Kimse ABD ve İsrail’e Ortadoğu’da gül bahçesi vadetmedi!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Kimse ABD ve İsrail’e Ortadoğu’da gül bahçesi vadetmedi!
21-11-2023

Derin bir ruhsal sorunun belirtisi olan Megalomani, büyüklük hezeyanı ya da büyüklük kuruntusudur. Yani adamakıllı psikopatlık. Ayrıca psikosomatik. Bizim geleneğimizde bunun ilacı, halkın telkiniymiş. Padişahların Cuma Selamlığına gidişinde, orada toplanan ahali; “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var!” diye haykırırmış.

İsrailli ve ABD’li megola manyaklar, neredeyse tüm dünyada ABD kuvvetlerine karşı gerçekleştirilen kinetik faaliyetleri Hamas’ın gerçekleştirdiğini düşünecek kadar reelpolitikadan uzaklar.

Bir zamanlar El Kaide’ye yaptıklarını şimdi de Hamas’a yapıyorlar yani köpürtüyorlar.

Ayının kırk türküsü de ahlat üzerine!..

Bunlara göre Hamas’ın askeri eylemliliği, İran'ın İsrail'i kuşatma ve ABD'yi bölgesel bir krize çekme planının bir parçası. Öyle ki ayakları taşa takılsa ya İran'dan ya da Hamas veya Hizbullah’tan biliyorlar. Bu nedenle Ortadoğu'da ABD üslerine ve yerel ortaklarına yönelik milis saldırılarındaki son artış karşısında Washington'un Batı'ya karşı yeni eksen oluşturan Rusya ve İran denkleminde yoğunlaştığı görülüyor.

Düşünemedikleri ise bölgenin tek baskın ülkesi İran’ın olmaması. Oysa oyun kurucu ve oyun bozucu kudrette diğer ülkeler de mevcut.

Amerikalı strateji uzmanları ve istihbarat analistleri, İran ve onun "direniş ekseni" vekillerinin, iki baş düşmanı olarak algılanan İsrail ve ABD'yi bozmak için uzun süredir asimetrik araçlara güvendiklerini belirtiyorlar. Direniş eksenini oluşturan milis güçler bu amaçla, havada herhangi bir tehdit oluşturamamalarını telafi etmek için roket ve füze   tasarımlarını yenilediler cephaneliklerini sürekli genişlettiler.

Lakin şöyle bir durum söz konusu. Şu anda hiçbir BM yaptırımı, alıcının kendisi de yaptırım altında olmadığı sürece İran'ın hava savunma sistemlerini müttefiklerine satmasına ve nakletmesine engel değil. Rusya ve Çin'in BM Güvenlik Konseyi'nde olması nedeniyle, İran'ın silah ihracatına karşı BM destekli yeni bir tedbirin uygulanması ihtimali de sıfır.

Bütün bu tesbitleri yapmalarının ana nedeni ne olabilir?

Derler ki; ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne. Tıpkı bu sözdeki gibi Amerikalıların işi gücü de olup biteni savaşa getirmek.   Amerikalı strateji uzmanları ve istihbarat analistleri, Washington'un, kilit sistemlerin karadan veya denizden transferini önlemek veya aksatmak için gerekirse bölgesel nüfuzunu ve diğer araçları kullanarak Orta Doğu'daki ABD ortaklarının yardımıyla Tahran'ın hava savunma işlemlerini yakından takip etmesi gerektiğini belirtiyor.

Rusya ve HAMAS ilişkisinin küresel etkileri…

Hamas’ı terör örgütü kapsamında görmeyen tek ülke Türkiye değil. Örneğin Rusya da Türkiye gibi düşünüyor. Hatta denilebilir ki Ukrayna cephesinde bunalan Rusya'nın imdadına Hamas, boz atlı Hızır misali yetişti.

7 Ekim saldırısından sonra Putin, Batı'nın dikkatini Ukrayna'ya karşı savaşından uzaklaştırması da dahil olmak üzere, ortaya çıkan kaostan imkanları ölçüsünde yararlanıyor. Formül çok basit; ABD öncülüğündeki sömürü düzenine meydan okuyan Rusya'nın kazanması için, ABD ve Batı'nın kaybetmesi gerekiyor.

Moskova'nın 7 Ekim saldırısından haberi olduğuna dair bir kanıt yok ancak Hamas'a destek sağladığı anlaşılıyor. Rusların Hamas'la iyi ilişkilere ihtiyaç duymalarının ve bunu başarmalarının iki nedeni var. Birincisi, az sayıda, belki de birkaç yüz Rus vatandaşı Gazze'de yaşıyordu ve Rusya Dışişleri Bakanlığının himayesi altında Rus kültür merkezi Kalinka'da çalışıyordu. Ancak pratikte Rus kültür merkezlerinin istihbarat cephesi olarak hizmet verdiği biliniyor. Bununla birlikte Filistinli politikacıların Moskova'yı ABD'ye karşı bir denge unsuru görmeleri de Rusların işini kolaylaştırmış.

Ukrayna İstihbaratı ne bilsin HAMAS’ı?

Ukrayna Ulusal Direniş Merkezi, Hamas güçlerinin "saldırı taktikleri ve araçlara ve diğer hedeflere patlayıcı atmak için küçük insansız hava araçlarının kullanılması" konusunda Wagner üyeleri tarafından  eğitime alındığını iddia ediyor.

Ukrayna Savunma İstihbaratı Başkanı Kyrylo Budanov da Rusya'nın yakın zamanda Hamas'a silah sağladığını söylemiş. Üst düzey Hamas yetkilisi Ali BarakaRusya'nın ana propaganda kanalı RT'de yayınlanan bir röportajda, Hamas'ın Rusya'dan Kalaşnikoflar için yerel mermi üretme lisansına sahip olduğunu ve Rusya'nın Hamas'a “sempati duyduğunu” belirtmiş. Hatta Hamas'ın saldırısının Rusya'nın askeri akademilerinde ders olarak öğretileceğini de iddia etmiş.

Rusya ve İsrail neden ayrı düştü?

Aslında yeni bir durum sayılmaz. Soğuk savaş döneminde de Rusya, Batı Blokunun desteklediği İsrail'e karşı Filistin halkının yanında yer almıştı.

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra İsrail-Rusya ilişkileri kısmen daha iyi ortamda gelişiyordu. İsrail'de bir milyondan fazla Rusça konuşan yaşıyor, hatta daha fazla Rus, İsrail'e geliyor ve İsrail vatandaşları Rusya'ya geliyor.

İsrail Devlet Başkanı Binyamin Netanyahu, 2015'ten bu yana Rusya'yı 10'dan fazla kez ziyaret etti ve 2019'daki seçim kampanyası sırasında parti genel merkezinin üzerine iki başkanın el sıkıştığı dev bir posteri gururla astı. Ancak Ukrayna krizinde Moskova’nın beklediği desteği sunmadı.

İsrail yönetiminin aleni şekilde Yahudi asıllı Ukrayna Başkanı Volodimir Oleksandroviç Zelenski’nin savaşı sürdürme konusundaki ısrarlı tutumunu sürdürmesi Kremlin’de rahatsızlık yarattı. Dananın kuyruğu işte burada koptu. Rusya-İsrail ilişkilerinin kötüleşmesinin arka planında ABD'nin İsrail üzerinde daha fazla baskı kurmasının etkisinden söz edilebilir. Bu baskı, Ukrayna krizinde Rusya’nın suçlanması, Rusya’ya karşı uygulanan ambargoya katılması gibi başlıkları içeriyor.

Rusya, İsrail-Hamas çatışmasında her iki tarafla da bağların korunmasının önemli olduğunu söyleyerek Hamas üyelerini Moskova'da ağırladı. Hamas'ın Moskova ziyareti İsrail'in, Rusya'nın dış politikasını Hamas'a yakınlaşacak şekilde yeniden ayarladığı yönündeki korkularını artırdı.

Filistinli direnişciler Moskova’nın sıcak yaklaşımına, Rusya'daki kripto para borsaları aracılığıyla milyonlar aktararak Batı'nın yaptırımlarını aşarak cevap vermesine ne demeli? Rusya, özellikle Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırılarını terörizm olarak kınamadı. Bunun yerine Rus yetkililer her iki tarafa da silahlarını bırakma çağrısında bulundu ve Filistin devletine verdikleri desteği yeniden teyit etti. Rusya, bölgedeki konumunu iyileştirmek amacıyla "Arap ana akımıyla” aynı hizaya gelmeye çalışıyor ama birkaç Arap ülkesi dışında İsrail karşıtı Arap ülkesi pek yok gibi.

Moskova, Batı'nın Orta Doğu'ya odaklanmasından geçici olarak faydalanabilir ancak bölgedeki bağlarını yönlendirmesi çok da kolay sayılmaz. Rusya, 7 Ekim'den bu yana Hamas'ın yanında yer aldı, örgütün gerçekleştirdiği saldırıyı kınamayı reddetti ve İsrail'in kendisini savunma hakkını bahane ederek binlerce sivilin öldürmesini sorguladı.

Rusya'nın davranışı, İsrail'in Kremlin'e yönelik politikasını değiştirmesi ve ABD'nin önderliğinde Batılı ulusların yanında sağlam bir şekilde durmasından kaynaklı. Rusya'nın herhangi bir çatışmada her iki tarafla da iyi ilişkiler sürdürme stratejisi, Hamas'la bağları geliştirme politikasına da yansıyor.

Hamas için de Rusya'yla ilişkiler, Rusya'yı dünyanın en önemli ülkelerinden birinde memnuniyetle karşılanan bir örgüt olarak konumlandırması açısından son derece önemli. Prensipte Moskova, ABD, İngiltere, Almanya ve Avrupa Birliği'nin diğer üyeleri tarafından “terör örgütü” olarak tanımlanan Hamas'ın meşru bir siyasi örgüt olduğu yönündeki tutumuna sadık kaldı.

Rusya'nın mevcut çıkarları İsrail'in yararına değil. Moskova'nın bu dönemdeki ana hedefi, ABD öncülüğündeki Batı'nın dikkatini Ukrayna'dan uzaklaştırmaktır. ABD'nin Ortadoğu'daki olaylara müdahalesinin artması bu amaca hizmet ediyor. Dolayısıyla Rusya'nın bu stratejisinin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.

Rusya aynı zamanda mevcut çatışmanın patlak vermesinden ABD'yi sorumlu tutuyor. İkincisi; Rusya, uluslararası sahnede etkili bir aktör olarak konumunu yeniden tesis etmek istiyor ve bu nedenle Gazze'de ateşkesi teşvik etmeye çalışıyor.

Bu noktada Ankara ile Moskova arasında mutabakat var.

Bir dağa bir serçe konsa dağ ne kazanır, bir dağdan bir serçe kalksa dağ ne kaybeder?

Ultra Ortodoks Yahudilerin ifadesi ile Siyonist İsrail devletinin kaderindeki en dramatik değişikliklerin bile, küresel güvenlik üzerinde feci bir etki yaratması pek olası değil. Her şeyden önce, dünyanın en önemli güçlerinin Çin, Rusya ve hatta İsrail'in ana hamisi olmaya devam eden ABD’nin acil güvenlik çıkarlarını etkilemeyecektir.

Ancak olayların gidişatı ve İsrail hükümetinin mevcut duruma ideal çözümler üretememesi, bölgedeki tüm Amerikan politikasında belli bir krize yol açacaktır. Ve öyle de olmaktadır.

Yahudi toplumunun değil dikkatinizi çekerim, İsrail devletinin tarih sahnesinden silinmesi, yeni bir uluslararası düzenin oluşumuna katkıda bulunacaktır.

Zulümle abad olunmaz!

Gazze savaşının İsrail ekonomisi üzerindeki acil etkisi, çatışmanın süresine bağlı olacak, ancak İsrail'in Gazze Şeridi'ni uzun süreli işgali ve tartışmalı yargı reformlarının yeniden başlaması gibi gelecekteki potansiyel sorunlar, bu ortamda ekonomik büyümeyi uzun vadede daha da engelleyebilecektir…

Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırısı, ülke ekonomisinde benzeri görülmemiş bir askeri seferberliği ateşledi; İDF, 300.000 yedek personeli işyerinden çekti, turizmi kuruttu ve birçok ticari anlaşma ve projeyi durdurdu. İsrail Maliye Bakanlığı geçtiğimiz günlerde savaşın ülkeye günde 260 milyon dolara mal olduğunu açıkladı.

İsrail, Netanyahu ile nereye gidebilir?

Tüm dünyanın nefretini kazanıyorlar. Korkarım ki sadece İslam ülkelerinde değil dünyanın birçok yerinde Yahudi toplumu büyük tehdit altında. Bu Siyonistler yüzünden Anti Semitizm yükselen dalga olarak geri dönüyor.

İzak Rabin’in katilleri, kendi toplumlarına en büyük kötülüğü yapıyorlar. Zaman gösterdi ki; Cennet ucuz ve dahi Cehennem lüzumsuz değil. Zalimler için yaşasın cehennem!

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

https://time.com/6329850/hamas-gaza-russia-putin-israel/

https://www.dikgazete.com/yazi/putin-wagner-i-gazze-ye-mi-gonderdi-6198.html

https://worldview.stratfor.com/article/how-will-gaza-war-impact-israels-economy

https://www.freiheit.org/israel-and-palestinian-territories/russia-and-iran-new-axis-against-west

https://www.dikgazete.com/yazi/rusya-israil-i-hizbullah-ile-terbiye-eder-mi-5679.html

https://russiancouncil.ru/en/analytics-and-comments/comments/the-middle-east-crisis-and-russia-s-eurasian-agenda/

https://www.washingtoninstitute.org/policy-analysis/iran-potentially-expanding-its-air-defense-axis-lebanon-and-syria

 

 

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Gazanferşah 6 ay önce
Başlık bile meramı anlatmaya yeter.. Ortadoğu cölünde ve Toroslar eteklerinde 1 milyon CONİ ve piyonlarinin leşi kalacağını füturistler yazıyor.
hak tanır 6 ay önce
biz kahramanlık naraları atalım duralım hoca, kuzeyden bir milyondan fazla gazzeli insan güneye indi. sonuç acı ama gazze maalesef düştü. sıra hangi arap ülkesinde onlar düşünsünler. sümsük tavırlarına devam etsinler.