USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

St. Petersburg, Moskova, Ankara yoluyla Adana’da karantinaya!..

25-04-2020

Herkese merhaba!

Bu yazı, her zamankinden biraz farklı olacak. 

Geçtiğimiz günlerde, uluslararası haber ajanslarına verdiğim röportajlarda da belirttiğim üzere, şu an Adana’dayım. 

Neden buradayım!..

Rusya’dan devletimizin yolladığı tahliye uçağı ile memlekete geldim ve yurtdışından gelen her vatandaş gibi KYK yurtlarında karantina sürecine alındım. 

Gelin sürecin başından başlayalım.

Koronavirüs Covid-19 salgını, tüm dünyanın başına tebelleş oldu malumunuz. 

Bu süreçte, devletimiz dünyanın dört bir yanında yaşayan vatandaşlarımızı tahliye uçaklarıyla memlekete getirmeye başladı.

Rusya’ya yönelik böyle bir uçuşun olup olmayacağı daha belirsizdi.

Ta ki 2 hafta öncesine kadar. 

2 hafta önce, Moskova Büyükelçiliğimize bağlı bulunan Moskova Eğitim Müşavirliği’nden aldığım e-posta sonucu, bir tahliye uçağının planlandığı belirtildi. 

Fakültedeki hocalarım, dekanım ve öğrenci işleriyle konuştuktan sonra memlekete dönmeye karar verdim. 

Hem fakültedeki beraber ders gördüğüm grup arkadaşlarım hem de başka ülkelerden benim gibi St. Petersburg’a eğitim almaya gelen arkadaşlarım ya evlerine döndüler ya da dönüş hazırlıklarına başladılar. 

Çünkü sınavlar da dahil olmak üzere bütün eğitim sistemi online formata döndü.

St. Petersburg Başkonsolosluğumuz ve Moskova Eğitim Müşavirliğimize başvurumu yaptıktan sonra, süreci beklemeye başladım. 

Dışişleri Bakanlığı’mızın ve yurtdışı temsilciliklerimizin Rusya ile temasları inanılmaz koordineli ve hızlıydı.

St. Petersburg Başkonsolosluğumuzun Konsolos Muavini Sayın Taner Arıcan beyefendi ve Moskova Eğitim Müşaviri Sayın Alper Alp beyefendinin yoğun mesaileri sonucu Rusya’dan çıkış izinlerimizi aldık. 

Moskova Eğitim Müşavirliği personellerinden Sayın Olga hanımın da hakkını teslim etmem gerekiyor. 

Sürecin her dakikasında biz, Rusya’da eğitim gören vatandaşlara yardımcı oldu.

Sonuç olarak 22 Nisan günü Moskova’dan uçağın kalkacağı kesinleşti ve süreç sonuna doğru geldik. 

21 Nisan gecesi, saat 23.00 civarında Moskova’ya uçmak üzere St. Petersburg Pulkovo Havalimanı’na gittim. 

Havalimanı tam anlamıyla ölü gibiydi. 

Birçok uçuş iptal oluyordu.

-St. Petersburg Pulkovo Havalimanı-

Normalde cıvıl cıvıl olan o havalimanı, o dükkanlar, o restoranlar gitmiş yerine soğuk, gri ve tedirginlikler içindeki bir bina kalmış.

Nispeten diğer uçaklara göre daha az kapasiteli bir “Embraer”le Moskova Domodedovo Havalimanı’na indik. 

Şimdi, Vnukovo Havalimanı’na geçmemiz gerekiyordu. 

Uçakta benimle birlikte 3 Türk arkadaşım daha vardı. 

Bir taksiye atladık ve vardığımızda enteresan bir tablo bizi bekliyordu.

Türkiye’ye tahliye uçağının kalkacağı Vnukovo Havalimanı’nın içindeki Türkler’i görünce şanslı olduğumuzu fark ettik. 

Saatlerdir havalimanında yanlarında bavullarıyla beklemek zorunda kalan bir sürü vatandaş vardı.

Biz şanslıydık. 

22 Nisan sabah 01.30 sularında vardığımız havalimanında altı üstü sabah 09.10 uçağını bekleyecektik. 

Orada tanıştığımız Dağıstan civarı bir şehirde eğitim gören öğrenciler, 21 Nisan sabahından beri beklediklerini söylediler.

Yorgunlukları her hallerinden belliydi. 

Orada St. Petersburg Devlet Üniversitesi’nde birlikte Rusça hazırlık eğitimi aldığım bir arkadaşımla karşılaştım. 

O sonra başka şehirde eğitim hayatına devam etti. 

Onun verdiği maske olmasa uçağa binemeyecektim; evet şaka gibi ama öyle!

Havalimanındaki yerel yetkililer maskesi olmayanların uçağa alınmayacağını belirtti.

-Moskova Vnukovo Havalimanı-

Fazla maskesi olanlar, olmayanlarla maskelerini paylaştı ve uçuşun olacağı kapıya doğru harekete geçtik.

Termal kameralarla sağlık taramasından geçtikten sonra, pasaport kontrolüne girdik. 

Ardına lavaboya uğradım. İçeride Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığımızın direktifleri doğrultusunda 20 saniye boyunca elimi yıkarken homurdanmalar başladı. 

Bir vatandaşımız: “Böyle bekleyeceksek işimiz iş!” şeklinde bir çıkışta bulundu. 

Şaştım kaldım! 

Sanırım bu insanlar yüzünden bu salgının süresi her geçen gün daha da uzuyor; ya da ben öyle düşünüyorum, bilemiyorum.

Uçağa bindiğimizde şaşkınlığım bir kat daha da arttı. 

THY’nin, sağ olsunlar (!), bizi balık istifi gibi uçağa doldurduğunu fark ettim; “Sosyal mesafe” konuşmaları, bütün o önlemler bir anda yalan oldu.

181 kişi “TK 4901” sefer sayılı Boeing 737-800 Moskova - Ankara uçağına bindik.

-Moskova’dan gelen uçağın içi-

Uçak içerisinde maske ve eldiven dağıtıldı. 

Uçuşumuz, Ankara semalarına doğru yaklaştığı anda anons yapıldı ve Adana’ya ineceğimiz söylendi. 

Ankaralı olduğum için ve uçağın memleketime ineceği sevinci kursağımda kaldı.

-Adana Şakirpaşa Havalimanı... Bavullar dezenfekte ediliyor...-

Adana’ya indiğimizde bir anda sosyal mesafe kuralları akıllara gelmiş olacak ki “1,5 metre” arayla uçaktan indirildik ve bavullarımızı almaya bagaj teslim bölümüne geçtik. 

Bavullarımız çamaşır suyu ile dezenfekte edildi.

Şansıma bavulun içinden bir şekilde sızan o çamaşır suyunun bazı kıyafetlerimi mahvettiğini yurda vardığımda fark edecektim.

-Havalimanında inince sosyal mesafe kuralıyla yürüdüğümüz an-

Bavullarımızı teslim aldıktan sonra, karantina süresince kalacağımız yurtlara doğru yola çıktık. 

Sarıçam mevkiinde bulunan KYK Yurtlarına vardık. 

Bir dizi sağlık önlemleri sonucu, her birimiz odalarda tek kişi kalacak şekilde yurda yerleştirildik.

-Yurda geliş süreci...-

Sağlık Bakanlığı ve AFAD personeli sağ olsunlar geldiğimiz günden beri, her konuda yardımcı oluyorlar. 

Günlük öğünlerimizin ya öncesi ya da sonrasında sağlık kontrollerimiz yapılıyor. 

Geldiğimizin ertesi günü, yine bu kontroller sırasında, iki vatandaşımızın enteresan bir konuşmasına şahit oldum. 

Sağlık görevlileri anlamasın diye aralarında Rusça konuşan arkadaşlardan birisi diğerine “Zaman geçmiyor. Kaçabilir miyiz acaba?” diye sorunca; “Deli misin? Her yerde polis var!” cevabını aldı. 

O an Umre’den gelip karantinada bulunduğu yurttan kaçmak isteyen vatandaşların benzerlerinin aramızda da var olduğunu fark ettim. 

Komik bir durum tabi ama trajikomik…

Bu tarz durumlarda insanların ne kadar bencil olabildiğini görüyoruz. 

Acı ama gerçek.

Tam olarak emin olmamakla birlikte, bina içerisindeki söylentilerden anladığımız kadarıyla uçakta gelen bazı vatandaşlarımızda şüpheli durumlar var diyorlar. 

Bazı vatandaşlar, kontrol edilmek üzere ambulansla alındılar; kontrol edilenler arasında 2 kişide “covid-19 testi”nin pozitif çıktığını, bu 2 yolcunun çevresinde bulunmuş olanların kontrol amaçlı hastanelere götürüldüğünü söylüyorlar. 

Emin değiliz; tabii ki bu durumun doğru olup olmadığını bilmiyoruz, bu türden dışarıya kapalı bir ortamda çok fazla spekülasyon oluyor çünkü.

Bir de gerçeği abartmayı ve deyim yerindeyse yalan söylemeyi seven bazı insanlarımız da var maalesef.

Türkiye'de şehirler arası yolculuklar için dahi tedbir amaçlı uygulanan 14 günlük karantina sürecinin, yurt dışında çeşitli ülkelerden büyük uğraşlar verilerek getirilen binlerce vatandaşımıza uygulanmaması söz konusu olabilir mi!..

En doğrusu Sağlık Bakanlığı’nın her gün açıkladığı kesinleşen verilere bakmak tabii ki.

Sağlıklı günlerde, sevdiklerimizle birlikte olmak dileğiyle.

.

İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?