USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Barış Manço’nun 'Anahtar'ı, Da Vinci’nin Şifresi

31-05-2021

Paulo Coelho, Hz. Mevlana’nın kısa bir hikayesinden esinlenerek yazdığını sonradan itiraf ettiği dünyaca ünlü romanı “SİMYACI”da, yaşadığı yerden çok uzaklara yolculuk yaparak rüyasında kendisine söylenen hazineyi aramaya giden bir çobanı anlatır. 

Çoban Santiago, bu yolculukta yaşadığı dönüşümle, aradığı hazinenin aslında kendi içinde olduğunu anlayacaktır. Mevlana’nın hikayesindeki kahraman da gördüğü rüyada belirtilen o uzak diyara gidip hazineyi aramaya başlar. Fakat orada tanıdığı biri, kendi gördüğü rüyayı ve rüyasında ona bildirilen hazinenin yerini anlatırken kahramanımızın bırakıp geldiği yeri, evini tarif eder. 

Bizim tarihimiz, çok uzun bir zaman dilimini kapsıyor. 

Dolayısı ile kültür hazinemiz de, bu hikayedeki gibi uzak diyarlara gidip aramaya gerek bırakmayacak kadar büyük bir hazine. Fakat bu hazineyi göz ardı etmenin marifetten sayıldığı dönemler yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.

Dede Efendi’yi hiç dinlediniz mi?” başlıklı yazımızda Türk ve Osmanlı müziğini kendi ülkesinde yaşadığı yıllarda değil de Amerika’da “mizah olsun” diye çalınan bir mehter marşı ile keşfeden ve sonrasında 10 yıl boyunca kültürümüzü araştırarak, müzikte, sanatta, mimaride ve bilimde ulaştığımız muhteşem seviyeleri müşahede eden dahi müzisyenimiz Mehmet Ali Sanlıkol’un hikayesine değinmiştik.

O da hazinenin kendi içimizde, yaşadığımız bu topraklarda olduğunu anlamıştı.

Ülkemizde 7’den 77’ye herkesin bildiğine ve sevdiğine inandığım, sıra dışı kişiliği ve sanatçılığı ile ülkemizi hem yurt içinde hem yurt dışında başarı ile temsil eden, şarkı sözlerinde kendi ülkesinin kültürünü ve değerlerini naif bir şekilde işleyen Barış Manço, 80’li yıllarda “Anahtar” isimli bir şarkı yapmış ve bu bilmece gibi şarkısı ile dinleyicilerini bir süre merakta bırakmıştı.

Bilmeceyi çözen çıkmayınca da TRT’de bir programda konuya açıklık getirmişti.

Şarkının sözleri çok uzun fakat bilmece kısmı şu şekilde:

Beş şair bir abide
İki abide bir sultan
Beş sultan bir düşünür
İki düşünür ise bir mimar

Beş Akif, bir saat kulesi
İki kule, bir Fatih
Beş Fatih, bir Mevlana
İki Mevlana, bir Sinan

Düşün taşın bütün gece
Benim kalbim bir bilmece
Kalbimin bir kilidi var
İşte sana anahtar

Programa elinde bir tomar para ile çıkan Barış Manço, şu açıklamayı yapmıştı:

Ne demiştik şarkımızda; beş şair bir saat kulesi. 100 lirayı çeviriyoruz, kimi görüyoruz? Mehmet Akif. Beş tane şair bir saat kulesi ediyordu… 500 lirayı çevirdiğimizde İzmir Saat Kulesi’ni görüyoruz. İki kule bir Fatih ediyordu. Ve 1.000 lirada Fatih Sultan Mehmet’i görüyoruz. Beş Fatih bir Mevlana ediyordu. 5.000 lirada Mevlana’nın resmi var. Ve iki Mevlana bir Sinan…10.000 TL’lik banknotta da Mimar Sinan’ın resmi bulunuyor.

Açıklamadan da anlaşılacağı üzere şarkının yazıldığı dönemdeki paralar ve üzerindeki resimleri şöyle sıralayabiliriz:

100 TL - Mehmet Akif Ersoy  / 500 TL - Saat kulesi (İzmir) 

1.000 TL - Fatih Sultan Mehmet  / 5.000 TL - Mevlana

10.000 TL - Mimar Sinan

Avrupa’da önemli buluşlara ve sanat eserlerine imza atan, icatlar, keşifler yapan ve bilimsel gelişmelere katkı sağlayan kişilerin hayatı incelenmiş ve nasıl düşündükleri, bu fikirlere ve sonuçlara nasıl ulaştıkları araştırılarak, yeni nesillerin örnek almasını sağlayacak eserler ortaya koymuşlardır. 

Hatta bu konuda yaptıkları çok başarılı tanıtımlar o kişilerin sadece kendi ülkelerinde değil tüm dünyada örnek birer DEHA olarak gündeme gelmelerini sağlamıştır. 

Bu konuya en iyi örnek ise kanaatimce LEONARDO DA VİNCİ dir.

Her şeyden önce bizde “ŞİFRESİ” ile ünlenen DA VİNCİ, batıda “MİLENYUMUN BİR NUMARASI” unvanı ile anılıyor. Filozof, astronom, mimar, mühendis, mucit, anatomist, matematikçi, müzisyen, heykeltıraş, botanist, jeolog, kartograf, yazar ve en nihayetinde ressam olduğu için verilmiş “MİLENYUMUN BİR NUMARASI” unvanı. 

Ayrıca “DA VİNCİ GİBİ DÜŞÜNMEK” diye bir kavram da gündeme gelmiş ve bu konuda birçok kitap yazılmış.

Sadece “MONA LİSA” ve “SON AKŞAM YEMEĞİ” tabloları bile hem sanatsal açıdan hem verdiği şifreli mesajlar açısından onlarca araştırmaya, kitaplara filmlere konu olmuş. 

Kabul edelim ki batı toplumları bize inançlarını, kültürlerini ve değerlerini dayatmakta çok başarılılar. Hatta bazılarını onlardan bile daha fazla sahiplenmekteyiz. 

Bu durum Da Vinci’nin fazla abartılmasında da görülmektedir. Onunla aynı zamanda yaşamış ve Fatih Sultan Mehmet’in övgülerine mazhar olmuş, astronomide, matematikte ve dil bilimlerinde çok önemli eserler vermiş olan ALİ KUŞÇU’yu tanıyanımız daha azdır. 

Amerikalı araştırmacı yazar Michael H. Hart, “MİLENYUMUN BİR NUMARASI” denilen Leonardo Da Vinci'yi “En Etkin 100” isimli kitabında, Dünya'daki en etkili 100 kişinin arasına bile almamış ve bunu da şöyle açıklamıştır:

“Bu liste, ileri gelen kişiler listesi olsaydı Leonardo mutlaka ilk elli arasına girerdi. Ancak yeteneği ve şöhreti tarihte yaptığı gerçek etkisinden çok fazladır. 

Not defterlerindeki çizimleri bilimin gelişmesinde hiç etkin olmamıştır. Mona Lisa'yı yapan bir insanı başarısız olarak nitelemek garip görünse de, onun meslek yaşantısını titizlikle inceleyen araştırmacıların çoğunun vardığı sonuç budur. 

Ünlü bir Mimar olmasına karşın bitirilmiş bir binası yoktur. Onun yaptığı bir tek heykel bile günümüze ulaşmamıştır.”

Barış Manço’nun şarkısında geçen Mehmet Akif Ersoy, Fatih Sultan Mehmet, Mevlana ve Mimar Sinan gibi değerlerimiz, bizim içimizdeki hazinenin muhteşemliğine dair yüzlerce örnekten sadece birkaç tanesi. 

Bu hazineye sahip çıkmamız,  çocuklarımıza öğretmemiz, ülke ve toplum olarak bu hazineden daha fazla istifade etmemiz büyük önem arz etmektedir.

Barış Manço’nun “Anahtar”ı dururken “Da Vinci’nin şifresi”ne ihtiyacımız olmadığı kanaatindeyim.

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
sinan
sinan 3 yıl önce
çok güzel bir yazı , ellerinize sağlık hüseyin bey.
Sevgi
Sevgi 3 yıl önce
Sayenizde yine yeni bir şeyler öğrendik , güzel yazı icin teşekkürler elinize sağlıkkk
Feridun
Feridun 3 yıl önce
Hüseyin Bey, her zamanki gibi makalenizde güzel bir konuya değinmişsiniz. İçimizdeki değerlere sahip çıktığımız ve izlerinden yürüdüğümüz müddetçe anahtarımızla her türlü kapıyı ve şifreyi açarız elhamdulillah...
Mesut isen
Mesut isen 3 yıl önce
Hüseyin bey yazınız yine tam isabet olmuş.Kendinizi neslimizi bilip sevmekten geçiyor aslında bütün hikaye .Genç nesillerede ve dahi tüm insanlığa kendinizi anlatmak için çaba göstermeli değişik yollar aramalıyız.selamatle
Rahmi
Rahmi 3 yıl önce
İyiyi, doğruyu hep uzaklarda ararız. Uzağa bakarken yakını görmeyiz ve gittiğimiz yolun farkında olmayız. Doğru istikamette ilerlemeniz için kendimizi tanımamız şart. Aksi takdirde dış komutlarla ilerleriz. Hazineye ulaşmak için sadece elimizdeki anahtarı çevirmek yeterli.
Özgür A.
Özgür A. 3 yıl önce
Çok güzel bir yazı olmuş. Yıllar önce bilmeceyi çözdüğümü düşünüyordum. Asıl bilmece değerlerimizin farkında olmadığımız imiş. yine yeni bir şey daha öğrendim sayenizde, teşekkürler.
Nurullah
Nurullah 3 yıl önce
Bu yazınız bizi bir ayrılık bir hüzün anında buldu. Gerçekten insanımız hayatta iken önem vermediğimiz kişilere sonradan fazlasıyla önem verildiği oluyor. Örnek anne babamız kaybedince değeri oldukça anlaşılan kişilere örnektir. Doğru ve değerli yıllar sonra da olsada yerini ergeç buluyor. Selamlar.
Nazan
Nazan 3 yıl önce
Hazine gerçekten içimizde.Bunu gelecek nesillere en iyi bir şekilde aktarmalıyız.
Nazan
Nazan 3 yıl önce
Hazine gerçekten içimizde..Bunu da gelecek nesillere en iyi bir şekilde aktarmalıyız.
Nuh
Nuh 3 yıl önce
Özümüz her anlamda bize yetecektir aslında. Keşke kıymetini bilebilsek.
Özlem KALAY
Özlem KALAY 3 yıl önce
Hazinenin içimizde olduğu gerçeğini çok güzel hissettirmişsiniz. Emeğinize sağlık.
Selda erkan
Selda erkan 3 yıl önce
Her zamanki gibi çok güzel ve bizi aydınlatan bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık..
Selma Köroğlu
Selma Köroğlu 3 yıl önce
Hüseyin bey yazınızda da bildirdiğiniz gibi önce kendi değerlerimizi kültürümüzü tarihimizi çocuklarımıza işlememiz gerekiyor ve bizim tarihimizde çok önemli insanların yer aldığını hatırlatmamız anlatmamız gerekiyor çok teşekkürler yine gerekli farklı bir konuya değindiniz????????????????????????
Yıldıray Yıldız
Yıldıray Yıldız 3 yıl önce
Hüseyin bey her zaman ki gibi farkındalık oluşturmaya devam ediyorsunuz tebrik ederim yazılarınızın devamını sabırsızlıkla bekliyorum kaleminize sağlık.
Fatih TUNCA
Fatih TUNCA 3 yıl önce
Güzel bir yazı olmuş, teşekkürler Hüseyin Burak bey
Mehmet Zeki Aktaş
Mehmet Zeki Aktaş 3 yıl önce
Barış Manço’nun “Anahtar”ı dururken “Da Vinci’nin şifresi”ne ihtiyacımız olmadığı kanaatindeyim. Burası önemli
Cumhur Karasu
Cumhur Karasu 3 yıl önce
Öncelikle kendimizi, tarihimizi ve değerlerimizi bilmemiz öğrenmemiz gerekiyor. Biz medeniyeti biz başka yerlerde aramışız maalesef. Hatırlamamıza vesile oldunuz, teşekkürler.
GÖKHAN İN
GÖKHAN İN 3 yıl önce
Her hafta acaba bugün hangi konuya değiniceksiniz diye merak eder oldum,oldukca kaliteli ve anlam yüklü yazı yasıyorsunuz,kaleminize sağlık.
Timur Ü.
Timur Ü. 3 yıl önce
Hüseyin Bey o kadar haklısınız ki. Biz ülkece öz değerlerimizi korumayı, yeni nesile anlatmayı bile fazla görmüşler. İzin vermemişler. Şu an ki kullandığımız sayı sistemi bile müslümanlardan gelmekte. Ama maalesef bunu çoğu kişi bilmez . Geometri de matematikte tıpta bu kadar ileride olan Müslüman dünyası, aşı bile üretemeyecek bir noktada. Umarım bunun değiştiğini görebiliriz.
Gamze Topçu
Gamze Topçu 3 yıl önce
Farkındalığımızın farkında olabilmek doğruyu amaç edinmek için gerçekten okumak ve öğrenmek en büyük eksiğimiz Bu yazınızda bir kez daha bunu anlattınız Bu güzel yazı için teşekkürler
Ahmet Reşat SAKARYA
Ahmet Reşat SAKARYA 3 yıl önce
Hüseyin bey, her zaman olduğu gibi bu yazınız da muhteşem olmuş. Bizim kendi değerlerimiz dururken algı ile gençlerimize garip gureba kişilere benzeme aşılanmaktadır. Biz kendi değerlerimize sahip çıkmamız İçin elimizden gelenin fazlasını yaparak bu konuda müfredatlarımızda daha kapsamlı olarak bu değerlerimizi tanıtmamız lazım. Selamlar,
FİKRET GÜNEŞ
FİKRET GÜNEŞ 3 yıl önce
Sevgili Araştırmacı yazarımız bu günde görüyoruz ki çok çalışmışsınız bilgiler için teşekkürler bir gün özümüze dönmek dileğiyle
Ziya Retçi
Ziya Retçi 3 yıl önce
Harika bir yazıyla karşı karşıyayız yine. Pazartesileri iple çekiyoruz.