
İslam Barışı, 21. Yüzyılın selameti için şart!
21. yüzyılın ilk çeyreği bitti.
Eskiden köylerde ihtiyar heyeti, ailelerin bütçelerine; köy için kullanılmak üzere para toplardı. Yazılı olmayan kurallar çerçevesinde para toplama işine; “Salma” denilirdi.
Dünya büyük bir köy ya: ABD Başkanı Trump; salma işini bilakis kendisi takip ediyor. Çıktığı Körfez Arap Ülkelerinde keseyi doldurdu. O kadar ki şen şakrak Trump’ı gördük. Bir zil takıp oynamadığı kaldı. Trump, 2017’de başkan seçildiğinde ilk yurtdışı ziyaretini Suudi Arabistan’a yapmış burada kılıçla halay çekmişti. Bu sefer halay yoktu ama ikram edilen acı kahveyi de içmedi.
Ekonomi bir tarafa; Trump’ın asıl derdi İsrail’in Güvenliğini önceleyen ve İsrail’i merkeze alan İbrahim Anlaşmalarını revize etmek; anlaşma tekrar gündeme getirildi.
İbrahim Anlaşmaları (Abraham Accords) adını İbrahim Peygamberden alıyor. 2020’de bir dizi Arap Ülkesi, İsrail ile normalleşme anlaşmaları imzalar. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Sudan ve Fas; her biri ayrı ayrı ve ikili olarak İsrail ile barış anlaşması imzalar.
Anlaşmanın temelinde Arap- İsrail Normalleşmesi vardır. İbrahim Anlaşmaları, 1994 Ürdün- İsrail Barış Anlaşmasından sonra İsrail’le yapılan ilk anlaşmadır.
İbrahim Anlaşmaları Bildirgesinde; İsrail’in egemenliğinin tanındığı ve bir barış devleti olduğunun altı çizilir.
İslam, Hristiyan ve Yahudilik kökenli barış kültürüne vurgu yapılır. Ortadoğu’da huzur ve insan onurunun gözetilerek; dinler ve kültürler arasında diyaloğun teşvik edilmesi istenmektedir.
Irk, inanç ve etnik kökene bakılmadan yaşam sürdürülmesi, insan potansiyelinin en iyi şekilde değerlendirilmesi ve milletleri birbirine yakınlaştırmak için bilimi, sanatı, tıbbı ve ticareti destekledikleri ifade edilir.
Çocuklara daha iyi bir gelecek sağlamak için radikalizmi ve çatışmayı sona erdirmek hedeflenmektedir. Ortadoğu'da ve dünyada barış, güvenlik ve refah vizyonu genişletilecektir.
Beklenti, hedef ve bu ruhla; İsrail ile komşuları arasında ortak çıkar ve geleceğin planlanması bu anlaşmanın görünen yüzüydü.
Gelinen noktada Gazze’de yaşanan vahşet, İsrail’in Ortadoğu’da barışı değil; savaş ve çatışmanın körükleyicisi olduğunu tescil ediyor.
İsrail, kandan beslenen bir canavar ama ipi tutan odak ve küresel iblisler dünyanın dört bir köşesinde.
ABD Başkanı Trump’ın birinci başkanlık döneminde Amerika’nın dış politikasında en büyük başarısı; İbrahim Anlaşmaları. Trump da zaten şaşaalı bir törenle bu anlaşmayı kutlamıştı.
İsrail’in Ortadoğu’da istenmeyen bir aktör olduğu ortada iken Trump tekrar yollara düşerek İbrahim Anlaşmalarını güncellemek istiyor.
Başta Suudi Arabistan olmak üzere diğer ülkeleri de bu anlaşmaya zorluyor. İlginç bir şekilde Afrika’dan Pasifik’e birçok ülkenin adı geçiyor. En büyük iki Müslüman ülke Nijerya ve Endonezya da listenin başında yer alıyor.
Esed rejimine daha fazla yüklenilmesi ve dünya sisteminden dışlanması için eski ABD Başkanı Trump; Haziran 2020'de “Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası” (Caesar Syria Civilian Protection Act) ya da kısa adıyla “Sezar Yasası” adı verilen bir dizi yaptırımı uygulamaya sokmuştu.
İsmini, 2014'te Esed rejiminin muhalifleri tuttuğu hapishanelerde işkenceyle öldürülen 11 bin tutukluya ait 55 bin fotoğrafı dünya basınına sızdıran askeri polisin kod adından alan yasa, sadece Esed rejimini değil yabancı kişi ve kuruluşları da hedefledi.
Trump, Suriye’nin elini kolunu bağlayan Sezar Yaptırımını kaldıracağını söyledi. Ama Ahmet Şara liderliğindeki Suriye’den talebi var:
- İsrail ile normalleşerek İbrahim Anlaşmalarına katılın.
- Tüm yabancı savaşçılar Suriye'yi terk etsin.
- Filistinli “teröristleri” sınır dışı edin.
- ABD'nin DAEŞ'in yeniden canlanmasını önlemesine yardımcı olun.
- Kuzeydoğu Suriye'deki gözaltı kamplarının sorumluluğunu üstlenin. Bu kamplar PYD/YPG’nin sorumluluğunda.
İsrail’le normalleşmek.
İsrail’in “vadedilmiş topraklar” hayali/ masalı olduktan sonra ki bu haritanın içerisinde Türkiye ve Suriye’de yer alıyorken; “normalleşme” nasıl olacak?
Türkiye, olağanüstü bir gün yaşadı.
Aynı anda üç farklı şehirde Uluslararası çok katmanlı toplantılar düzenlendi. Detaya girmeyeceğim.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin, “Küresel Barış” vizyonu; kaos ve çatışmanın sürdürüldüğü ‘Yeni Dünya Düzeni’ karşısında bir adım öne geçti.
Şimdi; varsın Trump, İbrahim Anlaşmalarını güncellesin.
İslam Dünyasının acilen kendi arasında İbrahim Anlaşmalarından daha kapsamlı ve kucaklayıcı bir anlaşmaya ve Küresel İttifaka ihtiyacı var.
Türkiye’nin merkezde olduğu bölgesel ve küresel ittifak kurulmalıdır.
Türkiye bu iradeye ve güce sahip.
Yeter ki inisiyatif alınsın. İslam Dünyasının selameti ve bekası için mekanizmalar kurulmalıdır.
Oğullar, kızlar ve insanlık için bu adım atılmalıdır.
21. yüzyılın ilk ikinci çeyreğine gün sayarken; Barış ve Esenlik vadeden İslam Dini, insanlığın kurtuluşu için kapsam altına alınmalı.
Şeyh Sa'dî'nin Farsça şiiri var, şöyle diyor: “Şemşîr-i nîk ez âhen-i bed çün küned kesî.” “Kötü bir demirden iyi bir kılıç nasıl yapılabilir?"
Kalite standartları; her neyse İslam Toplumunun tüm kademelerine yayılmalı.
Değişim gücünü harekete geçirecek niyet; kalpten dudağa gönülden söze yansımalı.
Başta Rus Halkı olmak üzere toplumların Kurtuluşu ancak İslam’la mümkün olacak!
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com