USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Evlilik reçetesiyle aileyi uçurumdan kurtarma yöntemi

01-08-2019

Toplumlar dönüşürken sorun alanları da değişme gösterir ve sorunlara üretilen çözüm önerileri, reçeteleri bu değişime ayak uydurur. 

Değişime ayak diremek zaman kaybıdır. Devletler, toplumların dönüşümlerinden bağımsız kalamazlar. 

Değişim kültüründen, dönüşümden toplumun temel taşı olan ailenin bile etkilendiğini gözlemlemek mümkündür. 

Geleneksel aile yapılarını korumaya çalışmak bir direniş olarak algılansa da arzu edilen aile yapısının toplumun ahlakını hızlı şekilde yozlaştıracak olması, bu dönüşümün sorunsuz şekilde nasıl çözülebileceği sorusunu hep gündemde tutuyor.

Bu konudaki mesuliyet kanuni anlamda Aile Bakanlığı’na aittir.

Aile Bakanlığı’nın “aileyi koruma adına” toplumu çok iyi gözlemlemesi ve elde ettiği verilerden çözümler üretmesi gereklidir. 

Aile çökerken, bakanlığın izleyici koltuğunda oturması düşünülemez. Kadını korumak tek başına sorun çözücü bir önlem değildir; aksine bu tür korumacı uygulamalar aile yapısına zarar vermektedir. 

Kadın sığınma evlerinin varlığı tıpkı huzur evlerinin, kreşlerin varlığı gibi bize dayatılmak istenen aile kültürünün uzantılarıdır. Modern aile kültüründe, üst ve alt soylara tanımlanan kurumsal yapılar aile ağacını kemiren kurtlardır. 

Modern ailenin bir başka seküler çıkmazı da kapitalist rejimin dayatması olan ‘eşlerin çalışmasının gerekliliği’ metaforudur. Evlilik bağının, pamuk ipliğine bağlı olması da bu konjonktürün sağladığı bir ortamdır.

Evlilik bağını pamuk ipliğiyle bağlayan modern kültür dayatması, gençleri evlilikten hızla soğuturken, evlilik için gerekli olarak maddi külfet, anne babaları kapitalist sistemin can damarı faize, kredi kartlarına sevk etmektedir. 

Resmi evliliklerden uzaklaşma ve evlilik sonucu boşanmalarda yaşanan artış ‘evlilik müessesi’nde krizin olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. 

LGBT” oluşumlarına gençliğin rağbetini mevcut kısır döngünün bir sonucu olarak görmek gerekir. Genç kızlar, feminist fikirleri sahipleniyor ve savunuyorsa eksik bırakılan veya aşırı baskılanan alanların varlığını görmemiz gerekiyor. 

Ensest, lezbiyen, homoseksüel…” diye adlandırılan sapkın cinsel yönelimlerin sebeplerini göz ardı edip, sadece sonuçlarıyla ilgilenmeye kalkmak ciddi bir hatadır. 

Aile Bakanlığı, hızlı reform hamleleriyle evlilik müessesesini ve dolayısıyla aileyi bataklıktan çekip kurtarabilir. 

Bunun için evlilik çağı gelen gençlerin veya evlilik için başvuru yapanların belli bir süre ‘Aile Okulu’nda eğitim görüp sertifika alması başlangıç için iyi bir reform hamlesi olabilir. 

Aile okulu”ndan sertifika alan kadınlar, evlendikleri andan itibaren “Bireysel emeklilik”ten faydalanmaya başlarken, aylık 500 TLev hanımı’ olmaları sebebiyle ücret alırlar. “Aile Bakanlığı çalışanı” olarak da düşünebiliriz ev hanımlarını. 

Cumhurbaşkanımızın her fırsatta dile getirdiği ‘3 çocuk’ arzusunun altyapısı yoktur ve bu alanı yine Aile Bakanlığı doldurmak zorundadır. 

Çocuk sahibi olan annelere çocuk başına aylık 500 TL ‘çocuk yardımı’ ödenmelidir. Bu ödemenin üst sınırı asgari ücret olabilir. 

Ev hanımı ödemesi + çocuk yardımları = Asgari Ücret ( Üst sınır)

Eşlerinden boşanmış olsalar bile annelerin çocuk parası almaya devam etmesi gereklidir. Sadece kendilerinden evli olmaları sebebiyle ödenen “ev hanımlığı” aylığı kesilir. Bireysel emeklilikleri primlerini dolduruncaya kadar yatmaya devam eder. 

Çalışan kadınların bu ödemelerden faydalanamayacağını belirtmekte sanırım bir sakınca yoktur. 

Dikkat edilirse “çalışan kadın” tercihini ev dışında kullanmıştır. Reform ev hanımları içindir. 

“Ev hanımları” adı üstünde, evinde çalışmaktadır. 

Aile Bakanlığı böylelikle sosyal yardım ödeneğini tek kaleme düşürmüş olacaktır. 

Yaşlı, dul, engelli ödemeleri…” gibi sosyal yardım ödemeleri bu kapsama dâhil değildir. Örneğin engelli ödemesi, hiçbir ön koşul olmadan ödenmesi gereken bir paradır. Evde bakım parası (annenin zaten ev hanımı + çocuk parası alması sebebiyle) kaldırılmış olacaktır. 

Aile Okulu sertifikası alanların düğün masraflarını, oluşturulacak bir fonla karşılamak evlilik müessesini güçlendirirken, gençleri evliliğe teşvik edecektir.

Düğün salonu için yapılacak ödemenin yarısının fon tarafından karşılanması ve yerli firmalardan yapılacak alışverişte üçte iki oranındaki masrafın fon tarafından ödenmesi, takı alışverişinin üçte birini fonun üstlenmesi gibi kolaylıklar evliliklerin önündeki bariyeri kolayca kaldırırken toplumsal kaynaşma da sağlanmış olur. 

Aile Bakanlığı içerisinde oluşturulacak bu fon kaynak olarak bağışları kullanabilir. 

Uygulamanın sağlıklı ve verimli kullanılması vatandaşların fona vereceği desteği de arttıracaktır. 

Zamanla bazı vakıfların, derneklerin evliliğe destek olmak için fon ile protokol imzalayarak sponsor desteği olacağını varsaymak mümkündür. 

Bu uygulamanın yaygınlaşmasıyla kreşlere, aile sığınma evlerine olan ihtiyaç azalacaktır. 

Aile Bakanlığı, bu reform hamlesinin yanında benzer reform hamlelerini de yürütebilir. 

Yeter ki sorun alanları iyice etüt edilsin, çözüm bulunmak istensin.

.

Muhammed Işık, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @leyli_serd , @dikgazete

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Sonmez
Sonmez 5 yıl önce
Muhammed bey yine toplumumuzun en önemli sorunlarından birine parmak basmış. Konuya Şeyh Edebalı (ks)'nın sözü ile katkı yapmak isterim. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" Burada bahsedilen insan kimdir? Kadın mı? Erkek mi? Bahsedilen insan kadın ve erkeğin bileşkesidir. Ne kadın ne de erkek birbirinden bağımsız olarak bir insanı temsil etmemektedirler. Bu nedenle de tüm kuramlar herikisinide bir bütün olarak kapsayıcı olmalıdır. Temel taşıda aile oluşturmasıyla var olur. Devlet ise bu yapının temel taşlarını bir arada tutan ve yapının tamamının var olmasını sağlayan bir mekanizmadır. Mevcut devletimizde, aile yapısını düzenlemek ve yapının işleyişini sağlayacak kurumlar oluşturmuştur. Fakat bu kurumları yönetecek ve o sorumluluk duygusunu üzerine alabilecek liyakat sahiplerini yetiştirmemiş veya görevlendirmemiştir. Son yıllardaki insanımızın ve aile yapımızın hızla bozulmasının sebebi budur. Örnek olarak kendi ailesini bir arada tutamamış veya aile birliğini sağlayamamış eşinden boşanmış birisinin bakan olarak kuruma atanmasıdır. Bu bir liyakatsizliktir. Artık diğer sorunları daha fazla anlatmaya lüzum kalmamaktadır. Yazarımıza başarılar dilerim.
Necdet Çelikdonmez
Necdet Çelikdonmez 5 yıl önce
Yazar muhammet ışık beyin bu yazısı icin kendini kutluyorum başarılar diliyorum kolay gelsin üstat selamlar Kırk ikindi şiir aksamlari arkadaş gurubu kurucu