USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Dünya

Trump'ın İran'a yönelik tutumunun İsrail'in baskısıyla değiştiği savunuldu

ABD Başkanı Donald Trump'ın görevinin ilk aylarında, İsrail'in İran'ın nükleer programına "saldırı çabalarını geri planda tuttuğu", buna karşın "savaş ortamı ısınınca" da tutum değiştirdiği savunuldu.

Trump'ın İran'a yönelik tutumunun İsrail'in baskısıyla değiştiği savunuldu
18-06-2025 19:13
Google News
Ankara

New York Times'ın (NYT) haberine göre İsrail'in siyasi liderlerinin görüşmeleri ile askeri faaliyetlerini inceleyen, ülke içinde ve sahada görüşmeler yapan ABD istihbarat kuruluşları, İsrail’in İran’a saldırılarıyla Trump'ın izlediği tutum değişikliğini ortaya çıkardı.

Buna göre, Mayıs sonuna kadar yapılan analizlerde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, İran'ın nükleer programına yönelik "ABD'nin dahil olduğu ya da olmadığı senaryoları kapsayan" saldırı planlarını kayıt altına aldığı belirtildi.

????

Netanyahu’nun, 10 yılı aşkın süredir, İran’ın nükleer silah üretebilecek aşamaya gelmeden önce nükleer tesislerine saldırı planladığı; ancak bu planların, dönemin ABD başkanları tarafından "Orta Doğu’da yeni bir yangın çıkabileceği" endişesiyle engellendiği aktarılmıştı.

Son yapılan analizlerde ise İsrail'in, sadece "nükleer tesislere sınırlı bir saldırı değil", bunun daha da ötesinde "İran rejimini tehlikeye atabilecek" çok daha geniş kapsamlı bir saldırı hazırladığı ve "bu saldırıyı tek başına yapmaya da hazır olduğu" ortaya çıktı.

Müzakere arzusu ve "savaş" endişesi

Diğer benzer temaslarda ise İsrail, 2015’te ABD Başkanı Barack Obama döneminde imzalanan anlaşmaya benzer bir şekilde, Trump’ın "İran ile yetersiz bir anlaşmayı kabul edeceği ve ardından görevin tamamlandığını ilan edeceği" yönünde endişe taşıdı.

İsrailli yetkililer ise Trump yönetimine, İran ile son dönemde gerçekleşen nükleer müzakerelerde, diplomasi başarısı için "müzakerelerin arkasında gerçek güç niteliğinde bir saldırıya hazır olunması" tavsiyesi verdi.

Trump ise buna karşın, mayıs sonu yaptığı bir telefon görüşmesinde, İran’ın nükleer hedeflerinden vazgeçme çabalarına atıfla, Netanyahu’yu nükleer müzakereleri kapsayan diplomasi sürecine zarar verecek tek taraflı bir saldırıya karşı tekrar uyardı.

ABD Başkanı Trump, benzer bir görüşmenin ardından yakın bir siyasi müttefikiyle düşüncesini paylaşarak, Netanyahu’nun kendisini yeni bir Orta Doğu savaşına sürüklemeye çalıştığını düşündüğünü ifade etti.

Trump'ın adımlarında "kararsızlık"

8 Haziran'da Camp David'de ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Ratcliffe ile son görüşmesinde Trump'a "İsrail'in ABD ile veya ABD'siz yakında İran'a saldırmasının oldukça muhtemel" olduğu aktarıldı.

Konuya aşina kaynaklara göre Camp David'deki toplantı sonrası 9 Haziran'da Trump ile telefon görüşmesinde Netanyahu, "görev tamam" sinyali vererek, İsrail'in İran içinde "saha güçleri bulunduğunu" bildirdi.

Görüşmede, İsrail askeri planlamasından etkilendiği kaydedilen Trump'ın, görüşme sonrası danışmanlarına "Sanırım (Netanyahu'ya) ona yardım etmemiz gerekebilir" dediği aktarıldı.

Trump’ın buna karşın yine de adım atmakta kararsız kaldığı; görüşmeyi takip eden hafta boyunca danışmanlarına sorular yönelttiği ve İran konusunu, "Netanyahu'nun şartlarına göre değil, kendi şartları doğrultusunda yönetmek istediği" aktarıldı.

İkinci döneminde ilk dış politika kriziyle karşı karşıya kaldığı belirtilen Trump’ın, "Netanyahu'nun dürtülerini nasıl ve ne şekilde kontrol altına alacağı" konusunda uzun süre tereddüt yaşadığı kaydedildi.

ABD, alternatif opsiyonlara yöneldi

Sürecin belirsizliği devam ederken, Trump yönetimi yetkilileri son görüşmelerde bu kez Netanyahu’yu caydırmanın mümkün olmayacağını fark etti ve Trump’ın da İran’la süren müzakerelerin "hiçbir sonuca ulaşamayacağı" kanaatine vardığını raporladı.

Alternatif seçeneklere yönelen ABD’li yetkililer, İran’a yönelik bir saldırı durumunda, "ne kadar zayıfladığının netleşmesiyle sonraki adıma karar vermek" ya da İsrail’in askeri saldırılarına katılarak "İran’da rejim değişikliğini zorlamak" gibi senaryoları değerlendirmeye aldı.

Bu aşamada Trump’ın, İran’a yönelik bir saldırı konusunda İsrail’e destek verme kararı alarak "orta yolu" tercih ettiği ve Tahran yönetimini müzakere masasında taviz vermeye zorladığı aktarıldı.

13 Haziran’da İsrail’in saldırıyı başlatmasından beş gün sonra ise Trump’ın tutumunun değiştiği; başlangıçta saldırı ihtimallarına mesafeli duran Trump’ın, İsrail’in ilk askeri başarılarının belirginleşmesiyle birlikte kamuoyu önünde verdiği desteği artırdığı bildirildi.

İran'da "yüksek alarma" karşı yan etki

Netanyahu ile Trump’ın, 'İran’ın nükleer bombaya sahip olmasını engellemek' ortak hedefini paylaştığı; ancak ikilinin birbirlerinin gerekçelerine temkinli yaklaştığı iddia edildi.

Son aşamada Trump’ın, İsrail savaş uçaklarına yakıt ikmali sağlamak ve İran’ın Fordo’daki derin yeraltı nükleer tesisini yok edecek 13 bin 600 kilogram ağırlığındaki bombalar göndermeyi "ciddi şekilde" düşündüğü aktarıldı.

Trump’ın, İranlıların diplomatik müzakerelerde kendisini kandırdığına inanmaya başladığı ve İsrail, İran’a saldırmayı seçtiğinde, "Netanyahu’ya yönelik şüpheci yaklaşım noktasından, çatışmada (Netanyahu’ya) kendisine katılmaya doğru yöneldiği" bildirildi.

Böylelikle, Trump’ın kamuoyu önünde diplomasi arayışını vurgulamaya devam etmesi, İran yönetimi nezdinde İsrail’den gelen saldırılara karşı "yüksek alarma geçmeyi engelleyen bir oyalayıcı bir yan etki" oluşturdu.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ