USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Asıl ‘Enerji Krizi’ insanın yaşam enerjisinde

Asıl ‘Enerji Krizi’ insanın yaşam enerjisinde
07-11-2022

- Evrendeki canlı cansız her şeyin bir Titreşiminin olması

- Düşünceler ve duygularla artıp eksilen Titreşimlerin belirlediği; Frekans,

- Sen ne istersen onu değil Frekansına uygun olanı hayatına çekersin diyen Çekim yasası,

- İnsanın şahsına özel atmosferi -enerji bedeni- demek olan Aurası

- Ve tüm bunların sonucunda oluşan “İnsanın Yaşam Enerjisi”

Bu her biri çok önemli kavramları detaylandırmadan önce geçen ay “temiznenerji.com” sitesinde yer alan şu habere bir bakalım:

Dünya Enerji Görünümü 2022 (WEO) raporu Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayınlandıRapora göre, ilk kez, kömür, gaz ve petrolde küresel talep tüm senaryolarda bir pike ulaşıyor veya durağanlık gösteriyor; özellikle Rusya’nın fosil kayıt ihracatı önemli ölçüde düştü.

Uluslararası Enerji Ajansı, dünyanın enerji kriziyle mücadelesini çok az temiz enerjiyle sürdürdüğüne dikkat çekiyor. Temiz enerjiye daha hızlı geçiş, bu krizin etkisini hafifletmeye yardımcı olabilirdi; rüzgâr, güneş ve enerji verimliliği krizden çıkmanın en iyi yolunu temsil ediyor. 

Bu haberden anlaşılıyor ki ilk kez tüm dünyayı aynı anda etkileyen bu enerji krizi, dünyamızın lehine gelişmelere de sebep oluyor.

Temiz enerjiye (yenilenebilir enerji) geçişi hızlandıran bir sürece girmiş olmamız bardağın dolu tarafı olarak nitelendirilebilir.

Bu konu çok önemli çünkü evrende her şeyin bir frekansı var. Dünyanın da bir frekansı var ve fosil yakıtlar bu frekansı olumsuz etkiliyor.

"Dünya'nın Kalp Atışı" olarak nitelendirilen bu frekans değeri, atmosferde gerçekleşen elektriksel olaylar tarafından belirlenmektedir ve saniyede ortalama 7.83 Hz'dir. “Schumann Rezonansı” olarak anılan bu frekans değerini matematiksel işlemlerle tahmin eden Winfried Otto Schumann, 1952 senesinde gerçekleştirdiği bu tutarlı tahmini sayesinde, sonradan net olarak ölçülebilen bu değerlere ismini vermeyi başarmış.  

Frekansın kelime anlamı; birim zamandaki titreşim sayısıdır. Birimi ise ‘Hertz’ dir (Hz).

Evrende bulunan her şeyin farklı frekanslarda titreşen enerjiden meydana geldiği artık bilimsel bir gerçek.

Nikola TESLA “Eğer evrenin sırlarını bulmak isterseniz enerji frekans ve titreşim konuları üzerine düşünmeniz gerekiyor.” diyerek ilgilileri bu konuda araştırma yapmaya teşvik etmiş.

Albert Einstein ise şöyle diyor: “Her şey enerjidir ve her şey yalnızca bundan ibarettir. Bundan başka bir yol yoktur. Bu felsefe değildir! Bu fiziktir.”

Washington’daki Eastern State Üniversitesi’nde Dr. Bruce Tainio, yıllar önce yaptığı bir araştırma ile gün içinde insan vücudunun frekansının 62-72 MHz olduğunu, dolayısı ile belli bir enerji boyutunda titreşen enerji formları olduğumuzu göstermiştir. (1 Mhz. = 1 milyon Hz.)

Dünyanın frekansının direkt olarak insan beyniyle bir bağlantısı olduğu keşfedilmiştir. Fakat bu frekansın olumsuz değişiminde, sadece temiz enerji kullanılmaması değil, “2G”, “3G”, “4G” ve şimdide “5G” teknolojilerinin ve “doğallıktan ve insanlıktan uzaklaştıran bütün teknolojiler”in etkisi var. Bu etki, hem dünyayı hem de insan zihnini ve bedenini çok olumsuz etkiliyor.

Milliyet gazetesinin haberine göre; “yaklaşık 250 bilim insanı, BM ve Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) bir dilekçe göndererek 5G ve benzeri teknolojilerin, ürettiği elektromanyetik (EM) dalgalar nedeniyle kanser riski oluşturduğunu, bununla da kalmayıp genetik hasarlara, üreme sistemlerinde bozulmaya, öğrenme ve hafıza açıklarına, nörolojik bozukluklara neden olduğunu” ifade etmişler.

Amerikalı Bilim Adamı Dr. David Hawkins ise frekanslar ve frekansların bilinç düzeylerinde etkisi üzerine binlerce araştırma yapmış. Yaptığı deneylerde; “Yüksek frekanslı duygu ve düşüncelerin düşük frekanslı olanlardan daha güçlü ve etkili olduğunu, pozitif ve her şeyi, olduğu gibi kabullenen, sevgiyi gerçek anlamda yaşayan, barış ve huzur içindeki bir insanın  en yüksek frekansa ulaşacağını” klinik olarak kanıtlamış ve Güç Kuvvete Karşı – Bilincin Anatomisi kitabında bu araştırmalara yer vermiş. Kitabı, bu konuya ilgi duyan herkese tavsiye ediyorum.

Titreşim ve Frekansların hayatımızdaki rolüne dair keşif, uygarlık tarihimizin en önemli buluşlarından biri.  Özellikle sağlığımızla ilgili konularda çok etkili bir buluş bu.

Normalde “62-72 Mhz” olan vücut frekansımız 57-60 olduğunda grip, 42 olduğunda kanser oluyoruz. 25 altında ise ölüm gerçekleşiyor.

Olumlu düşünceler, frekansımızı 10 birim yükseltirken, olumsuz düşünceler ve stres 12 birim düşürmekte.

İşlenmiş gıdaların ve konserve yiyeceklerin titreşimleri “0 Mhz.” Hiçbir faydaları yok.

Taze sebze ve meyveler20-27” arası, kurutulmuş olanları “12-22” arasında.

Frekansımızın düşmesi, bağışıklık sistemimizi de zayıflatıyor.

Yazımızın başlığında dikkat çektiğimiz gibi asıl enerji krizi insanın yaşam enerjisindeki düşüş ile ilgili. Özellikle son dönemlerde, hayatı yaşamaya değer görmeyen, kafası karışık, karamsar, negatif düşüncelere teslim olmuş, bu nedenle titreşimi ve frekansı düşük ve yaşam enerjisi zayıf insan sayısı artıyor. Bunda “Doğallıktan ve insanlıktan uzaklaştıran teknolojiler”in insan zihninde ve bedeninde yaptığı tahribatın da önemli bir payı var.

Çözüm olarak, doğal ve sağlıklı beslenmek, doğada temiz havada bol yürüyüş yapmak, olumlu düşünmek, dua etmek, çalışmak, şükretmek, stresli ve negatif ortamlardan, cihazlardan ve kişilerden uzak durmak tavsiye ediliyor.

Uzmanlar ayrıca şu uyarılarda bulunuyorlar;

- Negatif düşüncelerin titreşimi negatif olayları çeker

- Nasıl bir titreşim halindeysek çevremize o düzeyde bir yayın yaparız.

- Ne yaparsak “kalp ile” yapalım. Kalbimizin ürettiği Enerji beynimizde oluşandan 60 kat daha kuvvetlidir.

- Frekansı yüksek kişiler iş ve diğer ilişkilerinde her zaman enerjik bir yapıya sahiptir.

- Sevgi, nefretten daha güçlüdür. Affetmek, bağışlamak iyileştirir. Cesaret güçlendirir. Bunlar yaşam enerjimizi arttırır.

- Kibir, yalan, kararsızlık, korku, nefret, doğadan ve doğal olandan uzaklaşmak yaşam enerjimizi zayıflatır.

- Biz ne istersek onu değil Frekansımıza uygun olanı hayatımıza çekeriz.

- Hayatımızdaki insanlar bizim frekans eşlerimizdir.

Sonuç olarak şunu söylemek mümkün;

Bizler radyo dinlerken dinlemek istediğimiz kanalın frekansı gibiyiz.

Ayarımız bozulmadan, hayat enerjimizi kaybetmeden yaşamak için kendimizi doğru frekansta tutmak zorundayız.

Diğer bir ifade ile ayarlarımızı insanca yaşamaya ve insan kalmaya uygun hale getirmeliyiz. Çünkü, “Selvi Boylum Al Yazmalım”ın yazarı Cengiz AYTMATOV’un dediği gibi;

“Bir insan için en zor şey her gün insan kalabilmektir.”

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Ahmet Reşat SAKARYA
Ahmet Reşat SAKARYA 1 yıl önce
Tüm fabrika ayarlarımız ile oynadılar Hüseyin bey. Ümit ederim ki daha fazla bozulmaz. Güzel bir yazı ele almışsınız. Emeğinize sağlık.
Suleyman kocapinar
Suleyman kocapinar 1 yıl önce
Kadim kültürümüzün içerisinde yer alan bakış açısının güncel ve bilimsel bakış tarzıyla harmanlanmak suretiyle konunun ele alınması son derece güzel bir içerik oluşturmanıza katkı sağlamış.yazarı her geçen gün alternatif gündemleri ele alan yazıları nedeniyle tebrik ediyorum
Faruk erk
Faruk erk 1 yıl önce
Enerji, tekamül, tekamül, pozitif düşünce, hüsn-i niyet…. Pişmeden olunmuyor..Üstadım kaleminize sağlık…
Selman
Selman 1 yıl önce
Her daim pozitif kalabilmek dileğiyle kaleminiz keskin olsun üstad
Muammer aynaci
Muammer aynaci 1 yıl önce
Enerjisi olmayanın hayatı söner ve bütün organları çöker. Teşekkürler müdürüm güzel bir yazı olmuş
Hüseyin Paslı
Hüseyin Paslı 1 yıl önce
Çok güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık.
Yıldıray YILDIZ
Yıldıray YILDIZ 1 yıl önce
Ben her güne pozitif bakmaya ve yaşamaya çalışıyorum mümkünse frekansı negatif insanlarla aynı ortamda olmamayı etrafımda enerjisi yüksek insanlarla vakit geçirmeye özen gösteriyorum… Kaleminize sağlık Hüseyin Bey
Hasan Basri canca
Hasan Basri canca 1 yıl önce
Önemli bir araştırma ve gzel aktarım. Teşekkürler sayın yazar. Başarılar.
Lütfü
Lütfü 1 yıl önce
Her ne kadar yorumunu yayınlamasanız da tekrar yazayım. Hüseyin bey'in bilimsel yazısı çok güzel olmuş, Emeğine sağlık. 5G teknolojisinin bizi yok etmek üzere planlandığını bu kadar açık şekilde okudum. Zamanla, nüfus artışını durdurarak insanlığın sonunu getirmeyi planladıkları çok açık. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki hassasiyetini iyi anlamak lazım.
FATİH
FATİH 1 yıl önce
Olumlu Düşünmenin gücü isimli kitap aklıma geldi. Olumlu düşünmek insan beyni ve vücudu üzerinde pozitif etkiye sahiptir. Yazı için teşekkürler..
Abdurrahman Keskin
Abdurrahman Keskin 1 yıl önce
Çok güzel yazı, zevkle okudum.
Düşüncelerinize saygı duyuyorum. Teşekkür ederim.
Burhan
Burhan 1 yıl önce
Demekki Polyana’cılık iyi birşeymiş
Bülent
Bülent 1 yıl önce
İnsan mı? Adem mi?
Nigar Özel
Nigar Özel 1 yıl önce
Kainatın dengesini eksiksiz kurmuş rabbim rizkimizi keseceği günü de bilir ama olumlu düşünce ve duanın gücü inanılmaz gerçekten çok güncel bir yazı olmuş yine tebrikler
Feridun
Feridun 1 yıl önce
Düşüncelerinize sağlık Hüseyin bey değerli bir konuyu kaleminize almışsınız. İnsan gibi yaşadığımız sürece Allah’ın izniyle frekansımızın yüksek olacağını düşünüyorum. İnsan kalıp insan gibi yaşayabilmemiz dileğiyle...
Cumhur Karasu
Cumhur Karasu 1 yıl önce
Titreşip özüme dönmeye karar verdim, tabi dönebilirsem… Teşekkürler Hüseyin Bey. Kaleminize sağlık.
Timur
Timur 1 yıl önce
Ufku genişleten bir yazı olmuş, teşekkürler.