USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Abakarov’u kim öldürdü?

Abakarov’u kim öldürdü?
20-10-2025

Abakarov’u kim öldürdü?

18 Ekim sabahı, Kafkasya diasporasının insan hakları alanında etkili isimlerinden birinin daha ölüm haberi düştü sayfalara. Dağıstan’da gördüğü siyasi baskılar nedeniyle ülkesinden ayrılmış Abakar Abakarov, İstanbul’da günlük kiralık bir evde defalarca bıçaklanmış olarak bulundu. Bu isim, konuya tamamen yabancı olanların bile, Dağıstan’daki İsrail karşıtı eylemlerden anımsayacağı birine ait. Hatırlarsanız, Mahaçkale Havalimanı’nda, ülkeye uçaklarla Yahudilerin geldiğini haber alan Dağıstanlılar bir eylem yapmış ve uçak motorlarında bile İsrail vatandaşlarını aramışlardı. O günlerde çokça sosyal medyaya düşen bu olay ‘Telegram’daki “Utro Dagestan” kanalından yayılan haberler nedeniyle çıkmıştı ve Rusya, Abakarov’u kırmızı bültenle arıyordu. Elbette, Abakarov’un aranmasının tek nedeni bu değil.

Utro Dagestan Telegram kanalı, Dağıstan’daki insan hakları ihlalleri ve yolsuzlukları gün yüzüne çıkarıp ifşa ediyor, dünya kamuoyunu Ukrayna’da ölüme yollanan Dağıstanlılar hakkında da bilgilendiriyordu. Gerçek şu ki; demir perde kalkmış görünse de Rusya Federasyonu’nda, halkın aleyhine her ne varsa karartma uygulanır. Her bilgi demokratik bir biçimde aktarılmaz, suçlular cezalandırılmaz ve hatta çoğu zaman suçlular, iktidarı elinde tutan yerel oligarklar ve yetki sahipleridirler. Abakarov’un da yöneticileri arasında bulunduğu Utro Dagestan Telegram kanalının suçlarını ifşa ettiği isimlerden biri, yine Telegram kanallarına göre Magomed Magomedov Abdulmecidoviç.

Telegram kanalları, Birleşik Rusya Partisi üyesi ve milletvekili Mecidoviç’in bu cinayetin azmettiricisi olduğunu yazmaktadır. Her ne kadar cinayetin Mossad tarafından işlendiğini iddia eden İsrail menşeli hesaplar varsa da bunun korku salma fırsatını değerlendirme işi olduğunu düşünüyorum. Çünkü İsrail’e bir kez dokunan Abakarov, Rusya ve Dağıstan yönetimlerinin insanlık karşıtı eylemlerini birden çok kez ifşa etti ve rahatsızlığa neden oldu. Haberlere göre 7 Ekim’de Abakarov’u iki kişi ziyaret etti ve biri, ertesi gün villadan ayrıldı. Bu durum da Abakarov’un katillerini tanıdığını işaret ediyor.

29 Temmuz’da İstanbul’da öldürülen üniversite öğrencisi Usman Amriev’in katilleri ve ölüm nedeni henüz bulunamamışken, Abakarov cinayetinin işlenmesi, 2000’li yıllarda işlenen en az 7 Çeçen cinayetini hatırlattı bana. Çoğu öylece kapatılmış, çoğundan nemalanan kimselerin ikbal vesilesi olmuş bu kahraman şehitlerin yegâne suçu, haksızlığa ve zulme karşı durmuş olmalarıydı. Bugün yine aynı iklimde yaşıyor olmak düşüncesi bile beni fazlasıyla tedirgin ediyor. Fotoğrafları açıkça ortaya konmuş, kimlikleri kolayca bulunabilecek katillerin, havalimanlarından nasıl kolayca çıkıp gittiklerini hatırlıyorum.

Korkunç olan şu ki; bazı cinayetler için dava bile açılmamıştı o günlerde. Kendini Allah’a ve vatana adamış bu namuslu insanların dünyadan bir beklentisi elbette yoktu fakat biz insanlık namına her fırsatta söz söyleyenlerin, bütün bu olan-biteni film sahnesi gibi kabul edip, unutması mümkün mü? Herkes, bu ölümleri unutmuş olsa da biz, yapılan haksızlıkları ilk günkü sıcaklığıyla hatırlıyoruz. Olayların insan haklarına aykırı durumlarının yanında, devletler hukuku açısından da ciddi bir yönü vardır. Türkiye, tarih boyunca önemli bir ülke oldu. Zulme uğrayan, haksızlığa boyun eğmeyen birçok insanın sığınağı olmuş ülkemizin üzerinden yabancı gözler de eksik olmadı.

Yabancı istihbarat mensuplarının Türkiye’de bu kadar rahat hareket edebilmeleri, insan öldürüp kayıplara karışabilmeleri, gerçekten ciddi bir güvenlik sorunudur ki yarın kimi hedef alacakları bilinmez. İşleyebildikleri her cinayetten daha fazla cesaret alan bu yapıların elleri ayakları kırılmalı, Türkiye Cumhuriyeti’nde sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hüküm sürdüğü, bu kirli odaklara hatırlatılmalıdır.

.

Ülkü Menşure Solak, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?