USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Eğirdir Gölü’nden 2000 yıldır gaz çıkmaktadır

Eğirdir Gölü’nden 2000 yıldır gaz çıkmaktadır
01-12-2025

Eğirdir Gölü’nden 2000 yıldır gaz çıkmaktadır

Öz

Bu makalenin amacı 1650 yıl önce Oğuz veya Uz Gölü denilen Eğirdir Gölü’nden asgari 2000 yıldır kokar gaz çıktığını; göl seviyesinin 918 m’lerden 913 m’lere düşmesiyle Eğirdir Gölü’nün, Hoyran ve Eğirdir olarak tekrar ikiye ayrıldığı ortaya koymaktır. Zira bölgeden gelen haberler, bizim iki ayrı göl ve Eğirdir Gölü’ndeki gaz çıkışı iddiamızı doğrulamaktadır.

Açar Kelimeler: Eğirdir Gölü, Oğuz Gölü, Strabon, Laodikya, Apameia, Anna Komnena, Ainos, Hunlar, Lebounion

R.1: Ramazan hocam, Hoyran boğazının dün [30 Ağu. 2025] çektiğim fotoğrafı. Maalesef gölümüz artık yürüyerek karşıdan karşıya geçilir hâle geldi [E. Kom. Bnb. Okyay Tüter]. Okyay Bey, resimler için çok teşekkür ederim. Sağdaki Yenicesivrisi.

R.2: 21.9.2025. Yalvaç yerine Yalvaç-Senirkent veya Hoyran yazmak gerekir. Çirişli Dağı ve Yenicesivrisi [Pion T.] görülüyor.

Mimarlar Odası Başkanı Caner Ataseven, Eğirdir Gölü’nden fotoğraflar paylaşarak, ‘Eğirdir gölü ikiye bölünmüştür’ dedi. Bilgi için bakınız: https://www.kureselakdeniz.com/haber-egirdir-golu-ikiye-bolunmustur-34998.html

R.3: 411 yıl önce [26 Kas. 1614: 23 L 1023] birleşen Eğirdir ve Hoyran gölleri, nihayet resimde görüldüğü gibi 21 Eylül 2025 [29 RA 1447] Pazar günü tekrar ayrıldılar. En büyük dileğim tekrar birleşmeleridir. Değilse insanlar bu bölgeden göçecektir. Solda Çirişli Dağı, sağda abidevî Yenicesivrisi, ikisi arasında da Miryokefalon harbinin yapıldığı Dedelik vadisi görülmektedir.

***

20 yıldır, “500 yıl önce Eğirdir ve Hoyran gölleri, iki ayrı göldü ve iki göl arasında suları Hoyran’dan Eğirdir’e veya kuzeyden güneye akan 14-15 km uzunluğunda derin, suyu bol, ağzı kaynağına yakın veya seyri kısa bir ırmak vardı. Tarihî Anayol [via regia: Kıral Yolu: Tarikü’l-Cadde], bu ırmağı Kemer Boğazı’nda Yenice Köyü Köprüsü’nden geçiyordu; hattâ Miryokefalon harbi, bu köprü ile Köke köyü arasındaki 15 km’lik Anayol üzerinde vukûbuldu” derim. Buna maalesef, değil diğer iller, kendi ilimdeki üniversite bile inanmadı. İnanmayı bırak, “göl, hiçbir zaman iki parça olmadı diye beni yalanladı” ve bu konuda bir araştırma da başlatmadı. Ama 10 yıl sonra kimin yalancı olduğu görüldü. Şimdi de altta verdiğim vidyolarda görüldüğü gibi “Eğirdir Gölü içinden sular fışkırıyor [!], “Gölden gaz çıkıyor, gölden gaz çıktığını kokusundan anladım” [!] ve saire gibi lâflar ediliyor.

Biri çıkıp da: “Yıllardır, Eğirdir ve Hoyran gölleri, tarihte iki ayrı göldü”. Strabon’un, “Yer altından gelen pis kokular çıkaran göl”, Çardak Gölü değil, eski Eğirdir Gölü’dür” diyen birisi vardı. Demek o, doğru diyormuş; demiyor. Isparta’daki iki üniversiteden çıt çıkmıyor. SDÜ, ancak, gerçek dışı tarih tezleri ile Isparta’nın güzide evlâdı Hüseyin Avni Paşa aleyhinde hilâf-ı hakikat doktora tezi yaptırmasını biliyor.

25 Eylül 2025 tarihli Eğirdir Akın Gazetesi: Eğirdir Gölü ikiye ayrılmıştır.

Har.1: Pîrî Reis [öl.1553] Haritası: Eğirdir Gölü ve ırmak.

Eğirdir Gölü’ndeki metan gazı çıkışını gösteren vidyo bağlantıları:

Göl seviyesin beş m [918.00 m’den 913.00 m’ye] düşmesiyle gölden çıkan gaz, görünür hâle gelmiş olmalıdır.

https://share.google/xPkbFTLHGiAndNABu

https://www.facebook.com/share/v/Nf1Q99VFbCYSc62J/?mibextid=SphRi8

https://share.google/F9RA0QbxAgSrbzPro

https://www.kureselakdeniz.com/haber-egirdir-golu-ikiye-bolunmustur-34998.html

https://www.facebook.com/share/v/18375tvKJJ/?mibextid=wwXIfr

***

Strabon ve Anna Komnena’da Eski Eğirdir Gölü

A. “19. Eski tarihçilerin söylediklerine de kulak vermek gerekir.  Örneğin Lydia tarihini yazmış olan Ksanthos, benim daha evvel bir yerde işaret ettiğim gibi,173 bu ülkenin sık sık karşılaştığı acaip değişiklikleri anlatır. Gerçekten burasını Arim’ler efsanesinin geçtiği ve Tiphon’un acı çektiği yer olarak kabul etmişler ve buraya Katakekaumene174 ülkesi demişlerdir. Keza birçok sayıda göllerin ve ırmakların bulunmasından başka, toprakta çok sayıda çukurların bulunmasından Maiandros Irmağı’yla Lydia’lılar arasında kalan ülkenin de aynı karakterde olduğundan tereddüt etmezler. Laodikeia’yla Apameia arasındaki göl175 denize benzerse de176 yer altından gelen pis bir koku çıkarır. Kendi kıyılarındaki ülkelerin sınırlarını değiştirdiği ve çıkıntılı dirsekler şeklindeki toprakları silip süpürdüğü için Maiandros’un tanrı tarafından dava edildiği; mahkûm olduğu zaman da, para cezasının karşıdan karşıya geçen ırmak taşıtlarından alınan ücretlerle ödendiği söylenir.” 173 Strabon I.3.4. 174 Strabon XIII.4.11. 175 Şimdiki Çardak Gölü [Acıgöl]. 176 Büyüklük ve derinlik bakımından (Strabon, XII.8.19).

Strabon’un zikrettiği Laodikya Eğirdir; göl, Çardak değil, Eski Eğirdir Gölü; Apameia ise, diğer adı İzmir olan Barla-Boyalı önündeki ünlü kenttir. Anlaşılacağı gibi Eğirdir Gölü’nden asgari 2000 yıldır gaz çıkmaktadır.

Dipnot 173’te Strabon I.3.4’e atfedilen acayip değişikler, bugün de olduğu gibi, Eğirdir Gölü ve çevresindeki değişiklikler olmalıdır. Madytos ve Koiloi [çukur], Asya eyaleti ve Eğirdir Gölü kıyısındadır (Anna, 1996: 449, açık.2). Burada hâlâ canlı fay hatları ve 10-20 m derinlikte değişen onlarca kokurdan var. Bunlardan biri, Köse Memiş [1852-1923] dedemiñ adıyla anılan Kötürnek köyündeki “Köse Beleñi” denilen çukurdur.

Dipnot 174’de Katakekaumene için, Strabon XIII.4.11’e işaret edilmiştir. Katakekaumene ve Lydia konusunda Tarihçi yanılmaktadır; zira ilk Katakekaumene ve Lydia, Kemer Boğazı, yâni Eğirdir Gölü çevresidir. MÖ 500’e ait denilen Har.2 buna delildir. Bu haritada Isparda [Isparta] ile Lydia eşitlenmektedir. Ancak bu haritada bir hata vardır. O da, Halys, Kızılırmak değil, Pîrî Reis haritasında görüldüğü gibi Kemer Boğazı’ndaki ırmak [Halys] olmalıdır.

Har.2: MÖ 500’ler Darius zamanına ait harita. Isparda [Lydia], Kızılırmak’ın değil, Kemer Boğazı’ndaki Halys’in batısıdır [bk. Pîrî Reis Har.].

Strabon XIII.4.9: Zonas’ın savunduğu Asia eyaleti ile Mysia’nın, birçok tarihî metin ve MÖ 88’ler Pontus kıralı VI. Mithridates’in harbinden Eğirdir Gölü civarı olduğu bilinmektedir. Asia eyaleti Kemer Boğazı’ndan geçen ırmak ile Seydişehir veya Bozkır Çarşamba çayı arasıdır. Buna bazen idarî olarak Uluborlu da dâhil edilmektedir. Mysia için kesin bir sınır olmamakla beraber, Yalvaç [Philadelphia: Alaşehir]- Uluborlu arası bölgedir. Ksantos’un [Xantos] memleketi denilen Lydia, ilk Lydia olup, Yalvaç çayı kuzeyi; ilk Karia ise Yalvaç çayı güneyidir [bk. Madalyon resmi]. Bu maddede Strabon’un zikrettiği Sardeis [Sart], Barla olmalıdır. Barla için bazen Antiocheia da denilmektedir.

Strabon XIII.4.10’da geçen Mysia Mad.9’da açıklandı. Philadelphia ise, Küçük Atina, Flaviapolis, Antiocheia, Firikya Antakyası ve [Orta] Menderes Antakyası [Antiocheia on the Maeander] gibi adları da bulunan Yalvaç’tır.

Strabon XIII.4.11’de Mysia için Maionia ve Katakekaumene de denildiği belirtilmekte ve Typhon’un acıklı hikâyesinin bu bölgede geçtiği anlaşılmaktadır. Phrygones için “ateşten doğmak” denilse de, kanaatimce bu kelime Frygia bölgesine işaret etmektedir. Zira Mysia ve Thrakesia teması, Küçük Firikya’dadır. 1501 tarihli bir Osmanlı belgesi, Kemer Boğazı için Firigos Boğazı der. Strabon ve N. Gregoras’a göre Maiotis Gölü, eski Hoyran Gölü, ama aşağıda görüldüğü gibi, Bilge Umar’ın açıklamasına göre ise, eski Eğirdir Gölü’dür.

***

B. “Bizim şimdi Ozolimne [l] dediğimiz gölün [2], hatırı sayılır çevre uzunluğu ve genişlik boyutu vardır; göl, yüzölçümü yönünden de, bugüne dek coğrafya yazarlarının andıklarının hiç birinden geri kalmaz. Yüz Tepeler denen yerin ötesindedir ve ırmakların en uzunları, en bol su getirenleri oraya boşalır; yüzeyinde çok sayıda büyük taşıma gemileri gider gelir, bu da gölün ne kadar derin olduğunu gösterir. Ona Ozolimne denmesi, sağlığa zararlı ve tiksindirici kokular yaydığı için değildir [3]; tersine, vaktiyle bu göle, günlük konuşma dilinde Ouz [Uz/Oğuz]'lar denen Hun'lardan [!] bir ordu gelip, onun kıyılarında konaklamıştı; o günden beri, bu göle Ouzo-Limne [=Uz Gölü] denmiş, kuşkusuz adın içinde u sesi de varmış [ama zamanla ad, Ouzo'nun u'su düşerek, Ozo-Limne olmuş].”

1] Limne, "göl, -gölü" demektir; adın Ozo bölümünü şimdi kendisi açıklayacak. 2] Leib Fransızca çevirisine eklediği notta [c.11 s. 104 dn.l; Ducange ile Bromberg'e de yollama yapmış], bu gölün Ulah'lar ülkesinde olduğunu söylüyor [en Valachie diyor] ama tam yerini belirtemiyor. Onun [Osmanlı deyişi], Eflak'da; Silistre'nin kuzey yakınlarında, Tuna kıyısındaki göllerden biri olduğunu sanıyor. Oradaki gölcüklerin hiçbiri Anna'nın şimdi göreceğimiz anlatımına uymaz. Anna, göl durumunda bir iç deniz olan Azov Denizi/ Azak Denizi hakkında duyduklarını, onun yerini pek de tam bilemeyerek, aktarmaktadır sanırım. İlkçağ Hellenleri bu iç denize Maiotis Gölü diyorlardı [örneğin Aiskhylos, Prometheus, dize 419'da bu adla geçer. Azra Erhat/ S. Eyuboğlu çevirisinde Hazar denizi edilmiş]. Anna, Azov Limne [Azov Gölü] adını duymuş olmalı. 3] Görünüşte, Ozolimne adı, Hellen dilindeki Ozo [kötü kokmak] fiiliyle bağlantılıya benziyor (Anna Komnena, Alexiad, 1996: 225).

Anna Komnena’nın [1083-1153], 875 yıl önce söz ettiği ve içinden tiksindirici kokular çıkan Oğuz Gölü, Eğirdir Gölü idi. Aşağıda görüldüğü gibi, biz bunu 2018 yılında darp ettiğimiz hatıra madalyonda gösterdik.

Tekrar edersek Anna Komnena’nın Lebounion [Küçük Aslan, Aslancık] harbi dolayısıyla zikrettiği Ouzolimne [Uz, Oğuz Gölü], Eğirdir Gölü; Maiotis ise Hoyran Gölü’dür. Yüz Tepeler, Uluborlu-Senirkent ovası; en bol su getiren ırmaklar, tarihte birçok adları kaydedilen ve madalyon resminde görünen iki göl arasındaki Orta Menderes ve Marsyas, en uzunları ise Orgas [Yalvaç] ırmaklarıdır. Son birkaç yıl içinde kuraklık yüzünden göl seviyesi 917.00-918.00 metrelerden 913.30 metrelere kadar düştü ve Eğirdir ile Hoyran gölleri tekrar ayrıldılar ve eski hâllerine doğru seyretmeye başladılar. Eğirdir Gölü’nde şimdi de acayip şeyler olmaktadır. Gölün derinliği azaldıkça gaz çıkışları görünür olmuş, Poyraz Denizi’nden arkeolojik eserler çıkmaya başlamıştır [bk. R.6]. Nis Kısık Plajı ve Baba Sultan açıklarında ilginç mozaikler çıkmıştır. Şimdi de “batık kent Atlantis [Felekâbâd]”, merak edilir olmuştur.

Kemer Boğazı’ndaki ırmak, Anna’da Euros [Lebounion harbi], Akropolites’te Ebros, Pahimeris’te ise Boğazın Asia ırmağı olarak zikredilmektedir. Kanaatimce Euros ve Ebros Avrupa ırmağı demektir. Bir nehrin hem Avrupa, hem Asia adıyla anılması, bu nehrin Asya ile Avrupa arasında sınır olduğunu gösterir [bk. Har.1]. Umar yanılıyor; Gregoras’a göre Maiotis, Hoyran Gölü olup, bu makalede Maiotis [Maiotik] Gölü problemi de çözülmüş oldu.

***

MTA [Maden Tetkik Arama] Gn. Müdürlüğü 2012 yılı Nisan, Mayıs aylarında Eğirdir [ve Hoyran] Gölü’nde 20 gün süren bir araştırma başlattı. Kemer Boğazı’ndaki köprüyü de aradı, ama bulamadı. Boğaz, sığ ve tabanı yosun kaplı olduğu için bir görüntü elde edemedik dediler ve beni MTA’ya çağırıp, altta R.4’deki şekli gösterdiler ve gölden “metan gazı” çıkmaktadır dediler. Bense onlara: “Strabon, bunu iki bin yıl önce yazmış” dedim. Bu, “Eğirdir’in Laodikya olduğunun ve Apameia kentinin de Barla-Eye Burnu önünde bulunduğunun bir kanıtıdır.”

R.4: MTA, 2012 yılı: Eğirdir Gölü, Eğrim Mevkii önlerindeki 9 metrelik bir çukurdan gaz çıkışı görülüyor. Gaz çıkışının 2000 yıldır; yâni Strabon’dan beri devam ettiğini yazıp çizmemize rağmen Eğirdir, Isparta ve SDÜ, 13 yıldır susmaktadır.

Hatıra madalyonun tura yüzünü bir daha açıklayalım: Miryokefalon harbinin vukû bulduğu tarihte, harbin vukû bulduğu yeri tasvir etmektedir. Üstte Hoyran Gölü, altta Eğirdir Gölü ve iki göl arasında suları Hoyran’dan Eğirdir’e doğru akan, ağzı kaynağına yakın Menderes ve ona karışan Marsyas [Maziye] ve Orgas [Örkenez, Yalvaç çayı] ırmakları görülmektedir. Kemer Boğazı’nda Kıral Yolu’nun [via regia] üzerinden geçtiği, Menderes nehri üstündeki Yenice Köyü Köprüsü görülmektedir. Köprünün tarihte Zompos, Pontogefyra ve daha birçok adı var. Küçük ve Büyük Sivri [Yenicesivrisi] ile İskender’in MÖ 333’de harp yapmadan aldığı “her yanı dik bayır” Kelene Hisarı; iki tepe kalesi: Bet-Toman, Didymai, Ginglarion [Şato Cingulaire] anlatılmaktadır. Marsyas ırmağı, Yenicesivrisi’nin eteğinden kaynamaktadır. Gül ile Isparta’nın da remzi olan, III. Midas’ın [738-696] Kemer Boğazı civarında; Kelene’de yetiştirdiği gül, atlı Selçuklu askeri ile de Sultan II. Kılıçaslan temsil edilmektedir.

Eğirdir Gölü’ndeki yelkenli kayık, Çaka, Ertuğrul ve Osman Beylerin kullandığı ve halkın “deniz” dediği Eğirdir Gölü’ndeki Kara Gemi’yi, iki ada ise Canada ve Yeşilada’yı göstermektedir. Yelkenlinin altında Oğuz Gölü yazar. Eğirdir Gölü’nün Deniz, Rum Denizi, Oğuz [Uz] Gölü, Pusgusa ve Skleros’a ait göl gibi adları var. Can adı, 1142’de orada bir ordugâh kuran, imparator Jan/John adından gelir. Jan zamanla Can olmuştur. Canada’nın bir diğer adı Gülistan olup, adada gül yetiştirildiğine işarettir.

Kokar göl denmesi, 2012’de MTA tarafından tespit edilen Eğerim Mevkii yakınında, göl içinden hâlâ çıkmakta olan bataklık [metan] gazıdır [bk. R.4: MTA]. Uz’lar ise, İmparator Valens’in [364-378] Söğüt [Salice: Senirkent-İlegüp civarı] ve Hadrianopolis yakınındaki Mercianopolis [Gelendost-Köke Gâvur Öreni] harplerinde Gotlar ile birlikte yer alan Hunlar idi.

Hoyran Gölü- Çirişli Dağı eteğinden kaynayan bir iki kaynak dışında gölün tüm kaynakları kurudu. Marsyas, Yenicesivrisi güney-batı eteklerinden ve Çirişli Dağı güney eteklerinden kaynar ki, tamamen kurudu. Orgas [Yalvaç çayı] kaynaklarında bir baraj, on gölcük yapılmış olup, bu nehirden göle damla su gelmiyor. Akbük’teki Menderes’in kaynakları ve Kayaağzı pınarları da kurudu. Hoyran Gölü’nün kaynakları arasındaki Geneli Gölü de kurumuştur.

***

Demirkent, Niketas Khoniates’in Historia’sı [1195-1206] çevirisinde: “Barbar, olanları duyunca hiç korkmadı. İkinci bir elçi heyeti göndermedi, aksine Romalılara karşı silâhlanıp beklenmedik şekilde Menderes kıyısında bulunan güçsüz Karia ve Tantalos101 şehirlerine saldırdı ve oradaki halkı esarete sürükledi. O bölgedeki başka şehirleri de yağmaladı ve sonra Phrygia bölgesindeki Antiocheia’ya karşı yürüdü102” der (Khoniates, 2004: 655).

Işın Demirkent, 101: “Karia, modern Geise olabilir. Tantalos, muhtemelen Dandalsu olabilir” ve 102: “Antiocheia [Yalvaç], Orta Menderes bölgesinin ana kalesi idi” der ve Ramsay, Wittek, Vryonis, Belke-Mersich’i kaynak gösterir. Yalvaç ve Orta Menderes, İngilizce “Antiocheia on the Maeander”, Latince “Antiokheia ad Maeandrum” şeklinde de ifade edilirler.

Açıklama: Demirkent, Karia ve Tantalos yorumlarında yanılıyor, ama Yalvaç ve Orta Menderes konularında isabet ediyor. Barbar denilen kişi Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev [1192-1196; 1205-1211] idi. Yalvaç, Orta Menderes bölgesindedir veya tersi: Orta Menderes, Yalvaç bölgesindedir. Buna göre Karia, Gelse; Tantalos, Aydın bölgesindeki Dandalsu olamaz. [İlk] Karia, eski Eğirdir Gölü ile Yalvaç çayı arası bölgedir. Tantalos ise Yalvaç bölgesindeki Orta Menderes’in diğer adıdır. Orta Menderes, Hoyran Gölü’nden çıkıp; Marsyas ve Orgas ırmaklarını aldıktan sonra eski Eğirdir Gölü’ne dökülen suyu bol ve derin ırmaktır [bk. Har.1]. Bu ırmağın bir sıfatı da Fırat olup, kanaatimce Ertuğrul Gâzî’nin atası Kaya/ Kayı Bey veya Oğuz Alp, bu Fırat’ta boğulmuştur.

***

Tarihçi, Ainos’u Edirne-Enez zannettiği için Lebounion harbini Enez yanında yaptırır; Oğuz Gölü’nü de Tuna nehri civarında arar; hattâ Azak Denizi der. Ertuğrul Gâzî ile birlikte anılan Ainos kentini de Enez sanır ve Ertuğrul olayını yorumlayamaz. Tarihçi, Batılı tarihçi ne derse onu aynen alır ve yanlış üzerine yanlış tezler yapar; makaleler yazar. Biri çıkıp da, bunlar yanlış dese; sen tarihçi misin der? Eğirdir Gölü, kimin doğru dediğini göstermiştir.

Ainos, Barla halkının Aynalı [Aina’lı] Çarşı dediği ve gölün çekilmesiyle kalıntıları ortaya çıkan Barla-Kepenekli Mevkii önündeki yerdir [bk. R.5]. Buranın diğer adı Limenopolis [Liman kenti] olup, Arşiv belgesinde Afşar’a tâbi Limen-kome ve Melen-gömü okunmuştur ve buranın bir mescidi vardır. 1530’da Barla, Afşar’a tâbidir. Barla’da bir rivâyet-i meşhur var ki: 80-90 yıl önce gölde kayıkla giden Pipi [Pepe] Mustafa’sı, -“Abdullah, Aynalı Çarşı, minareye dikkat et!” der. O, kayığın altının minareye değmesinden korktuğu için kayıkçı Abdullah’ı uyarmaktadır.

Barla’nın Neutroja [Yeni Truva], Eski Tralleis, Antalya ve Sart [Sarden’lerin yaşadığı yer] gibi de, adları vardır. Lebounion harbinde zikredilen Hadrianopolis, Gelendost-Kötürnek’tir. Anna Komnena: “Oğuz Gölü’ne güçlükle kaçabilen Peçenekler kurtuldu” der (1996: 224). Size sorarım; göle kaçan nasıl kurtulur? Cevap: Gölde ada vardır ve Çaka Bey, Peçenekleri, gemileriyle göldeki adaya taşımıştır. Hani Çaka, şimdiki İzmir’deydi?

Aradan elli yıl geçti: Bu ada halkı, “Konya Türkleriyle canlı ilişkiler sürdürüyor ve Hıristiyan olmasına rağmen, kendi imparatorlarına hakaretler yağdırıyor, hudut komşuları, bu Türkler’in tarafını tutuyordu. Zira bunlar, adet ve gelenekleriyle Türkleşmişlerdi” (Khoniates, 1995: 24; yıl 1142). İmparator John [Jan], ordugâhını Can Ada’ya kurdu; “göl, eskiden beri Bizans’a ait, istiyorsanız Türkler’in yanına gidin diye Yeşilada’ya saldırdı. Ada halkı, Hıristiyan edilmiş ve 50 yıl önce [29 Nisan 1091] Çaka tarafından Yeşilada’ya taşınan Peçenek Türkleriydi.

R.5: Şuhut Bel. R. Koç, 100 m yüksekten çekilen Dron resmi: Barla-Kepenekli önü, Ainos [Aynalı Çarşı] kalıntıları görülüyor. Burayı 30 Ekim Perşembe günü Şuhut-Uzunpınar halkından Ahmet Yıldırım gösterdi. On kadar küp mezarın kazıldığını gördük.

R.6: Isparta Müzesi teslim-tesellüm zaptı: “Yukarıda fotoğrafı bulanan 17 [on yedi] adet eser 01.09.2025 tarihinde Mustafa Çetinkaya’dan teslim alınmış olup, fotoğraftaki eserlere ait olduğu aşağıda imzaları bulunanlarca onaylanmıştır”. Bu belgeyi bana Mustafa Çetinkaya verdi.

.

Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?