Yaklaşık 25 yıldır İngiltere'de bulunduğunu anlatan Acar, İngiltere'de aşırı sağcı eylemlere bu süreç zarfında denk geldiğini ancak 30 Temmuz'dan bu yana devam eden sokak olayları gibi bir olaylarla daha önce karşılaşmadığını kaydetti.
VIDEO"Bu olaylar başka bir tarafa çekilmeye çalışılıyor. Ruandalı bir kimsenin saldırı düzenlemesinin, buradaki göçmenler ve Müslümanların üzerine bırakılması durumu var. Bu çok üzücü bir durum. Hem burada yaşayan bir Türk hem de bir Müslüman olarak bizi endişelendiriyor. Camilerin hedef alınması, kültür merkezlerinin hedef alınması, toplumun ve polis teşkilatlarının özellikle hedef alınması bizleri üzüyor ve bu durumu toplum olarak kaygıyla karşılıyoruz."
Ülkede yaÅŸananların Avrupa'da artan aşırı saÄŸ hareketleri ile doÄŸrudan baÄŸlantılı olduÄŸunu ancak bu kadar büyümesinde sosyal medyadaki provokasyonların etkili olduÄŸunu dile getiren Acar, "BaÅŸbakan Keir Stramer, sosyal medya platformlarına karşı serzeniÅŸte bulunarak sanal ortamda yayılan yalan bilgiler ile provokasyonlara karşı dikkat çekmiÅŸti. Sosyal medyada bugün Türkiye’nin de içinde bulunduÄŸu Instagram meselesi, İngiltere için de söz konusu. Sosyal medya sayfalarında paylaşılan bu bilgilerin, yazıların, paylaşımların kontrol altına alınması gerektiÄŸini ifade ediyor. Kontrol altına alınmazsa bu durumda sosyal medya ÅŸirketlerinin iÅŸlenen suça alet olacağına vurgu yapmıştı." diye konuÅŸtu.
"İngiltere'deki Türk toplumunu şu ana kadar hedef alan ciddi bir olay yaşanmadı" Acar, Birleşik Krallık sınırlarında yaşayan Türk sayısının yaklaşık 850 bin dolayında olduğunu, 30 Temmuz'da yaşanan olaylardan bu yanan henüz Türk toplumunu ciddi olarak hedef alan bir olayın yaşanmadığını ancak olası tehditlere karşı da İngiliz makamlarıyla iletişim halinde teyakkuzda olduklarını kaydetti.
Olayların baÅŸlamasının ardından geçen hafta yalnızca Newcastle'da bir Türk ailesinin sokakta aşırı saÄŸcı bir grup ile tartışma yaÅŸadığını söyleyen Acar, "Newcastle’da bir otobüsün içinden inen bir grup saldırgan, Türk vatandaÅŸlarına saldırı düzenliyor, orada bulunan bir aileyi hedef alıyor. Neyse ki bu saldırı çevredekilerin de müdahalesiyle kısa sürede savuÅŸturuldu. Henüz çok detaylı bilmiyoruz ancak çok şükür Türk toplumunu hedef alan daha büyük olaylar yaÅŸanmadı." ifadelerini kullandı.
Acar, kendisinin yaşadığı yer olan Nottingham kentinde de kütüphanelere, yabancı uyruklu esnafın dükkanlarına, otellere ve hatta polis merkezlerine bir dizi saldırının düzenlendiğini, hükümetin talimatıyla etraftaki güvenlik önlemlerinin artırıldığını, polislerin hem azınlıkları hem de çevrede yaşanabilecek olaylara karşı koruma önlemlerini aldığını söyledi.
Hükümetin önlemleriyle ilgili değerlendirmede bulunan Acar, şu ifadeleri kullandı:
"Camilerin, ibadethanelerin, derneklerin hükümet tarafından güvenliÄŸe alınması konusunda yürütülen bir proje vardı. Bizim Leicester’de bulunan derneÄŸimiz de yakın zamanda bu uygulamadan faydalandı. Olayların baÅŸlamasının hemen ardından ibadethane, dernek gibi yerlerin güvenliÄŸinin saÄŸlanması için bu Müslümanlara, yabancı derneklere çaÄŸrılar yapıldı sosyal medya üzerinden. BulunduÄŸumuz bölgelerde yoÄŸun bir polis yapılanması var. Onlar devamlı olarak bizlerle iletiÅŸim halinde. Camilerin, Müslüman nüfusun olduÄŸu yerlerde daha önceki zamanlara göre ciddi bir devriye artışı söz konusu, devamlı olarak polisler buralarda. Oradaki insanların ulaÅŸabileceÄŸi telefon numaraları bıraktılar ve tehlike anında veya herhangi bir ihtiyaç durumunda kendilerine muhakkak suretle ulaÅŸmaları yönünde tavsiyelerde bulundular."
"Müslümanlar ve yerel halk saÄŸduyulu yaklaşıyor" Aşırı saÄŸcıların yaptığı eylemlerin, Southport'ta yaÅŸananların dışında aslında Filistin'e destek için yapılan eylemler sırasında da kendini gösterdiÄŸini belirten Acar, "Burada Filistin olayları sırasında yaklaşık 9-10 aydır Avrupa’nın birçok yerinde olduÄŸu gibi İngiltere’nin merkezi Londra’da barışçıl eylemler düzenleniyor. Bu eylemlerde bir kiÅŸinin dahi burnu bile kanamamıştı, büyük olaylar yaÅŸanmamıştı. Hem Müslüman toplum hem de İngiliz toplumu ile diÄŸer unsurlar bu protestolara katılım saÄŸlamıştı. Bence bu eylemlerin bu ÅŸekilde oluÅŸmasının etkilerinden biri de bu. Karşı taraftan bu ÅŸekilde eylemler olmaya baÅŸladığını görüyoruz." diye konuÅŸtu.
Türklerin yanı sıra Müslümanların da camilere, ibadethanelere saldırılmasına karşın çok sağduyulu ve sakin bir şekilde süreci yönettiğini aktaran Acar, Müslüman kesimin herhangi bir şekilde kiliseleri ya da İngiliz halkına ait ibadethaneleri hedef almadığını, münferit yaşanan adli vakalar dışında provokasyona gelmediklerini aktardı.
Aşırı sağcıların yaptığı eylemlerin, İngiliz halkının çoğunluğunun görüşünü yansıtmadığına inandığını aktaran Acar, şunları söyledi:
"İngiliz vatandaşları bu konuda bence protestoculara oranla daha duyarlılar. Bunu sosyal medyada yapılan yorumlardan da aslında görebiliriz. Protestoların paylaşımlarına karşı İngilizler tarafından atılan mesajlar taban tabana zıt. Yaşananların Müslüman toplumu ile alakalı olmadığını, yabancı veya azınlık gruplara mal edilmesinden rahatsızlık duyduğunu dile getiriyorlar. Hatta sahaya çıkan protestolar düzenleyen karşı gruplar da söz konusu. Bu konuda gerçekten herkes çok üzgün. Sadece bir kesim, galeyana gelen aşırı sağcılar haricinde bu durumdan memnuniyet duyan yok."
Mevcut İngiliz hükümetinin de ırkçılık ve ayrımcılığa karşı duyarlı olduğunu, azınlıklarla kuvvetli bir bağ içerisinde bulunduğuna dikkati çeken Acar, Türkiye'nin Birleşik Krallık'taki diplomatik varlığının İngiliz hükümeti ile işbirliği içerisinde olduğunu başta Newcastle'daki olay olmak üzere tüm yaşananların takipçisi olduklarına vurgu yaptı.
Türk vatandaşlarına olası bir tehdit veya karşılaşılabilecek acil bir duruma karşı dikkatli olmaları, hem diplomatik temsilcilikler hem de bölgedeki güvenlik güçleri ile temasta bulunmaları yönünde tavsiyede bulunan Acar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu olaylara karşı saÄŸduyulu ve sakin davranmamız gerekir. VatandaÅŸlarımıza olası tehlike arz eden bölgelerden eylem yapılan yerlerden uzak durmalarını tavsiye ediyoruz. Ümit ediyoruz ki gerekli önlemler alındığında bu olaylar yatışacaktır. Bu hususta Türk toplumu olarak biz üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız. Londra Büyükelçimiz Sayın Osman Koray ErtaÅŸ’ın da yaptığı açıklamada, vatandaÅŸlarımızın yerel basın ve yayın organlarını takip etmelerine, BirleÅŸik Krallık makamları, büyükelçilik, baÅŸkonsolosluÄŸun yapacağı uyarı ve duyuruları takip etmelerine dikkat çekildi. VatandaÅŸlarımıza ihtiyaç halinde 7/24 çalışan dış temsilciliklerimize ulaÅŸmalarını söyleyebilirim."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com