USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Ermeni Taşnak işbirlikçisi Hoybun Cemiyeti ve modern isyanlarda Yeni Bedirhaniler kimlerdir?

Ermeni Taşnak işbirlikçisi Hoybun Cemiyeti ve modern isyanlarda Yeni Bedirhaniler kimlerdir?
17-07-2025

Ermeni Taşnak işbirlikçisi Hoybun Cemiyeti ve modern isyanlarda Yeni Bedirhaniler kimlerdir?

Botan Beyliği'nin son hakimi olan Emir Bedirhan, yalnızca Osmanlı’ya karşı bir aşiret isyanı başlatan bir Kürt lider değil; aynı zamanda bugünkü bölgesel Kürt milliyetçiliğinin ve ayrılıkçı hareketlerin tarihsel arketipi olarak kabul edilebilir. 1835’teHakimê Kurdistan” unvanıyla anılan Bedirhan Bey, Cizre merkezli yarı bağımsız bir yönetim inşa etti, adına hutbeler okutuldu, para bastırıldı, barut üretimi için fabrikalar kuruldu ve hatta Avrupa’ya öğrenci gönderilerek teknik bir elit sınıf yetiştirilmeye çalışıldı. Osmanlı’ya başkaldırısı 1847’de Ewrex Kalesi’nde nihayet buldu ve sürgünle sonlandı. Ancak bu yenilgi, aile tarihinin sonu değil, Kürt isyanları silsilesinin başlangıcı oldu.

Arap - Kürt - İbrani/Yahudi soslu aile…

Emir Bedirhan’ın 42 çocuğundan türeyen geniş aile yapısı, yalnızca Osmanlı’nın son döneminden Cumhuriyet dönemine kadar olan süreçte değil, günümüzde bile farklı ideolojik, etnik ve mezhepsel kodları yeniden üreten bir toplumsal katman inşa etti. Aile, kimi zaman milliyetçi, kimi zaman aristokrat, kimi zaman da kozmopolit ve Sabetaycı geleneklerle harmanlanmış bir elit sınıf olarak karşımıza çıktı.

Bu soy hattının Ezîzan kökenli olduğu, Selanik Dönmeleri ile evlilik bağı kurduğu ve hatta İbrani asıllı olduğu iddiaları, sadece antropolojik bir tartışmanın değil; istihbarat, mezhep ve etnik aidiyet eksenli çok daha derin bir kırılmanın da ipuçlarını sunmaktadır. Osmanlı arşivlerinde yer alan belgelerden Haham Benjamin Tudela’nın notlarına, oradan da modern İsrail devletinin Kürt Yahudilerine dair politikalarına uzanan bir çizgi bu bağlamda dikkatle incelenmelidir.

Süreklilik gösteren bir jeopolitik aktör: Bedirhaniler ve uluslararası bağlantıları…

Bedirhan Bey’in torunları olan Celadet Ali, Kamuran Ali ve Süreyya Bedirhan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu yıllarda Kürtçülüğün fikrî ve siyasi altyapısını inşa eden figürlerdir. Celadet Ali Bedirhan, Hoybun adlı örgütün kurucusudur ve Ermeni Taşnaklarla iş birliği yapmıştır. Kardeşi Kamuran Ali Bedirhan, İsrail ve İngiliz istihbarat servisleriyle kurduğu bağlar üzerinden Ortadoğu’da bir Kürt devleti fikrini uluslararası diplomasi masalarına taşımıştır.

Hoybun Cemiyeti (Xoybûn)

Hoybun Cemiyeti (Kürtçe: Xoybûn, anlamı: “kendi olmak” ya da “bağımsızlık”) 5 Ekim 1927 tarihinde Lübnan’ın Bihamdun kasabasında kurulmuştur. Bu cemiyet, dönemin Osmanlı sonrası Kürt milliyetçiliğinin sürgündeki en güçlü temsil organlarından biri olarak kabul edilir. Hoybun Cemiyeti’nin kurucuları arasında Celadet, Kamuran ve Süreyya Bedirxan kardeşler; Memduh Selim, Mehmet Şükrü Sekban, Haco Ağa, Emin Rıza gibi tanınmış Kürt aydın ve liderler yer almaktadır. Cemiyet aynı zamanda, Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnaksutyun) ile ittifak kurarak Kürt-Ermeni iş birliğini kurumsallaştırma yönünde adımlar atmıştır. Cemiyetin temel hedefi, bağımsız bir Kürt devleti kurmaktı. Bu doğrultuda laik, seküler ve cumhuriyetçi bir anlayış benimsenmiş, dini referanslardan ziyade etnik ve ulusal kimlik öne çıkarılmıştır.

Örgütlenme ve faaliyet alanları…

-1927'de Lübnan'daki Hoybun Kongresi

Hoybun Cemiyeti, siyasi ve askeri olmak üzere iki temel yapı üzerinden organize edilmiştir. Siyasi kanadı Şam merkezli faaliyet yürütürken; askeri kanadı, özellikle Türkiye sınırları içerisinde yürütülecek silahlı mücadeleyi planlamış ve yönetmiştir. Askeri yapının başına İhsan Nuri Paşa getirilmiş ve bu yapı, özellikle Ağrı Dağı etrafındaki isyanlarda önemli bir rol oynamıştır. Hoybun’un doğrudan desteklediği ve yönettiği en önemli olaylardan biri, 19271931 yılları arasında yaşanan Ağrı İsyanları’dır.

İsyancılar, Ağrı Dağı civarında fiilen bir Kürt yönetimi kurarak “Ağrı Kürt Cumhuriyeti”ni ilan etmiştir. Ancak bu yapı, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 1930-1931 yıllarında bastırılmıştır. Hoybun Cemiyeti’nin yayın organı, Agirî adlı gazete olmuştur. Bu yayın hem diaspora Kürtlerine hem de uluslararası kamuoyuna Kürt meselesini anlatmak için kullanılmıştır. Aynı zamanda entelektüel anlamda bir Kürt kimliği inşasına katkı sunmuştur.

Diasporik yapı ve uluslararası ilişkiler…

Cemiyet, özellikle Suriye, Lübnan, Ermenistan ve Avrupa’daki Kürt diasporası üzerinden güçlü bir organizasyon kurmuştur. Fransa ve İngiltere gibi dönemin mandacı güçleriyle temaslar sağlanmış, bazı durumlarda bu güçlerden dolaylı destek alınmıştır. Hoybun, Kürt meselesini uluslararası alana taşımak için Ermeni diasporasıyla stratejik iş birlikleri kurmuştur. Hoybun Cemiyeti'nin etkin faaliyetleri 1946 yılına kadar sürmüştür. II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan yeni dünya düzeni ve Orta Doğu’daki devletleşme süreçleri nedeniyle cemiyetin etkisi azalmış ve zamanla dağılmıştır. Ancak mirası, Kürt milliyetçiliğinin temel taşlarından biri olarak kabul edilir.

MOSSAD sever aile…

Kamuran Bedirhan’ın İsrail Dışişleri Bakanlığı, Mossad ve Amerikan istihbaratı ile kurduğu ilişkiler, Kürt meselesinin bölgesel bir etnik sorun değil, küresel istihbarat denklemine eklemlenmiş stratejik bir unsur haline geldiğini göstermektedir. Bu açıdan bakıldığında, 1960’lardan itibaren İsrail-Kürt ilişkilerinin başlatıcısı olan kişi Kamuran Bedirhan’dır. Mossad, Meir Amit döneminde Kürt kartını, Arap rejimlerine karşı bir vekil savaş aygıtı olarak konumlandırmıştır.

Yeni Berdirhanilerin sivil maskeli etnopolitik hamlelerine dikkat!..

PKK gibi yapılar, silahlı direniş ile alan kazanamazken, bu ailelere ait soy hatları bugün Avrupa başkentlerinde, Washington’daki düşünce kuruluşlarında ve uluslararası kurumlarda Kürt meselesini “azınlık hakları” kılıfı içinde yeniden formatlayarak sunmaktadır. Artık "isyan" sadece dağlarda değil, diplomaside, akademide ve kültürel ajandada sahne almaktadır.

Türkiye bugün, PKK’nın tasfiye sürecine girdiği bir eşikte, “Terörsüz Türkiye” vizyonuna odaklanmış durumda. Ancak bu stratejik hedef, sadece silahlı grupların etkisizleştirilmesiyle değil, aynı zamanda etnopolitik manipülasyon araçlarının deşifre edilmesiyle mümkün olacaktır. Yeni Berdirhaniler’in jeopolitik hafızası, bölgesel ayrılıkçılık ile küresel istihbarat arasında kurulan bağlantının tarihsel izini sürmemize olanak tanır.

Burada kritik mesele şudur: PKK’nın ya da onun yerini alacak benzer bir yapının kültürel elitler, diaspora kurumları, uluslararası STK’lar eliyle yeniden üretilecek olmasıdır. Türkiye, bu tehdidi sadece terörle mücadele yasalarıyla değil, tarihsel-sosyolojik bir farkındalıkla, aile hafızası ve elit soy kütüklerini deşifre ederek bertaraf edebilir.

Bir ailenin hikâyesi mi, bir projenin sürekliliği mi?

Bedirhani ailesi, sadece bir aşiretin yükseliş ve düşüş öyküsü değildir. Aynı zamanda Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, oradan da günümüz Ortadoğu’suna uzanan bir jeopolitik süreklilik projesidir. İsyanlar, sürgünler, evlilikler, diplomasi, istihbarat bağlantıları ve ideolojik pozisyonlar bu ailenin hem tarihte hem de bugünde bir "aktör" olarak konumlandığını göstermektedir.

Türkiye, “terörsüz” bir geleceğe yürürken, bu tür aile tarihlerini sadece arşivlerde değil; devlet aklının stratejik öngörüsünde de analiz etmeli, isimler değişse bile yapıların ve zihniyetlerin sürekliliğini asla göz ardı etmemelidir.

MOSSAD–Barzani–Bedirhan üçgeni: Ortadoğu’da sessiz ama derin bir istihbarat oyunu…

Kürt meselesi, Soğuk Savaş döneminden itibaren yalnızca bir iç güvenlik sorunu değil, bölgesel istikrarı belirleyecek çapta uluslararası bir araç olarak da kullanıldı. Bu araçların en sofistike kurgularından biri BedirhanBarzaniMOSSAD üçgenidir.

-Kamuran Ali Bedirhan

Bedirhan ailesinin torunlarından Kamuran Ali Bedirhan, 1940’lı yıllardan itibaren Paris merkezli Kürt lobisinin kurucu aktörlerinden biri haline geldi. Kamuran Bey’in Kürt ulusal davasını uluslararası kamuoyuna taşıyan kişi olması, onu İsrail, İngiltere ve ABD istihbarat servislerinin doğal partneri haline getirdi.

1950’lerde İsrail ile kurduğu doğrudan ilişkiler, onu Barzani liderliğiyle eşgüdüm içinde çalışan bir diplomatik figüre dönüştürdü. MOSSAD ile kurduğu bağlar öylesine derinleşti ki, 1963 yılında İsrail’e giderek dönemin Başbakanı David Ben-Gurion ve Dışişleri Bakanı Golda Meir ile doğrudan görüşmeler gerçekleştirdi. MOSSAD’ın efsanevi şefi Meir Amit’in talimatlarıyla yürütülen bu süreçte Kürtler, İsrail’in Arap devletlerine karşı bir “vekalet gücü” haline getirildi.

Bedirhaniler: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e etkili bir Kürt ailesi…

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Cizre Emirliği'nin başında bulunan Bedirhan Bey, yalnızca kendi zamanında değil, ondan sonra gelen kuşaklarla da Kürt, Türk ve hatta bölgesel siyasette iz bırakmış bir hanedanın başıdır. Aile üyeleri, Osmanlı bürokrasisinden Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecine, Kürt milliyetçiliğinden istihbarat teşkilatlarına kadar birçok alanda etkili olmuştur.

Bedirhan Bey ve yakın akrabaları…

Murat Bedirhan Bey, Bedirhan Bey’in oğullarındandır. Osmanlı’da Şûrâ-yı Devlet Reisliği (bugünkü Danıştay Başkanlığı) yapmıştır. Bedri Paşa, Bedirhan Bey’in diğer oğludur. Eşi, Teşkilat-ı Mahsusa lideri Eşref Kuşçubaşı’nın teyzesinin kızıdır. Ali Şamil Paşa, Bedirhan Bey’in oğludur. İlk evliliğini Bedrifem Hanım ile yapmış, bu hanım daha sonra Mehmet Edip Bey ile evlenmiş ve bu evlilikten Halide Edip Adıvar doğmuştur. Böylece Halide Edip, Bedirhan ailesiyle üvey bağ kurmuştur.

Siyasi ve kültürel etkileriyle Bedirhan soyundan gelenler…

- Vasıf Çınar, Bedirhan Bey’in kardeşi Abdullah Bey’in torunudur. Atatürk döneminde iki kez Milli Eğitim Bakanlığı yapmış, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun mimarlarından olmuş ve Altay Spor Kulübü’nün kurucuları arasında yer almıştır.

- Tevfik Ali Çınar, Murat Bedirhan’ın torunu olup, Galatasaray Spor Kulübü başkanlığı yapmıştır.

- Cemal Kutay, tarihçi ve yazar, Bedirhan Bey’in torunlarındandır. Aynı zamanda Eşref Kuşçubaşı’nın damadıdır.

- Celadet Ali Bedirhan, Latin alfabesiyle ilk Kürtçe grameri yazmış; Kürt kültürel milliyetçiliğinde öncü isimlerden olmuştur.

- Kamuran Bedirhan, Paris’teki Kürt Enstitüsü başkanlığı yapmış, Kürt entelijansiyasının en önemli figürlerindendir.

- Leyla Bedirhan, Türkiye’nin ilk profesyonel balerinlerinden biridir.

- Mikdad Midhat Bedirhan, Kürtçe gazete çıkaran ilk isimlerden biridir.

- Meziyet Çınar, Atatürkçü Cumhuriyetçi Güven Partisi Kadın Kolu Başkanlığı yapmıştır.

- Ayşe Şasa, tanınmış bir senarist ve fikir insanı olarak Bedirhan soyundan gelmektedir.

- Emre Gönensay, Türk Dışişleri Bakanlığı yapmış, ailenin etkili isimlerindendir.

- Fatin Rüştü Zorlu, Menderes döneminin Dışişleri Bakanı’dır ve Bedirhan ailesindendir. Kardeşi Muzaffer Zorlu da aileye mensuptur.

- Fatma Hidayet Zapsu, AK Parti kurucularından Cüneyt Zapsu’nun babaannesidir ve Bedirhan soyundandır.

- Abdurrahim Zapsu, Musa Anter’in kayınpederi olup, yine Bedirhan ailesiyle bağlantılıdır.

Sosyo-Kültürel akrabalıklar ve bağlantılar…

- Süleyman Nazif, Bedirhan ailesiyle dünürlük bağı kurmuştur.

Nazım Hikmet, Kamuran Bedirhan’la sütkardeşlik ilişkisine sahiptir.

- Rakan Haşimi, Ürdün Kralı Hüseyin’in amcasının oğlu olup, ailenin damatları arasındadır.

- Cenap Şahabettin, ailenin diğer bir damadıdır.

İdeolojik ve Etnik Bağlantılar:

Bedirhaniler, yalnızca Kürt aristokrasisi içinde değil, Sabetaycı aileler ve Mardinizadeler gibi başka etnik ve kültürel çevrelerle de iç içe geçmiş; Osmanlı ve Cumhuriyet elitlerine entegre olmuşlardır.

Sanat dünyası…

Leyla Bedirhan; Türkiye’nin ilk profesyonel balerinlerinden; muhtemel güncel kuşak temsilcileri Fransa ve İsveç’te dans ve sanat çalışmaları yürütüyor. Müteveffa Ayşe Şasa – Tiyatro ve senaryo alanında çalışmalarıyla tanınıyor. Sahne sanatlarında yer alan yeni eserleriyle güncelliğini koruyor.

İsrail’in stratejisi: Irak’ı Kürtlerle zayıflat…

İsrail’in Arap dünyasına karşı yürüttüğü “çevreleme stratejisi” çerçevesinde, Irak’ın kuzeyindeki Kürt gruplar, kilit bir rol üstlendi. Barzani hareketinin İsrail’den aldığı maddi yardım, askeri eğitim ve teknik istihbarat desteği belgelerle sabittir. Bu süreçte Kamuran Bedirhan hem Avrupa’daki diplomatik lobi faaliyetlerinde hem de MOSSAD’ın Arap rejimlerine karşı yürüttüğü siber ve saha operasyonlarında önemli bir irtibat noktasıydı.

Kamuran Ali Bedirhan’ın MOSSAD ajanlarıyla Paris, Londra ve Washington’da yaptığı düzenli temaslar, Kürt hareketinin etnik kimlik üzerinden değil, jeostratejik fayda ekseninde nasıl araçsallaştırıldığını ortaya koymaktadır.

Ian Black ve Benny Morris’in birlikte kaleme aldığı "Israel’s Secret Wars" adlı kitabın satır aralarında geçen şu ifade, konunun özetidir: “İsrail, Irak’a saldırmadan önce Kürtlerle konuşur, Arap orduları harekete geçmeden önce Bedirhan’la masaya otururdu.”

Bu durum, MOSSADBarzaniBedirhan üçgeninin sadece ideolojik değil, operasyonel bir yapı olarak da sürdüğünü kanıtlamaktadır.

Günümüz elit Kürt diasporası ve yeni yöntemler, eski hedefler…

Günümüz elit Kürt diasporası artık dağlarda değil; akademilerde, uluslararası sivil toplum kuruluşlarında, medya platformlarında ve kültürel merkezlerde örgütleniyor. Kimlik talepleri, artık bombalarla değil; UNESCO projeleri, insan hakları söylemleri ve Avrupa Parlamentosu oturumlarıyla dillendiriliyor.

Bu yeni kuşağın temsilcileri arasında Bedirhan soyundan gelen isimler öne çıkmakta. Paris Kürt Enstitüsü Başkanı Kamuran Bedirhan, İngiltere'de akademisyen olarak görev yapan Celadet torunları, ABD'deki düşünce kuruluşlarında görev alan Barzani ailesinin temsilcileri, bu elit diasporanın entelektüel ve diplomatik omurgasını oluşturuyor.

Diaspora örgütlenmesi: Kültürel kimlikten jeopolitik ajandaya…

Kürt diasporası, yalnızca göçmen topluluklardan ibaret bir yapı değil; aynı zamanda çok katmanlı, kurumsal ve ideolojik temellere dayanan bir örgütlenme modeline sahiptir. Bu yapı, farklı alanlarda faaliyet gösteren aktörler ve kurumlar üzerinden etkili bir şekilde uluslararası alanda kendini var etmektedir. Diaspora yapılanması dört ana başlıkta değerlendirilebilir:

1. Akademik altyapı

Kürt dili, kültürü, sözde soykırım çalışmaları ve azınlık hakları gibi konular, diasporanın akademik gündemini oluşturmaktadır. Harvard, SOAS (School of Oriental and African Studies) ve Sorbonne gibi prestijli üniversitelerde görev yapan bazı akademisyenler, Bedirhan ve Barzani aileleriyle doğrudan ya da dolaylı ilişkili isimlerden oluşmaktadır. Bu çevreler, uluslararası kamuoyunda Kürt meselesine dair belirli bir söylemin yerleşmesini hedeflemektedir.

2. Medya yapılanması

BBC Kürtçe, Rudaw, K24, France24 Türkçe ve Deutsche Welle Kürtçe gibi yayın organları, Kürt diasporasının medya kanalları arasında öne çıkmaktadır. Bu mecralarda görev yapan bazı eski PKK sempatizanı aydınlar ve batı destekli sivil toplum ağları, Kürt meselesinin kamuoyuna aktarımında belirleyici rol oynamaktadır. Medya hem algı yönetimi hem de uluslararası sempati üretiminde önemli bir araçtır.

3. Siyasi ve lobi faaliyetleri

Kürt diasporası, Avrupa Parlamentosu, Amerikan Kongresi, İsveç ve Almanya parlamentoları ile Avrupalı Yeşiller ve Sol partiler üzerinden etkin lobi faaliyetleri yürütmektedir. Zana ailesiyle bağlantılı isimler, Talabani ve Barzani çevresinden gelen temsilciler, bu süreçte aktif görev almaktadır. Diaspora, bu siyasal zeminler üzerinden PKK’nın doğrudan ifade edemediği talepleri dile getirme imkânı bulmaktadır.

4. Kültürel ağlar

Avrupa’daki Kürt festivalleri, diaspora müzik ve sinema projeleri ile Kürt kültür evleri, kültürel kimliğin görünür kılındığı başlıca platformlardır. Bu yapılar, Celadet ve Kamuran Bedirhan’ın bıraktığı entelektüel mirastan beslenmekte; kolektif hafızanın ve kimliğin diri tutulmasında kritik rol oynamaktadır.

Her ne kadar PKK'nın sahadaki militan yapılanması kadar doğrudan bir güç üretmese de bu diaspora ağı; yumuşak güç stratejileri, uluslararası meşruiyet devşirme çabaları ve kamuoyunda algı oluşturma açısından önemli bir jeopolitik etki alanına sahiptir. Özellikle AB ve ABD nezdinde Kürt meselesine dair pozitif bir anlatı inşa etmekte oldukça başarılıdır.

Türkiye’nin açmazı: Sert güçle yumuşak yapıları aşmak mümkün mü!..

Türkiye, “Terörsüz Türkiye” vizyonuna adım adım yaklaşırken, PKK'nın dağlardaki yapısını değil; Batı başkentlerinde yerleşik entelektüel ve diplomatik yapısını da mercek altına almak zorundadır. Bugün Washington’da ya da Berlin’de kaleme alınan her rapor, sahadaki operasyonlardan daha kalıcı iz bırakabilmektedir. Ayrıca şunu unutmamak gerekir: Diasporanın elit sınıfı, PKK’yı meşrulaştırmaktan çok, PKK sonrası “yeni modelKürt özerkliğinin altyapısını hazırlamaktadır. Bu nedenle, terörün silahsız uzantılarına karşı kültürel, diplomatik ve istihbari anlamda stratejik cevaplar geliştirilmelidir.

Bedirhaniler üzerinden yürütülen bu tarihsel izlek, bize şunu göstermektedir: Her isyan yalnızca dağda başlamaz, bazısı diplomatik koridorlarda, kültür festivallerinde, üniversite panellerinde serpilip büyür. İsmini duyduğumuz her “sivil toplum” yapısı, “dil ve kültür çalışması” ya da “insan hakları” vurgusu yapan kuruluşun arkasında, kimlik siyasetiyle tahkim edilmiş çok uluslu ajandalar olabilir.

Türkiye, terörle mücadelesini sadece silah ve güvenlik politikaları üzerinden yürütürse, Batı’dakiyeni nesil etnopolitik aktörler”in yön verdiği asimetrik algı savaşında çok cepheli bir mağlubiyete davetiye çıkarır. Silahlı terör örgütleri bertaraf edilebilir ama onların yerine ikame edilen kültürel elitler, diplomatik lobiler ve tarihî meşruiyet kurguları çok daha tehlikeli bir kuşatmanın parçasıdır.

Devletin hafızası, aile albümlerine bakar gibi bu yapıları didik didik etmelidir. Her soy bağı, her evlilik, her burs ilişkisi; bir ağın parçasıdır. Ve bu ağlar bugün artık kanlı değil, kansız isyanların taşıyıcısıdır.

Kısacası… Yeni Berdirhaniler, artık dağa çıkmıyor; ama devlete kafa tutan cümlelerini Avrupa fonlarıyla kurguluyor. Devlet aklı, bu satır aralarını okumayı bildiği sürece, Türkiye’yi harita oyunlarından da hafıza mühendisliğinden de koruyacaktır.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

омюр челикдёнмез, Дикгазете

Seçilmiş Kaynakça

https://atamdergi.gov.tr/ozet/865/tur

https://www.rudaw.net/turkish/opinion/30062024

https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/669758

https://www.rupelanu.org/botan-miri-bedirxan-bey-684yy.htm

https://bianet.org/yazi/kurdistan-mir-i-bedirxan-in-surgun-yillari-145815

https://www.odatv.com/analiz/salim-meric-beyaz-kurtlerin-gizli-iktidari-24860

http://kaynakca.hacettepe.edu.tr/eser/5232120/cizira-botanli-bedirhaniler

https://www.odatv.com/analiz/salim-meric-beyaz-kurtlerin-gizli-iktidari-24860

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/guneri-civaoglu/akil-adamlarda-bedirhan-damari-1590958

https://hyetert.org/2011/10/24/emir-bedirhanin-cizre-bothan-direnisini-dogru-okumak-1-2-3-4/

https://www.kurdarastirmalari.com/yazi-detay-bitlis-nin-mezhep-sava-bedirxan-dr-van-ve-calan-81

https://haber.sol.org.tr/blog/kurdewari/bekir-can-basegmez/mehmed-uzun-romanlarinda-bir-kurt-aydini-120819

https://www.agos.com.tr/tr/yazi/28718/nasturi-katliami-nin-180-yilinda-bedirhan-bey-in-torunu-ahmet-kardam-ile-soylesi

https://www.babil.com/kart-kurt-sesleri-isyanci-bedirhan-beyin-yaramaz-cocuklari-ve-bir-kardeslik-poe-kitabi-mahmut-cetin

https://www.indyturk.com/node/753424/türkyeden-sesler/osmanlda-kürt-bedirhani-aşiireti-mensupları-istanbul-belediye

https://kovarabir.com/13518/20-yuzyilin-baslarinda-kurt-milliyetci-soyleminin-olusumu-bedirhan-bey-isyani-ve-emir-bedirhan-kitabi/

Celadet Ali Bedirxan, Hevind, Avesta, İstanbul, 2009,

Uğur Mumcu, Kürt-İslam Ayaklanması, 1919- 1925, Tekin Yayınevi, 1991,

Hakan Özoğlu, . Osmanlı'da Kürt Milliyetçiliği: Kimlik, Evrim, Sadakat. iletişim yayınları. 1. baskı. İstanbul: (2017)

Kemal Öke, İngiltere'nin Güneydoğu Anadolu siyaseti ve Binbaşı E.W.C. Noel'in faaliyetleri (1919), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 1988,

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?