USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Siyonizme hizmet eden Müslümanların İsrail’de partisi mi var?

Siyonizme hizmet eden Müslümanların İsrail’de partisi mi var?
04-08-2025

-Ra’am Partisi lideri Mansour Abbas

Siyonizme hizmet eden Müslümanların İsrail’de partisi mi var?

2021’de İsrail tarihinde ilk kez bir Arap partisi iktidara ortak oldu. Dört milletvekiliyle temsil edilen Birleşik Arap Listesi (RA’AM), koalisyonun önemli bir parçası haline gelmişti. İsrail devleti kurulduğundan bu yana hiçbir Arap partisi, dini ya da laik olsun, İsrail hükümetine katılmamıştı. Bu durum, çoğu zaman İsrail'deki Arap toplumunun “siyasi sistemin parçası olmakla, ama devlete entegre olmamakla” tanımlanmasına neden oluyordu.

Ancak bu gidişat ve Siyonizmin kem talihi, 2021’de değişti. İslami Hareket’in Güney Şubesi’nin siyasi uzantısı olan Ra’am Partisi lideri Mansour Abbas, Naftali Bennett ve Yair Lapid’in öncülüğünde kurulan koalisyon hükümetine katıldı. Bu gelişme, birçok kişi için sürpriz oldu; çünkü Ra’am’ın kökleri Müslüman Kardeşler’e dayanıyordu.

Partinin lideri Mansur Abbas, 46 yaşında bir diş hekimi olarak İsrail siyasetinde yeni bir aktör olarak öne çıktı. RA’AM, sadece İsrail vatandaşı Filistinli Arapları temsil etmekle kalmayıp aynı zamanda İslamcı bir Arap partisi.

Müslüman Kardeşler Teşkilatının İsrail versiyonu!..

RA’AM, yaklaşık 50 yıldır İsrail’de faaliyet gösteren İslami Hareket’in siyasi kolu olarak biliniyor. Bu hareket, Filistin 1948 İslami Hareketi olarak da anılıyor ve kökleri Müslüman Kardeşler örgütüne dayanıyor. Manda yönetimi döneminde Filistin’de ortaya çıkan Müslüman Kardeşler çizgisindeki hareket, 1971 yılında Abdullah Nimar Derviş tarafından kuruldu.

Derviş, hareketin ilham kaynağı olarak Hasan el-Benna ve Müslüman Kardeşler’i benimsedi. Küresel güç odaklarının Ortadoğu enerji kaynaklarından sıfır maliyetle yararlanmak tutkusu nedeniyle derenin taşıyla derenin kuşunu vurdukları bir jeopoltikten söz ediyoruz. Kimileri buna “paylaşım savaşı” kimleri “hak batıl mücadelesi” diyor.

Şarku'l Avsat’ın Türk okura saygısızlığı mı yoksa bilişsel yanıltma operasyonu mu? 

Tarık El-Homayed, Suudi gazeteci ve yazar, Eş-Şarku'l Avsat gazetesinin eski genel yayın yönetmeni. Şarku'l Avsat’ın 3 Ağustos Pazar günkü İngilizce yayınında “The Tel Aviv's Brotherhood-ism and Questions /Tel Aviv'in Kardeşlikçiliği ve Soruları” başlıklı bir makale yayınladı. 

Ancak aynı makale, Şarku'l Avsat’ın Türkçe versiyonunda, Mişari Zeydi imzasıyla yayımlandı o da Suudi gazeteciydi. Onun makalesi de “Tel Aviv İhvancıları ve sorular” başlığını taşıyordu.  Demek ki ikisi de aynı şahıs ama neden gazete yönetimi özellikle Türkçe yayınında böyle bir şeye başvuruyor anlaşılır gibi değil. Bu fiili durum, kaotik yapısı nedeniyle tabii ki üzerinde durulması ve değerlendirilmesi gereken bir durum.

Şarku'l Avsat, İngiliz Suudi ortak yapımı…

Şarkul Avsat, Arap dünyasının önde gelen günlük gazetelerden biri. 4 kıtada 14 şehirde her gün eş zamanlı olarak basılıyor. 1978’de Londra’da, Suudi sermeyesiyle yayın hayatına başlayan Şarkul Avsat, dünya çapında birçok büyük şehre aynı anda uydular aracılığıyla yayın yapan günlük ilk Arapça gazete unvanına sahip.

Ayrıca “Washington Post”, “USA Today” ve “Global Viewpoint” prestijli uluslararası kurumların haberlerini Arapça olarak yayınlama hakkına sahip tek gazete. Yayın çizgisi Suud Hanedanı’nın politikasını esas alır. Suudilerin politikasını kim belirliyor ise yayın çizgisini de o belirler.

Çift taraflı tersinden algı operasyonu…

İster Tarık El-Homayed ister Mişari Zeydi kabul edin adı geçen makalesinde, Türkiye’de "Filistin davası" / "Gazze" ve "ümmet" diye diye kendisini helak eden  Oğuz Safı siyasal İslamcıların  uykularını kaçıracak  yenilir yutulur olmayan bir iddiada bulunuyorlar.

Diyorlar ki; Gazze’de açlık, yıkım ve kuşatma sürerken, Hamas ve İhvan-ı Müslimin’in önceliği Gazzelilerin acılarını dindirmek ve ablukayı kaldırmak değil miydi? O halde, Tel Aviv'deki İhvan mensupları neden Netanyahu yerine Mısır Büyükelçiliği'ni protesto ediyor? Gazze'yi bombalayan İsrail değil mi?

Daha da çarpıcı olanı: Batılı ülkeler Filistin devletini tanımaya hazırlanırken, Hamas ve İhvan’dan neden tek kelime yok? Eğer nihai amaç bağımsız bir Filistin devleti ise, bu sessizlik neyin işareti? Asıl soru şu: Filistin davası gerçekten savunuluyor mu, yoksa araçsallaştırılıyor mu?

Kısa bir süre için farklı isimler kullanan aynı yazarın İngiliz aidiyetinden dolayı iftira attığını var sayalım. Ama bu maalesef İsrail’de Siyonizmin bölgesel çıkarlarını gözeten ve bu duruşlarını parti politikasına dönüştüren Tel Aviv merkezli siyasal İslamcı organizasyonu ortadan kaldırmıyor.  İsterseniz Siyonist Müslüman liderlerden söz edelim.

‘Müslüman Kardeşler’i referans alan Siyonist Müslüman parti başkanı...

Birleşik Arap Listesi (RA’AM) lideri Mansour Abbas, İsrail'de Müslüman Kardeşler'le bağlantıları olan İslamcı bir partinin başkanı olarak biliniyor. Son derece dindar olmasına rağmen, güvenliğinden korktuğu için Kudüs'teki El Aksa Camii'ndeki vaazlara katılmayı bıraktı.

Mansour Abbas, 22 Nisan 1974’te İsrail’in kuzeyindeki Maghar kasabasında Müslüman Arap bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi çiftçilikle uğraşıyordu ve on kardeşi vardı. Henüz 17 yaşındayken Maghar’daki Barış Camii’nde vaaz vermeye başladı. Kimliğini hem İsrailli hem de Filistinli olarak tanımlamaktadır.

Üniversite mezunu. Yükseköğrenimini Kudüs’teki İbrani Üniversitesi’nde diş hekimliği alanında tamamladı. Ancak Ekim 2023 itibarıyla diş hekimliği yapma lisansı sona ermiştir. Üniversite yıllarında (1997–1998), Arap Öğrenciler Komitesi Başkanlığı yaptı. Bu dönemde, İslami Hareket’in kurucusu Abdullah Nimar Derviş ile tanışarak hareketle yakın ilişkiler geliştirdi. Derviş, geç de olsa barışa odaklanan bir çizgiye yönelmiş ve kendisini “barış askeri” olarak tanımlamıştır. 1971’de, küresel Müslüman Kardeşler’in ideolojik etkisiyle İsrail İslami Hareketi’ni kurmuştur.

Abbas, ayrıca Hayfa Üniversitesi’nde siyaset bilimi eğitimi aldı. 2007 yılında Birleşik Arap Listesi Genel Sekreteri oldu; 2010’da İslami Hareket’in Güney Şubesi Başkan Yardımcılığına seçildi. 2021’de partinin lideri olarak Knesset’e girdi ve aynı yıl Arap Toplumu İşleri Özel Komitesi başkanlığına getirildi. Bu süreçte, İsrail hükümetine katılan ilk Arap siyasi lider olarak ülke tarihinde bir ilke imza attı.

Siyasi çizgisi muhafazakâr ve geleneksel değerlere bağlıdır.  Sıklıkla İslamcı olarak tanımlanır. İsrail solundaki partileri ideolojik sebeplerle eleştirmiş, muhafazakâr Yahudi ultra-Ortodoks partilere daha yakın olduğunu belirtmiştir.

Aralık 2021’de, İsrail’in bir Yahudi devleti olarak doğduğunu ve öyle kalacağını kabul ettiğini açıklamış; İsrail’in bir apartheid rejimi olmadığını savunmuştur. Bu açıklamalar, Arap kamuoyunda geniş tepkilere neden olmuştur.

7 Ekim 2023’te Hamas öncülüğünde gerçekleştirilen saldırıların ardından Abbas, bu eylemleri açıkça kınamış; kadın, çocuk ve yaşlı rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunmuştur. Bu tür eylemlerin İslami değerlere aykırı olduğunu vurgulamıştır.

Mansour Abbas evli ve üç çocuk babasıdır. Hâlen doğduğu Maghar kasabasında yaşamakta, eşi Yakoot Abbas lisede İngilizce öğretmenliği yapmakta ve Abbas, Tiberya yakınlarında bir camide imamlık görevini sürdürmektedir.

Mart 2021 seçimlerinin ardından beklenmedik bir biçimde koalisyonun kilit ismi hâline gelen Abbas, bir yıldan kısa süre sonra çöken hükümete destek vermiştir. Bu gelişme, şu soruyu gündeme getirmiştir:

- İsrail gibi bir ülkede Müslüman Kardeşler çizgisinden gelen bir yapının hükümete girmesi nasıl mümkün oldu?

İslami Hareket’in Güney Şubesiılımlı” olarak tanımlansa da bu ılımlılığın gerçek bir dönüşümü mü yoksa taktiksel bir pozisyonu mu yansıttığı tartışmalıdır. Çünkü hareketin geçmişi, laiklik karşıtı, şeriat yanlısı ve pan-İslamist bir Müslüman Kardeşler geleneğine dayanır.

Ra’am Partisi, Arap seçmenlerin günlük ihtiyaçlarına odaklanan, ideolojiden çok hizmet siyaseti güden bir çizgide olduğunu öne sürmektedir. Ancak bu pragmatik tutum, daha uzun vadeli ve stratejik bir planın parçası olabilir mi?

Abbas’ın, İsrail’in Yahudi karakterini tanıyan açıklamaları, Arap ve Filistin kamuoyunda şaşkınlıkla karşılandı. Kimileri bu çıkışı cesur bir “gerçekçilik” olarak yorumlarken, kimileri bunu sistemle uyum arayışı veya teslimiyet olarak değerlendirdi.

Bu noktada kilit soru şudur:

- Eğer bu “İsrail modeli” başarılı olursa, diğer Arap ülkelerindeki Müslüman Kardeşler hareketleri için de örnek teşkil edebilir mi? Ya da bu durum, Müslüman Kardeşler’in söyleminde ciddi bir kırılmaya mı işaret eder?

Ra’am’ın hükümette yer alması, İslamcı hareketlerin ya evrim geçirdiği ya da ideolojilerini taktiksel olarak askıya aldığı bir döneme mi işaret ediyor? Yoksa bu sadece zamana oynama ve sistem içinde pozisyon kazanma çabası mı?

Bu sorular hâlâ net yanıtlar bulabilmiş değil. Ancak İsrail’deki bu deneyim hem Müslüman hareketinin dönüşümünü hem de Arap-İsrail siyasi ilişkilerini yeniden değerlendirmek için dikkatle izlenmesi gereken bir örnek oluşturmaktadır.

İyi ama İngililzlerin de bir Müslüman Kardeşleri var!

İngiltere Başbakanı David Cameron, 17 Aralık 2015’te yaptığı açıklamada, Müslüman Kardeşler (Muslim Brotherhood) hakkında yürütülen kapsamlı hükümet incelemesinin sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. 2014 yılında başlatılan bu inceleme, örgütün ideolojisi, faaliyetleri ve özellikle İngiltere içindeki etkilerini objektif biçimde değerlendirmeyi amaçladı.

İnceleme süreci Sir John Jenkins’in uluslararası, Charles Farr’ın ise İngiltere merkezli çalışmalarıyla yürütüldü. Akademik kaynaklar, güvenlik kurumları, sivil toplum temsilcileri ve doğrudan Müslüman Kardeşler ile bağlantılı kişilerle yapılan görüşmeler sonucunda hazırlanan rapor, örgütün dini temelli bir siyasal dönüşüm hedeflediğini ve zamanla şiddeti meşrulaştıran bir çizgiye evrildiğini ortaya koydu.

Müslüman Kardeşler (Muslim Brotherhood) örgütünün İngiltere ile ilişkisi, özellikle 1990’lardan itibaren hem fiili hem de ideolojik düzeyde dikkat çekici bir gelişim göstermiştir. İngiltere, örgütü doğrudan yasaklamamış olmakla birlikte, bazı üyeleri ve bağlantılı yapıları uzun süre dolaylı olarak barındırmış, ifade özgürlüğü ve sivil toplumun geniş çerçevesi içinde faaliyetlerine kısmen alan tanımıştır.

Müslüman Kardeşler'e yakınlığıyla bilinen bazı kuruluşlar (örneğin Muslim Association of Britain - MAB) İngiltere’de yıllarca meşru sivil toplum örgütleri olarak faaliyet göstermiş, zaman zaman hükümetle veya yerel yönetimlerle diyalog içinde bulunmuştur. Bu kuruluşlar, İngiltere'deki Müslüman toplumun temsilcisi gibi davranmış ve kamu fonları da dahil olmak üzere desteklerden faydalanmıştır.

Müslüman Kardeşler’in bazı üst düzey isimleri, özellikle Mısır’daki siyasi baskı dönemlerinde İngiltere’ye sığınmış ve burada faaliyetlerini sürdürmüştür. Londra, örgütün bazı uluslararası iletişim ve medya merkezlerine ev sahipliği yapmıştır. Bu durum, İngiltere’nin örgüt için bir “arka üs” olarak kullanıldığı yönünde eleştirilere neden olmuştur.

Müslüman Kardeşler, uzun süre İngiltere’de fikir özgürlüğü çerçevesinde faaliyet göstermiş, ancak özellikle 2000’li yıllardan sonra İngiliz güvenlik kurumlarının ve hükümetin dikkatini çeken bir yapıya dönüşmüştür. Bugün itibarıyla İngiltere, örgüte karşı temkinli, güvenlik odaklı ve sınırlayıcı bir politika izlemektedir. İngiltere için Müslüman Kardeşler, ne tamamen yasa dışı bir tehdit ne de tamamen meşru bir aktör olarak görülmektedir; ikisinin arasında, “ideolojik risk” kategorisinde değerlendirilmektedir.

Özellikle Türkiye’deki politik organizasyonların, sivil toplum kuruluşlarının ve dinî cemaatlerin dış politik konularda sözde dinî referanslarla, ümmetçilik ideolojisi gayretiyle Siyonist ve emperyalist odakların ekmeğine yağ sürmekten vazgeçmeleri gerekiyor. Çünkü her gördüğümüz sakallı dedemiz, her gördüğümüz kavuklu/sarıklı İslam âlimi değildir. En korkmamız gerekenler de “ordu Gazze'ye” sloganlarını atanlar. Kime hizmet ettikleri kamuoyunun malûmu değil mi?

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

омюр челикдёнмез, Дикгазете

Seçilmiş Kaynakça

https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/11/151117_israil_yasak

https://www.congress.gov/event/115th-congress/house-event/108532/text

https://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/kimler-kimlerle-beraber-1589669

https://main.knesset.gov.il/EN/News/PressReleases/Pages/press2742012m.aspx

https://english.aawsat.com/opinion/5171350-tel-avivs-brotherhood-ism-and-questions

https://www.newyorker.com/magazine/2021/11/01/the-arab-israeli-power-broker-in-the-knesset

https://www.france24.com/en/live-news/20221029-mansour-abbas-arab-israeli-political-trailblazer

https://www.salom.com.tr/arsiv/haber/64705/islami-hareketin-kurucusu-holokostun-inkarini-kinadi

https://www.gazeteduvar.com.tr/islamcilar-nasil-tel-avivdeki-koalisyonun-ortagi-oldu-makale-1524931

https://www.aljazeera.com/news/2025/4/23/jordan-outlaws-muslim-brotherhood-group-confiscates-assets

https://www.gov.uk/government/speeches/muslim-brotherhood-review-statement-by-the-prime-minister

https://www.dikgazete.com/yazi/araplar-cildirmis-olmali-isidi-turkler-mi-kurdu-makale,1206.html-1206.html

https://www.haaretz.com/israel-news/elections/2022-08-07/ty-article/.premium/after-a-turbulent-year-mansour-abbas-still-has-a-strong-grip-on-the-united-arab-list/00000182-77e1-d9c2-afa6-fff930ad0000

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?