Ermenistan’da Papazlar, Generaller ve Paşinyan kavgasının perde arkası!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Ermenistan’da Papazlar, Generaller ve Paşinyan kavgasının perde arkası!
28-06-2025

Ermenistan’da Papazlar, Generaller ve Paşinyan kavgasının perde arkası!

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın dini kimlik yönünden Yahudi veya Müslüman olduğuna dair bazı fiziki imalar, Erivan kamuoyunun son güncel tartışmalarında başı çekiyor. Öyle ki tartışmalar belden aşağı. Paşinyan’ın sünnet derdi, Karekin II’nin eş derdi Ermenileri gerdi desek yeridir.

Ermenistan; Başbakanı Paşinyan ile Katolikos Karekin II arasındaki kavga ile çalkalanıyor. Bu, bir yerde güçler kavgası. Ermenistan’da devlet ile kilise arasındaki iktidar mücadelesi sertleşirken, tartışmalar sadece siyasi ve kurumsal düzlemde değil, aynı zamanda kişisel düzeye de taşınmış durumda.

Kişisel mahremiyet üzerinden yürüyen ikonik savaş…

Bu bağlamda Başbakan Nikol Paşinyan ile Kilise'nin ruhani lideri Katolikos II. Karekin arasında yaşanan karşılıklı ithamlar, kamuoyunda dikkat çekici bir biçimde kişisel mahremiyet alanlarını da kapsayan sert polemiklere dönüşmüştür. Özellikle Paşinyan’ınsünnetli olup olmadığı”na dair başlatılan tartışma, toplumun hem dini hem de etnik kimlik algılarına doğrudan dokunan sembolik bir savaşa dönüşmüştür.

Kıvılcımı çakan olay, bir papazın halk önünde yaptığı konuşmada Paşinyan’ı "sünnetli olmakla" itham etmesiyle patlak verdi. Bu, Ermeni Apostolik Kilisesi inancına göre Hristiyanlığa aykırı bir durum olarak görülmekte; zira sünnet, Yahudilik ve İslam’la ilişkilendirilirken, Ermeni Apostolik geleneğinde reddedilen bir uygulamadır.

Dolayısıyla, Paşinyan’ın sünnetli olduğunun ima edilmesi, sadece kişisel bir hakaret değil, aynı zamanda onun inancına, kimliğine ve meşruiyetine dair açık bir sorgulama anlamı taşıdı. Bu ithama karşılık Paşinyan, “İsterseniz gösterebilirim” diyerek cinsel organını sergileme teklifinde bulundu.

Bu yanıt, toplumun muhafazakâr kesiminde şok etkisi yaratırken, laik çevrelerce mizahi bir meydan okuma olarak yorumlandı. Paşinyan’ın sert tepkisi, kendisinin sekülerliğe ve bireysel mahremiyete dair tavizsiz bir pozisyon aldığını ortaya koyarken, aynı zamanda kilisenin dini otorite üzerinden siyaset yapma çabasına da bir karşı duruş olarak değerlendirildi. 

Kilisenin lideri hakkında ahlaki tartışmalar…

-Katolikos II. Karekin

Öte yandan, Katolikos II. Karekin’in evli olduğu ve çocuk sahibi olduğu yönündeki iddialar da bu çatışmanın karşı cephesinde gündeme taşındı. Paşinyan ve destekçileri, Karekin’in bekârlık yemini etmesine rağmen evlilik yaptığı ve çocuğu olduğu yönünde belgeler olduğunu öne sürdüler. Bu iddia, kilisenin kendi iç ahlaki ve dogmatik ilkelerine aykırı bir durum oluşturduğu için kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açtı.

Katolikos Karekin, bu suçlamaları doğrudan reddetmese de konuyla ilgili suskunluğunu korudu. Kilise çevreleri ise bu iddiaları hükümetin itibarsızlaştırma operasyonunun bir parçası olarak değerlendirdi. Ancak kamuoyunun büyük bir kısmı, kilisenin şeffaflık ve hesap verilebilirlik konusunda zayıf kaldığını, bu tür söylentilere açıklık getirilmemesinin kurumsal meşruiyeti zedelediğini düşünmektedir.

İktidar mücadelesinin derin kültürel yüzü…

Bu iki sembolik tartışma Paşinyan’ın sünnetli olup olmadığı ve Karekin’in evli olup olmadığı— aslında Ermenistan’daki daha geniş çaplı bir kültürel yarılmayı temsil etmektedir. Bir tarafta laik, birey haklarını önceleyen ve dini sembolleri kamusal alandan dışlamaya çalışan bir siyasi lider; diğer yanda geleneksel değerleri temsil ettiğini savunan ama kendi içindeki çelişkilerle yüzleşmekte zorlanan bir ruhani kurum.

Her iki tartışma da toplumun bilinçaltındaki dini kimlik, otorite, meşruiyet ve ahlak meselelerini gündeme taşımakta ve siyasi kamplaşmayı daha da keskinleştirmektedir. Kısacası, Ermenistan’da artık yalnızca kimin yöneteceği değil, nasıl bir Ermenilik anlayışının hüküm süreceği tartışılmaktadır.

2023’ten itibaren Ermenistan’da Başbakan Nikol Paşinyan'a karşı büyüyen memnuniyetsizlik, yalnızca muhalefet çevreleriyle sınırlı kalmadı; ülkenin en köklü kurumsal yapılarından biri olan Ermeni Apostolik Kilisesi de bu memnuniyetsizliğin aktif aktörlerinden biri hâline geldi.

Özellikle Eçmiadzin merkezli Katolikosluk makamı, Paşinyan'ı uzun süredir “etki ajanlığı” ile itham ediyor. Bu ithamlar sadece söylem düzeyinde kalmadı; kilise, siyasete doğrudan müdahale ederek Paşinyan'ı devirmeye yönelik girişimlerde de bulundu.

Kilise ve “Kutsal Mücadele” harekâtı…

Paşinyan hükümetiyle Katolikos Karekin II liderliğindeki kilise arasındaki gerilim, Başbakan’ın 2018’de iktidara gelmesiyle başlamıştı. “Kadife Devrim” sonrası Paşinyan, iki odak noktasıyla mücadeleye girişti: Karabağ klanı ve kilise. 2020’de Azerbaycan karşısında alınan ağır yenilgi, bu iki odakla olan çatışmayı daha da derinleştirdi. Özellikle Karabağ’da statükonun Azerbaycan lehine değişmesi, Rusya'nın da zımni desteğiyle, Ermeni muhalefetinin oyun planını altüst etti.

-Bagrat Galstanyan

Ancak kilise, özellikle Başpiskopos Bagrat Galstanyan öncülüğünde, muhalefetin yeni taşıyıcısı hâline geldi. Galstanyan ve çevresindekiler “Srbazan Paykar” yani “Kutsal Mücadele” adını verdikleri yapıyla meydanlara inerek, Paşinyan'ı istifaya zorlayan sokak hareketlerini başlattı. Bu yapı, zamanla yalnızca bir muhalefet organizasyonu olmaktan çıkıp, hükümeti şiddet yoluyla devirmeye çalışan bir “yapılanma”ya dönüştü.

Ermenistan Soruşturma Komitesi, Galstanyan ve çevresini hükümeti devirmek için organize bir plan yapmakla suçladı. İddialara göre, eski asker ve polislerden oluşan 200-250 kişilik hücre yapılarla; elektrik, internet ve ulaşım altyapısını sabote ederek devleti felç etmeye dönük bir darbe girişimi planlandı. Paşinyan yönetimi, 25 Haziran 2024'te bu yapının çökertildiğini ve Galstanyan dahil 14 kişinin tutuklandığını açıkladı.

Moskova’nın gölgesi, Ankara’nın sessizliği, Bakü’nün memnuniyeti…

Bu gelişmeler, sadece Erivan iç siyasetinin değil, bölgesel jeopolitiğin de bir parçası. Başepiskopos Galstanyan’ın destekçileri arasında Rusya vatandaşlığı bulunan isimler ve Moskova’ya yakın iş çevreleri bulunuyor. Kilisenin en büyük bağışçılarından Samvel Karapetyan’ın daha önce “hükümeti devirmeye teşebbüs” suçlamasıyla tutuklanması, Kremlin bağlantısının yalnızca bir spekülasyon olmadığını gösteriyor.

Moskova açısından Paşinyan, 2020 sonrası Rus Barış Gücü varlığına rağmen Batı’ya yakınlaşma arayışları nedeniyle bir tehdit unsuru. Özellikle AB misyonlarının Ermenistan’a yerleşmesine izin vermesi ve ABD ile ortak tatbikatlara yönelmesi, Moskova’nınarka bahçesi”nde Batı etkisinin artmasına yol açtı. Bu nedenle kilise üzerinden yürütülen muhalefet, dolaylı da olsa Kremlin’in etkisinin bir yansıması olarak okunuyor.

Ankara ise gelişmeleri dikkatle takip ediyor ancak doğrudan müdahil olmaktan kaçınıyor. Zira Paşinyan’ın 2021 sonrası Türkiye ile yürüttüğü normalleşme süreci, Azerbaycan’la koordineli olarak ilerlemekteydi. Ancak bu denklemin bozulması hâlinde, Türkiye’nin de diplomatik pozisyonunu gözden geçirmesi kaçınılmaz olabilir.

Bakü cephesi ise şimdilik memnun. Çünkü Paşinyan’ın Karabağ konusunda daha önceki yönetimlerden farklı olarak statükoyu kabullenen ve Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü tanıyan bir lider olması, Aliyev yönetimi açısından kazanım niteliğinde. Ancak Ermenistan’da muhalefetin yeniden toparlanması, Karabağ meselesini farklı bir evreye taşıyabilir. Özellikle kilisenin, diasporadan ve Karabağ klanından destek bulması, Bakü’nün dikkatle izlediği gelişmeler arasında.

Erivan’daki siyasi krizin bölgesel kodları…

Bugün Ermenistan'da yaşananlar, sadece bir iktidar-muhalefet çekişmesi değil; aynı zamanda ülkenin Batı mı, Rusya mı ekseninde ilerleyeceğine dair yön arayışının da çatışması. Paşinyan, kendisine yöneltilen “ajanlık” suçlamalarına karşılık olarak, kilise temsilcilerinin de yabancı devletlerle ilişkili olabileceğini ima ediyor. Hatta Katolikos Karekin II’yi ve Başpiskopos Galstanyan’ı Rus etkisine açık olmakla suçluyor.

Paşinyan’ın 2020 sonrası uyguladığı “radikal sekülerleşme politikası”, Eçmiadzin Kilisesi’ni yalnızca dini değil, siyasi olarak da etkisizleştirme hamlesiydi. Kilisenin yetkilerini sınırlama kararı, bugünkü çatışmanın temelini oluşturuyor.

Öte yandan kilise cenahının Paşinyan’a yönelik “sünnetli olduğu için gerçek Hristiyan değil” açıklamaları, yalnızca dini değil, kimliksel bir ayrışmanın da devrede olduğunu gösteriyor. Paşinyan’ın bu iddialara verdiği müstehcen karşılık ise Ermenistan siyasetinde artık hiçbir sınırın kalmadığını ortaya koyuyor.

Devlet ile din arasında kırılma eşiği…

Ermenistan'da devlet ile kilise arasındaki gerilim, salt bir iktidar mücadelesi değil; aynı zamanda ülkenin sekülerleşme düzeyi, Batı ile entegrasyonu ve post-Sovyet kimliğinden sıyrılma kapasitesiyle doğrudan ilintili.

Gelişmeler gösteriyor ki Paşinyan, yalnızca içerideki muhalif yapılarla değil; aynı zamanda dış bağlantılı dini ve siyasi ağlarla da mücadele ediyor. Bu mücadelenin sonucu, yalnızca Paşinyan’ın kaderini değil; Türkiye-Ermenistan normalleşmesini, Azerbaycan’la barış sürecini ve Rusya’nın Güney Kafkasya’daki nüfuz alanını da belirleyecek.

Eğer Niko bu iktidar mücadelesinden galip çıkarsa ona “ne oldu Paşinyan değil “helal sana sana Paşinyan” diyecek olanların sayısı artar. Ne dersiniz?

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

омюр челикдёнмез, Дикгазете

Kaynakça

https://news.am/arm/news/885337.html

https://m.business-gazeta.ru/news/676058

https://armeniatoday.am/hy/armenia/915815/

https://yerkir.am/hy/article/2025/06/21/294782

https://www.rudaw.net/turkish/world/270620259

https://www.gazeta.ru/social/2025/06/27/21284594.shtml

https://www.bbc.com/turkce/articles/cr5v2dl60y3o.amp

https://cebheinfo.az/tehlil/pasinyanin-kilse-basagrisifinala-yaxinlasir

https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/ermenistan-da-darbe-girisimi-engellendi-2412391

https://www.diken.com.tr/ermenistanda-papazlardan-darbe-girisimi-baspiskoposa-kilisede-gozalti/

https://tr.euronews.com/2025/06/25/ermenistan-basbakani-pasinyan-ile-kilise-arasinda-sunnet-tartismasi

https://apnews.com/article/nikol-pashinyan-samvel-karapetyan-armenian-church-b7ca840df75bda50c48bb91fa6e68218

https://www.agos.com.tr/tr/yazi/34030/ermenistan-da-darbe-girisimi-sorusturmasi-genisliyor-polis-ana-taht-ecmizadzin-de? 

https://www.dikgazete.com/yazi/ermenistan-da-pasinyan-hukumetine-yonelik-darbe-girisimini-turk-istihbarati-mi-puskurttu-6035.html

https://www.agos.com.tr/tr/yazi/34006/ermenistan-sorusturma-komitesi-hukumeti-devirme-girisimi-engellendi-aciklamasi-yapti-cok-sayida-kisi-gozaltinda? 

https://www.dikgazete.com/haber/ermenistan-da-kilise-ile-guvenlik-gucleri-arasinda-gerilim-956024.html

https://www.dikgazete.com/haber/ermenistan-da-darbe-plani-yaptiklari-iddiasiyla-15-supheli-tutuklandi-955804.html

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?