USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

(I)spartaküs, Ispartalı mı?

(I)spartaküs, Ispartalı mı?
27-02-2023

Har.1: Eğirdir Gölü civarının tarihî coğrafyası

(I)SPARTAKÜS, ISPARTALI MI?

Özet

Makalenin amacı, MÖ 73-71 yılları, Roma’da büyük bir isyan başlatan Sprataküs adlı kahramanın Ispartalı olduğunu iddia etmektir. Spartaküs hakkında kesin olan tek şey, onun Trakyalı olduğudur. Trakyalı demek, aynı zamanda dağlı demektir. Trakya adı ile Isparta (Sparta) adının, ikisinin bir arada bulunduğu yegâne yer Uluborlu ve Eğirdir civarıdır. MS 10’lar, Uluborlu’daki Ogüst yazıtını, “Apollonia, Lykia ve Thrakia” kolonisi halkları; Kıral Yolu üzeri ve Dinar-Çapalı köyü Uluborlu çıkışı ve Uluborlu’ya 19 bm uzaktaki yazıtı da, MS 135’de, “Apollonialı, Likyalı ve Dağlı Trakyalı” halklar dikmiştir. Spartakus, muhtemelen Apameya civarındaki Mithridates savaşlarına (MÖ 88-85) katılmış ve bu savaşlar sonunda Roma’ya götürülmüştür. Uluborlu (Apollonia), Eğirdir (Laodikya, Lâdik) ve Efes (Lykia), Mithridates savaşlarıyla ilgili olduğu için bunlar üzerinde de durulacaktır.

Giriş

Bu makaleyi yazmaya 29 Haziran 2016’da Ankara’da başlamıştım; aradan yedi yıl geçivermiş.

Trakya bölgesinde doğduğu tahmin edilen Spartaküs MÖ 109-71 yılları arasında yaşadı. Spartaküs, Roma ordusunda bir süvari idi. Kesin bir bilgi olmasa da bir savaşta üstlerinin kendi halkına saldırmasını emretmesi üzerine emre karşı geldi ve bu sebeple Roma'da köle statüsüne düştü. Roma'nın yakalama emri çıkartması üzerine arkadaşlarıyla beraber ordudan kaçtı. Karısıyla beraber dağlarda, mağaralarda hayatlarını sürdürürlerken bir gece uyku sırasında Romalı bir birliğin baskınıyla ele geçirildi. O, İtalya'da Capua’daki bir gladyatör okuluna satıldı ve sonra halkın eğlencesini sağlamak amacıyla arenalarda dövüştürüldü. Bu sırada halkın gözünde büyük bir şöhret kazandı (https://tr.wikipedia.org › wiki › Spartaküs).

“Sırtında hayvan postundan bir kürk taşıyan Trakyalı (Spartaküs, 109-71), bir de esmer, narin Trakyalı bir rahibe vardı. Bu Spartaküs’ün karısıydı (s.45). Trakyalılar bu topraklara birkaç yıl önce gelmişlerdi (s.59). Bunlar, Appius Claudius’un seferden dönerken getirdiği esirlerdi (s.60) ” (Koestler, 2007: 45, 59, 60).

Spartaküs, Capua’daki gladyatör okullarında yetişti. O, özgür doğumlu bir Trakyalı idi. Capua’daki 200 kişilik gladyatör okulundan kaçtı. İsyancılar Galyalı ve Trakyalı olmak üzere iki bölüktü. Trakyalıların başında Spartaküs adlı bir köle bulunuyordu. Daha sonra ayrılacak olan bu bölükte en etkili kişi Spartaküs idi. MÖ 73-71 yıllarında vukûbulan bu ayaklanmada Spataküs’ün safında yaklaşık yetmiş bin kişi vardı. Spartaküs taraftarlarından esir alınan altı bin kişi, Roma-Capua arasındaki Appia yolu boyunca çarmıha gerildi” (Uzunaslan, 2010: 116-117, açık. 544). Thraex (Trakyalı) tarzı dövüş türü, ilk kez Trakyalı halklar yoluyla gerçekleştirildiği Cicero tarafından zikredilmiştir. Onların kullandıkları silahlar, Trakyalılara özgüydü” (Uzunaslan, 2005: 45-46). 

MÖ 88 yılında başlayan Mithridates savaşı, 85 yılında Sulla’nın galibiyetiyle son buldu. Pompeius, MÖ 67’de, dağlık ve ovalık Kilikia bölgelerini (Trakheia Kilikia ve Pedias Kilikia) Kilikia eyaletine ilhak etti (Tozan, 2016: 109) ifadesinden Trakheia, yâni Trakya’nın dağlık, Pedias’ın ovalık anlamında olduğu anlaşılmaktadır.

Appius Claudius kimdir?

Koestler’in zikrettiği, ya baba Appius Claudius (129-76) veya oğul Appius Claudius (98-48) idi. Baba Appius Claudius, MÖ 79’da konsül olmuş ve 78-76 arasında Makedonya valiliği yapmıştır. Oğul Claudius ise MÖ 54’de konsül olmuş ve 53-52 yıllarında Kilikya valiliği yapmıştır. Claudius, ünlü Cicero’dan bir önceki Kilikya valisiydi ve hatta muhtemelen Akşehir, Bolvadin civarında kendi adına (Appia) bir yerleşim kurmuştu (Tozan, 2016: 117).

Appius Claudius (öl. MÖ 48), Pontus kralı VI. Mithradates’e karşı savaşta, Anadolu’da kayınbiraderi Lucius Licinius Lucullus'un emrinde görev yaptı (yıl 72-70) (https://www.britannica.com). Lucullus, Cicero’dan 20 yıl önce Asia eyaleti valisiydi (Tozan, 2016: 119). Asia eyaletinde çok sayıda Romalı vatandaş vardı. Bu vatandaşlar Mithridates’in emriyle katliama maruz kalmış ve 80-150 bin arasında Romalı öldürülmüştür. Sulla, Roma tarafını tutan kentleri ödüllendirmiş, bu kentlerin özerklik ve özgürlükleri Roma Senatosu’nun güvencesi altına alınmıştır. Buna karşılık Sulla, Pontos safında yer alan, Roma vatandaşlarını katleden kentleri ve bölgeleri, Roma’nın dostu ve müttefiki olmaktan çıkarmış, bağımsızlıklarını ellerinden almıştır (Yıldız, 2012: 109-110). 

Appius Claudius, Mithridates savaşı sonunda henüz 13-14 yaşındadır ve muhtemelen savaş sonunda, Mithridates’i destekleyen bölge halkına karşı girişilen sindirme hareketi sırasında, Spartaküs, emre karşı gelmiş ve Roma ordusundan kaçmıştır. Halkı sindirme bir-iki yıl sürmüş ve Spartaküs, Appius Claudius’un Lucullus ile birlikte olduğu bir sırada (MÖ 80’ler) yakalanmış olmalıdır. 

Trakya, Dağlık Trakya ve Sparta Neresidir? 

Amorion ve Apollonia Uluborlu’dur. Bilim âleminde Apollonia yazıtı bilinen Ogüst yazıtında, Apollonia, Lykia ve Thrakia kolonilerinin halkı zikredilir (yıl MS 10’lar). Kıral Yolu üzerinde; Uluborlu’nun 19 bm batısı, Çapalı köyü çıkışındaki taşı da MS 135’de Appolonialılar, Lykialılar ve Dağlı Trakyalılar dikmişlerdi (Remsi, 1960: 187). 

Trakia ve Thrakesia Bölgesi, Eğirdir Gölü civarı, Dağlı Trakyalılar’ın vatanı ise Uluborlu, Eğirdir ve Isparta civarıdır. Uluborlu’ya Sozopolis adını verdiren Aziz Zosimus Kremna’yı, Ptolemy de Sagalassos’u Lycia’da gösterirler (Remsi, 1960: 471). Firikya’daki Yunan Likyası (Hayton, 2015: 51, Lichie de Grecie) için Özcan, Denizli derse de yanlıştır ve bu yer Eğirdir’dir. Roma imparatoru Claudius’a izafeten Eğirdir-Laodikya’ya Klaudiopolis adı verilmiştir (Khoniates, 1995: 136-137). İbn Hordazbih’e göre Terkasis, el-Avasi (Kurtlar: Λύκοι) sancağında kalesi olan müstahkem Efes kentini ve ayrıca dört kaleyi kapsar. Efes, yedi uyurlar mağarasının bulunduğu kenttir. Bu kentin kiliseden çevrilmiş camisinde Mesleme'nin, Romalıların ülkesine muzaffer girişinin anısına yapılmış Arapça bir kitabe bulunmaktadır. Grekçe Λύκοι “kurtlar”, Λύκια ise “kurtların yeri” demektir (bk. Har.1). 

Tralleis’in, Trakya lisanı ile “muharipler” manasına geldiği iddia edilir. Tralleis, vaziyeti dolayısıyla Menderes vâdisinin en kuvvetli istihkâmı idi. Evvelâ Seleucid kırallarının merkezi olmuş, bir müddet Tralleis ismi terk edilerek Seleuceia ve Antiocheia isimleriyle anılmıştır. MÖ 190 yılından sonra burada basılan birçok cistofori’den anlaşıldığı üzere Bergama hükümetinin en mühim istihkâmı olmuştur. Bergamalı kırallar ordularını süvari, piyade ve tralleis olmak üzere üçe ayırırlardı, hiç şüphesiz üçüncü kısım ücretli askerlerdi. Thrakian ahalisi Tralleis ismi altında Pergamenien kuvvetlerinin mümtaz bir kısmını teşkil etmiştir. Trakyalı Mersenerlere (paralı askerlere) Tralis denirdi ve kırallara cellatlık vazifesini de yaparlardı (Remsi, 1960: 119-120; açık. 1; Demirdal, 1968: 57).

Zikredilen Tralleis, Barla; Seleuceia, Atabey-Seleuceia Sidera, Antiocheia Yalvaç idi. Tralleis kıtaları, Firikya valisi Oğul Kirus zamanına kadar inmektedir. MÖ 401’de Kemer Boğazı’ndaki sarayından (Asarbaşı) Firikya’yı yöneten Oğul Kirus, kumandanlarının hanım ve çocuklarını, Tralleis’e yerleştirmişti (Ksenofon, 2011: 57). 

Eğirdir Gölü civarının tarihî coğrafyası hakkında çok yazdım. Onun için okuyucuyu bıktırmak istemiyorum. Tarihçi, hatalı olarak 140-150 yıldır, Kelene ve Apameya’nın Dinar, Amorion’un Emirdağ, Efes’in Selçuk, Tralles’in Aydın, İznik’in Bursa-İznik, Laodikya’nın Denizli olduğunu iddia eder. Ben bu iddiaların yanlış olduğunu ve yeni keşifler konusunda dikGazete’de çokça yazdım ve yazıyorum. İsteyen o yazılarıma bakabilir.

29 Nisan 1091’de vukûbulan Lebounion savaşı ile 1170’lerde vukûbulan bir olaya dikkat çekmek istiyorum:

1. Lebounion veya Küçük Aslan savaşı, Barla önünde vukûbuldu. İmparator, hâlâ, Peçeneklerle Kumanların sayılmaz kalabalıklarından çekiniyordu ve onların aralarında anlaşacaklarından korkmaktaydı. Tam bu esnada yaklaşık 5000 kişilik, yaman ve savaşçı bir dağlılar topluluğu, onun safına geçti (Anna, 1996: 253). 

2. Khliara, Pergamon ve Atramytion Türkler tarafından çok rahatsız edilmekteydiler. İmparator Manuel, bu iskân yerlerini birleştirerek bunları surlarla çevirdi (yıl 1165-1170). Böylece “toprağı ve insanları çok vahşi olan” bu cemaatlerin nüfus ve refahı, birçok zengin şehri de geride bırakacak şekilde arttı (Khoniates, 1995: 103). 

Bu üç kent, Çirişli dağının kuzey-batı köşesindeki Aş. Tırtar yanındadır (bk. Har.1). Bu iki metinde zikredilen dağlılar topluluğu ve toprağı ve insanları çok vahşi ifadeleri, Dağlık Trakya ve Koestler’i açıklar umarım.

Trakya veya Dağlık Trakya (Firikya Paroire); Eğirdir, Barla, Yalvaç ve Uluborlu bölgesi, Sparta ise malûm Isparta’dır. Terkasis (Thrakesia) ve Efes, Eğirdir Gölü civarındadır (bk. Har.1).

VI. Mithridates, Galatia’dan Apameia’ya geliyor

Mithridates, MÖ 88’de Firikya’ya doğru yürüdü. İskender’in mola verdiği yerlerde konakladı. Zira İskender’in mola verdiği yerlerde konaklamanın kendisine talih getireceğini düşünüyordu. O, Romalıların elindeki Firikya’nın geri kalanına, Mysia ve Asia’ya saldırıya geçti. Magnesia, Ephesos ve Mitylene’ye vardı (Yıldız, 2012: 163). Firikya içlerine doğru ilerlediği sırada Romalı General Cassius, ordusuyla birlikte Apameia’ya çekilmişti, ama muhtemelen sarsıntılar nedeniyle kenti terk etmiştir. Az sonra Apameia’da büyük bir deprem oldu. Mithridates, Apameia’a geldiğinde kentin depremde harap olduğunu gördü, kentin imarı için 100 talanton verdi; buradan Laodikya’ya geçti; Menderes vadisi boyunca ilerledi; Tralleis ve Menderes’teki Magnesia’dan geçip Efes’e ulaştı. Roma, Mithridates’e karşı Konsül Sulla’yı komutan atadı. Sulla, yaptığı bir dizi savaştan sonra zafer kazandı. MÖ 85’de, Troas bölgesindeki Dardanos kentinde bir antlaşma yaptı. Dardanos antlaşması olarak anılan bu antlaşmaya göre Mithridates savaştan önceki sınırlarına geri çekildi (Yıldız, 2012: 108-110).

Mithridates’in MÖ 88, Vulso’nun MÖ 189 ve İskender’in MÖ 333, Kelene ile Galatya arasındaki yürüyüşleri bugüne dek bilinemedi. Ben, son iki yürüyüşü 2012 yılında Yol ve Tarih adlı kitabımda yazdım. Bu yürüyüşleri ve Kıral Yolu güzergâhını bilmeme üç şey etkili oldu: 1-Kelene- Kemer Boğazı, 2-Anaboura- Şarkîkaraağaç-Enevre ve 3-Kaballum ise Konya-Gevele idi. Bu üç şey bilinince, Volso’nun yürüdüğü yol, çok açık ortaya çıktı. Vulso’nun da aynı Mithridates gibi İskender’i takip etmiş olması, İskender’in yürüdüğü yola işaret etti. İskender ve Vulso, Ağlasun, Dinar, Uluborlu, Kemer Boğazı, Yenice Sivrisi (Kelene Hisarı), Şarkîkaraağaç, Selki (Beyşehir yakını), Derbent (Gevele yakını), Ilgın, Yunak, Çeltik, Sakarya ve Gordion şeklinde yürümüşlerdi. 

Mithridates ise bu yolu tersine yürüyerek, Kemer Boğazı’nın 6-7 bm güneyindeki Apameya’ya geldi. Buradan Eğirdir’e (Laodikya) geçti. İki göl arasındaki Menderes vadisindeki Barla (Tralleis), Barla-Boyalı önü (Magnesia) ve Gelendost-Kiremitli Burun önüne (Efes) geldi. Mitylene, Çaka Bey olayında üç-dört kez anılan Eski Eğirdir Gölü’ndeki bir ada, Mysia ise Uluborlu, Kemer Boğazı ve Yalvaç çevresi idi. Ben böyle diyorum, ama tarihçi bana gelene kadar Apameya- Dinar, Laodikya- Denizli, Tralleis- Aydın, Efes- Selçuk, Mitylene ise Midilli dedi. 

Tarihî coğrafyada yapılan hatalar

1. Sulla, zafer kazandı ve MÖ 85’de, Troas Bölgesi’ndeki Dardanos kentinde bir antlaşma yaptı ve buna göre Mithridates, savaştan önceki sınırlarına geri çekildi (Yıldız, 2012: 109-110). Apameya bölgesindeki bir savaşın antlaşması niçin Çanakkale’de yapılsın? Sevan Nişanyan, Afyon’daki bir savaşın antlaşması Lozan’da yapıldı der, lâkin bu iki antlaşma kıyaslanamaz. Çanakkale ve Kemer Boğazı olmak üzere iki Hellespont, iki de Abydos olduğu gibi, iki de Dardanos olmalıdır. Kaldı ki, Dardanos ve Troas, Kemer Boğazı’ndaki (Firikya Hellespontia) isimlerle birlik geçer (Remsi, 1960. 164, 176). Dardanos antlaşması, Kemer Boğazı civarında yapılmış demektir.

2. (https://laodikeia.pau.edu.tr): MÖ 40 Laodikya’lı Zenon’un, Parthlara direnişiyle Laodikya, Roma tarafından büyük saygı gördü; Pontos bölgesi Zenon’a hediye edildi ve Laodikyalılar, Roma yurttaşı sayılma ayrıcalığını elde ettiler. Zikredilen Laodikya, Eğirdir-Laodikya’dır. Pontos bölgesi ise Kemer Boğazı bölgesi olmalıdır.

3. Hatip Dio Chrysostomus (MS 1.-2. yy.) Apameia’da verdiği söylevde kent için övgü dolu sözler sarf etti. Ona göre Apameia, Phrygia, Lydia, Karia, Kappadokia, Pamphylia ve Pisidia halklarının toplanma ve pazar yeridir (Yıldız, 2012: 121). 

4. Apameia’daki bir onurlandırma yazıtında Ryndakos Nehri yanındaki Apollonialılar, kentlerinin hamisi ve euergetes’i tanıttıkları ve Hadrianus zamanında (117-138) yaşayan Tiberius Claudius Mithridates’in, Apameia’da heykelini dikmişlerdir (Yıldız, 2012: 123). Apollonia- Uluborlu, Ryndakos ise Papa çayıdır (Lampes). İki Rhyndakos vardır (Remsi, 1960: 176).

5. Mitylene (Remsi, 1960: 502), Klyzomene (Akropolites, 2008: 164) ve (yıl 1088-1089) Çaka Beyle ilgili adı geçen Mytilene, Phokai ve Klyzomenai (Anna, 1996: 230, 266, 268) gibi isimler, Eski Eğirdir Gölü civarındadır. Çaka, Eğirdir ve Hoyran Gölleri ile iki göl arasındaki ırmaklar üzerinde denizcilik yapan, askerî ve siyasî faaliyette bulunan ve tıpkı Yalvaç bölgesinin beyi, kardeşi Yalavaç gibi bir Selçuklu emiridir. Batı Anadolu’da ve Eğirdir Gölü civarında çok sayıda Ortodoks Peçenek, Kuman, Oğuz ve Sarmat Türk’ü vardır. Bunlarla Müslüman Türkler karıştırılmaktadır. Tarihçi ve birçok Bizans kaynağını Türkçeye kazandıran Bilge Umar, bu hususu bilmiyor.

6. İmparator, Gelibolu yarımadasına geldi; bir ordu ayırıp, Skamandros çayı yoluyla, Edremit'te, Thrakesion ilinde konuşlanmaya gönderdi (Anna, 1996: 449, yıl 1113). Marmara’dan Edremit’e Skamandros çayıyla gidilir mi? Edremit, A. Tırtar; Skamandros, iki göl arasındaki ırmak; Thrakesion göl çevresidir. Hoyran Gölü başına 10 mil uzaktaki kalenin adı Sind, Prof. Zerrin Günal’a göre bir Trak boyu adıdır; belki Synnada adı da öyledir (bk. Har.1). B. Umar, Khersonnesos adını Gelibolu Yarımadası anlayarak tarihi alt-üst etmiştir (Anna, 1996: 248).

7. Bu zamana (1204 yılına) kadar her nasılsa Hıristiyanlar elinde kalmış olan Isparta şehrini zapt eylediler (Yinanç, 2013: 383). Yinanç’ın, daha önce fethedildiğini sandığı Lâdik, Denizli-Lâdik değil, Eğirdir-Lâdik’tir.

Kilikya eyaletinin merkezi olan Laodikya, Eğirdir-Laodikya mı, Denizli-Laodikya mı?

1. Sorarım: Kilikya eyaletinin merkezi olmaya, Eğirdir-Laodikya mı, yoksa Denizli-Laodikya mı, daha layıktır?

2. Cicero, 31 Tem. Laodikya’ya geldi; 3 gün geçirdi; 5 Ağustos’ta Apameya’ya geldi. 11 Şubat 50 tarihinde tekrar Laodikya’ya geldi; 7 Mayıs’ta ayrıldı (Tozan, 2016: 111, 121). Prokonsül yönetiminin esas yeri Laodikya idi, ama Cicero, Apameya’da daha çok otururdu (Arundel, 2014: 13). Denizli’den, Apameya’ya nasıl sık gidip-gelinir?

3. Apameya, Dinar’da değil, Barla-Boyalı Mahallesi önündedir. Laodikya ile Apameya arasındaki göl, denize benzerse de yer altından gelen pis bir koku çıkarır (Strabon, 2009: 87). Bu kayda uyan Laodikya, Eğirdir’dir. Gaz çıkışını, 2012’de MTA Gn. Müdürlüğü elemanları tespit etti. Bu üç veriye göre de Laodikya, Eğirdir’dir.

Spartaküs Hakkında

Spartaküs'ün Yunanistan'daki Sparta ile ilgili olduğunu sanırdım, hatta Isparta adının, Mora’daki Sparta ile ilgili olduğu söylenirdi ve öyle bilirdik (S. Şükrü, 2013: 53). Meğer Isparta, bir Anadolu adıymış ve muhtemelen Mora’daki Sparta adı, Anadolu’dan gitmişti. Spartaküs, Trakyalı ve Spartalı (Ispartalı) idi (Uzunaslan, 2010: 117, açık. 544; Koestler, 2007: 45, 59). Trakya ile Sparta’nın birlikte bulunduğu yegâne yer, Isparta İlidir. 

Spartaküs adı, Sparta’nın “Uc’undan”, yâni Isparta’nın taşrasından anlamına olabilir. Sparta adı ile “Uc” manasına gelen “ikos” birleşerek, Sparta+ikos > Spartakos > Spartaküs olsa gerektir.

Sonuç

Trakya adı ile Isparta (Sparta) adının, ikisinin bir arada bulunduğu yegâne coğrafya, ancak ve ancak, Eğirdir Gölü civarıdır. Bu münasebetle yaptığım açıklamalara göre, Trakyalı Spartaküs, Ispartalıdır.

.

Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com

Kaynaklar ve Tetkik Eserler

Anna Komnena (1996): Alexiad, Malazgirt’in Sonrası, çeviri: Bilge Umar, İnkılâp Kitabevi-İstanbul.

Arundell, F. V. J. (Eylül 2013): Anadolu’da Keşifler, çeviri: Atabay Topbaş, Sistem Ofset-Ankara.

Deguignes, Josef (1976): Büyük Türk Tarihi, Cilt 4, çeviri: S. Alpay-Komisyon, Türk Kültür Yayını-İstanbul.

Demirdal, Said (1968): Bütünüyle Uluborlu ‘Monografi’ –İstanbul.

Hayton (2015): Doğu Ülkeleri Tarihi’nin Altın Çağı: Korykoslu Hayton, çeviri: A. Tayfun Özcan, Selenge Yayınları-İstanbul.  

Khoniates, Niketas (1995): Historia, çeviri: Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu-Ankara.

Koestler, Arthur (2007): Spartaküs (Özgürlük Tarihinin İlk Bireycisi), çeviri: Fatih Kınalı, 1. Baskı-İstanbul.

Remsi (Ramsay, W. M.) (1960): Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, çeviri: Mihri Pektaş, MEB-İstanbul.

Strabon (2009): Antik Anadolu Coğrafyası, çeviri. Adnan Pekman, Arkeoloji ve Sanat Yayınları-İstanbul.

Tozan, Murat (2016): “Cicero’nun Cilicia Valiliği”, Cedrus- The Journal of Mcri, Cedrus IV, s.105-126. 

Uzunaslan, Abdurrahman (2005): “Antik Roma’da Gladyatör Oyunları”, SDÜ Fen-Ed. Fak. Sos. Bil. Dergisi, S.12, s.15-58.

Uzunaslan, Abdurrahman (2010): Gladyatörler (Arenanın Tutsak Savaşçıları), Myken Yayınları -Ankara.

Yıldız, M. Ertan (2012): “Kelainai ve Apameia Kibotos’un Tarihi”, Doktora Tezi, Akdeniz Üniversitesi-Antalya, s.1-383.

Yinanç, M. Halil (2013): Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu (TTK)-Ankara.

Har.1: Eğirdir Gölü civarının tarihî coğrafyası

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?