
İstanbul
Mısır Otomobil ve Gezi Kulübünde düzenlenen söyleşiye, kulüp üyeleri, yazarlar, gazeteciler ve sanatçılar katıldı.
Söyleşide konuşan Şen, Türkiye ve Mısır'ın 1000 yılı aşan ortak tarih, kültür ve akrabalık bağlarına işaret ederek, "Türkiye ve Mısır’ın 1000 yıllık iç içe geçmiş tarihi bulunmaktadır, bu tarih bize karşılıklı menfaatler ve değerler temelinde geleceğimizi birlikte kurmak için ilham vermektedir." dedi.
????Büyükelçi Şen, Kahire’de Dar İşraka Yayınevi tarafından basılan Hıdiv İsmail ile Türkiye’nin Mısır’daki yüksek komiseri Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın torunu Emine Fuat Tugay tarafından yazılan "Bir Aile Üç Asır" kitabının Arapça baskısını tanıttı.
Kitabın Arapçaya çevrilip yayınlanmasına destek verdiklerini ifade eden Şen, mirasçı ailenin tam onayını aldıklarını, söz konusu aileden Selim Tugay’ın Kahire’yi ziyaret ettiğini ve kendisiyle de görüştüğünü belirtti.
Kendisinin ve Tugay’ın bir ön söz yazdığı kitabın güzel bir çeviri ile yayınlandığını ifade eden Şen, bu kitapla birlikte Ekmeleddin İhsanoğlu'nun "Mısır’daki Türkler ve Kültürel Mirasları" ve Mehmet Arif Paşa’nın "İber Beşer" kitaplarının bütün Türk ve Mısırlı genç nesillerin ortak tarihi anlaması bakımından başvurmaları gereken en önemli üç ana asli kaynak olduğunu; bunların yerli ve milli kaynaklar olduğunu kaydetti.
Mehmet Ali Paşa döneminde veya öncesinde Mısır'a gelen Türklerin burayı yurt kabul ederek, Mısır’ı her zaman gönülden benimsediklerini ve buraya hizmet ettiklerini vurgulayan Şen, modern Türkiye ve modern Mısır’ın bölgelerinde iki bağımsız egemen ve güçlü ülke olduklarını ancak iki millet arasındaki kardeşlik ve akrabalık bağının yanı sıra tarih ve coğrafyanın zorunlu kıldığı bir işbirliği ve dayanışmanın da bulunduğuna işaret etti.
Bu ortak tarihin ekonomik kalkınma, ekonomik işbirliği, ikili ve bölgesel konularda siyasi istişare, koordinasyon için bir ilham kaynağı olduğunu kaydeden Şen, aynı coğrafi bölgede aynı değerleri paylaşan Türkiye-Mısır halklarının, kültürler arasındaki yakınlık ve sıcaklık dolayısıyla ekonomik ve ticari alandaki işbirliklerinin güçlenerek devam etmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Türk-Mısır ortak tarihine ilişkin ayrıntılı açıklamalarda bulunan Büyükelçi Şen, bin yıl önce Ahmed bin Tolun’un gelişiyle başlayan Türklerin Mısır’da yurt edinmeleri serüveninin Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya kadar devam ettiğini ve Mehmet Ali Paşa’dan sonra ise Rumeli’den, Balkanlardan ve Anadolu’dan yoğun bir şekilde Mısır’da Mehmet Ali Paşa’nın reformlarına destek olmak ve modern bir devlet oluşturulmasına destek olmak üzere yoğun bir şekilde yerleştiklerini ve Mısır’ı yurt edindiklerini ifade etti.
Mehmet Ali Paşa’nın 1846 yılında yaptığı nüfus sayımına göre Mısır’da bu şekilde yerleştirilen Türklerin nüfusunun 59 bin olarak tespit edildiğini aktaran Büyükelçi Şen, Mehmet Ali Paşa döneminde Mısır’ın tren yolu, matbaa ve eğitim alanında büyük bir mesafe kat ettiğini ve 1863 yılında Hıdiv İsmail döneminde Mısır’a ziyarette bulunan Sultan Abdülaziz’in bu gelişmeleri takdirle karşıladığını ve etkilendiğini kaydetti.
Şen, bu gelişmelerin, bu ziyaretin çok önemli sonuçlara yol açtığını ve Hıdiv İsmail’le Sultan Abdülaziz arasında kuzenlik ilişkisi dolayısıyla da İstanbul ile Kahire arasında karşılıklı sevgi, muhabbet ve güven ilişkisinin derinleştiğini ifade etti.
Mısır valileri ve Mehmet Ali Paşa döneminde Mısır’ın bir çok cephede Osmanlı İmparatorluğu’na önemli sayıda asker ve kuvvet yardımında bulunarak imparatorluğun çeşitli gayelerinin aşılmasında çok büyük destek sağladığını ifade eden Şen, buna örnek olarak 1853-1856 yıllarında Kırım savaşında Mısır ordusunun 30 bin asker, onlarca fırkateyn ve korvet yolladığını ve çok büyük başarılara imza atarak padişahın takdirlerini kazandığını söyledi.
Büyükelçi Şen, maalesef modern tarihin batılı tarihçiler tarafından oryantalist bakış açısıyla yazılması dolayısıyla Türk ve Arap halkları arasında görüş ayrılıkları oluşturulmaya çalışıldığını ve yeni nesillerin bu görüş ayrılıklarından yanlış bir şekilde etkilendiğine işaret ederek, gerçek tarihin ancak birincil kaynaklara dayanarak okunduğunda anlaşabileceğini ifade etti.
"Zeynep Kamil’in hayat hikayesinin filme alınmasını arzu ediyorum"
Son iki yüzyılın tarihinin yazımında dikkati çekmeyen bir çok önemli ayrıntıya işaret eden Şen, Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’nın eşiyle İkinci Mahmut’un eşinin kız kardeşi olduklarını, Sultan Abdülaziz ile Hıdiv İsmail’in kuzen olduklarını, İbrahim Paşa’nın oğlu Mustafa Fazıl Paşa’nın İstanbul’da bakanlığa kadar yükselecek ve Yeni Osmanlılarca sevilecek kadar önemli bir makam işgal ettiğini, keza Mehmet Ali Paşa’nın torunu Sait Halim Paşa’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli sadrazamları arasında yer aldığını ve onun fikirlerinin bugün yönetimde etkili kadroların fikir ve ilham kaynaklarından birisini teşkil ettiğini aktardı.
Ayrıca, Mehmet Ali Paşa’nın kızı Zeynep Kamil’in dönemin sadrazamı Yusuf Kamil Paşa ile evli olduğunu, İstanbul’da adının yaşatıldığı “Zeynep Kamil Kadın Doğum Hastanesi” olduğunu ve bugün de çok sevilen, sayılan bir hayırsever olarak anıldığını hatırlatan Şen, aktör Ahmet Şakir’in Türkiye-Mısır arasında ortak tarihe ilişkin bir film çekilmesi projesini gündem getirmesi üzerine, Zeynep Kamil’in hayat hikayesinin filme alınmasını çok arzu ettiğini söyledi.
Halen de bu konuda Mısırlı bir yazarın kendi desteğiyle bir roman üzerinde çalıştığını ifade ederek, bu romana istinaden bir film çekilmesini çok arzu ettiğini vurgulayan Şen, Kral Fuat ve Kral Faruk zamanında ise Osmanlı aile bireylerinin zaten akrabalık kurdukları Kral ailesi tarafından korunup kollandıklarını ve Mısır’a yerleştiklerini hatta son Kral İkinci Fuat’ın naibi Muhammed Abdülmünim’in son Osmanlı Sultanı Vahdettin ve son İslam halifesi Sultan Abdülmecid’in torunu Neslişah Sultan'la evlendiğini ve Neslişah Sultan’ın nihayetinde Türkiye’ye dönerek Türk vatandaşlığını aldığını ve binlerce kişinin katıldığı törenle cenazesinin defnedildiğini ifade etti.
"Türkiye ile Mısır arasında derin bir gönül bağı var"
Bu tarihi ilişkilerden dolayı Türkiye ile Mısır arasında derin akrabalık bağları ve derin bir gönül bağı bulunduğunu ifade eden Büyükelçi Şen, elbette bu bağların bir ilham kaynağı olabileceğini günümüzde ise iki güçlü bağımsız ve egemen devletin karşılıklı menfaatler ve değerler temelinde kalkınma yolunda işbirliğini derinleştirmek ve güçlendirmek için coğrafi, ekonomik entegrasyon ve iradi olarak her türlü imkana sahip olduklarını belirtti.
Şen, Türk yatırımcılarının bu bağlamda Mısır’ı kültürel ve sosyal olarak kendilerine çok yakın hissettiklerini, sevgi ve saygı duyduklarını ve aynı zamanda ekonomik avantajlarından dolayı Mısır’ı tercih ettiklerini kaydetti.
Bugün Türk yatırımcılarının Mısır’da en aktif yatırımcı grubunu oluşturduğunu, kendisinin bile bazen takip edemediği çok çeşitli yatırımların olduğunu ve bu yıl içerisinde de en az üç fabrikanın açılışını yapmayı beklediğini ifade eden Şen, bu yatırımların en başta tekstil sektöründe meydana geldiğini ve Mısır’ın sahip olduğu nitelikli ve uygun işçilik gücü, pazarları ve yakınlığı dolayısıyla elde ettiği avantajların Mısır’ı cazip hale getirdiğini söyledi.
"Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler mükemmel"
Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin mükemmel olarak nitelendirilebileceğini belirten Büyükelçi Şen, elbette bölgesel konularda iki büyük devletin farklı perspektifleri ve farklı görüşlerinin olabileceğini bunun da gayet doğal olduğunu belirtti.
İki ülke arasında rekabet olmadığını eğer rekabet şeklinde bir duygu varsa bunun yapıcı rekabet olduğunu vurgulayan Şen, bu yapıcı rekabetin en çok önümüzdeki dönemde iki ülkenin müteahhit şirketlerinin Afrika’da ve Asya’da çeşitli ülkelerde iş birlikleriyle ve tamamlayıcılık anlayışıyla çalışarak ortaya çıkabileceğini ifade etti.
En önemli konunun iki ülke arasındaki karşılıklı güven ve ilişkilerin artık tamamen oturmuş olması olduğunu belirten Şen, Mısır’daki kalkınma ve ilerleme hamlelerini yakından izlediğini belirterek Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’yi modern Mısır tarihinde ekonomik kalkınmaya ve sosyal kalkınmaya vurgu yapan ve bunu öncelik haline getiren tek cumhurbaşkanı olarak gördüğüne işaret etti.
"Türkiye ve Mısır’ın birlikte koordineli hareket etmeleri halinde çok ciddi bir güç"
Büyükelçi Şen, Mısır’ın elbette Filistin davası için büyük çabalar sarf ettiğini ve beş defa savaşa girdiğinin unutulmaması gerektiğini, bunun da devlet maliyetine büyük yük getirdiğini ve sosyal maliyetinin olduğunun unutulmaması gerektiğini, Mısır’da bu fedakarlıkların her zaman takdirle anılması ve karşılanması gerektiğini ekledi.
Türkiye ve Mısır’ın diplomatik ve siyasi güçlerini birleştirerek, ekonomik güçlerini harmonize ederek bölgenin meselelerine bölgesel sahiplenme anlayışıyla çok büyük katkılar yapabileceklerini aktaran Şen, Türk-Arap dünyasının ve İslam dünyasının ortak sorunları konusunda Türkiye ve Mısır’ın birlikte koordineli hareket etmeleri halinde çok ciddi bir güç oluşturduklarını, nihayetinde Türkiye olarak iki ülke arasında siyasi ve ekonomik kalkınma alanında istikrarlı bir şekilde ilerlemesi için daimi yakınlaşma vizyonuna sahip olduklarını söyledi.
Şen, Türkiye olarak Mısır’ın diplomatik siyasi gücünün, sahip olduğu potansiyel gücünün ve konumunun farkında olduklarını ve bunu dikkate alarak geleceğe el ele yürümek istediklerini ifade etti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com