Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, ayı saldırılarına ve zararlarına karşı, arıların sigorta kapsamına alındığını belirterek, “Bitkilere atılan tarım ilaçları, insan ve arı ırkını tehdit ediyor” dedi.
Kastamonu ili Arı Yetiştiricileri Birliği’nce
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl
Müdürlüğü toplantı salonunda gerçekleştirilen “Arı Sağlığı”
konulu konferansa
katılan Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz,
çiçek döneminde bitkilere atılan tarım ilaçlarının arıcılığı ve insanları tehdit ettiğini söyledi.
Ayı saldırılarına ve zararlarına
karşı arıların sigorta kapsamına alındığının bilgisini veren Bahri Yılmaz, “Trabzon Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı beni arayıp,
‘ayıların dayısı var, arıların niye dayısı yok’ diyor. Birden şaşırdım ne diyor dedim. Ayıları ormanda koruyorsunuz da, arıları niye korumuyorsunuz diye soruyormuş sayın başkan. Biz de TARSİM’e bu konuyu götürdük. Hem arı
sigortası hem de ayı sigortası yapılması
için teklifte bulunduk. Ayıdan
zarar gören arıcılarımız şu anda, kovanlarınız sigortalıysa
tazminat alabiliyorsunuz. Artık ayının dayısı varsa, arının da
sahibi var. Ayı zararı
TARSİM kapsamına alındı, kovanlarınızı sigorta yaptırabilirsiniz. TARSİM’de kovanlarını sigorta ettiriyorsunuz,
kovan başına 2,40 kuruş ediyor. Arıcılar, bunun yarısını
yani 1,20 kuruşunu ödüyor. Ayı ile
problemi olan varsa, sigortasını yaptırsın” dedi.
“TÜRKİYE’DE 102 BİN TON BAL ÜRETİLİYOR”
Türkiye
İstatistik Kurumu verilerine göre,
Türkiye’de 102 bin ton bal üretildiğini
ifade eden Bahri Yılmaz,
Türkiye’nin dünyada hem bal üretimi, hem de kovan
sayısı yönünden
lider durumda olduğunu belirterek, Türkiye’de 5.9
milyon aktif kovanı bulunduğunu ve 56 bin profesyonel arıcının yer aldığını kaydetti. Yılmaz, şöyle konuştu:
“Türkiye’de
arıcılık dünyada diğer
ülkeler gibi tabana yayılmış durumda. Anadolu’nun, arılarının gen
merkezi olması nedeniyle, hem bal veren bitkiler, hem de bal
yapan arılar yönünden şu anda
dünyanın en zengin ülkesiyiz. Bunun avantajlarını kullanıyoruz.
Dünyada arıcılık olmazsa hayatta olmaz. Dünya arıcılığına da yön veren bir yapıya geldik.”
“KİŞİ BAŞINA 1 KİLO 100 GRAM BAL TÜKETİYORUZ”
Türkiye’nin ihtiyacının üretilen bal ile karşılandığına dikkat çeken Yılmaz, “Şu anda Türkiye’nin
kişi başına
düşen bal
tüketimi yılda 1 kilo 100 gram. Bu rakam
Avrupa Birliği ortalamalarının üzerindedir.
Avrupa Birliği’nde yılda kişi başına bal tüketimi 800-900 gramdır. Bu anlamda Türkiye iyi durumdadır.
Avrupa’nın 8 milyon arısı, bizim 6 milyon arımız var” diye konuştu.
“TARIMDA KULLANILAN İLAÇLAR, ARI VE İNSAN IRKINI TEHDİT EDİYOR”
Ayçiçeği,
şeker pancarı veya mısır tohumlarının ekiminde
kullanılan tarım ilaçlarının arı ve insan ırkını tehdit ettiğini vurgulayan Bahri Yılmaz, “Bu bitkilerin ekiminde kullanılan ilacın atık maddesi ’imidacloprid’dir. Bu ilacı
ayçiçeği dallarında kullandıkları için ayçiçeğinden bal alan arı, işini bitirdikten
sonra çiçekten havalanıyor.
Daha sonra ‘ben, nereden geldim’ diye
kendi kendine soruyor. Ama sorusunun cevabını bulamıyor ve kayboluyor. Çünkü arı, hafızasını kaybetmiş oluyor. Bu imidacloprid maddesinden dolayı. Birde bu atık madde, ayçiçeğinden
yapılan yağlara ne
kadar geçiyor, bunu
henüz bilemiyoruz. Bu ilaç, Almanya’da üretiliyor. Fakat Almanya, bu ilacın kullanımını yasakladı. Almanya ile birlikte, İngiltere, Fransa, Macaristan,
İtalya gibi ülkeler yasakladı. Bu stokları Türkiye kullanıyor. Bu yüzden ayçiçeği ekenlerle,
çok ciddi sorunlarımız var. Ayrıca pamuk ekiminde de
aynı sorunu yaşıyoruz. Arıyı, ayçiçeği tarlasına götürüyorsunuz ne bal yapıyor, ne de başka bir şey yapabiliyor. Kullanılan
ilaçlar nedeniyle, arının kondisyon kaybına
neden oluyor. Bununla mücadelemiz sürüyor” ifadelerini kullandı.
“KAVANOZLARA BARKOD SİSTEMİ GELECEK”
Bal satımında kullanılan kavanozları barkod sistemini geliştirdiklerini açıklayan Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, şunları kaydetti:
“Bu barkod sisteminin cam kavanozlara da yapıştırılması için çalışmalarımız sürüyor. Bu barkodların cam kavanozlara
nasıl yapıştırılacağını araştırıyoruz. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan bunu
talep ettik. İnşallah kavanoza da yapıştırılacak. Bu sayede sizin adınıza, başka
birisi bu malı satamayacak. Bu anlamda çok ciddi mücadelelerimiz var. Şu anda glikoz
balı satanlarla mahkemelik olduk. Birkaç firmaya karşı davalarımızı kazandık ve haklarında tazminat açtık.
Diğer glikoz
satan firmalarla da davalarımız sürüyor.”
“TV’LERDE SATIŞI YAPILAN BALLARA İTİBAR ETMEYİN”
Televizyon programlarında
satışı yapılan ballara itibar edilmemesini isteyen Yılmaz, “Bunun yanı sıra, televizyonlarda bangır bangır bağırıyorlar.
İşte 10 kavanoz bal şu kadar falan diyorlar. Bu tür TV’lerde reklam yapan firmaların birkaç tanesi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından
tespit edilerek kapatıldı. Diğer
devam eden firmalar da kapatılacak. Bunun yanı sıra
Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı’na da şikayette bulunduk. Gümrük ve Tarım Bakanlığı’nı birlikte
hareket ederek, 4-5 tane firmanın kapatılmasını sağladılar. Bu tür reklamlara itibar edilmesin.
Bizim istediğimiz şu; sahte
ürün satanı ticaretten men edeceksiniz bu ülkede. Biz, bu teklifimizi Tarım Bakanlığı’na yazılı
olarak bildirdik. Bu konudaki çalışmalar sürüyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de 150 bin ailenin arıcılıkla geçimini sağladığını ifade eden Bahri Yılmaz, şöyle konuştu:
“Arıcının bal değeri, yaklaşık 1
milyar 500 milyon TL, arıcılığın
ülkemize katkısı 200 katını hesap ettiğimizde 30 milyar TL oluyor. Bu da ülkemizin bütçesinin yaklaşık yüzde 10’u arıcılıkla karşılanıyor.”
“TÜRKİYE’NİN YÜZDE 75’İ, GEZEREK ARICILIK YAPIYOR”
Türkiye’de arıcıların yaklaşık yüzde 75’inin gezerek arıcılık yaptığına işaret eden Bahri Yılmaz, “Bu yüzden Türkiye’ye dünyada en
fazla gezgincilik yaparak aracılık yapılan ülkesi diyebiliriz. Türkiye’de ve Anadolu’da daha
kaliteli popülasyon
olmasını sağlayacağız. Ama
bahçe sahipleri, tarla sahipleri,
arazi sahiplerine arıcıya karşı hoşgörü ve iyi davranmak mecburiyetinde kalacak.
5 yıl sonra ayçiçeği tarlasına
giden arıcı, kovan başına bir bedel alacak. Yakın bir zamanda bu inşallah sağlanacak. Çünkü ayçiçeği balı, çok tutulan bir bal değil. Ancak çok fazla üretiliyor.
Uzun zamanda satılıyor. Ama masraflarını kurtarıyor. Ancak ayçiçeğinde başka bir
sorun var. Ayçiçeği tarlalarında arı yoksa çiçeklerin yüzde 62’sinin içerisi boş kalıyor. Türkiye, şu anda arılar olmazsa
Trakya bölgesinde ayçiçeği tarlalarında, Türkiye petrole ödediği 1 milyar dolarlık dövizi, bir bu kadarını da
yağ için öder. Çünkü yüzde 62’si boş olunca çiçeklerin gerisine
artık sizler hesap edin” şeklinde konuştu.
Yılmaz’ın
ardından Hacettepe
Üniversitesi Arı ve Arı Ürünleri
Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde
görevli Doç. Dr. Aslı Özkırım, arı
hastalıkları ve zararlıları ile
mücadele ile ilgili sunumda bulundu.