ÖZGÜVEN VE TEKAMÜL
Gerçek şudur ki birey, tekamül sayesinde seven, kabullenen ve veren olduğunda onu doğuran varoluşa güvenmeye başlar. Birey, Mutlak Varlıktan doğar, mutlak güven de onun ebedi özünden doğar.
O yüzden birey, önce ebedi özüne, sonra varoluşa sonra da Mutlak Varlığa güvenmeye başlar. Tekamül eden insan Mutlak ile bağlantı kurduğunda kendini güvende hisseder. O zaman beden gevşer, duygular rahatlar, zihin sessizleşir ve mutlak gerçek ortaya çıkar.
Dünya Değişim Akademisi’nde “Özgüven Sanatı” Değişim Programı sayesinde birey kendine güvenmeye başlar. Hem kendine hem de başkalarına güvenmeye başlar. Mutlak Varlıkla temasa geçer ve mutluluğun zirvesine ulaşır.
“Özgüven Sanatı” Değişim Programı’nın işleyişinden biraz bahsedelim. Bu program, sekiz çalışmadan oluşuyor. Her çalışma kırk beş dakika sürüyor. Her çalışmada bireyin kendine nasıl güveneceğiyle ilgili derin, kapsamlı teorik bilgilendirmeler ve pratik uygulamalar yapılıyor. Pratik uygulamalar ise nefes, vücut çalıştırma teknikleri ve gerginliği atma tekniklerini kapsıyor. Her çalışmanın uygulanışı dinamik olup, teknikler ardı sıra gelen duruşlardan oluşuyor.
Değişim Teknikleri Değişim Uzmanları rehberliğinde bilimsel, sistematik ve yöntemli şekilde uygulanıyor. Beden hareketleri, nefeslerle birlikte dinamik uygulandığında duygu ve düşünceler yatışıyor. Geçmiş ve gelecekle ilgilenmiyorsunuz. Bu da anda ve şimdi kalmayı kolaylaştırıyor. Bedendeki uyuşukluk gidiyor. Böylece canlanıyorsunuz ve enerjiniz yükseliyor.
Güven var olmanın temelidir ve bu en temel olgu önce bireyin iç dünyasında oluşmaya başlar. Ancak birey kendisine güvendiğinde güven mümkün olur.
Her gün uygulanan değişim ve tekâmül teknikleri sayesinde birey herkese güvenir ve herkese güvendiğinde varoluşa da güvenir.
Birey kendine güvenmezse ne başkalarına ne de varoluşa güvenebilir. Öz güven, güven olgusunun köküdür ve özgüvenin yok edilmesi güvenin köklerini kurutur. Bu nedenle birey güven sayesinde her gün yeniden doğar ve kendine güvenir.
.
Neval Kütük, dikGAZETE.com