USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Tanıdığınız bir ‘Ayaz’ ya da ‘Garcia’ var mı?

26-07-2021

- Başarılı insan daima çözümün, başarısız insan daima sorunun bir parçasıdır.

- Başarılı insanın her zaman bir programı, başarısız insanın her zaman bir mazereti vardır.

- Başarılı insan “işine yardım edeyim” der, başarısız insan “bu benim işim değil” der.

- Başarılı insan “zor olabilir ama imkansız değil”, başarısız insan “mümkün olabilir ama çok zor” der.

Bu maddeleri çeyrek asır önce katıldığım bir seminerde yer alan bir slayttan hatırlıyorum. Birçok madde daha vardı. Fakat halen güncelliğini koruyan ve diğerlerini de kapsadığını düşündüğüm bu dört maddeyi aklıma kazımıştım. 

Çalışan, yönetici, ebeveyn, öğretmen ya da öğrenci, konumumuz ne olursa olsun hepimiz bir ekibin parçasıyız.

Birazdan vereceğimiz örneklerin de katkısı ile, yazımızın sonunda; “bu benim işim değil” demeden mazeret değil iş üreten, gelişime açık ve bardağın dolu tarafını öne çıkaran ekip arkadaşlarınızın olup olmadığını ve hatta kendinizi sorgulamak isteyeceğiniz kanaatindeyim. (Aile bireyleri dahil)

İlk örneğimizde GARCİA var: Yaklaşık 120 yıl önce, Amerika Birleşik Devletleri ve İspanya arasındaki savaş sırasında ABD Başkanı acil olarak Küba’daki isyancıların lideri Garcia’ya çok özel bir mektup göndermek ister.

Garcia, Küba dağlarından birindedir. Fakat hangisinde olduğu bilinmemektedir. 

Bu mektubu bir askerin ne yapıp edip Garcia’ya ulaştırması gerekmektedir. 

Bunu kimin başarabileceği tartışılırken bir subay, bu görev için kendi birliğinden Çavuş Rowan’ı önerir. Onun bu görevi başarabileceğini ve kimsenin yerini bilmediği Garcia’ya bu mektubu ulaştırabileceğini söyler.

Subay haklı çıkar. Çünkü Rowan, “neden ben gidiyorum, postacı mıyım ben, bu benim işim değil, adres eksik, benden imkansız bir şey istiyorsunuz, benim çoluk çocuğum var, nişanlıyım… gibi klişe mazeretler ileri sürmeden mektubu çantasına koyar ve yola çıkar. 

Dört gün sonra Küba kıyılarına ulaşıp oradan ormanların içinden ilerleyerek üç haftalık bir seyahati yaya olarak tamamlayıp, Garcia’nın olduğu dağa ulaşarak mektubu teslim eder ve birliğine geri döner.

Bu hikaye “GARCİA’YA MEKTUP” olarak bilindiği için Çavuş Rowan’dan çok Garcia ismi hafızalarda yer etmiştir. 

Ben de bu hikayeden esinlenerek, 2007-2012 yılları arasında liderliğini yaptığım ekipte yer alan bir arkadaşımı cep telefonuma, aslında Çavuş Rowan’ı kastederek Garcia olarak kaydetmiştim. 

Kendisine asıl ismi ile hitap etmeme rağmen ondan bahsederken Garcia olarak bahsettiğimden dolayı, bir çok arkadaşım da bana hak verdiği için onu bu isimle anar olmuştu.

Çünkü kanaatimce bu arkadaşımız da öyle bir durumda, öyle bir mektubu hiç itiraz etmeden, mazeret üretmeden, durumun önemini kavrayarak ve gereğini yaparak yerine ulaştırmayı başarabilirdi. 

Bu arkadaşımızın çalışkanlığı, sabrı, fedakarlığı ve sonuç almadaki başarısı ekibimizin başarısına da önemli katkılar sağlıyordu. 

Bulunduğumuz şehirdeki ‘network’ünün etkili ve yetkili insanlardan oluşması ve çevresinde tanınan ve sevilen biri olması, sorunların çözümünü kolaylaştırıyordu. “Bu benim işim değil” demeyen ve “zor olsa bile imkansız değil” diyerek konusunun dışındaki görevlerde bile başarılı sonuçlar elde eden arkadaşımız, herkesin aynı ekipte çalışmak isteyeceği örnek bir çalışan olmaya devam ediyor. 

İkinci örneğimiz Gazneli Mahmut’un yardımcısı AYAZ.

Hikaye Mevlana’nın Mesnevisinde yer alıyor: Gazneliler 963-1186 yılları arasında Horasan, Afganistan ve Kuzey Hindistan’da hüküm süren bir Müslüman-Türk hanedanıdır.

Sultan Mahmut, 998-1030 yılları arasında bu devletin başındadır ve kazandığı zaferler sonucu, bir kahraman olarak ünü İslâm dünyasında yayılır.

İşte Ayaz, Gazneli Mahmut’un sadık adamının ismidir. Zekâsı, mütevaziliği ve sultana bağlılığı ile tanınan Ayaz’a gösterilen ilgiden rahatsız olan diğer beyler, ona neden bu kadar çok maaş ödendiği konusunda sultana bir soru yöneltirler. 

Sultan Mahmut bu soruya o sırada karşılık vermez. 

Birkaç gün sonra beylerini alarak ava çıkar. Uzaktan bir kervanın geçmekte olduğunu görürler.

Sultan Mahmut otağına çağırdığı beylerden birine “Git sor bakalım, bu kervan nereden geliyor!” der. 

Bey, atına atlar ve kervana ulaşır. 

Bir süre sonra geriye dönüp “Efendim kervan Rey şehrinden geliyor” diye bilgi verir. 

Sultan Mahmut: “Peki, nereye gidiyormuş” diye sorunca bey cevap veremez. 

Bunun üzerine Sultan, başka birini gönderir, o da “Efendim Yemen’e gidiyormuş” diye bilgi verir.

Yükü neymiş” deyince o da cevap veremez. 

Bu defa bir başka bey Sultanın, “Sen de git yükünü öğren" talimatı üzerine kervana gidip döner ve “Her cins mal var, fakat çoğu Rey kâseleri” diye cevap verir.

Sultan: “Peki kervan Rey’den ne zaman çıkmış" diye sorunca, sorusu cevapsız kalır. 

Sultan böylece tam otuz beyi gönderir, otuzu da istenen bilgileri tam olarak getiremezler. 

Sultan son olarak Ayaz’ı çağırır otağına ve talimatını verir:

Git bak bakalım şu kervan nereden geliyor!

Ayaz, saygıyla sultanın huzurunda eğilerek konuşmaya başlar:

Efendim, kervan görünür görünmez sizin merak ederek, soracağınızı tahmin ettiğimden gidip gerekenleri öğrendim. Kervan Rey’den geliyor Yemen’e gidiyor. Yükü şudur, şu kadar at, şu kadar deve, şu kadar katırdan oluşuyor. Kervanda şu kadar insan var, onlardan şu kadarı silahlı…” diye başlayarak kervan hakkındaki bilgileri en küçük ayrıntıya varıncaya kadar anlatır. 

Bütün bunları beyler ağzı açık dinlerler.

Sultan, beylerine döner ve: “Ayaz’a neden otuz kişinin ücretine denk para verdiğimi anladınız mı. Görüyorsunuz ki bu bile, onun hizmetine karşı az geliyor” der. 

Böylece Ayaz’ı çekemeyerek aleyhinde konuşan beyler utanırlar, yaptıklarına pişman olurlar ve şöyle derler:

Bu bir anlayış, doğuştan gelen bir zekâ işidir. Allah’ın bazı insanlara verdiği özel lütfu ve ihsanıdır. Çalışmakla elde edilecek bir özellik değildir."

Onların bu mazeretine karşılık sultan şu muhteşem cevabı verir: 

“Şu hayat mücadelesinde insan, başarıya ulaşamamış, zarar etmişse, bir şey elde edememişse, bu hâl onun gereği gibi çalışmamasından ileri gelmiştir. Eğer başarıya ulaşmış, kazanmış, kâr etmişse, bu başarı onun çalışmasından, çok gayret sarf etmesindendir."

Benim çalışma hayatımda bu örneklere dahil edebileceğim bir çok arkadaşım olduğunu söyleyebilirim.

Ne dersiniz?

Sizin tanıdığınız bir Ayaz ya da Garcia var mı? 

Evet” diyorsanız ve aklınıza hemen birileri geliyorsa, elbette bu çok güzel bir şey.

Fakat bu soru ile asıl siz, birilerinin aklına geliyorsanız, ne mutlu size.

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Feridun
Feridun 3 yıl önce
Hüseyin Bey her zamanki gibi çok önemli bir konuyu kaleminize almışsınız emeğinize sağlık. Kesinlikle çok doğru işin aslı işimizle dertlendiğimiz zaman Allah’ın izniyle başarının kaçınılmaz olduğu...
Nuh
Nuh 3 yıl önce
Evet etrafımızda sayısı da az da olsa Ayaz ve Garcia örnekleri var. Çalışma şeklimizi buna kesinlikle uyarlamamız lazım. Ayaz ve Garcia örneği şu an aklımda yok ama Batman var bir tanıdığım :)
Ahmet Reşat SAKARYA
Ahmet Reşat SAKARYA 3 yıl önce
İbret alınacak örnek bir yazı olmuş, emeklerinize sağlık.
Nigar özel
Nigar özel 3 yıl önce
Yine çok çarpıcı bir yazı olmuş tebrikler
Özlem KALAY
Özlem KALAY 3 yıl önce
Güzel bir hikaye olmuş. Emeğinize sağlık.
Şule Şahin
Şule Şahin 3 yıl önce
Yine bize kendimizi sorgulatan kaliteli bir yazı olmuş emeğinize sağlık, benim etrafımda da Garcia var neyse ki
Mehmet Zeki Aktaş
Mehmet Zeki Aktaş 3 yıl önce
bu benim işim değil bu kesinlikle kullanılmalıdır. Güzel yazı
Abdullah Pektaş
Abdullah Pektaş 3 yıl önce
Çevremizde bu tarz insanlar azda olsa var değerlerini bilmek gerekir Rabbim sayılarını artırsın ben bu Garcia yi taniyorum galiba
Rahmi
Rahmi 3 yıl önce
Ayaz ya da Garcia kadar olmasa da 1-2 yi geçmeyecek şekilde çevremde böyle insanlar var. Henüz sorulmamış soruya cevap vermek soru sorana da cevap verene de zaman kazandırıyor.
Onur
Onur 3 yıl önce
Çok güzel bir vurgu olmuş , hayata değer katan insanlar hakkındaki yazınız. Ellerinize sağlık.
Selma Köroğlu
Selma Köroğlu 3 yıl önce
Yine eğitici ve düşündüren yazılarınızdan birini okudum çok teşekkürler Hüseyin bey kaleminize sağlık ????????????????????????
Timur
Timur 3 yıl önce
Her ekibe lazım bir Ayaz ile Garcia. Onlara ulaşabilmekte bir meziyet olsa.
Fatih TUNCA
Fatih TUNCA 3 yıl önce
Çok güzel bir yazı, teşekkürler
Nurullah
Nurullah 3 yıl önce
Öncelikle Selamlar. Yazıyı okuyunca bazımız evet ben den bahsediyor. Bazımız belki de bir mazeret daha buldu. Neden kendimi kullandıracağım gibi şeyler. Çalışkan insan miskinlik ve yorgunluk kelimelerine uzaktır. Onu faydalı olduğu insanların teşekkür ve duaları motive eder. Onlar Allah'ın yeryüzüne gönderdiği yardımcıları benzetmesini de yapabiliriz. İnsanların ihtiyaçlarını gözlerler ve gidermek için kendilerine bunu bir görev olarak yaparlar. Slmlar. İyi çalışmalar.
İbrahim SANCAR
İbrahim SANCAR 3 yıl önce
Ellerinize sağlık Hüseyin Bey.
Cumhur Karasu
Cumhur Karasu 3 yıl önce
Başkalarının aklına gelip gelmediğimi bilmiyorum, ama tanıdığım bir Ayaz ya da Garcia yok maalesef. Keşke olsaydı…
Abdurrahman Keskin
Abdurrahman Keskin 3 yıl önce
Başarılı insan, eline kalemine sağlık…
Selim Öztürk
Selim Öztürk 3 yıl önce
Bayram sonrası ilk iş gününde yazınız beni müthiş motive etti.Ülkemizde daha nice AYAZ lar GARCİA lar yetişsin.İnşAllah…
FİKRET GÜNEŞ
FİKRET GÜNEŞ 3 yıl önce
Ben AYAZ olmak istiyorum yol gösterir isiniz
Burhan doğruyol
Burhan doğruyol 3 yıl önce
Ayaz’ın hikayesini çık beğenirim ben de hem kendime rehber edindim hem de çok arkadaşıma bu hikayeyi anlattım. Mesaj alabilene çok önemli bir kıssa
FİKRET GÜNEŞ
FİKRET GÜNEŞ 3 yıl önce
Yazı (bu benim işim değil)
Recephan
Recephan 3 yıl önce
Yazıyı okuduğum zaman aklıma hemen çevremdeki arkadaşlarım geldi ve hem ayazdan hemde garciadan çok fazla olduğunu anladım. İnsanın bakış açısını değiştirebilecek bir yazı olmuş ellerinize sağlık olsun
Haleti Ruhiye
Haleti Ruhiye 3 yıl önce
Yine çok güzel bir yazı. Kaleminize sağlık.
Muammer Aynaci
Muammer Aynaci 3 yıl önce
Hüseyin By hayat herkesi ayaz ve GARCİA lar la karşilaştirsin