USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Ahmet Şara liderliğinde Yeni Suriye: Devletin inşası, denge siyaseti, kriz ve fırsatlar!

Ahmet Şara liderliğinde Yeni Suriye: Devletin inşası, denge siyaseti, kriz ve fırsatlar!
22-11-2025

Ahmet Şara liderliğinde Yeni Suriye: Devletin inşası, denge siyaseti, kriz ve fırsatlar!

Suriye siyaset sahnesi, iç savaşın yıkımından çıkıp yepyeni bir döneme girerken, Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın geçtiğimiz günlerde attığı iki kritik adım, Şam’ın uluslararası siyasette izleyeceği rotayı net bir şekilde işaret etti: Denge ve Özerklik.

Şara’nın, 15 Ekim’de Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i ve yaklaşık bir ay sonra Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump’ı ziyaret etmesi, yalnızca bir diplomatik tur değil, aynı zamanda ülkenin gelecekteki yol haritasının ilk taslağıydı.

Ahmed Şara’nın Moskova ve Washington ziyaretleri, bu iki yol arasında ülkesine üçüncü bir seçeneği —bağımsız, çok vektörlü, pragmatist dış politikayı— hatırlatıyor.

Daha sonra Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Çin'e resmi ziyarette bulundu. Suriyeli Bakan, Çinli mevkidaşı Vang Yi ile başkent Pekin'de görüştü.

Suriye’nin artık kimsenin peşine takılmayacağını, büyük güçler arasındaki satranç tahtasında bir piyon değil, kendi oyununu kuran bir oyuncu olma niyetinde olduğunu gösteren çok vektörlü bir başlangıçtır.

Şara, Rusya'nın Akdeniz'deki stratejik dayanak noktaları olan Tartus ve Hmeymim üslerine dair önceki anlaşmalara saygı gösterileceği mesajını verdi.

Ancak bu bağlılık, bir teslimiyet anlamına gelmiyor.

Şara'nın “ilişkilerin doğasını yeniden tanımlayacağız” vurgusu, Rusya'ya “eski müttefiklik bitti, yeni ortaklık başlıyor” mesajını net bir şekilde iletti.

Rus analistlerin de belirttiği gibi, iki lider de birbirine tam güven duymasa da bu ilişki, acımasız bir pragmatizm zemininde, karşılıklı çıkarlara dayanacaktır.

Asıl diplomatik manevra ise Washington’da gerçekleşti. “Beyaz Saray’ı ziyaret eden ilk Suriye Cumhurbaşkanı” unvanını alan Şara, Suriye-ABD ilişkilerinde yepyeni bir sayfa açtı.

Onüç yıl boyunca çatışmanın karşı cephesinde yer alan iki büyük gücün başkentlerini art arda ziyaret etmek hem diplomatik bir cesaret hem de savaş sonrası yeniden inşa için stratejik bir gereklilikti.

Yeniden inşa: Dış politikanın yeni motoru…

Bu denge siyasetinin temel motivasyonu ekonomi. Savaşın yıkımından çıkan bir ülke için kutuplaşmalar bir lüks değil, toparlanmanın önündeki en büyük engeldir.

Şara yönetimi, “kazan-kazan” anlayışına dayalı, barışçıl ve yapıcı bir dış politikayla, uluslararası yaptırımların kısmen hafifletilmesini hedefliyor. Nitekim BM ve ABD’nin attığı hafifletme adımları, bu diplomatik açılımların ilk meyveleri olarak yorumlanabilir.

Suriye, ekonomik kalkınma için sadece Rusya ve ABD ile değil; Avrupa ülkeleri ve bölgedeki diğer aktörlerle de olumlu ilişkiler kurmak zorunda. Bu noktada, iç savaşta karşı cephede yer alan ve İran’la aynı hızda bir yakınlaşmanın beklenmemesi, yeni Suriye dış politikasının özerk karakterini pekiştiriyor. Suriye, dış politikasında kendisine dost ve yapıcı yaklaşan ülkeleri önceliklendirecektir.

Stratejik gereklilik: Özerk ve çok vektörlü politika…

Suriye’nin jeopolitik konumu, ülkeyi büyük güçlerin ilgi odağı yapmaya devam edecektir.

Bu nedenle Şam, uzun vadede ne Rusya’nın ne de ABD-İsrail ekseninin etkisi altına girmemenin hayati önem taşıdığını biliyor. Yeni yönetimin önceliği, “egemen, tanınan ve bağımsız” bir Suriye inşa etmektir.

Bu bağımsızlık, özerk, ihtiyatlı ve çok vektörlü bir dış politikayı zorunlu kılıyor. Şara’nın vizyonu nettir: “Hiçbir büyük gücün peşine takılmamak.”

Moskova ve Washington ziyaretleri, sadece anlık temaslar değil, bu büyük vizyonun başlangıç noktası ve gelecekteki politikalar için bir yol haritasıdır. Eğer Şam, bu zorlu denge siyasetini başarıyla yürütebilirse, Suriye sadece bölgesel değil, küresel siyasette de önemli bir aktör olarak yeniden konumlanabilir.

Suriye’nin önündeki yol…

Bir devleti yeniden kurmak mümkün ama bir toplumu yeniden inşa etmek nasıl olacak?

Bu sorunun cevabı ordu reformunda, polis teşkilatında, istihbaratın karanlık dehlizlerinde, milislerin silah bırakıp bırakamayacağında gizli. Kağıt üzerinde görünen umut, sahada keskin bir sınava dönüşecek.

Türkiye: Yan kapıdan esen rüzgâr…

Komşu kapılar bazen kaderdir.

Türkiye, Şara’nın kurmaya çalıştığı yeni düzenin hem sınavı hem fırsatı olacaktır. Güvenlik iş birliği, yeniden imar projeleri, yıllardır yarım kalan bölgesel entegrasyon hayali… Hepsi yeniden konuşulabilir.

Ama tüm bu ihtimallerin önünde tek bir şart var: Suriye’nin kendini ayağa kaldırabilmesi.

Şimdi asıl soru şu:
Suriye, bu kez kendi hikâyesini kendisi yazabilecek mi?

Sis dağılırsa, cevap orada olacak.

Ve belki, bu kez umut kazanmaya daha yakın.

Bugün Suriye iki yolun tam ortasında duruyor:

1- Gerçek bir devlet inşası:
Kurumsal, hesap verebilir, kapsayıcı bir düzen…

2- Kırılgan bir geçiş kaosu:
Silahlı grupların gölgesinde, eski alışkanlıklarla süslenmiş bir sahte istikrar…

Bu yeni çizgi başarıya ulaşırsa Suriye, yıllar sonra ilk kez kendi kaderini kendisi yazan bir ülkeye dönüşebilir.
Aksi hâlde, tarih bir kez daha kendini tekrarlamaya hazır bekliyor. Sis dağılır mı bilinmez…
Ama ortada artık bir ihtimal var—andır, ince ve kırılgan olsa da.

Yeni Suriye’nin önündeki yol uzun, yükü ağırdır, ancak doğru rotayı çizmek için ilk kürek suya indirilmiştir.

Bu stratejik denge, ülkenin yeni sabahının gerçekten aydınlık olmasının tek anahtarı; Yeni Suriye'nin kurumsal inşası (yeni anayasa, güvenlik sektörü reformu, DDR programları/silahlı milislerin düzenli orduya dönüştürülmesi) ve Türkiye ile ilişkilerde oluşabilecek yeni fırsatlar da bu denge siyasetinin başarısına doğrudan bağlı olacaktır.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan; “Suriye'nin kalıcı huzura, refaha, emniyete kavuşması için girişimlerimiz sürüyor. Suriye'nin yeniden imarında, inşasında da inşallah yine kardeşlerimizin yanında olacak hem Suriye'yi hem Türkiye'yi birlikte büyüteceğiz. Şam'ın, Halep'in Hama'nın, Humus'un, Lazkiye'nin sokaklarında Türkçe ikinci dil olarak konuşuluyor. Suriye'nin güvenliği, unutmayın bizim güvenliğimizdir.”

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

"Suriye Cumhurbaşkanı" haberleri

https://www.dikgazete.com/etiket/?q=suriye+cumhurba%C5%9Fkan%C4%B1

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?