USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Hissikablelvuku, sezgisel zekâ ve ‘Yıldızlararası’

Hissikablelvuku, sezgisel zekâ ve ‘Yıldızlararası’
27-03-2023

2015 yılında yayınlanan LÜGAT 365 “Bazı Kelimeler Çok Güzel” isimli kitabı vitrinde gördüğüm zaman, hem bizi terk etmeye hazırlanan kelimelerle, hem hayatımızda gereksiz yer işgal eden kelimelerle derdi olan birisi olarak, ilgimi çekmişti.

İçerisinde 365 adet çok güzel kelime var. Bu kelimeler kitapta, “gündelik hayatın hengamesinden uzak, mağrur şekilde bir köşede duran kelimeler” olarak tanımlanmış ve onları derdest eden popüler mecralar aracılığı ile yeniden tedavüle sokma niyeti ile böyle bir kitap çalışması yapıldığı belirtilmiş. 

Bu kelimelerin ne kadar güzel şeyler olduğunu insanlara hatırlatmak, güzelliklerini popüler bir dille gösterebilmek, yeniden gündelik hayata karışıp, görünür olmalarını sağlamak amaçlanmış. 

Bu çalışmanın “Hayatlarımızdan tümden kaybolup gitmeden onlara son bir saygı duruşunda bulunma çabası” olduğu belirtiliyor.

Söylenildiği zaman herkesin kulağında çok hoş bir tat bırakan fakat kullanılmadıkça söylenişi de zorlaşan kelimelerden olan “Hissikablelvuku” kelimesinin, hangi kuşaktan olursak olalım hepimizin ilgisini çekme potansiyeline sahip olduğu kanaatindeyim. 

Bu kelime “Bazı Kelimeler Çok Güzel” kitabının da çıkış noktası olmuş. Bu süreç, önsözde şu güzel cümlelerle ifade ediliyor:

- Kitap fikri ilk olarak Hissikablelvuku kelimesi ile başladı. İnsanın içinden defalarca tekrar etmek geliyor. Adeta efsunlu bir kelime. Tek kelimelik bir şarkı gibi nağmesi ile akıyor ve hülyalara gark ediyor. İnsan bu kelimeyi bir kere duyunca, hep duymak istiyor. 

- Bu kelimenin ve diğer kelimelerin güzelliğini anlatmak istedik. Çünkü kelimeler derdimiz, kelimeler dermanımız. 

- Hayatlarımız kelimeleri şekillendiriyor. Gereksinim duymadığımız kelimeler ölüyor, gereksinim duyduğumuz yeni kelimeler ya da emoji’ler, caps’ler, gif’ler doğuyor. Bir ihtimal olsun, bu güzel kelimeler de hayatımızın rotasını değiştirebilir mi? Arzularımızı, gayelerimizi, önceliklerimizi sorgulatabilir mi?

Hissikablelvuku, dilimize Arapçadan geçmiştir. Olacak bir şeyi henüz gerçekleşmeden önce hissetmek ve veya önsezi anlamına gelmektedir. His kelimesinin önce manasındaki “kabl” ve meydana gelme manasındaki “vuku” kelimeleriyle birleşiminden oluşmuştur. 

Yakın zamanda yapılan araştırmalarla, sadece kafa beynimizin olmadığı kalp ve karın beynimizin de olduğu keşfedildi. 

Uzun araştırmalar sonunda genel zekamızın dışında bir duygusal zekamızın olduğu, bu iki zeka türünün de ötesinde bir sezgisel zekamızın da olduğu tespit edildi.

Çevremizde, “önsezileri çok kuvvetli” dediğimiz insanlara rastlamışızdır mutlaka. 

Sezgisel Zeka hem genel zekayı hem de duygusal zekayı bir arada kullanabilmeyi, üç beyin olarak nitelendirilen kafa beynimiz, kalp beynimiz ve karın beynimizden tüm sinyalleri alıp, bunları bir arada değerlendirebilmeyi ve en doğru ve en sağlıklı bir sonuca, karara, hükme bağlayabilmeyi ifade eden bir kavram. Diğer zekalardan daha üstün ve çok önemli bir güç. Bu güce sahip olanlar hayatta daha başarılı oluyorlar, engelleri, zorlukları daha kolay aşıyorlar ve liderlik vasıfları güçlü oluyor. 

Sezgisel Zeka için ihtiyaç duyduğumuz diğer bir kavram ise: Basiretli olmak. Basiretin tanımı “Bazı Kelimeler Çok Güzel” kitabında şöyle yapılmış:

“Bir şeyin gerçekliğini ve geleceğini gönül gözü ile kavramak”

Basiret kelimesi ile genelde birlikte anılan bir kelime daha var: Feraset.

Feraset kelimesi de basiret ile aynı anlamlara gelmektedir. Ancak basiret, tamamen sezgisel olarak ve kalp gözü denilen hisler aracılığı ile kazanılan yorumlama becerisidir. 

Feraset ise kişinin maddesel olarak gördüğü somut kanıtları zekaya uygun bir biçimde açıklamasıdır. 

Feraset kelimesi FarsçadaAt’ anlamına gelen “Feres” kelimesinden türemiştir. 

Geniş bir açıdan görebilmeyi ifade eder. Atların gözleri, bulundukları yer sebebiyle, canlılar içinde görüş açısı en geniş olan hayvanlardan birisidir. Hatta çeşitli işlerde kullanılan atlara sadece önünü görsün diye at gözlüğü takılır ve görüş açısı daraltılır. 

Bu nedenle ‘Olaylara at gözlüğü ile bakmak’ deyimi, bir kişinin bir olaya tek bir açıdan baktığını, ona etken olan diğer olayları veya faktörleri göremediğini veya görmek istemediğini anlatmak için kullanılır.

Bu yazıma, Hissikablelvuku kelimesi kadar, uzun zaman sonra tekrar izlediğim İnterstellar-Yıldızlararası filmi de ilham oldu.

Bu filmi, yıllar önce ilk izlediğimde uzayda ve zamanda yolculuğu konu edinen bir bilim kurgu filmi olarak izlemiştim. Oysa film, insanların sadece bilimsel hesaplarla değil daha çok hisleri ile doğru kararlara ve sonuçlara ulaşabileceğinin altını kalın çizgilerle çiziyor. 

Bir solucan deliğinden geçmek için uzayda yolculuk eden bir gemide bir bilim insanının dile getirdiği “Zamanı ve mekânı aşan tek şey sevgidir” repliği ve diğer bir bilim insanının kimsenin çözemediği yerçekimi problemini hisleri ile çözdüğünü söylemesi, filmin asıl derdini ortaya koyuyor aslında.

Akla gelen, kalbe doğan şeylerin, öngörülerin, ilhamların nereden geldiğini, hissikablelvukuyu, gönül gözü ile görmeyi bilim henüz net bir şekilde açıklayamıyor. 

Filmde bir baba ile küçük kızının arasındaki sevgi ve “Bir şeyin gerçekliğini ve geleceğini gönül gözü ile kavramak” konusundaki yetenekleri, filmin ana temasını oluşturuyor. Ayrıca izafiyet teorisi de dahil birçok bilimsel teoriyi de barındıran ve üzerinde tam 4 yıl çalışılmış olan senaryosunda, insanoğlunun dünyaya ve evrene sadece bilimsel bakma ısrarı ile dünyanın yakın gelecekte yaşanmaz hale gelmesi bir hissikablelvuku örneği olarak ortaya konmuş. 

Derinlerdeki mesaj ise kanaatimce, evrende yaşayabileceğimiz bir gezegen aramaktan çok elimizdeki yaşanabilir gezegenin kıymetinin bilinmesi gerektiği…

Evet, bazı kelimeler, gerçekten çok güzel. 

Bu kelimelerin kıymetini bilmek ve onların bizi terk etmesine izin vermemek için gündelik hayatımızda kullanımını arttırmak gerekiyor. 

Kitabın önsözünde dediği gibi: Bir ihtimal, bu güzel kelimeler hayatımızın rotasını değiştirebilir, arzularımızı, gayelerimizi, önceliklerimizi sorgulatabilir.

Bunu, özellikle içinde bulunduğumuz bu hassas dönemde, basiretimiz bağlanmasın, ferasetimiz kaybolmasın diye, at gözlüklerinden kurtulalım, olayları gerçekleşmeden hissedebilelim ve sağlıklı kararlar alabilelim diye yapmalıyız mutlaka.

Yazımızı Yıldızlararası filminin o ünlü repliğine küçük bir ekleme yaparak bitirelim:

- Zamanı ve mekânı aşabileceğimiz tek şey sevgidir. Çünkü imanın bile tamamlayıcısı olan sevgi, hislerin en yücesi, insanoğluna dair kadim problemlerin tek çözümüdür.

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Kadiryuksel
Kadiryuksel 11 ay önce
Gönül gözümüze hitap eden, aklımızdan başka akılların varlığı konusunda farkındalık oluşturan ve en önemlisi bizlerin sevgiyle olan muhabbetimize farklı bir yol çizen bu kıymetli yazı için teşekkür ederim.
Bu vesileyle sizlerin ve okurlarınızın Mübarek Ramazan’ın şu kalan zaman diliminde mağfiret ve kurtuluşa erenlerden olmasını niyaz ederim.
Haleti Ruhiye
Haleti Ruhiye 12 ay önce
Film aynı zamanda farklı boyutlarda ve gezegenlerde zaman kavramına da değiniyor. Farklı boyuttaki bir saatin dünyadaki 7 yıla denk geldiği gibi... Bu aslında biz müslümanların uzak olmadığı bir konu.

Senaryosunu üzerinde çok uzun süreler çalışıldığı belli olan bu kaliteli bilim kurgu filminden bir replikte ben paylaşmış olayım:

Eskiden gökyüzüne bakar, yıldızlar arasındaki yerimizi merak ederdik. Şimdi yere bakıp topraktaki yerimiz için endişeleniyoruz.

Yıldıray Yıldız
Yıldıray Yıldız 12 ay önce
Her hafta farklı konularla karşımızda olabilmeniz dileğiyle kaleminize yüreğinize sağlık Hüseyin Bey Hayırlı Ramazanlar dilerim
Cumhur Karasu
Cumhur Karasu 12 ay önce
Daldan dala atlamış yar,
Sonunu güzel bağlamış yar.
Kalemine sağlık yüreği sevgi dolu dostum.
Abdurrahman Keskin
Abdurrahman Keskin 12 ay önce
Çok faydalı yazı. Elinize kaleminize sağlık.Başarılarınız daim olsun…
Suleyman kocapinar
Suleyman kocapinar 12 ay önce
Günlük yaşamımda özellikle kullanmaya dikkat ettiğim kelimeleri gündeminize almış olmanız aynı düşünceyi paylaşıyor olmamız adına beni çok sevindirdi.devamını bekliyoruz…
LÜTFÜ
LÜTFÜ 12 ay önce
Yine zihin açam faydalı bir yazı,
Teşekkürler Hüseyin Bey,
Nigar Özel
Nigar Özel 12 ay önce
Dilimizin çok geniş ve sihirli olan kelimeleriyle bilgi verdiğiniz ipuçları ilham verici olmuş tebrikler
Fikret  Güneş
Fikret Güneş 12 ay önce
Her zamanki gibi bilgi dağarcığımız gelişiyor teşekkürler
Mesut İsen
Mesut İsen 12 ay önce
İslâm sevgi ve hoşgörü dini olduğuna göre .
Rabbim Son din olan İslam'ı anlamayı ve yaşamayı nasip etsin .

Timur
Timur 12 ay önce
Üstad çok güzel yazmışsınız.
Nuh
Nuh 12 ay önce
Hüseyin Bey, yazı için çok teşekkürler. Yazılarınızın keyifli olması yanısıra arada verdiğiniz kitap tavsiyeleri de çok kıymetli. Körlük kitabından sonra lugat365 kitabını da muhakkak alacağım.
Mehmet İpek
Mehmet İpek 12 ay önce
Kaleminize emeğinize sağlık
Cihat Konuk
Cihat Konuk 12 ay önce
Üstü küllenen bu sırlı güzellikleri tekrar hayata geçirmek gayet manidardır.Gönülden teşekkür ederim sağolasın.
Niyazi DERINDAG
Niyazi DERINDAG 12 ay önce
Kaleminize sağlık. Teşekkürler
Mehmet Zeki Aktaş
Mehmet Zeki Aktaş 12 ay önce
Süperdi hem fikirim