USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Yunan istihbaratının Türkiye’deki terör örgütlerine destekleri

Yunan istihbaratının Türkiye’deki terör örgütlerine destekleri
16-06-2022

Yunan Devleti'nin kendi güvenlik ve haber alma işlerini yapabilmesi için, genel akışkan jeopolitik koşulların gelişmiş bilgi faaliyeti gerektirdiği modern İstihbarat Servisleri anlamında bir yapının oluşturulması, 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarına uzanıyor.

İlk modern Yunan istihbarat teşkilatı, Şubat 1908'de Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi'nin rolü üstlenmesiyle kuruldu. 

Bu daire, bir rütbeli subay ve Makedonya Mücadelesinde yer alan gizli örgütlerden biri olan Yunan Makedon Komitesi üyesi Panagiotis Danglis tarafından yönetiliyordu. Büyük babası da Napolyon Ordusunda görev yapmıştı. Kendisi de farklı tarihlerde Osmanlı Ordusuna karşı savaştı. Venizelos hükümetlerinde Savunma Bakanı oldu. 1924’te Atina’da öldü.

-Panagiotis Danglis-

Panagiotis Danglisin yönettiği Enformasyon Dairesi'nin amacı, Osmanlı kontrolündeki Makedonya'daki Yunan konsoloslukları ağı aracılığıyla Yunan propagandasının yanı sıra ekonomik ve askeri istihbarat toplamaktı. Bakanlık, bağımsız olarak hareket etmeye devam eden özel Yunan gizli örgütlerini özümsemedi ve hatta onlarla işbirliği yapmadı. Eleftherios Venizelos'un Yunanistan'a gelişine ve sonunda Başbakan olarak atanmasına yol açan Goudi Darbesi gibi olaylar, Jön Türk Devrimi, Makedonya'daki Yunan faaliyetinin keskin bir şekilde azalmasına ve teşkilatın Kasım 1909'da nihai olarak dağılmasına neden oldu.  

I. Dünya Savaşı'nın başlangıcında Yunanistan tarafsız kaldı. Ulusal Bölünme, ülkeyi Kralcılar ve Venizeloscular olarak ikiye böldü. Ordunun ve diplomatik misyonların bireysel üyeleri, dikkatlerini siyasi düşmanları hakkında bilgi toplamaya odakladılar. Haziran 1917'de Yunanistan Kralı I. Konstantin tahttan indirildi ve ülke, savaşa İtilaf tarafının yanında girdi. Yunan subayları, Makedon cephesinde görev yaptıkları süre boyunca Fransız ve İngiliz müttefiklerinden havadan keşif ve sorgulama teknikleri konusunda değerli deneyimler kazandılar.

II. Dünya Savaşı sonrasında Yunan İstihbaratı…

Amerika Birleşik Devletleri Merkezi İstihbarat Teşkilatı'na göre modellenmiş, 1953 yılında istihbarat toplama,  karşı istihbarat konularında uzmanlaşmış Merkezi İstihbarat Servisi Κεντρικὴ Ὑπηρεσία Πληροφοριῶν / ΚΥΠ, Kentrikí Ypiresía Pliroforión KYP  kuruldu. II. Dünya Savaşı sonrasında ABD haber alma servislerinde yetişmiş Yunan asıllı istihbarat personeli, bu yapılanmada etkin görevler üstlendi. Bunların en ünlüsü 1927 New York doğumlu, Columbia Hukuk Fakültesi mezunu Thomas Hercules Karamessinesti.

Karamessines istihbarat kariyerine Yunanistan'ın Alman işgalinden kurtuluşunun ardından Greek Desk OSS/X2 (Karşı İstihbarat) analisti olarak başladı. Ekim 1945'te OSS'nin dağılmasından sonra Karamessines, muhtemelen ABD'nin Atina Büyükelçisi Lincoln MacVeagh'ın talebi üzerine ABD Büyükelçiliği istihbarat direktörü olarak kaldı. Eylül 1947'de bu örgütün kurulmasından sonra CIA'e katıldı ve sonunda Atina'da CIA İstasyon Şefi oldu. 

Yunan İç Savaşı sırasında Amerikan istihbarat şefi olan Karamessines, Yunan Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (KYP) Amerikan çizgisinde örgütlenmesinde etkili oldu. Karamessines, 1953’e kadar Yunanistan'da gizli görev yaptı ve Richard Helms'in altında Planlar Müdür Yardımcısı olarak atanmadan önce 1959-63 yılları arasında Roma'da İstasyon Şefiydi. 31 Temmuz 1967'den 27 Şubat 1973'e kadar Amerika Birleşik Devletleri Merkezi İstihbarat Teşkilatı  Planları Direktör Yardımcısı olarak görev yaptı. Ajansın Şili cumhurbaşkanı Salvador Allende hükümetini baltalamak için FUBELT Projesine dahil oldu .

Yunan İstihbarat  Teşkilatının ilk ve en etkili ve en uzun süreli görev yapan Direktörü, Topçu Korgenerali ve II. Dünya Savaşı  ve Yunan İç Savaşı gazisi Alexandros Natsinas'tı. Gizli Servisin Mayıs 1953'teki kuruluşundan Aralık 1963'e kadar başkanlığını yaptı. En başından beri KYP, CIA tarafından kontrol ediliyordu; tarihinin ilk on bir yılında (1953–1964), ajanları maaşlarını Yunan devletinden değil Amerikalılardan aldı, ta ki bu düzeyde bağımlılığa öfkelenen Başbakan Georgios Papandreu, bu uygulamayı durdurana kadar. Bu bilgi biraz tanıdık geldi mi?

Ethniki Ypiresia Pliroforion Panagiotis Kontoleon…

Yunan gizli servisi ve başkanının ismi İtalyan şarkıcı Toto Cutugno'nun "Lasciatemi cantare/ Con la chitarra in mano/Lasciatemi cantare/Sono un italiano"yu andırmıyor mu?

Günümüz Yunan Ulusal İstihbarat Servisi; Εθνική Υπηρεσία Πληροφοριών, ΕΥΠ, Ethniki Ypiresia Pliroforion EYP’nin Karargâhı Atina'da bulunuyor.

2019’dan itibaren EYP Direktörlüğüne getirilen Panagiotis Kontoleon; 1965 yılında Atina'da doğdu. 

1999'da Birleşik Krallık Açık Üniversitesi'nden işletme alanında lisans derecesi  ve iki yıl sonra aynı üniversiteden MBA derecesini aldı. Kontoleon'un kariyerine babasının çalıştığı ABD Büyükelçiliği'nde para naklini koruyarak başladı. Babası yaklaşık 30 yıl ABD Büyükelçiliği için çalıştı. Uzun yıllar güvenlik hizmetlerinin “CEO”su olarak görev yaptı. İstihbarat Başkanı olmadan önce son yedi yıldır, 2000'den fazla çalışanı ve 50 milyon avro [55 milyon dolar] cirosu olan bir şirketler grubunda başkan ve “CEO” olarak görev yapıyordu. İngilizce biliyor ve genel bir Fransızca bilgisine sahip. Evli ve iki çocuğu var.

Yunan İstihbarat Başkanı İngiliz yetiştirmesi…

Panagiotis Kontoleon, EYP'nin başına getirilene kadar Yunanistan'ın en büyük özel güvenlik şirketi olan G4S'yi yönetiyordu.

G4S (eski adıyla Group 4 Securicor), merkezi Londra olan bir İngiliz çok uluslu güvenlik şirketi. 125'ten fazla ülkede faaliyet gösteren dünyanın en büyük güvenlik hizmetleri şirketi olan G4S, faaliyet gösterdiği ülkelerde yüzlerce iş hukuku, uluslararası hukuk ve insan hakları ihlalinden suçlandı ve hüküm giydi. 2000'li yılların başından itibaren G4S bazı büyük projeler için sözleşmeler aldı. 

2004 Olimpiyat Oyunları sırasında Atina Eleftherios Venizelos Uluslararası Havalimanı'ndaki tesisleri korudu, ardından bölgesel havaalanlarında hizmet verdi ve 2014-2015'ten itibaren Adalet Bakanlığı hükümlü ve tutukluları için elektronik gözetim hizmetleri ("bilezikler") sağlamaya başladı.

Rekabet Komisyonu, özel güvenlik karteli oluşturduğu için G4S'ye para cezası verdi. Soruşturma ve yargılama neredeyse 18 yıl sürdü ve 2015'te sona erdi. Şirketin Atina'daki ISAP hafif metro hatlarını koruma sözleşmesinde de ihlaller bulundu. Kontoleon'un kendisi ile ilgili olarak, 2019'da Asliye Mahkemesi, sahte tanıklıklar için 2.000 avro ödenmesine ilişkin bir mahkeme kararı verdi.

Savunma bu karara itiraz etmeyi planladı. Kontoleon'un ABD, Suudi Arabistan, Bahreyn ve İsrail büyükelçilikleri ile mükemmel ilişkileri var. Bu kısmen, G4S'nin Guantanamo hapishanesine ve Batı Şeria'daki Filistinliler için İsrail hapishanelerine güvenlik sistemleri kurmasından kaynaklanıyor.

KYP ve Türkiye saplantısı…

1970'lerin sonları ile 1990'lar arasında KYP ve EYP, Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu, Filistin Abu Nidal Örgütü, Japon Kızıl Ordusu, Ermeni ASALA ve Türk, PKK ve Dev Sol gibi yabancı terör örgütlerinin faaliyetlerini izledi. Son ikisinin varlığı, Türkiye ile jeopolitik çatışması nedeniyle Yunanistan tarafından tolere edildi. Üyeleri, çoğunlukla Lavrio mülteci kampına yerleşerek siyasi sığınma aldı. PKK'nın terör örgütü olarak tanımlanmasına rağmen, üyeleri Yunanistan içinde açıkça para topladı. 1999'dan sonra faaliyetleri kademeli olarak kısıtlandı.

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) internet üzerinden erişime açtığı belgelerde, Suriye'nin PKK'yla ve Yunanistan'ın ise ASALA'yla ilişkileri olduğu iddia edildi. 1 Temmuz 1987 tarihli raporda Yunanistan'la ilgili olarak "Libyalı ya da Filistinli gruplar Yunan olmayan hedeflere yoğunlaşırsa Yunan hükümetinin bir bölümünde başka tarafa bakma eğilimi var. ASALA'nın Atina'da bir ofisi var ve ASALA'nın Atina'da gizli varlığı olduğu yönünde raporlar bulunuyor" ifade edilirken Suriye ile ilgili olan kısımda "Şam, PKK ile olan bağlantısını sürdürdü ve yakın zamanda İran Körfezi bölgesinde terör eylemleri geçmişi olan iki örgüte (PKK ve Ebu Nidal Örgütü) sığınak sağlama teklifinde bulundu. Şam, özellikle terörizmi bölgesel bağlamda kullanmaya devam edecektir" dendi. Amerikalıların Yunan istihbaratı hakkında bu kadar çok şey bilmelerinin arka planında kuruluş harcında katkılarının bulunması etkili olmuştur.

Yunan İstihbaratının Türkiye’deki faaliyetleri…

1980 yılından itibaren Türkiye’ye yönelik terör eylemleri farklılaşmaya başladı. Yıllardır yaşanan iç şiddet olaylarına ek olarak, bu dönemde iki farklı hareket benzer amaçlarla şiddet eylemlerinde bulunuyordu. ASALA terör örgütünün Türkiye topraklarını parçalayarak bir Ermeni devleti kurmaya yönelik hayalleriyle iç içe geçmiş intikam eylemleri ile PKK’nın Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda bir Kürt devleti kurma hedefi doğrultusunda silahlı propagandası start almıştı.

Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde terörün uluslararası destek boyutunu dile getirmeye başladığı dönem büyük ölçüde 1980’li yıllar olmuştur. Gerçi uzun yıllar Türkiye’de bir iç terör sorunu yaşanmış ve bu durum can ve mal kayıplarına  ve istikrarsızlıklara neden olmuştur. Bununla birlikte, dış politikasını yürütürken bu durum büyük ölçüde Türkiye’niniç sorunu” olarak kabul edilmiştir.

PKK ile Yunanistan arasındaki ilişkiler kronolojik olarak 5 Şubat 1988’de başladı. Abdullah Öcalan, PKK’nın Yunanistan’la ilişki kurmasının örgüt açısından stratejik bir hamle olacağını düşünmüş ve İhsan Kaya'yı  çeşitli görüşmeler yapmak için Atina’ya göndermişti. İhsan Kaya kimdi? PKK elebaşısı Abdullah Öcalan'ın yanında Roma'ya götürdüğü sevgilisi Rozerin Laşer takma adlı Ayfer Kaya'nın amcasıydı.

Yunan gizli servisinin Türk düşmanı terör örgütleri ile bağlantısı, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan hemen sonra, 1976 tarihinde ASALA ve PKK terör örgütleriyle, Güney Kıbrıs üzerinden Türkiye’ye karşı terörü yönlendirmek üzere EOKA'da aktif rol oynayan, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Başpiskopos III. Makarios'un da kişisel doktorluğunu yapan, Vassos Lissaridis tarafından kuruldu.

1988 yılında Abdullah Öcalan Lübnan’dayken Yunan Ulusal İstihbarat Teşkilatı (Ethniki Ypiresia Pliroforion – EYP) elemanları ile görüşmüştür. Bu ilk görüşmede alınan kararlar Yunanistan devletinin PKK terör örgütüne yardım edeceği ve bu yardımların hemen başlayacağı yönünde olmuştur. 1993 yılında kurulan ve PKK’nın propagandasını yapan MED TV’nin kuruluşu için gerekli para, dönemin Milliyetçi Yunan iş adamları arasında bağış toplanarak sağlanmıştır. Toplanan parayla İngiltere’den lisans alınıp, Fransa’nın desteği ile uydu temin edilmiş ve kanal, propaganda yayınlarına başlamıştır.

Yunan istihbaratı söz konusu temaslar için PASOK Merkez Komite Üyesi ve milletvekili, Mihalis Haralambidis’i görevlendirdi. PKK’nın bu girişimi Atina’da haftalık olarak yayımlanan 'Nei Antropoi/Genç İnsanlar' adlı gazetenin manşetinde de kendisine yer bulmuş ve gazete “Bir Yunan Örgütü’nün Davetlisi Olarak Kürt Ayrılıkçılar Yunanistan’da başlığını atmıştı. Haberin içeriğinde Yunanistan’ın ayrılıkçı hareketi desteklemesinin Türkiye’nin iç güvenliği ve kamu düzenini tehlikeye düşüreceği, bunun da Türk-Yunan çatışmasında Yunanistan’ın oldukça yararına olacağı vurgulanıyordu. Bu analiz, hiç şüphesiz Yunanistan’ın PKK’ya yönelik desteğinin ana nedenini ortaya koyması açısından önemli bir gösterge değil midir?

Yunanistan’la ilişkilerin kurumsallaşması ve gelişmesi aşamasında Abdullah Öcalan, Haralambidis’in yanı sıra Yunanistan temsilcisi olarak emekli General Matafias’la da ilişki kurmuştur. General Matafias ile Öcalan’ın sık sık Bekaa Vadisi’nde görüşmeler yaptığı, örgütün Yunanistan’daki faaliyetleriyle ilgili brifing verdiği, hatta birçok basın yayın organında ikilinin bu buluşmalarda çekilen fotoğraflarının yayınlandığı kamuoyunun malumu.

1990’ların ortasında Yunanistan, terör örgütüne yardım konusunda performansını daha da artırmış hatta gizleme gereğini duymamıştır. Bunu da PKK teröristlerinin yetişmesi, gelişmesi ve tatbik eğitimlerini tamamlaması için açtığı kamplarla yapmıştır. Bu kamplar, Lavrion, Nikolas, Dimitri Elen, Xanthi, Kinesa ve Dileysi kamplarıdır. PKK’lı teröristlerin eğitimi için açılan kampların en bilineni ve büyüğü Atina’nın güneyindeki Lavrion Kampı’dır.

Lavrion kampı, Yunanistan'ın en eski mülteci kampıdır. Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği'nden kaçan mültecilerin barındırılması için açılan kamp, 1984 senesinden beri Türkiye'den kaçan PKK'ların yuvası haline gelmiştir. Lavrion kampının belki de en dikkat çekici özelliği PKK’lı teröristleri barındırması ve büyük oranda kamp sakinleri tarafından oluşturulan yedi kişilik bir komite tarafından yönetilmesidir.

Lavrion kampının sadece PKK üyelerinin askeri eğitim aldıkları yer olmasının dışında en büyük özelliği; 20 yaş altı PKK teröristlerinin ideolojik, siyasi ve tarih eğitimlerini aldıkları yer olmasıdır. Teröristler, ortalama 2 yıl süren bu eğitime kadar çok fazla askeri eğitim almamaktadır. Bu aşamanın tamamlanmasından sonra el yapımı bomba, kundaklama, Militan düzeni savaş stratejileri, 7’li – 9’lu – 11’li bölgesel baskınlar, doğal şartlarda hayatta kalma, istihbarata karşı koyma gibi daha düzenli eğitimlere geçilmektedir. Lavrion kampı aynı zamanda PKK teröristlerinin Avrupa’ya açıldıkları resmi kapıdır. Bu anlamda da önemi çok büyüktür.

Yunanistan’ın 1995 yılında Suriye ile imzalamış olduğu bir anlaşma çerçevesinde Suriye’deki askeri üslerden yararlanabilecek olması Türkiye’nin bu ülkelere karşı duyarlılığını arttırmıştır. İlerleyen dönemde, Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasıyla yaşanan olaylar göstermiştir ki, Yunanistan ile Suriye arasındaki bu stratejik ittifakı, Türkiye haklı olarak, tehdit olarak algılamış ve tepkisini askeri yöntemler de kullanmayı göze aldığını göstererek uygulamıştır. Türkiye’nin bu kararlı tutumu, Yunanistan’daki Türkiye’ye ilişkin politikaların değiştirilmesine zemin hazırlamıştır.

Yunanistan ile PKK arasındaki ilişkiler Öcalan'ın yargılanmasına ilişkin iddianamede de yer almıştır. Sanık Abdullah ÖCALAN, ayrıca alınan ifadesinde;

“...Yunanistan’ın PKK örgütüyle ilişkileri az çok Suriye’nin PKK örgütüyle ilişkilerine benzer. 1988 yılında ben Lübnan’da iken Badovas ve Nagazakis’in beni ziyaretleriyle bu ilişkiler başlamıştır... Bu ilişkilerin kurulmasında birkaç yıl sonra muhtemelen 1994 senesinde Yunanistan’da PKK örgütünün kampları açıldı. Lavrion Kampı’nda PKK’lı gençlere daha çok ideolojik eğitim veriliyordu. 0 tarihlerde Yunanistan temsilcimiz Mahir (K) Fethi DEMİR’dir. Yunanistan’da Lavrion Kampı’ndan başka bir de bomba eğitimi veren Dimitri Elen Kampımız vardır... Yunanistan’da bomba eğitimini, kamp eğitimini ve küçük grupları barındırmak hususundaki organize de bizim dost tabir ettiğimiz Yunan istihbaratının yardımı olmaktadır. . ...Yunanistan’ın bizimle işbirliği yapmasındaki amacı, bizi Türkiye’ye karşı kullanmak, Türkiye’yle çelişkilerinde koz olarak kullanmaktır...” diyerek, Yunanistan’ın PKK terör örgütü ile olan bağlantılarını, desteklerini gözler önüne sermiştir.

Türk İstihbaratı ihaneti affetmez!..

Abdullah Öcalan'ın 1999''da Kenya'daki Yunan Elçiliğinden çıkarılarak Türkiye'ye teslim edilmesi, PKK'nın varlığını kendileri için bir güvence sayan Yunan gizli servisi içindeki özerk grupları rahatsız etmişti. Kenya sürecinde Yunan gizli servisi tarafından görevlendirilen Savas Kalenderidis’in oynadığı rol Yunanistan'da "derin devlet" tartışmalarına sebebiyet vermişti. Savas Kalenderidis’in yardımcısı Teofilos Yorgiadis, 1990'larda PKK-Türkiye çatışmasını izleyerek PKK'yı destekledi ve PKK'nın yandaşları arasında yer aldı. “Bağımsız Kürdistan” devleti kurulması için Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde Kürdistanla Dayanışma Komitesi'ni kurdu. Bu komitenin ilk başkanıydı.

Belçika’dan gelen PKK’lı bir üst düzey teröristi karşıladığı 20 Mart 1994 akşamı 10, Theofilos Georgiadis, Lefkoşa'daki evinin önünde aracını park ederken yanına yaklaşan motosikletli bir saldırgan, göğsüne beş kurşun sıkarak onu layık olduğu yere göndermişti. Rum ve Yunan basınında  suikastın Türk istihbarat teşkilatı MİT ile bağlantılı Rum vatandaşlarınca gerçekleştirildiğine dair haberler yer aldı. Panagiotis Kakaris, Aristodemos'un kardeşi Andrea Giourouki, Kyriakos Psomas  gibi isimlerin Türk gizli servisi MİT’in intikam tugayına dahil oldukları yazılıp çizilmişti.

-Teofilos Yorgiadis-

Theofilos Georgiadis, 9 Eylül 1957'de Kıbrıs'ın Evrychos köyünde doğdu. Babası bir EOKA savaşçısıydı. Theofilos üç yıl boyunca Lefkoşa'nın Türk kesiminde bulunan Neapoleos Lisesi'nde ve ardından 1975'te mezun olduğu Pancyprian Lisesi'nde okudu. 1977 - 1981 yılları arasında Atina Panteion Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi okudu. Türkçeyi öğrendiği gibi Türkoloji alanında uzmanlaştı. Ayrıca Fransa ve Almanya'da okudu.

1988'de Theofilos ve diğer Türk karşıtları, “Kürdistan'da” Kıbrıs Dayanışma Komitesi'ni kurdular. Kürdistan Kurtuluş Cephesi (ERNK), Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ve Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu'nun (ARGK) mevzilerinin desteklenmesine katkıda bulundu. PKK'nın Yunanistan'daki resmi yayın organı "Kürdistan'ın Sesi" dergisinin yayın ekibinin önemli bir üyesiydi. Teofilos Yorgiadis öldürülünce yerine Lazaros Mavros geçmişti. Teofilos Yorgiadis’in öldürülmesinden 3 ay sonra Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği İkinci Müsteşarı Ömer Haluk Sipahioğlu; 4 Temmuz 1994 günü evinin önünde aracına binerken  uğradığı silahlı saldırı sonucu şehit edildi. Saldırıyı daha sonra “17 Kasım terör Örgütü” üstlendi.

Lazaros Mavros, Güney Kıbrıs'ta üslenen, PKK ile Yönetim arasında bağlantıyı sağlayan kişidir. Uyuşturucu kaçakçısı Theofilos Georgiadis ile birlikte kurdukları 'Kürdistanla Dayanışma Komitesi'nin çatısı altında PKK militanlarının sorunları ile ilgileniyor, Türkiye'de eylem yapmaları için onlara silah ve patlayıcı sağlıyordu. 

Hatta Öcalan, Kenya’da deport edildiğinde "Lazaros Mavros" adına düzenlenmiş Kıbrıs Rum Kesimi pasaportu taşıyordu. Abdullah Öcalan, Kenya'da Türkiye'ye teslim edilmeden bir hafta kadar önce Yunan gizli servis görevlisi Savas Kalenderis'e; "Bizi Türklerin kucağına tekrar itmeyin, bize sahip çıkın" diye yalvardığını yine ifade tutanaklarına geçmişti. 

Öcalan analitik yeteneği sayesinde yolun sona geldiklerini görmüştü. Kalenderidis; Türkiye'nin sert çıkışları sonucunda Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkarılması ve pinpon topu gibi oradan oraya sürüklendikten sonra Türkiye’ye teslim edilmesi sürecinde önemli rol oynayanlardan birisiydi Öcalan'ın, kendisini güvenli bir limana ulaştıracağı düşüncesiyle "Musa" olarak nitelediği Kalenderides, Yunan istihbaratında önemli görevlerde bulunmuş bir subaydı.

Savas Kalenderidis 1992 yılında Konstantin Miçotakis'in başbakanlığı döneminde diplomatik pasaportla İzmir Başkonsolosluğu'na tayin edildi. Miçotakis'in sağ kolu olan Dendranis‘le sürekli irtibat halinde çalıştı. İstihbarat faaliyetleri, MİT tarafından saptanınca, aleyhinde casusluk davası açıldı ve dört yıl hapse mahkûm oldu. Daha sonra anlaşmalı olarak Yunanistan’a geri çekildi. Kalenderidis, Kürtlerle yakın ilişki içindeydi. 3 Temmuz 1997''de Kırıkkale Mühimmat Fabrikası'nda 3 kişinin ölümüyle sonuçlanan yangın ve patlamanın PKK ile bağlantılı ve sabatoj şüphesiyle kovuşturulurken, sürülen iz Kalenderidis'e kadar uzanmıştı. Çok iyi Türkçe ve Kürtçe biliyor. Yunan istihbarat teşkilatından önce ise Yunan Kara Kuvvetleri'nde albay rütbesine kadar yükseldi.

PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın 1999'da Kenya'daki Yunan Elçiliğinden çıkarılarak Türkiye'ye teslim edilmesi, PKK'nın varlığını kendileri için bir güvence sayan Yunan gizli servisi içindeki özerk grupları rahatsız etmişti. Kenya sürecinde Yunan gizli servisi tarafından görevlendirilen Savas Kalenderidis'in oynadığı rol, Yunanistan'da "derin devlet" tartışmalarına sebebiyet vermişti.

Öcalan’ın yakalanması ve söz konusu açıklamadan sonra Yunan hükümeti PKK’ya verilen desteğin bir devlet politikası olmayıp, kişisel politika tercihlerinin ürünü ve hükümet dışı organizasyonların yönlendirmesi olduğunu göstermek amacıyla Dışişleri Bakanı Pangalos, İçişleri Bakanı Papadopulos ve Kamu Düzeni Bakanı Peçalnikos’un istifasını istemiştir. PKK, bu tarihten itibaren Yunanistan’da 90’larda olduğu gibi açıktan destek görmese de paravan dernekleri aracılığıyla faaliyetlerini sürdürmüş ve Avrupa yapılanmasında Yunanistan hem transit ülke olması hem de örgüt militanlarının sahip oldukları eğitim kamplarıyla önemli bir merkez olmaya devam etmiştir.

Lavrion, Yunanistan'da bir tatil kasabası olarak biliniyor. Ancak beldedeki göçmen kampı adeta terör örgütü PKK'ya ev sahipliği yapıyor. “Mülteci kampı” denilen Lavrion’da, PKK’lılara silah eğitimi veriliyor, maket uçak yapımı ve kullanımı öğretiliyor. FETÖ teröristlerinin, Avrupa’ya geçişlerini ve sığınma talebi almalarını sağlayan sahte belgeler de yine burada yapılıyor.

Yunanistan kendi tehdit unsurları çerçevesinde gördüğü bölgesel en büyük güç olan Türkiye’ye karşı “güçten düşürme” politikası uyguluyor. Bunu yapabileceği en uygun zemin ise Türkiye aleyhine faaliyet gösteren terör örgütlerine  siyasi, ekonomik, lojistik,  askeri ve istihbarat olarak yardımdan geçmektedir.

Yunanistan’ın ASALA, PKK, IŞİD/DEAŞ, FETÖ ve aşırı sol terör örgütlerine verdiği destek de bu kapsamda değerlendirilebilir. Yunanistan, 1980’lerden itibaren Ermeni ASALA terör örgütüne destek vermiştir. Bu örgüt, değişik ülkelerde birçok konsolosumuzu şehit etmiştir. Yunanistan’daki mülteci kampları, 1984 yılından itibaren Türkiye’den kaçan PKK'lı teröristlerin yuvası haline gelmiştir.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

 

https://www.nis.gr/el/agency/administration

https://www.nis.gr/el/agency/historical-background/building

https://stringfixer.com/tr/National_Intelligence_Service_(Greece)

http://www.ataatun.org/pkk-kibris-rum-baglantisi.html

https://greekreporter.com/2019/08/02/greece-revamps-intelligence-services-creates-national-security-advisor-post/

https://defence--point-com.translate.goog/tag/panagiotis-kontoleon/?_x_tr_sl=en&_x_tr_tl=tr&_x_tr_hl=tr&_x_tr_pto=sc

https://www.urdupoint.com/en/world/appointment-of-greeces-new-national-intellig-695588.html

https://www.ekathimerini.com/news/243222/national-security-takes-center-stage/

https://www.kathimerini.gr/opinion/561904093/o-erntogan-demenos-me-ton-poytin/

https://www.naftemporiki.gr/story/1872091/to-kardiologiko-problima-tis-germanias-kai-i-elliniki-porta-stin-agkura

https://www.dimokratiki.gr/12-06-2022/toyrkika-mme-i-toyrkia-echei-tin-kyriarchia-9-nision-rodoy-lesvoy-samoy-k-a-stin-ellada-dothike-mono-to-dikaioma-chrisis/

https://www.rizospastis.gr/page.do?publDate=11/6/22&id=18606&pageNo=10

https://chiosnews.com/oi-laoi-tis-elladas-kai-tis-tourkias-den-echoun-tipota-na-chorisoun-echoun-symferon-na-diekdikisoun-na-zoune-eirinika-grafei-o-giannis-palios/

https://prin.gr/2022/06/σχόλια-στο-ημίφως-10-6-22-2/

https://www.trthaber.com/haber/gundem/lavrion-kampindaki-pkk-faaliyetleri-bu-kez-yunan-medyasina-yansidi-661398.html

https://www.globalsavunma.com.tr/yunanistan-pkk-teror-orgutu-iliskileri-ve-turkiye-deki-orman-yanginlari.html

http://www.turkishgreek.org/ikili-iliskiler/uyusmazliklar/diger-uyusmazliklar

https://www.tgrthaber.com.tr/gundem/yunanistanda-lavrion-kardesligi-pkk-ve-feto-ayni-kampta-2806593

https://t24.com.tr/haber/ciain-1987-raporundan-suriye-pkkyi-kullaniyor-yunanistan-asalaya-goz-yumuyor,384886

https://www.yenisafak.com/yazarlar/abdullah-muradoglu/ocalanin-yakalanmasi-yunan-ergenekonunu-deifre-etmi-30934

https://www.dw.com/tr/ mi̇t-raporundaki-yeşil-ve-öcalana-operasyon/a-59752022

https://www.newsbreak.gr/ellada/189094/theofilos-georgiadis-san-simera-dolofoneitai-o-martyras-toy-ellinismoy-apo/

https://24h.com.cy/2019/03/theofilos-georgiadis-pente-sfaires-chreiastikan-gia-na-teleiosoyn-enan-sygchrono-agonisti-vinteo-eikones/

https://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-eski-yunan-ajani-turk-korkusu-sardi-bizim-sonumuz-da-41674277

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
orçun madanoğlu
orçun madanoğlu 2 yıl önce
coşkun başbuğun Yunan istihbaratına dair tvdeki yorumları ile sizinki pek tutmuyor, sanki yoklarmış, önemsizlermiş, etkisilermiş gibi konuşuyor.
hakan can
hakan can 2 yıl önce
yunanistan diye bir devlet yok ki. amerikan mandası. yazıdakiler genel olarak bilindik şeyler. düşman görevini yapıyor. garip olan ne.
masum
masum 2 yıl önce
yunan istihbaratının röntgenini çekmişsiniz
yaren
yaren 2 yıl önce
bir solukta okudum ne bilgiler ne bilgiler