USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Dünya

Sudan'ın AB Daimi Temsilcisi Kabeir, Brüksel'in ülkesindeki krize yaklaşımını eleştirdi

Sudan'ın Brüksel Büyükelçisi ve Avrupa Birliği (AB) Daimi Temsilcisi Abdelbagi H. Kabeir, AB’yi ülkesinde yaşanan kriz karşısındaki eylemsizliği nedeniyle eleştirerek yapıcı şekilde dahil olmaya çağırdı.

Sudan'ın AB Daimi Temsilcisi Kabeir, Brüksel'in ülkesindeki krize yaklaşımını eleştirdi
08-11-2025 13:27
Google News
Brüksel

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) mezunu, iyi derecede Türkçe bilen Büyükelçi Kabeir, ülkesinde yaşanan kriz ve AB'nin tavrıyla ilgili
değerlendirmelerde bulundu.

AB'nin Sudan'daki durumu en başından itibaren yanlış değerlendirdiğini belirten Kabeir, "AB, devletin anayasal kurumu olan Sudan Silahlı Kuvvetlerini, devlete başkaldırmış bir paramiliter grupla eş tutmaya çalıştı. Bu, tüm hukuk ilkelerine aykırıdır. Bu, iki taraf eşit değil. Biri devlet, diğeri ise 2003’ten bu yana olumsuz siciliyle bilinen, 2023’te ise devlete karşı savaş başlatmış bir paramiliter gruptur. AB’nin bu iki tarafı aynı seviyede görmesi, yanlış sonuçlara varmasına neden oldu." dedi.

????

AB’nin "tarafsız duruş" sergileme iddiasının gerçeklerle bağdaşmadığını vurgulayan Büyükelçi, Sudan’daki Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK) işlediği suçlara dikkati çekerek şunları anlattı:

"HDK, başkent Hartum’u ele geçirdikten sonra akıl almaz suçlar işledi. Yağma, sivillerin evlerinden çıkarılması, kadınların kaçırılıp satılması, cinsiyete dayalı suçlar, cinsel şiddet... Tüm bunlar, bizzat HDK'nin kendi kayıtlarında yer alıyor. AB, Faşir'e ulaşana kadar bu grubu milis veya isyancı olarak adlandırmadı. Oysa 2023’te işlenen vahşetler, uluslararası toplumu bazı HDK liderlerine yaptırım uygulamaya mecbur bıraktı ancak en üst düzey isimlere değil."

"Bu, gözlerimizin önünde gelişen bir soykırımdır"

"Son 10 gündür medyada gördüğünüz tüm bu korkunç suçlar, HDK tarafından bizzat belgelendi çünkü yaptıklarından keyif alıyorlar. Bu, soykırımın başladığını gösteriyor." tespitinde bulunan Büyükelçi, AB’nin tutumunun özellikle Darfur bölgesindeki Faşir kentinde yaşanan trajedilere zemin hazırladığını savundu.

Kabeir, şöyle devam etti:

"AB’nin yanlış tanımlaması, yanlış sonuçlar doğurdu. Faşir’de yaşananlar, bunun sonucudur. HDK, kenti kuşatarak insani yardımların girişini engelledi, gıda ve ilaç akışını kesti, hastaneleri işlevsiz hale getirdi. Faşir, Sudan’ın en büyük ve en kalabalık şehirlerinden biri, Kuzey Darfur’un başkenti. HDK, kente yönelik kuşatma sırasında sivil halkı bombaladı, şehirden kaçmaya çalışanları infaz etti. Bunların tamamı belgelendi. Bu, gözlerimizin önünde gelişen bir soykırımdır."

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) Haziran 2024 tarihli 2736 sayılı kararının HDK'ye kuşatmayı sonlandırma çağrısı yaptığını hatırlatan Kabeir, "HDK, 18 ay boyunca bu karara uymadı, AB ise ne HDK'ye ne de onu destekleyen bölgesel aktörlere baskı yaptı. Sonuçta Faşir trajedisi yaşandı." dedi.

Kabeir, AB’yi "tarafsızlık söylemiyle suçluları meşrulaştırmakla" eleştirerek, şöyle devam etti:

"AB'nin açıklaması, yaşanan trajediler karşısında çok yetersiz kaldı. Katliam ve toplu infazlar yaşanırken AB, yalnızca şiddetten bahsetti ama eylemleri ve failleri net biçimde kınamadı. Yapılması gereken, eylemi kınamak, failleri kınamak ve önlemler almaktı. Şu anda talep ettiğimiz şey bu. Bu ay yapılacak AB zirvesinde net bir karar alınmasını umuyoruz. Aksi takdirde AB'ye baskı yapmaya ve AB'yi cesur davranan ve değerlerini savunan üye ülkelerine kıyasla geride kalmaktan sorumlu tutmaya devam edeceğiz."

"Faşir'in gözlerinin önünde yıkılmasını bekliyorlar"

Gazze’de yaşananlara da değinen Büyükelçi, "Gazze, büyük bir trajediydi. Başından beri net bir duruş sergileyen az sayıda ülke vardı ve zaman onları haklı çıkardı. Bu ülkelerden biri Türkiye’ydi. Katar, Mısır ve Türkiye gibi bölge ülkelerinin barış çabaları olmasaydı süreç ilerlemezdi. AB ise bu süreçlerde yoktu. Neden?" değerlendirmesinde bulundu.

AB’nin 27 üyeden oluşan yapısının hızlı karar almayı güçleştirdiğini belirten Kabeir, "AB, belki yalnızca Ukrayna konusunda birleşebildi çünkü sınır komşusu." ifadelerini kullandı.

Büyükelçi, "Harekete geçmek için Darfur'un, Faşir'in düşmesini beklemek zorunda kalmamalıyız. Aynı şekilde Gazze için de neredeyse terk edecek kimse kalmayana kadar beklediler. Şimdi de Faşir'in gözlerinin önünde yıkılmasını bekliyorlar." diye konuştu.

Ülkesinde olanların AB'yi de etkileyeceğini vurgulayan Kabeir, "Sudan'daki çatışmalar sadece Sudan'la sınırlı değil, bölgesel istikrarsızlık yaratıyor ve dünya ticaretinin neredeyse yüzde 30'unun yapıldığı Kızıldeniz'den bahsediyoruz. AB, Kızıldeniz rotasına bağımlı. Afrika Boynuzu'ndan bahsediyoruz. AB, tüm Afrika'yla çok yoğun bir şekilde ilgileniyor. Dolayısıyla AB'nin yapıcı bir şekilde dahil olarak kazanacağı çok şey var." diye konuştu.

Büyükelçi, AB’yi "uyanmaya" çağırarak sözlerini şöyle tamamladı:

"Faşir’de yaşananlar, AB için bir uyanış çağrısı olmalı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), AB'nin stratejik bir ortağı ve Sudan'daki bu savaş, üye ülkelerden gelen silahların BAE'ye dağıtılmasına, Sudan'a ulaşmasına tanıklık etti. AB, sivillerin, kaçırılan kadınların, öldürülen çocukların, ilaç arayanların, barışın, istikrarın ve Akdeniz'den yasa dışı göç dalgalarının önlenmesinin hatırına eylemsizliğini gözden geçirmeli çünkü tüm bu yerinden edilmeler neticesinde mülteciler, Mısır'a veya Libya'ya geçecek, Akdeniz'i aşarak bir yol bulacaklardır. Dolayısıyla, buna sınırlarına ulaşmadan müdahale etmeleri daha iyi olacaktır."

Sudan'daki çatışmalar ve HDK güçlerinin ihlalleri

Sudan, 15 Nisan 2023'ten beri ordu ile dış destekli HDK arasında şiddetli çatışmalara sahne oluyor.

Ülkenin batısındaki Darfur bölgesinin en büyük kenti Faşir, şiddetli çatışmaların ardından büyük ölçüde HDK’nin kontrolüne girdi.

On binlerce kişinin çatışmalardan kaçtığı kentte HDK’nin sivilleri zorla yerinden çıkardığı ve çok sayıda silahsız kişiyi öldürüp işkence ettiği anlar, HDK mensuplarının paylaştığı videolara yansımıştı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcılığı, 3 Kasım'da Faşir HDK'nin saldırılarında toplu katliam, tecavüz ve diğer suçların "savaş suçu" veya "insanlığa karşı suç" teşkil edebileceği uyarısında bulunmuştu.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ