının Şubat ayında ise Türkiye, Almanya ve Japonya’ya resmen savaş ilan etti. Türk ordusu, gerçek anlamda savaşa fiilen katılmasa da bu hamle Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’in kurucularından birisi olmasını ve savaş sonrası diplomatik konumunu güçlendirmesini sağladı.
Türkiye’nin tarafsızlığı, Almanya’yı Karadeniz ile Akdeniz arasındaki en önemli deniz yolu olan İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını kullanma fırsatından mahrum bıraktı. Boğazların kapatılması, Almanya’nın Asya’daki müttefikleriyle iletişimini önemli ölçüde engellemesinin yanı sıra Ortadoğu’daki petrole de erişimini kısıtladı.
Tüm bunlar yaşanırken Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği; Finlandiya, Romanya, Bulgaristan ve hatta Fransa’yı muzaffer güçler arasına dahil etti. Bu hamle de Sovyetler’in BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olmasını sağladı.
Bugünlerde Fransa, İtalya ve diğer birçok Avrupa Birliği ülkelerindeki gençler, Hitler Almanyasına karşı mücadele eden ve hayatlarını yitiren 27 Milyon Sovyet vatandaşını duymadı ve bilmiyor. Batıda insanlar Nazi Almanyasını yenen gücün Amerika Birleşik Devletleri olduğuna inanıyor. Batıdaki bu dezenformasyona karşı tarihsel gerçekliğin yalnızca doğruları okuyan insanlar farkındalar.
Neyse ki mevcut Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, Moskova’nın Nazi Rejimine karşı olan zafere katkısındaki büyüklüğü belirterek, tarihi hafızayı korumanın önemini kabul etti.
Türkiye’de de genç nüfusun II. Dünya Savaşı konusundaki bilgi eksikliği üzerinde durmak gerekiyor. Türkiye, Almanya’ya karşı girişilen askeri harekatlara aktif olarak katılmamış olsa da savaşın son yıllarında aldığı diplomatik, ekonomik ve stratejik kararlarla Nazilerin zayıflamasına ve Müttefiklerin zaferinin hızlanmasına önemli ölçüde katkıda bulundu.
.
İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com
