USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Sokaksız ve masalsız büyüyen çocuklar ve Hikikomori

05-04-2021

Bir varmış bir yokmuş / Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde…

Pireler berber iken, develer tellal iken / Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken…

Çocukluğunu yaşamak konusunda şanslı bir kuşak bizimkisi.

Sokaklarda uzun süre, çoğu zaman akşam karanlığında bile güvenle, misket, çelik çomak ve daha bir çok doğal oyun oynamış, gazoz kapağı toplamış, büyüklerinden masal dinlemiş, birbirine masal anlatmış, çok şeyi olmayan fakat mutlu çocuklardık biz. 

Bu tekerleme, bu yüzden bize yabancı değil. 

Fakat “Kim Milyoner Olmak İster” programının bir bölümünde, üniversite öğrencisi bir yarışmacı, ilk soru olan “masalların başındaki tekerlemede develer ne iş yapar?” sorusunu bilemez. 

Soru çok basit olduğu düşünülerek ilk sıraya konulmuştur.

Yarışmacı, heyecanından değil, hiç bilmediği bir konu olduğundan fazla düşünmeye gerek görmez ve seyirci hakkını kullanır. 

Seyircilerin büyük çoğunluğunun verdiği cevabı son kararı olarak belirtir. 

Fakat seyirci de bilememiştir. 

Böylelikle elenir. 

Yarışmacı yukarıdaki tekerlemeyi, hayatında hiç duymadığını söylediğinde o dönemde yarışmayı sunan Kenan Işık şaşkınlığını gizleyemiyor. (Bu arada Kenan Işık 7 yıldır yoğun bakımda. Kendisine şifa diliyoruz.)

Uzmanlara göre hem masalların hem tekerlemelerin çocukların gelişiminde önemli bir rolü var. Şöyle ki:

- Masalı anlatan ile çocuk arasındaki bağ kuvvetleniyor...

- Çocuğun, karakterleri hayalinde canlandırmaya çalışması onu zihinsel olarak geliştiriyor...

- İyiyi ve kötüyü, doğruyu ve yanlışı ayırt etmeyi öğreniyor...

- Sabredenin muradına erdiği...

- Yapılan iyiliklerin karşılıksız kalmayacağı...

- Zekanın çoğu zaman beden gücünden üstün olduğu...

- Sevginin birçok şeyden daha değerli olduğu...

- Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamamız gerektiği ve bunun gibi kişiliğin oluşmasında büyük önem arz eden mesajlar içeriyor. 

Tekerlemeler ise güzel konuşmayı ve diksiyonun daha iyi olmasını sağlıyor. 

Diksiyon derslerinde bol bol tekerleme okuma pratikleri yaptırılmasının sebebi budur.

Fakat günümüzde anne - babalar olarak bizler, çocuklarımıza tekerleme öğretmek ve masal anlatmak için vakit bulamıyoruz.

Çocuklar da bu boşluğu bilgisayar oyunları, çizgi filmler ve diziler ile dolduruyorlar. Burada daha da vahim olanı, bu çizgi filmlerde ve dizilerde onların gelişimini olumsuz etkileyecek ve kişiliklerini zedeleyecek unsurlar bulunması. 

Okuduğum bir yazıda “Büyüyünce ne olacaksın” sorusuna cevap olarak “Mafya babası olacağım” diyen bir çocuktan bahsediliyordu. Üstelik bu örneğe, azımsanmayacak bir sıklıkta rastlanmakta olduğu belirtiliyordu.

Bununla birlikte “akıllı” cihazların kullanımının artması, insanın akıl seviyesinde bir azalışa mı neden oluyor sorusunun cevabı çok önemli. 

Küçük yaşına rağmen interneti ve bilgisayarı kullanabildiği için çocuklarımızın çok zeki olduğunu düşünüyoruz, fakat uzmanlar böyle olmadığı kanaatinde. 

Biz çok akıllı, zeki ve farklı bir nesil yetiştiğine inanıyoruz fakat “Silikon Vadisi”nde teknolojiyi üreten en önemli firmaların yöneticileri böyle düşünmüyor. 

Böyle düşünmedikleri için de çocuklarının eğitiminde kara tahtalı, tebeşirli eski tip ve doğal uygulamalar içeren okulları tercih ediyorlar. 

Akıllı” telefonların, tabletlerin ve bilgisayarların kullanımını öğrenmenin diş fırçalamayı öğrenmek kadar kolay olduğunu ve bu cihazların kullanımının zekâyı  geliştirmediğini itiraf ediyorlar. 

Çocuklarını gönderdikleri okullarda, problem çözme ve matematik becerisi, “örgü örmek, makas ya da bıçak kullanmak” gibi ufak el becerileriyle gelişiyor. 

El becerileri ve atlama, zıplama, tırmanma gibi hareket becerileri, 7 yaşından sonra zekâya dönüşüyor. 

Oysa pandemi nedeni ile son dönemde daha da artan teknoloji ağırlıklı eğitim, radyasyon emisyonu, obezite ve saldırganlık eğilimi gibi olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. 

Daha da kötüsü, değil evden, temel ihtiyaçlar dışında odasından bile çıkmayan ve kimseyle konuşmayan, internette dolaşmak, bilgisayar oyunu oynamak ve uyumak dışında bir şey yapmayan gençlerin sayısında önemli bir artış var. 

Japonlar bu durumu “Hikikomori-Hayattan elini ayağını çekmek” olarak isimlendirmişler.

Japon yetkililere göre 1.5 milyon genç bu  durumda.

İfadelerim yanlış anlaşılmasın fakat sormadan edemiyorum:

-Tavuğun bile kümeste yetişeni değil, gezeni makbulken ev hapsinde büyüyen çocuklarımızın sağlıklı bireyler olmasını nasıl sağlayacağız?

Sokakta oynayamayan, masal anlatılmayan, okula gidemeyen, devamlı elektronik cihazlara - radyasyona maruz kalan ve “mafya babası” olmak isteyen çocukların vebalini nasıl yükleneceğiz? 

Mesafe, Temizlik ve Maske” kuralını ihlal etmeden mutlaka bir şeyler yapmalı, hem kendimize hem çocuklarımıza yönelik çözümler üretmeliyiz. 

Eskiden bazı şirketlerin personel alımları sırasında yaptıkları mülakatlarda sordukları esprili bir soru geliyor aklıma:

-Çocukluğunuzda sokak çocuğu muydunuz apartman çocuğu mu?

Dayanıklılık açısından bir avantaj kabul edildiği için sokak çocuğu olmak tercih sebebiydi. 

Teknolojik gelişmeler, pandemi ve Hikikomori vakalarındaki artış böyle devam ederse yakın gelecekteki mülakatlarda aynı soru muhtemelen şu şekilde sorulabilir:

- Son bir yıl içinde evinizden dışarı kaç kez çıktınız?

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Nazan
Nazan 3 yıl önce
Gerçekten çok önemli bir konuya değinmişsiniz.Bizler çok şanslıydık.Güzel bir çocukluk geçirdik.Çocuklarımı da böyle yetiştirdiğime inanıyorum.Fakat yeni yetişen çocuklar için durum çok vahim.Annelere babalara daha çok iş düşüyor.
Feridun
Feridun 3 yıl önce
Hüseyin Bey her zamanki gibi çok değerli bir konuyu makalenize taşımışsınız! Belirttiğiniz gibi birçok alanda şanslı bir nesil olduğumuzu düşünüyorum... Birçok alanda yokluk vardı fakat küçük şeylerle mutlu olabiliyorduk. Fakat teknoloji ve gelişmek de çok değerli umarım çoçuklarımızın ve dünyamızın gelişiminde kendi çocukluğumuzla harman yaparak çocuklarımızı ve dünyamızı geliştirmek cümlemize nasip olur inşAllah ????????...
Fatih TUNCA
Fatih TUNCA 3 yıl önce
Çok güzel bir konu. Malesef çocuklar artık telefon ve televizyon ile büyüyor
Nuh
Nuh 3 yıl önce
Hayatın ta kendisi olan sokakta tecrübe kazanmadan hayata atılmak yeni nesil için zor olacak kanaatindeyim. Yazınız için teşekkürler.
Mehmet Zeki AKTAŞ
Mehmet Zeki AKTAŞ 3 yıl önce
misket, çelik çomak ve daha bir çok doğal oyun oynamıştım diyoruz counter hal life eco oynamıştım diyecekler
Selda erkan
Selda erkan 3 yıl önce
Bugünkü yazınız beni gerçekten çok duygulandırdın seneler öncesine çocukluğuma geri döndüm resmen. Gerçekten biz çok şanslı ve çok mutlu çocuklardık çocukların yaşayabileceği en güzel şeyleri yaşadık masalları dinledik. Annemiz bize zorla eve sokana kadar sokakta bahçede oynadık. Şimdiki çocukları da bunları yapmaları için biraz zorlama mız gerekir sokakta oynamak istemiyorlar. Ama onlar için sağlıklı olanı bul.. kaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş
Veysel EKİNCİ
Veysel EKİNCİ 3 yıl önce
Güzel bir konuya temas etmişsiniz her zaman olduğu gibi; elinize sağlık Hüseyin Bey. Çocuklar adeta robotlaşıyor, teknolojide verilen değerler öğreniliyor.Kolaycı, ürkek, sabırsız, mücadeleden kaçınan,medeni cesareti kırık,a sosyalleşme, toplumsal ahlaki değerlerden kopuş, aile arası bağların kopuşu, dolayısıyla ailenin yıkılışı kaçınılmaz oluyor. Bencillik, paylaşmama, dayanışma isteksizliği gibi sonuçlar ortaya çıkıyor. Çok korunan, üzerine titrenilen, aşırı hijyene tabi olan çocukların sağlıklı ve sağlam geliştiklerinden bahsedilemez. Bırakın toprakta çamura yatsın, kitlensin, bırakın bir yerleri cizilsin, bırakın aç kalsın, kendi ihtiyacını karşılasın. Hayatla ve insanlarla iç içe olsun, arkadaşlarına dokunsun, sohbet etsin, oyunlar oynasın. Doğal gelişimi, suni dijital ortamla değiştirirsek vahim sonuçlar ortaya çıkar. Sonuç olarak çocuklar teknolojiyi elbette takip edip kullansın. Ancak doğal, geleneksel gelişim sistemini de bırakmasın. Tekrar teşekkür eder, daha nice başarılara imza atmanızı canı gönülden bekler, hürmetler ederim.
Özgür
Özgür 3 yıl önce
Teşekkürler Hüseyin Burak Bey
Sevgi
Sevgi 3 yıl önce
Pandemi olmadığı zamanda yeni nesil çocukların sokakta degil evde büyüdüğü dönemde pandemi iyice eve hatta odalarına kapanmaya zorladı maalesef yalnız çocukları da degil üstelik , dışarıda kurallara uyarak çocuklarla daha fazla etkinlik yapmakta ebeveynlere büyük rol düşüyor ...emeğinize sağlık ...
Özlem KALAY
Özlem KALAY 3 yıl önce
Hüseyin bey, içinde bulunduğumuz durumla ilgili yine farkındalık yaratmışsınız. Emeğinize sağlık.
Yıldıray Yıldız
Yıldıray Yıldız 3 yıl önce
Sokak çocukluğundan salon çocukluğuna döndük maalesef, teknoloji bize biraz fazla mı geldi acaba diye düşünmüyor değilim yani.Hüseyin bey yazınıza sağlık
Şerafettin Dalar
Şerafettin Dalar 3 yıl önce
Her devrin çocukluğu kendine güzel mi demeliyiz yoksa? (Önceki yorumuma ilintili)
Şerafettin Dalar
Şerafettin Dalar 3 yıl önce
Şu an ellili yaşlarında olanların çocukluğu,ne yazık ki şu anki zamanin çocuklarının tasavvur dahi edemeyeceği büyük bir kayıp.Fakat bu durumun da önü ve sonu yok.Yani şuan ellili yaşlarda olan bizlerin yaşadığı cocukluk,babalarımızın annelerimizin yaşadığı çocukluktan daha mı iyi daha mı kötüydü?
Özkan
Özkan 3 yıl önce
Pandemi ile iyice kangrenleşen bir konu bu. Sadece çocuklar degil çoğumuz bu kısırdöngüye girmek üzereyiz. Yazarımız her zaman ki gibi yine içinde olupta farkına varmamış davrandığımız bir konuda duyarlılığımızı arttırmamıza yönelil mesajlar vermiş.
Ramazan Umut
Ramazan Umut 3 yıl önce
Göz çektiğimiz bir konuyu incelikle ele almışsınız,kaleminize sağlık...:)
FİKRET GÜNEŞ
FİKRET GÜNEŞ 3 yıl önce
Çok haklısınız çocuklar dışarı çıkıp gezmiyorsa onları biz evleriyle birlikte gezdirelim o zaman mesela karavan gibi istediğin zaman istediğin yeri gez ilgi arttır
Selma Köroğlu
Selma Köroğlu 3 yıl önce
Hüseyin bey çok teşekkürler bu haftaki konunuz yine güncel ve sürekli aklımızın bir köşesinde bulunması gereken bir konu ????????????????????????
Nurullah
Nurullah 3 yıl önce
Merhaba artık zamanın dijital olduğu kişilerin kitap okumak yerine dijital kitap dinleme sitelerinin arttığı bir dönem de artık insanlar çaba harcamadan birşeylere ulaşmak insanları pasif bir hale getirmektedir. Son bir yıl içinde borsa da yatırımcı sayısı inanılmaz bir şekilde artış göstermiş ve bunların çoğu gençlerden oluştuğu belirtilmektedir. Yani yeni nesil çalışmak, alınteri yerine kolay dan kazanmak yolunu öğrenmiş oluyor. Buna aslında devlet büyüklerimizin önlem alması gereken önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Üretmek, alınteri, emek kelimesini kaybetmememiz gerekiyor. Yeni yazılarınızı merakla bekliyoruz. Selamlar.
Timur Ünsal
Timur Ünsal 3 yıl önce
Çok önemli bir sorunu kaleme almışsınız. Çocuklarımızın eğitiminde yeni dönemde anne babaların eğitime desteği , çocuğa ilgisi çok büyük önem teşkil ediyor. Bilinçli ebeveyn ler olmak için hepimizin gayret göstermesi gerekiyor. BŞka türlü çocuklarımızı nasıl bir geleceğin içersine iteceğiz, son pişmanlık fayda verecek mi?
Nigar Özel
Nigar Özel 3 yıl önce
Yine önemli bir konuya parmak basmışsınız ????????Günümüz çocuklarının normali hiçte iç açıcı değil gerçekten ebeveyn olarak önlem almaya çalışsam da bu dönemki gençlik için çok üzülüyorum bende
Süleyman kocapınar
Süleyman kocapınar 3 yıl önce
Çoğu zaman sosyal ortamlarda ya da aile ortamlarında yeni nesil çocukların ne kadar zeki oldukları(kullandıkları ipad ve bilgisayar oyunları nedeniyle) dile getirilirken meseleyi şaşkınlıkla dinlemekteydim. Bunların zekayı geliştirmekten öte zekayı gerilettiği ve çocuğun üretkenliğini azalttığını düşünmekteydim.yazarın tamda bu konuya değinmesi ve aynı düşünceleri paylaşmamız beni ziyadesiyle memnun etti. Çok güzel bir yazı...
Cumhur Karasu
Cumhur Karasu 3 yıl önce
Son derece yerinde, isabetli bir yazı. Her şeyimizi emanet edeceğimiz yetişen yeni nesil için taşımamız gereken endişe ve sorumluluğu hatırlatmanızdan dolayı bir eğitimci olarak şükranlarımı sunuyor, tebrik ediyorum. Gelecek pazartesiyi iple çekeceğim.
Mesut isen
Mesut isen 3 yıl önce
Çocuk küçükken aaglamasin diye eline telefon tablet verip onu bu hayatın içine atan bizler degilmiyiz.Artik her şeyin organik olanı aranıyor.İnsan fıtratıda bu durumdan kurtulup aslına rücu edecektir inşaAllah.
Halim COŞTANOĞLU
Halim COŞTANOĞLU 3 yıl önce
İletişim kurbanı nesil yetişiyor.