Ankara
Şentürk,
jeotermal enerji sektörüne ilişkin değerlendirmelerle, yatırımcıların yeni yıl beklentilerine yönelik açıklamalarda bulundu.
Bu yılın jeotermal enerji sektörü açısından önceki yıllara kıyasla daha durağan geçtiğini belirten Şentürk, "Jeotermal, Türkiye'nin sahip olduğu en kıymetli yerli ve yenilenebilir kaynaklardan biri olmasına rağmen, yıl boyunca diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına kıyasla hak ettiği önceliği her zaman göremediğini hissettik. Ancak bu tabloyu yalnızca bir eksiklik olarak değil, mevcut uygulama ve destek mekanizmalarının geliştirmeye açık alanlarını daha net görmemizi sağlayan bir fırsat olarak da okumak mümkün." diye konuştu.
????Şentürk, sektör yatırımcısının, jeotermal potansiyelini ortaya çıkaracak daha makro bir bakış açısıyla hareket edilmesini ve bu alanda daha net bir yol haritası ortaya koyulmasını beklediğini dile getirdi.
Bu yıl en fazla gündeme gelen konulardan birinin, enerji yatırımlarında süreci hızlandırmayı hedefleyen "süper izin" mekanizmasının jeotermal enerjiyi kapsamaması olduğuna işaret eden Şentürk, şöyle devam etti:
"Jeotermal yatırımların kendine özgü teknik yapısı, her aşamada detaylı planlama ve koordinasyon gerektiriyor. Bu nedenle, sektöre özel bir izin kolaylaştırma yaklaşımının yeniden ele alınmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. 2026'ya girerken jeotermal enerji sektörüne özel kolaylaştırıcı adımların tekrar gündeme alınması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile gerçekleştirdiğimiz son görüşmelerde bu yönde olumlu sinyaller aldığımızı söylemek bizi umutlandırıyor."
Şentürk, izin süreçleri, bağlantı kısıtları, elektrik fiyatlandırma mekanizmalarının jeotermalin ihtiyaçlarına tam karşılık verememesi ve çevre süreçlerinde yaşanan belirsizliklerin, sektör tarafından bu yıl boyunca da tartışıldığını aktardı.
Bu konuların bir kısmının yalnızca jeotermale özgü olmasa da jeotermalin çok disiplinli ve entegre yapısı nedeniyle yaşanan gecikmelerin sektörde daha belirgin hissedildiğini vurgulayan Şentürk, "2025'in bize gösterdiği en önemli gerçeklerden biri, bu sorunların artık tarifi yapılan değil, çözümü konuşulan başlıklar haline gelmesi gerektiğidir." ifadesini kullandı.
Konut ısıtması ise jeotermal enerjinin dünya genelinde en hızlı büyüyen kullanım alanlarından biri olmasına rağmen, 2025'te Türkiye'de beklenen ivmeyi yakalayamadığını vurgulayan Şentürk, kamu-yatırımcı işbirliğinin güçlendirilmesi ve altyapının yaygınlaştırılmasının önemine işaret etti.
Kurulu güç 1780 megavat oldu
Şentürk, kasım itibarıyla jeotermalin toplam elektrik üretimindeki payının yaklaşık yüzde 3,5, toplam kurulu güç içindeki payının ise yüzde 1,5 seviyelerinde olduğunu dile getirdi.
İşletmedeki kapasitenin ise bu dönemde 43 megavatlık bir artışla 1780 megavata ulaştığını ifade eden Şentürk, konut ısıtmada da 170 bin konut eşdeğeri bir ısıtma bulunduğunu, serada yaklaşık 2 bin 417 megavat termal civarında kapasite olduğunu kaydetti.
Şentürk, jeotermal enerjinin Türkiye için yalnızca bir elektrik üretim kaynağı olmadığını aynı zamanda bölgesel kalkınma, istihdam, teknoloji geliştirme ve yerli üretim kapasitesi açısından da stratejik bir alan olduğunu vurgulayarak, beklentilerinin uzun vadeli politikalarla jeotermalin, enerji politikaları içinde daha görünür ve stratejik konumu daha net tanımlanmış bir noktaya taşınması olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com







