
Fransa; eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’i hapse atıyor!
Fransa’da hukuk tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir gelişme yaşanıyor. Karara itiraz etmiş olmasına rağmen, 70 yaşındaki eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy hakkında verilen ertelenmiş tutuklama kararının infazına hükmedildi. Böylece Sarkozy, hapse giren ilk eski Avrupa Birliği üyesi ülke lideri olacak.
2007 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının Libya tarafından finanse edilmesiyle bağlantılı olarak “suç örgütüne katılmak ve yasadışı kampanya finansmanı” suçlarından mahkûm edilen Sarkozy’nin cezası, yalnızca kişisel bir düşüş değil, Fransa iç siyasetinin ahlaki dokusunu ve Avrupa Birliği hukuk sisteminin tarafsızlık ilkesini de tartışmaya açıyor.
Bu karar, hem yargı bağımsızlığı açısından Fransa’nın demokrasi standardını hem de AB düzeyinde yolsuzlukla mücadelede eşitlik ve caydırıcılık ilkesinin sınandığı kritik bir dönüm noktasını temsil ediyor.
Nicolas Sarkozy’nin La Santé’ye girişi Fransa demokrasisinin en ağır sınavı…
Fransa’da hukuk tarihinde bir ilk yaşanıyor. Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, hakkındaki ertelenmiş tutuklama kararının infazına hükmedilmesiyle 21 Ekim 2025’te cezaevine girecek. Sarkozy, bu kararla birlikte hapse giren ilk eski Avrupa Birliği ülke lideri olacak. Cezasını, Paris’in 14. bölgesinde bulunan La Santé Hapishanesinde çekecek.
La Santé, Fransa’nın en eski ve en tanınmış cezaevlerinden biri olarak 19. yüzyılın ortalarında inşa edildi. Zaman içinde hem terör zanlılarını hem de siyasetçileri barındırmış olmasıyla biliniyor. Hapishane, yüksek güvenlikli yapısı ve sembolik konumuyla “devletin yüzü” olarak da anılır. Ancak geçmişte aşırı kalabalık ve hijyen sorunları nedeniyle sık sık eleştirilen bir kurumdur.
Sarkozy’nin yaşı, sağlık durumu ve kamuoyu profili göz önüne alındığında, La Santé’nin “korunması gereken mahkûmlar” için ayrılmış özel bölümünde kalması bekleniyor. Bu bölümdeki hücreler tek kişilik ve ortalama 9 metrekare büyüklüğünde. Hücrelerde özel duş, sabit telefon hattı ve televizyon bulunuyor. Yemekler hücreye servis ediliyor; mahkûmlar dışarıdan yiyecek temin edebiliyor ya da belirli aralıklarla özel mutfak kullanımına izin veriliyor.
La Santé’nin VIP veya “vulnerable” bölümleri, sıradan mahkûmlardan tamamen izole edilmiş durumda. Sarkozy, bu nedenle diğer tutuklularla doğrudan temas etmeyecek. Egzersiz, ziyaret ve avukat görüşmeleri de özel güvenlik önlemleri altında gerçekleştirilecek.
La Santé’nin tarihi, Fransa’nın toplumsal hafızasında önemli bir yere sahip. 1970’lerden bu yana pek çok ünlü isim, siyasi dava veya terör suçlamalarıyla burada tutuldu. Cezaevi, 2010’larda kapsamlı bir yenileme sürecinden geçti; duvarları ve altyapısı modernize edildi ancak eski mimarisi korunarak “devlet otoritesinin sembolü” niteliğini sürdürdü.
Sarkozy’nin buradaki konumu, yalnızca bir ceza infazı olarak değil, Fransa’nın demokrasi anlayışı ve yargı bağımsızlığı açısından da sınav niteliğinde görülüyor. Avrupa Birliği hukukunda hiçbir ülke lideri daha önce böyle bir infazla karşılaşmamıştı. Bu durum, “yolsuzluk ve siyasi etik” konusunda AB içinde caydırıcı bir örnek oluştururken, Fransa’nın iç siyasetinde de ahlaki hesaplaşmanın yeni bir evresine işaret ediyor.
Sarkozy, Kaddafi’nin Fransa’daki seçim kampanyasını desteklemesinden suçlu bulundu…
Nicolas Sarkozy’nin mahkûmiyetine yol açan dava, 2007 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının Libya tarafından gizlice finanse edildiği iddialarına dayanıyor. Sürecin başlangıcı, dönemin Libya lideri Muammer Kaddafi’nin 2011’de devrilmesi ve ölümünden sonra ortaya çıkan belgelere uzanıyor. Fransız araştırmacı gazetecilik platformu Mediapart, 2012’de yayımladığı belgelerde Libya’dan Fransa’ya 50 milyon avroluk bir fon aktarımına işaret etmişti.
Soruşturmacılar, Sarkozy’nin yakın ekibinin 2005–2007 yılları arasında Libya’ya yaptığı ziyaretlerin amacını ve bu temaslarda para transferine dair olasılıkları inceledi. 2016 yılında, Fransız-Lübnanlı bir iş insanı, Libya’dan Fransa’ya valizlerle nakit para taşındığını iddia etti.
Daha sonra bu ifadesini geri çekti; ancak olay, Sarkozy ve eşi Carla Bruni’nin tanıkları etkilemeye çalıştıkları gerekçesiyle ayrı bir davanın konusu oldu.
Libya bağlantılı dosyada adı geçen bir diğer isim olan Ziad Takieddine hakkında da tutuklama kararı çıkarılmıştı. Takieddine, 2020’de Fransız donanmasına ait gemi satışlarında gizli komisyonlar aldığı gerekçesiyle hüküm giymiş ve daha sonra Lübnan’a kaçmıştı. 2025 yılında, Sarkozy davasına ilişkin süreç sürerken Lübnan’da hayatını kaybetti.
-Sarkozy, Ziad Takieddine
Paris Mahkemesi, Nicolas Sarkozy’yi “suç işlemek için komplo kurmak” suçundan mahkûm etti. Buna karşın, “pasif yolsuzluk, kamu fonlarını kötüye kullanma ve Libya kaynaklı kampanya finansmanı ihlali” suçlamalarından beraat etti. Hakimler, Libya’dan Fransa’ya aktarılan paranın Sarkozy’nin seçim kampanyasında veya kişisel çıkarı için kullanıldığına dair doğrudan bir kanıt bulunmadığını belirtti.
Sarkozy beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Karar “geçici olarak infaz edilebilir” nitelikte olduğu için, temyiz süreci sonuçlanmadan ceza ertelenemeyecek. Bu nedenle, Sarkozy 21 Ekim 2025’te Paris’teki La Santé Hapishanesi’ne girecek. Eski Cumhurbaşkanı, kararı adil bulmadığını belirterek temyize başvurdu.
Fransa’da kamuoyu, bu karara ikiye bölünmüş durumda. Elabe araştırma şirketinin anketine göre Fransızların yüzde 61’i mahkeme kararını “adil” bulurken, yüzde 38’i “siyasi bir intikam” olarak değerlendiriyor. Sarkozy ise tüm suçlamaları reddediyor ve yargı sürecini, 2011’de Kaddafi rejiminin devrilmesine verdiği desteğin ardından kendisine yöneltilmiş bir siyasi operasyon olarak görüyor.
Sarkozy davası ve Libya bağlantısının Fransa yargısına etkisi…
Sarkozy davası, esas olarak Fransa iç hukuk sistemi çerçevesinde yürütüldü. Eski cumhurbaşkanının 2007 seçim kampanyasının Libya tarafından finanse edilmesi, 2011’de Kaddafi’nin devrilmesinin ardından ortaya çıkan belgelerle soruşturmanın merkezine oturdu. Mediapart gibi araştırmacı gazetecilik kuruluşlarının yayımladığı istihbarat belgeleri, yargının süreci dikkatle yürütmesini sağladı, ancak bu doğrudan dış baskı anlamına gelmiyor. Avrupa Birliği ve diğer uluslararası aktörler davaya dolaylı olarak ilgi göstermiş olsa da mahkeme kararları Fransa’nın kendi yargı bağımsızlığı çerçevesinde alındı. Libya bağlantısı ve uluslararası belgeler yargıyı etkiledi, ancak mevcut deliller dış güçlerin doğrudan müdahalesini kanıtlamıyor. Sonuç olarak dava, Fransa iç siyaseti, Libya ile geçmiş ilişkiler ve uluslararası bilgi akışının birleşiminin etkisiyle şekillendi.
Küresel sistem Sarkozy davasına müdahil oldu mu?
Sarkozy davasını Fransa’ya yönelik dış baskılar bağlamında değerlendirmek için birkaç boyutu ele almak gerekiyor. Birincisi; Libya bağlantısı ve jeopolitik arka plan açısından. Dava, doğrudan 2007 cumhurbaşkanlığı kampanyasının Libya tarafından finanse edilip edilmediğiyle ilgilidir. Ancak bu süreç, Kaddafi rejiminin devrilmesi ve Batılı ülkelerin Libya üzerindeki etkisi bağlamında şekillendi. 2011’deki NATO müdahalesi ve Kaddafi’nin devrilmesi sonrası ortaya çıkan belgeler, Fransa’nın iç siyasi yargı sürecinde kullanıldı. Dolayısıyla dava, Libya’nın geçmişte Fransa siyasetinde oynadığı rolün uluslararası yankılarıyla da bağlantılıdır.
İkincisi; uluslararası istihbarat ve basın baskısı açısından. Mediapart gibi araştırmacı gazetecilik kuruluşları, istihbarat belgelerine dayanan raporlarla kamuoyunu bilgilendirdi. Bu belgeler, Sarkozy’nin kampanya finansmanıyla ilgili iddiaları gündeme taşıdı. Uluslararası basının ve belgelerin varlığı, yargının süreci hızlandırmasına veya daha titiz inceleme yapmasına yol açmış olabilir.
Üçüncüsü; Avrupa ve AB boyutu açısından. Sarkozy’nin ceza alması, AB üyesi bir ülkede eski bir liderin yargılanıp, mahkûm edilebileceğini gösteren bir emsal teşkil ediyor. Bu, Avrupa hukuk sisteminin bağımsızlığını vurgulamak açısından önemli. Ancak Fransa’nın bu kararı, AB veya diğer dış aktörlerin doğrudan baskısıyla değil, yargı süreçlerinin kendi iç dinamikleriyle açıklanabilir.
Dördüncüsü; dış baskı teorileri açısından. Bazı analizler, Sarkozy’nin Kaddafi politikaları ve Libya ile ilişkilerinin Batılı ülkelerin stratejik hedefleriyle çakıştığını öne sürüyor. Özellikle Fransa’nın Libya müdahalesinde oynadığı rol ve Batılı müttefiklerle ilişkiler, dolaylı bir baskı unsuru olarak yorumlanabilir.
Sarkozy Davası ve Fransız Devrimi geleneğinde hukukun üstünlüğü…
Sarkozy davası, 1789 Fransız Devrimi ve sonrasındaki süreçle bağlantılı olarak değerlendirildiğinde, Fransa’nın hukuk ve demokrasi geleneğinin güncel bir örneği olarak öne çıkıyor. Devrim, monarşi ve aristokrasinin ayrıcalıklı hukuk sistemine karşı herkesin yasa önünde eşit olduğu ilkesini getirdi.
Sarkozy davası, eski bir cumhurbaşkanının bu ilkeye tabi tutulması açısından modern bir tezahürdür; siyasi güç ne kadar yüksek olursa olsun, yargı karşısında eşit olmak zorundadır. 19. ve 20. yüzyıllarda Fransa, imparatorluklar ve cumhuriyetler aracılığıyla siyasi iktidarın yargı bağımsızlığı ile sınırlandırılması gerekliliğini defalarca test etti.
Günümüzde Sarkozy davası, eski liderlerin yargı karşısında hesap verebileceğini göstererek bu geleneğin devam ettiğini kanıtlıyor. Dava, Kaddafi bağlantılı kampanya finansmanı üzerinden yürütülmüş olsa da siyasi güç, kamuoyu ve yargının iç içe geçtiği modern bir süreci temsil ediyor.
Tarihsel süreklilik açısından, dava hukukun üstünlüğü, siyasi eşitlik ve yargı bağımsızlığı ilkelerinin devrimden bu yana sürdüğünü ve Sarkozy örneğinde somutlaştığını ortaya koyuyor. Avrupa Birliği perspektifinde de bu süreç, lider hesap verebilirliği ve yolsuzlukla mücadelede emsal teşkil eden bir vaka olarak kayda geçiyor.
Sarkozy Davası, AB’de liderlerin hapisle yüzleşebileceğinin sinyali mi
Sarkozy davası, Avrupa Birliği ve diğer demokratik ülkeler açısından önemli emsaller yaratıyor. Eski bir devlet başkanının hapse girmesi, AB üyesi ülkelerde liderlerin yolsuzluk ve seçim kampanyası finansmanı gibi suçlarla karşılaştığında yargı önüne çıkarılabileceğini gösteriyor. Bu durum, diğer ülke liderleri üzerinde dolaylı bir baskı unsuru olarak da değerlendirilebilir; siyasi bağlantılar veya uluslararası ilişkiler, geçmişteki suçlamaları gündeme taşıyabilir ve yargı süreçlerinin uluslararası gözlemlenmesini artırabilir.
Ayrıca dava, AB hukuk sisteminin tarafsızlığını ve yolsuzlukla mücadele prensiplerini test eden bir vaka olarak öne çıkıyor. Sarkozy davası, geçmişteki jeopolitik ilişkilerin ve uluslararası fon akışlarının yargı süreçlerinde nasıl etkili olabileceğini gösterirken, diğer liderlerin benzer suçlardan yargılanmasının önünü açabilecek bir dönüm noktası olarak görülüyor. Ancak bu süreçlerin meşruiyeti, yargının bağımsızlığı ve siyasallaşmaması ile doğrudan bağlantılı.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
омюр челикдёнмез, Дикгазете
Seçilmiş Kaynakça
https://www.kommersant.ru/doc/8119321
https://tr.euronews.com/2025/10/13/nicolas-sarkozy-21-ekimde-cezaevine-girecek
https://www.ilsole24ore.com/art/francia-sarkozy-carcere-21-ottobre-AHS8ib9C?refresh_ce=1
https://edition.cnn.com/2025/10/14/europe/nicolas-sarkozy-ex-french-president-prison-intl-cmd
https://www.rsi.ch/info/mondo/Sarkozy-colpevole-ma-non-di-corruzione-5-anni-di-carcere--3145158.html
https://www.theguardian.com/world/2025/oct/13/former-french-president-nicolas-sarkozy-ordered-to-go-to-jail-next-week
https://am.sputniknews.ru/amp/20251014/v-kakikh-usloviyakh-budut-soderzhat-eks-prezidenta-frantsii--94617460.html
https://www.humanite.fr/politique/nicolas-sarkozy/sarkozy-en-prison-le-21-octobre-dans-quelles-conditions-va-t-il-purger-sa-peine
https://www.ledauphine.com/faits-divers-justice/2025/10/14/nicolas-sarkozy-en-prison-des-le-21-octobre-quelles-seront-ses-conditions-de-detention
https://www.lemonde.fr/en/france/article/2025/10/13/sarkozy-will-begin-serving-his-five-year-prison-sentence-on-october-21-in-a-paris-prison_6746388_7.html
https://rmc.bfmtv.com/actualites/police-justice/nicolas-sarkozy-ira-en-prison-le-21-octobre-ce-que-l-on-sait-de-ses-conditions-de-detention_AN-202510130897.html
https://www.ouest-france.fr/politique/nicolas-sarkozy/nicolas-sarkozy-sera-incarcere-au-sein-de-la-prison-de-la-sante-a-partir-du-21-octobre-895a04f6-a845-11f0-a399-70ff1c676380
halim 1 saat önce