Türkiye’nin Nepal Operasyonu: Güney Asya’da nüfuz mücadelesi

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Türkiye’nin Nepal Operasyonu: Güney Asya’da nüfuz mücadelesi
15-09-2025

Türkiye’nin Nepal Operasyonu: Güney Asya’da nüfuz mücadelesi

Nepal’de siyasi ve toplumsal kriz, beklenmedik bir sonuca evrildi. Nepal’de son günlerde yaşanan gelişmeler, sosyal medya yasağıyla başlayan ama kısa sürede siyasi ve toplumsal krize dönüşen bir sürecin sonucu. Hükümetin Facebook, Instagram, WhatsApp, YouTube ve X gibi platformlara erişimi engellemesi, özellikle genç nüfusun tepkisini çekti. Başkent Katmandu başta olmak üzere pek çok şehirde kitlesel protestolar düzenlendi, kamu binaları ve başbakanın evleri ateşe verildi. Cezaevlerinden toplu kaçışların yaşanması, güvenlik krizini derinleştirdi ve ordu doğrudan müdahaleye başladı.

Nepal’de siyasi dönüşüm…

Başbakan Khadga Prasad Sharma Oli istifa etmek zorunda kaldı.

Yerine geçici olarak ülkenin ilk kadın başbakanı Sushila Karki atandı.

Hükümet, sosyal medya yasağını ve sokağa çıkma kısıtlamalarını kademeli olarak kaldırdı. Ancak yaşananlar, toplumun sabrının sınırına geldiğini ve mevcut siyasi düzenin ciddi bir meşruiyet krizine girdiğini gösteriyor. İşin özü; Nepal’de patlak veren bu dalga sadece bir “sosyal medya yasağına isyan” değil; yıllardır biriken öfkenin, ekonomik ve siyasi tıkanmışlığın sokaklara taşmış haliydi.

Buraya kadar normal.  Benzer olaylar Fransa gibi bir Avrupa ülkesinde de görülebiliyor. Ama bu, Nepal’deki olayların 2000’lerin başındaki ‘Turuncu Devrim’den veya 2010’larınArap Baharı’ndan ayıran farklı muharrik güç kaynakları olduğu anlaşılıyor. Her ne kadar Türk Devleti, bu konu da resmi açıklama yapmasa da bazı yabancı yayın organlarında Türkiye’nin Nepal’deki iktidar değişikliğinde etkin rol üstlendiği iddia ediliyor. Aslında Türk Devletleri Teşkilatı ve Pakistan’ın ortak organizasyonu gibi görünüyor.

Türkiye, bu işin neresinde?

GreekCityTimes’ta yer alan “Turkey takes aim at Nepal with the ultimate goal of influencing India’s 200 million Muslims / Türkiye, Hindistan'daki 200 milyon Müslümanı etkilemek amacıyla Nepal'i hedef alıyor başlıklı yazıda, Türkiye’nin Nepal olaylarındaki rolü anlatılıyor.

İngiliz istihbaratı ne yapmak istiyor?

Belki bu haber, İngiliz oyununun bir parçası olabilir. Çünkü Greek City Times, kendisini “Yunanistan dışında dünyanın önde gelen Yunan haber sitesi” olarak tanıtıyor. Sidney ve Yeni Güney Galler’den yayın yapıyor. Yeni Güney Galler / New South Wales, Avustralya'nın güneydoğusunda bir eyalet. Greek City Times, Yunan kültüründeki tüm olumlu ve ilerici şeyleri kutlamak için tasarlanmış. Vizyonu, Yunanistan ve Yunan kültürüne duyulan sevginin küresel olarak insanları birleştirmesiymiş. Demek ki Atina merkezli Yunan devletinin kontrolünde değil.

Greek City Times, yüzeyde sadece Yunan kültürünü ve diasporasını öne çıkaran bir yayın gibi görünse de özellikle Avustralya ve İngiltere kaynaklı istihbarat perspektifinden incelendiğinde, çok daha stratejik bir işlev kazanıyor. Bu işlev, Nepal’deki son siyasi ve toplumsal olaylarda dolaylı bir rol oynamış gibi. Avustralya, Asya-Pasifik bölgesindeki etkisini artırmak isteyen İngiltere’nin stratejik ortağıdır.

Greek City Times gibi medya organları, belirli topluluklara ulaşmak için düşük profilli ama etkili bir kanal sağlıyor. İngiliz ve Avustralya istihbaratı açısından düşük profilli bir ‘operasyonel kanal’ı. İngiliz ve Avustralya gizli servisleri açısından Greek City Times’ın sadece bilgi ve haber yayma platformu değil, aynı zamanda veri toplama, kamuoyu algısı oluşturma ve kriz anında yönlendirme aracı olduğu anlaşılıyor. İngiliz ve Avustralya servisleri, bu mecrayı hem kamuoyu oluşturmak hem de diğer aktörler üzerinde psikolojik etki yaratmak için kullanıyorlar. 

Greek City Times’deki haberin içeriği…

Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiyesi, Hindistan sınırına yakın Himalaya bölgesinde, nüfusunun çoğunluğu Hindu olan Nepal üzerinden, bölgedeki Müslüman nüfusu etkileme stratejisi yürütüyor. Türkiye’nin bu amaç doğrultusundaki faaliyetlerinde öne çıkan bazı unsurlar şunlar:

Himalayan Education and Welfare Society adlı sivil toplum kuruluşu, Türkiye ile bağlantılı İHH İnsanî Yardım Vakfı gibi kuruluşlardan yıllık yaklaşık 200.000 dolar mali destek alıyor.

Nepal güvenlik birimleri, birçok yabancının geçerli çalışma izni olmadan Kur’an eğitimi verdiğini tespit etmiş durumda.  Lalitpur’da yapılan denetimlerde, özellikle fakir ve yetim çocuklar Kapilvastu, Sarlahi, Rautahat, Banke ve Dang gibi bölgelerden, Himalaya Education and Welfare Society’ye ait yurtlara alınarak, bu çocuklara dini eğitim ve potansiyel olarak dönüştürme amaçlı faaliyetler düzenlendiği iddia ediliyor.

Nepal hükümeti, bu tür dini eğitim ve yardım kuruluşlarının yabancı fonlarından kaynaklanan faaliyetleri izlemek üzere detaylı soruşturmalar başlattı ve yabancı kuruluşların finansmanı konusunda düzenlemeleri sıkılaştırmayı değerlendiriyor.

Hindistan’ın sınır bölgelerindeki güvenlik ve istihbarat birimleri, Pakistan ile birlikte Türkiye destekli İslamist grupların, camiler, medreseler, yetimhaneler ve İslami merkezler kurarak, bunların lojistik, iletişim, barınma gibi altyapılarla Hindistan’a yönelik potansiyel nüfuz, radikalleşme ya da başka tehdit öğeleri için kullanılabileceği uyarısında bulunuyor.

Türkiye’nin bu faaliyetlerinde, Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) ve İHH gibi kuruluşların yanı sıra, SADAT gibi özel paramiliter örgütlerle de bağlantılar kurulduğu; bu kuruluşların Hindistan-Nepal sınır bölgesindeki İslamist örgütlerle işbirliği içinde olduğu iddia ediliyor.  Türkiye’nin Nepal’de faaliyet göstermesinin ve Hindistan’daki 200 milyon Müslüman üzerinde dolaylı etki arayışının nedenleri birkaç boyutta okunabilir. 

Türkiye’nin Nepal’deki faaliyetleri…

Türkiye, Hindistan sınırına yakın Himalaya bölgesinde, nüfusunun çoğunluğu Hindu olan Nepal üzerinden bölgedeki Müslüman nüfusu etkileme stratejisi yürütüyor. Himalaya Education and Welfare Society /Himalaya Refah Örgütü, İHH gibi kuruluşlardan mali destek alıyor ve dini eğitim faaliyetleri gerçekleştiriyor. Mushtaq Pahalgami tarafından Mart 2008'de kurulan, Pahalgam merkezli, Nepal hükümeti, yabancı fonlardan kaynaklanan faaliyetleri izlemeye ve düzenlemeleri sıkılaştırmaya başladı. Hindistan’ın sınır bölgelerindeki güvenlik birimleri, Türkiye destekli grupların potansiyel nüfuz ve güvenlik riskleri oluşturabileceğine dikkat çekiyor.

Middle East Forum’da yayınlanan “Turkey Targets Nepal as Part of Its Growing South Asia Strategy/Türkiye, Güney Asya Stratejisinin Büyüyen Bir Parçası Olarak Nepal'i Hedefliyor” başlıklı makale, Türkiye’nin Güney Asya’daki nüfuzunu artırma stratejisinin bir parçası olarak Nepal’e yönelik faaliyetlerini ele alıyor.

Nepal, çoğunluğu Hindu olan bir ülke olmasına rağmen, Türkiye’nin pan-İslam girişimleri için yeni bir odak noktası haline gelmiş durumda. Himalaya Eğitim ve Yardım Derneği gibi yerel STK’ların, Türkiye merkezli İHH İnsani Yardım Vakfı gibi yabancı İslamcı kuruluşlardan yıllık yaklaşık 200.000 dolar civarında finansman aldığı belirtiliyor.

Nepal yetkilileri, yabancı dini öğretmenlerin geçerli çalışma izni olmadan Kur’an eğitimi vermesi ve yoksul, çoğunlukla yetim çocukları bölgelere çekerek dini yönden etkileyip dönüştürmeleri iddiaları üzerine detaylı soruşturmalar başlatmış durumda. Lalitpur’da yapılan baskınlarda bu tür faaliyetlerin yürütüldüğü yurtlar tespit edildi.

Nepal hükümeti, özellikle insani yardım ve dini eğitimle uğraşan STK’lara yönelik yabancı fonların kısıtlanması seçeneklerini değerlendiriyor. Bu durum, yabancı İslamcı grupların artan etkisine karşı bir önlem olarak görülüyor. Ayrıca, Hindistan-Nepal sınırındaki güvenlik ve istihbarat birimleri, Türkiye destekli dini faaliyetlerin artışından endişe duyuyor. Sınır bölgesinde Pakistan ve Türkiye destekli İslamcı grupların ve merkezlerin yayılması, radikalleşme, dönüşüm, demografik değişim ve güvenlik riskleri açısından alarm yaratıyor.

Raporda, Türkiye merkezli STK’ların Nepal’deki İslamcı gruplara verdiği desteğin, Türk istihbaratı ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından desteklendiği ifade ediliyor. Bu durum, Ankara’nın insani yardım, dini ve eğitim projeleri görünümü altında İslamcı gündemini ilerletmesine olanak sağlıyor. Genel olarak makale, Türkiye’nin Nepal’deki etkisini artırma çabalarını ve bu çabaların yerel yetkililer ile komşu ülkeler tarafından güvenlik kaygıları yaratmasını özetliyor. 

Stratejik, ideolojik ve diplomatik perspektifler…

Türkiye’nin Nepal’deki faaliyetleri birkaç boyutta değerlendirilebilir. Buna göre stratejik derinlik ve yeni nüfuz alanı arayışı ekseninde Türkiye, Hindistan ve Çin arasında üçüncü oyuncu olarak konumlanmak istiyor.

Ayrıca Hindistan’daki Müslüman nüfus üzerinden etkin rol üstlenmek isteğini gizlemiyor. Nepal üzerinden dolaylı nüfuz sağlama ve Pakistan rolünü tamamlayıcı hamleler, Türkiye'yi İslam dünyasındaki liderlik mücadelesinde öne çıkaracaktır.

Ümmetin liderliği/Hilafet söylemi çerçevesinde Güney Asya Müslümanlarına yönelim her geçen gün belirginleşiyor. Nitekim bu kapsamda STK ve insani diplomasisi önem kazanıyor.

Mesela TİKA, İHH ve Diyanet faaliyetleriyle uzun vadeli kültürel ve ideolojik nüfuza sahip oluyor.

Doğu Türkistan meselesi ve Çin ile denge politikası…

Türkiye, Pekin ile ilişkilerde ekonomik çıkarları ve jeopolitik dengeyi korumak amacıyla Uygur Türkleri meselesini dondurma stratejisiyle yürütüyor. Bu yaklaşım, kısa vadede ekonomik avantaj sağlasa da içeride diasporanın ve Batı’nın tepkisini topluyor. Doğu Türkistan konusunda Ankara’nın sessizliğinin temelinde Çin’le büyüyen ticaret hacmi, altyapı yatırımları ve Kuşak-Yol hattı üzerinden elde edilebilecek fırsatlar bulunuyor.

Türkiye, uzun vadede bu ekonomik avantajları kaybetmemek için Pekin’i doğrudan karşısına alacak bir politika yürütmekten kaçınıyor. Uygur meselesi, zamanla daha düşük tonda dile getirilmeye başlanmış, diaspora üzerindeki hareket alanı daraltılmış ve Çin’le ikili temaslarda daha uyumlu bir dil kullanılmıştır. Bu noktada Türkiye, Atlantik Paktı’nın yönlendirmesi dışında alternatif bir strateji geliştirmiştir.

Türkiye-Pakistan askeri işbirliği ve Hindistan…

Buna paralel olarak Türkiye, Nepal gibi Hindistan’ın görece az dikkat çeken ama stratejik açıdan önemli komşusunda insani yardım, eğitim ve dini kurumlar üzerinden varlık göstermeye çalışıyor. Bu faaliyetler, Hindistan’daki geniş Müslüman nüfusla dolaylı bağ kurmak ve Güney Asya’da uzun vadeli nüfuz tesis etmek için bir araç işlevi görüyor.

Türkiye’nin kullandığı yöntemler arasında TİKA ve İHH gibi kurumların sağladığı projeler, dini eğitim kurumlarının açılması, burslar ve cami-medrese faaliyetleri öne çıkıyor. Bu tür adımlar, doğrudan Çin’i hedef almıyor; fakat uzun vadede Çin’in çevresindeki nüfuz alanlarını daraltan, yani yumuşak güç aracılığıyla Pekin’i dolaylı olarak yıpratan bir etki yaratabilir.

Ankara’nın bir yandan Pekin ile ekonomik çıkarlar uğruna hassas dosyaları dondururken, diğer yandan Güney Asya’da ideolojik ve kültürel nüfuz arayışına yönelmesi, çok yönlü ve uzun vadeli bir stratejinin işaretidir. Ankara’nın tercih ettiği yöntem, doğrudan çatışmadan kaçınarak “sessizlik karşılığında kazanç” elde etmek ve başka coğrafyalarda ideolojik alan açmak üzerine kurulu bir denge politikasıdır.

Tarihsel Perspektif: Babür İmparatorluğu ve kültürel nüfuz…

Türkiye’nin stratejisi Cihanşümul Kadim Türk Devlet mirası ve İslam dünyasında liderlik söylemiyle birleşiyor. Hindistan’daki Müslüman topluluklara yönelik faaliyetler, Babür İmparatorluğu’nun kültürel ve dini mirasının günümüzdeki temsilciliğini yeniden canlandırma çabası olarak da değerlendirilebilir. Zaten Pakistan da kurucuları Türk ve Moğol kökenli olan Babür İmparatorluğu'nun halefi olarak kendisini görüyor. Nepal üzerinden yürütülen eğitim, burs ve dini projeler, Babür geleneğinin çağdaş Müslüman topluluklar üzerindeki etkisini pekiştirmeyi hedefleyen ideolojik bir hat olarak okunabilir.

Üç boyutlu strateji…

Türkiye’nin politikası üç boyutta özetlenebilir: Çin ile ilişkilerde kısa vadeli ekonomik ve diplomatik kazanç sağlamak, Güney Asya’da orta vadeli ideolojik ve kültürel nüfuz inşa etmek ve Babür mirası perspektifiyle Pakistan ile birlikte uzun vadeli tarihsel liderlik ve kültürel etki vizyonunu pekiştirmek. Bu strateji, Ankara’ya bölgesel manevra alanı sağlarken, içeride ve dışarıda yüksek riskler ve itibar maliyetleri barındırıyor.

Hiç şüphesiz toplam nüfusları 4 milyara ulaşan Çin Halk Cumhuriyeti ile Hindistan, Avrasya jeopolitiğini kendi çıkarlarına göre şekillendirmeyi amaçlayan yayılmacı politikalar izlemektedir. Bu politikaların frenlenmesinde Türk Devletleri Teşkilatı’nın müşterek operasyonel kabiliyeti ve küllî iradesi etkin olmuştur.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

омюр челикдёнмез, Дикгазете

Seçilmiş Kayknakça

https://hwojk.org.in/about.html

https://azat.tv/en/sushila-karki-nepal-first-female-pm-crisis/

https://www.linkedin.com/company/greek-city-times?originalSubdomain=au

https://greekcitytimes.com/2025/09/12/turkey-nepal-india-million-muslims/

https://www.mfa.gov.tr/sub.en.mfa?b4050ec7-2e48-46f7-bd2c-6d6dd2bb7ed3

https://www.tagesschau.de/ausland/asien/nepal-proteste-ausgang-100.html

https://kathmandupost.com/columns/2025/05/29/turkey-s-overreach-in-south-asia

https://www.freiheit.org/south-asia/nepals-democratic-transition-turbulent-promising

https://www.ledevoir.com/monde/asie/915939/quelles-sont-raisons-derriere-revolte-nepal

https://24tv.ua/ru/protesty-i-perevorot-v-nepale-prichina-pochemu-zapretili-socseti-24-kanal_n2912167

https://www.meforum.org/mef-observer/turkey-targets-nepal-as-part-of-its-growing-south-asia-strategy

https://www.aa.com.tr/en/turkiye/turkish-president-nepals-premier-discuss-bilateral-ties-global-issues/3515664

https://www.amic.ru/news/revolyuciya-zummerov-ili-bunt-monarhistov-chto-stoit-za-krovavymi-sobytiyami-v-nepale-568471

https://www.alternatives.ca/stages-blogue/histoire-de-linstabilite-politique-au-nepal-une-longue-transition-vers-la-democratie/

https://www.courrierinternational.com/article/politique-crise-au-nepal-le-parlement-et-plusieurs-lieux-de-pouvoirs-envahis-par-des-manifestants_234968

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?