USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İçeride hırsızlarla dışarıda emperyalistlerle savaştık!

İçeride hırsızlarla dışarıda emperyalistlerle savaştık!
23-09-2025

İÇERİDE HIRSIZLARLA DIŞARIDA EMPERYALİSTLERLE SAVAŞTIK!

Emperyalistlerin denizler üzerindeki hâkimiyeti neticesinde

Dünyayı sömürdüklerini gören Sultan A. Aziz, büyük bir donanma kurmak için uğraştı ve başardı da…

Ama…

İçerideki hain hırsızları hesaba katmamıştı.

Tahttan indirildikten sonra türlü hakaret ve eziyetten sonra yere yatırılıp, bileklerini keserek şehit ettiler.

Arkasından;

Sarayını yağmalayarak en çok bildikleri şey olan soygun ve hırsızlıklarını yaptılar.

YILDIZ SARAYI YAĞMALANIYOR!..

Arkasından gelen Sultan A. Hamid…

Eğitim…

Sanayi…

Sağlık…

Ve ulaşımdaki aksaklıkları görerek tüm ülkeyi okullarla donatırken, ulaşımda da Hicaz ve Bağdat demiryolunu açmak suretiyle uzak vatan topraklarını Payitahta bağladı.

Ama Sultan;

Ülkeyi âbad etmek için uğraşırken İttihatçılar, ekalliyetlerle (azınlıklarla) kol kola girmiş meydanlarda “UhuvvetAdalet... Hürriyet” naralarını atıyorlardı.

Uhuvvetin düşmanlık…

Adaletin zulüm…

Ve hürriyetten maksat azınlıkların Osmanlı hâkimiyetinden kurtulmaları manasına geldiğini anlamayacak kadar da hem cahil hem de basiretsizdiler.

Çünkü İttihatçılar

Hüseyin Avni Paşaların, Koca Reşit Paşa, Mithat Paşa ve şürekâlarının Sultan A. Aziz’i tahttan indirdikten sonra İstanbul’u kendi aralarında parselleyip, nasıl yağmaladıklarını biliyor… Akılları orada kalmıştı.

Onlara göre Âli Osman olur da, Âli Mithat neden olmasındı.

Bunun için;

Önce Enver Paşa dağa çıktı…

Arkasından Resneli Niyazi, Sandanski vs. dağa çıkıp Balkanlarda askeri ve sivil otorite bozulunca Sultan 2. Abdülhamid mecburen isteklerine boyun eğip, dağdan inmelerini sağlamıştı.

Ama dağdan inenlerin ilk istekleri olan Kanuni Esasi’nin ilan edilip, meclis açıldığında milletvekillerin çoğunun gayri milli olduğu gerçeği bile ittihatçıların gözlerini açmamış

Ve…

İlk fırsatta Sultan’ı indirmek için uyduruk bir fetva bulmakta zorlanmamışlardı.

ACI AMA GERÇEK…

Sultan 2. Abdülhamid’in hal’ fetvasını tebliğ eden heyetten biri Yahudi bir diğeri de Ermeni idi.

Müslümanların halifesinin hal’ fetvasını gayrimüslimler tebliğ etti.

Neden bunu yaptılar?

SULTAN, SİYONİSTLERE GEÇİT VERMEDİ!..

Çünkü;

Cennet mekân Sultan A. Hamid Han, Siyonistlere taviz vermeyerek onların Filistin’e yerleşmelerine mani olmuştu.

İntikam için hal’ heyeti içine bir Yahudi aldıkları gibi Osmanlı döneminde bile çoğunluğu Yahudilerle meskûn olan Selânik’e sürmüş ve yine başka yer kalmamış gibi Yahudi bir fabrikatöre ait olan Alâtini köşküne hapsetmişlerdi.

YAĞMA…

İş tamam olup Sultan’dan kurtulunca Selânik’ten gelmiş olan Hareket Ordusu ile devleti yağmalamaya başladılar.

SAVAŞ…

Sultan 2. A. Hamid…

Kurmuş olduğu istihbarat teşkilatı ile Avrupa devletlerinin savaş hazırlıkları yaptığını öğrenmiş, Ülkeyi bu savaştan uzak tutarak Avrupalıların güçsüz hale gelmesini beklemişti.

Avrupalılar ise;

Osmanlıyı parçalayıp, kendi aralarında bölüşme hesaplarını yapıyorlardı.

Siyaseten acemi, hırs olarak da soyguncu olan İttihatçıları Almanlar çözmüş; onların nefsini okşayacak yollar bulmuştu.

Mesela Almanlar;

Enver Paşa’nın yolculuk edeceği trene ‘Enverland’ yazarak Osmanlı ülkesini bir nevi Enver’in ülkesi olarak tanıdıklarını zımnen ifade etmiş oluyorlardı.

30 yaşlarında bir genç olan Enver Paşa’nın nasıl gurura kapıldığını söylemeye gerek yok.

Netice olarak İttihatçılar, Osmanlıyı Almanların yanında 1. Dünya Savaşına sokmak suretiyle hem vatan evlatlarını büyük bir kırıma uğrattılar hem de ülkeyi paramparça ettiler.

BÜYÜK İNSAN ZAYİATI…

Sadece Çanakkale’de 250 bin küsur şehit verdik. Cephe gerisine taşınan yaralıların daha sonra vefat etmesi ile bu sayı 400 binin üzerine çıktı.

Suriye-Filistin cephesinde 65 bin şehit, 75 bin esir.

Yıldırım Ordularının geri çekilmesi ile sadece cephedekiler değil, irili ufaklı kale ve garnizonlarda kalan tüm askerlerimiz esir düştü.

Sarıkamış…

Allah-u Ekber dağlarında 90 bin askerimiz Ruslara tek kurşun atmadan donarak şehit oldu. Donmayanlar açlıktan öldü...

1923-50 DÖNEMİ…

Bu dönemde savaş yok!

Ama insan zayiatımız durmadan devam etti.

Şapka giymemekten ‘İsyan etti’ veya ‘suikast tertip edeceklerdi’ vb. gibi bahanelerle…

Yine…

Sayısını bilmediğimiz kadar insanımız öldürüldü.

Çünkü o kadar çok kişi idam ediliyordu ki; dosyaların onayı için artık meclise gönderilmiyordu.

1968 yılında bu mevzu İ. İnönü ile C. Bayar arasında polemik konusu olmuş…

Ve İnönü;

İdam edilenlerin dosyalarını 1950’de Demokrat Parti’ye verdiklerini:

C. Bayar ise almadıklarını söylemişti.

Falih Rıfkı Atay ise bu sayının büyüklüğünü şöyle ifade ediyor:

Devrimleri oturtmak için Kurtuluş Savaşı’nda verilen şehitlerin 50 katı insanı sallandırdık

“ORTALIK TERTEMİZ YAĞMA BAŞLAYABİLİR”   

Bize bu toprakları armağan eden Osmanlı hanedanı, 1924’te ülkeden kovuldu.

Ortada kalan sahipsiz mallarına kurtlar gibi saldırdılar.

Öyle ya;

Yağma Hasan’ın böreği”ni ortada mı bırakacaklardı.

SADECE OSMANLI HEDANININ MALLARI MI YAĞMALANDI!..

Hayır!

O yıllarda

Can güvenliğinin kalmadığını gören işadamı, tüccar, sanayici Boğaz’da yalı ve köşkleri olan hemen hemen herkes kaçmak zorunda kaldı.

Mallarına Mübadele ile Müslümanların arasına karışarak gelen kriptolar yerleşti.

Öncüleri daha önce Selanik’ten Hareket Ordusu olarak gelmişti ya!.. Şimdi siviller de geldi.

NETİCE…

Uzun bir aradan sonra;

Merkezde değil ama belediyelerde iktidar oldular.

Aman Allah’ım! Hemen yağmaya başladılar…

Savcıların kaldırdığı her taşın altından büyük bir yolsuzluk dosyası çıkıyor.

TV ekranlarında görülen ortaya saçılan tomar tomar paralar meğerse buzdağının görünen küçük bir kısmıymış.

Çünkü;

Burada yakayı ele vereceklerini bildikleri için paranın çoğunu yurt dışına kaçırmışlar.

Bu arada savcılar harıl harıl çalışırken diğer yandan bu hırsız ve yağmacıların serbest bırakılmasını isteyen bir kitle var.

Sizce;

Kim bunlar?

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

NOT: “Devletimizi ellerinden geri alıyoruz” Bu da gelecek yazıda inşallah… EB

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?