USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Ekonomi

Akkuyu NGS'de 2026'nın "devreye alma yılı" olması bekleniyor

Akkuyu Nükleer AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Anton Dedusenko, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde (NGS) 2026'nın, birinci devreye alma kompleksi için devreye alma yılı olacağını belirtti.

Akkuyu NGS'de 2026'nın
18-12-2025 11:47
Google News
Moskova

Akkuyu NükleerYönetim Kurulu Başkanı Anton Dedusenko, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde (NGS) 2026'nın, birinci devreye alma kompleksi için devreye alma yılı olacağını belirterek, "Paralel olarak, ikinci, üçüncü ve dördüncü ünitelerin inşaat ve montaj çalışmaları devam ediyor. Gelecek yıl, cesur bir şekilde 'devreye alma yılı' olarak adlandırabileceğimiz bir yıl." dedi.

????

Dedusenko, başkent Moskova’da AA muhabirinin Türkiye'nin ilk nükleer enerji santrali Akkuyu NGS'ye ilişkin sorularını cevapladı.

Siemens’in taahhüt etmesine rağmen tedarikini gerçekleştirmediği gaz yalıtımlı şalt tesisi sistemine ilişkin konuşan Dedusenko, "Gaz yalıtımlı şalt tesisi sistemi, bir nükleer santralin ana bileşenlerinden biri. Bu, elektrik enerjisinin Türkiye’nin enerji iletim sistemine verilmesini sağlayacak. Yani, santral hazır olsa bile, bu sistem olmadan güç dağıtımı mümkün değil." ifadelerini kullandı.

Rosatom’un güçlü ve çeşitlendirilmiş tedarik ağına sahip olduğuna işaret eden Dedusenko, "Elbette, hangi ekipmanın neyle değiştirilebileceğini biliyoruz. Bu kararı çok hızlı şekilde aldık. Çinli ortaklarımızla çok hızlı bir iş birliği içinde, Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve meslektaşlarımızla birlikte, tüm bunları organize etti ve alternatif bir tedarik sağladık." dedi.

Dedusenko, bu yıl birinci ünitenin güç dağıtımı için gerekli olan gaz yalıtımlı şalt tesisinin ilgili kısmının montajlandığının ve gerekli testlerin de yapıldığının altını çizerek, "Ekipmana Türkiye enerji sisteminden gerilim verdik ve tüm otomasyon sistemleri düzgün bir şekilde çalıştı. Bu aşamanın tamamlandığını söyleyebiliriz. Tüm bunlar çok uyumlu çalışmalar sayesinde gerçekleşti. Burada sadece Rosatom değil, Türk tarafı da önemli bir rol oynamakta." diye konuştu.

Akkuyu NGS'nin Mersin ve bölgeye katkısı

Akkuyu NGS’nin inşa edildiği Mersin'le birlikte, tüm Türkiye için büyük öneme sahip olduğuna işaret eden Dedusenko, projenin Türkiye ekonomisine yapılan en büyük doğrudan yatırımlardan biri olduğunu vurguladı.

Dedusenko, santralin etrafında şehirlerin büyüdüğünü, nüfusun arttığını belirterek, "Personelimizin kullandığı bir hizmet pazarı ortaya çıkıyor. Buna bağlı olarak, tüm ekonomi bu açıdan çok iyi gelişiyor. Türk şirketlerinin projeye katılımından kaynaklanan Türkiye'deki yerelleşme ve vergilerden elde edilen etkinin yaklaşık 11 milyar dolar olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.

Akkuyu NGS’de çalışan Türk mühendislere de değinen Dedusenko, şöyle devam etti:

"Bugüne kadar 300 kişi eğitim gördü. Bu kişiler önde gelen 3 ayrı Moskova üniversitesinde eğitim gördü ve şimdi bu üniversiteler arasına Kazan Üniversitesi de dahil oldu. Bu eğitim programına 300 öğrenci daha katılacak. Bu kişiler de yakın gelecekte Türkiye’de mühendisleri eğitecek kişiler olacak. Bu Akkuyu NGS’nin ülkenin eğitim ve mühendislik sektörü üzerindeki etkisini göstermekte."

Dedusenko, santralin inşaat sürecinde yaklaşık 2 bin Türk şirketinin yer aldığını ve almaya devam ettiğini kaydederek, "Şu anda 350 şirket sözleşmeli olarak inşaat, tedarik gibi işlerde yer alıyor. Türkiye’deki projede kullanılan malzemelerin neredeyse tamamı Türk malı." dedi.

Dedusenko, santral çevresindeki konaklama yerlerinin de işçiler, mühendis kadrosu, aile üyeleri nedeniyle yıl boyunca dolu kaldığını sözlerine ekledi.

Projede zorluklara rağmen yoğun çalışmalar sürüyor

Projede tüm ekibin azami verimlilik ve çabayla çalıştığının altını çizen Dedusenko, "Tüm zorluklara rağmen 2025 boyunca 4 ünitenin tamamında çalışmalar devam etti. En büyük zorluğumuz devam ediyor. Ne yazık ki, santralin tamamlanması için gereken önemli bir meblağ hala bir ülkede dondurulmuş durumda. Ancak, başta Rus hükümeti ve ekibimiz olmak üzere ortak çabalarla bunun üstesinden geldik. Elbette Türk tarafı da bize çok yardımcı oldu." diye konuştu.

Dedusenko, santraldeki birinci devreye alma kompleksine odaklandıklarını vurgulayarak, "Birinci ünite ve birinci devreye alma kompleksi devreye girdiğinde, bu kompleks geri kalan tüm ünitelere hizmet verecek. Şu anda bu kompleksin çalışmaya başlamasına ve önümüzdeki yıl elektrik enerjisini şebekeye vermeye hazır olmasına odaklandık. Devreye alma çalışmaları devam ediyor." dedi.

Kompleksin ana yapılarının hazır olduğunu, birinci ünitedeki ana ekipmanın da monte edildiğini anlatan Dedusenko, "Birinci güç ünitesindeki ana ekipman monte edildi. İkinci, üçüncü ve dördüncü ünitelerdeki çalışmalar da durmadan devam ediyor. Gaz yalıtımlı şalt tesisinin çok önemli bir aşama olduğunu zaten söyledim. Bu, santrali güç vermeye hazırladığımız anlamına geliyor. Birçok ekipmanı test ettik. Santralin güvenli çalışması için gerekli olan dizel jeneratörleri çalıştırdık ve test ettik. Yani, tüm ana ekipmanları santralin gelecek yıl hazır olması için hazırladık." ifadelerini kullandı.

Dedusenko, projede gelecek yıl beklentilerine ilişkin ise şunları kaydetti:

"Gelecek yıl, birinci devreye alma kompleksi için devreye alma yılı olacak. Paralel olarak, ikinci, üçüncü ve dördüncü ünitelerin inşaat ve montaj çalışmaları devam ediyor. Birinci ünite için tüm sistemler, kaynak, elektrik işlerinin ayarlanması gerekli. Bu, titiz bir çalışma ve arkalarında daha önce öğrenci olan ve şimdi santralde çalışan mühendislerin bulunduğu Rus uzmanlardan oluşan bir ekip. Gelecek yıl, cesur bir şekilde 'devreye alma yılı' olarak adlandırabileceğimiz bir yıl."

Nükleer bir projede yer almanın şirketler için kaliteye işaret ettiğini belirten Dedusenko, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile ortaklaşa çalışarak yaklaşık 2000 Türk şirketinin projede yer almasını sağladıklarını anlattı.

Dedusenko, Rosatom’un dünyada en çok nükleer santral inşaat projesi yürüten şirket konumunda bulunduğunu vurgulayarak, “Örneğin, Macaristan’daki Paks 2 NGS. Bu inşaatta NÜTED şirketi yer alıyor. Türk şirketleri kendilerini o kadar iyi gösterdiler ki hem Macar projesi hem de Macar düzenleyici kuruluş, Türk şirketleriyle çok rahat çalışıyor. Bu, nükleer alanda kat edilen önemli bir yol, kalite göstergesi. Mısır projemizde Türk şirketleri çok etkili şekilde çalışıyor. Konu, şirketin Türk olup olmaması değil, şirketin kaliteli çalışması ve gördüğünüz gibi Türk şirketleri kaliteli çalışmakta." ifadelerini kullandı.

Küçük modüler reaktörlerin artan önemi

Nükleer enerjinin son yıllarda giderek daha fazla gündeme geldiğini anlatan Dedusenko, "Günümüzde dünyada inşası farklı aşamalarda olan 70'ten fazla düşük güçlü nükleer reaktör projesi bulunuyor. Rosatom bu alanda kesinlikle bir lider. Çünkü bizde sadece uygulamaya konmuş küçük reaktörler bulunmuyor. Bunlar aynı zamanda nükleer buz kıranlarda kurulmuş durumda. Portföyümüzde elektrik enerjisi üreten Akademik Lomonosov adlı yüzer santral mevcut. Küçük modüler reaktörlerin özü, modül olmaları. Bu santraller büyük bir santralden daha hızlı monte edilmeli ve uygulanmalı. Bizim reaktörümüz, amiral gemimiz RITM-200 artık fiilen seri üretim hattına alınmış durumda." dedi.

Türkiye’nin 2053'e kadar "devasa" planlara sahip olduğunun altını çizen Dedusenko, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye'nin nükleer santralleri yerleştirebileceği sınırlı sayıda alanı var. Küçük reaktörler ise bu bağlamda daha kompakt ve daha büyük sismik yüke dayanabilir. Bu nedenle, Türkiye için gerçekten çok doğru bir karar. Biz görüşme halindeyiz ve tabii ki lider olduğumuz için Türk tarafı bizimle bu imkanları görüşüyor. Hem karasal projelere hem de yüzer projelere hazırız. Yurt dışı projelerimizden Özbekistan'da dünyanın ilk düşük güç projesi için ilk ihracat sözleşmesini imzaladık. Hindistan tarafı küçük modüler reaktörlerle ilgileniyor ve daha birçok ülke var. Bu yüzden burada büyük imkanlar var."


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ