19-09-2015 18:51
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, Irak Kuzeyinde Sinat-Haftanin’de bulunan PKK hedeflerine karşı düzenlediği hava harekatında bölücü terör örgütünün kullandığı mağara, ağaç altı çadırları, özel korunaklı barınma alanları, lojistik ile mühimmat depoları ve yer üstü sığınakları tam isabetle vuruldu.
Edinilen bilgiye göre, 15 Eylül 2015 tarihinde Irak Kuzeyinde Sinat-Haftanin’de bulunan PKK hedeflerine karşı Türk Silahlı Kuvvetlerinin F-16 ve F-4 2020 savaş uçaklarıyla düzenlediği hava harekatında bölücü terör örgütünün kullandığı mağara, ağaç altı çadırları, özel korunaklı barınma alanları, lojistik ve mühimmat depoları ve yer üstü sığınakları tam isabetle vuruldu. Hava taarruzları sonucunda, yapılan ilk tespitlerde en az 55-60 teröristin etkisiz hale getirildiği öğrenildi.
Bölgede çok sayıdaki ölü ve yaralılarını nakletmek isterken, Irak Sınır Muhafızları tarafından geçmelerine izin verilmeyen PKK’lılar, patika yolları kullanarak bölgedeki Banik köyüne giderek “TSK hava harekatı yapıyor. Hepinizi öldürecekler. Köyünüzü terk edin” diye propaganda yapmalarına rağmen köylüler teröristlere inanmayarak, “Irak Sınır Muhafızları daha önce buraya geldi. TSK’nın yaptığı hava bombardımanında şimdiye kadar hiçbir köye zarar gelmedi. Biz de bugüne kadar bir zarar görmedik. Yalan söylüyorsunuz. Korkması veya buraları terk etmesi gereken biz değil sizlersiniz” diyerek köylerini terk etmediler. Irak Sınır Muhafızlarından ve köylülerden destek bulamayan PKK’lılar, ölülerini taşıyamadan, toplu mezarlara gömerek bölgeden uzaklaştılar.
Bölgede yaşayan halk, PKK’nın zayiatını anlatmak için “PKK’nın livasını (alayını) hallettiler, şimdiye kadar böyle paniklediklerini görmedik, PKK’lılar bu bölgede kolay kolay iflah olmaz artık” şeklinde konuşmaya başladılar.
Türkiye’de de yapılan operasyonlarda ise PKK’nın bu türden halkı kandırarak isyana teşvik denemeleri başta Yüksekova ve Cizre’de, ardından Diyarbakır’ın Sur ilçesinde tam bir hezimetle sonuçlanırken; halk devletinin arkasında ve yanında durarak teröristlere çok net bir cevap verdi.
KARAYILAN, ÇARK ETTİ
Telsiz konuşmalarında Karayılan’ın talimat ve değerlendirmeleri bir diğer kişi tarafından terör örgütüne iletildi. Mesajında Karayılan,
- “Verdiğimiz zayiatlar artık tahammül sınırlarını aşmıştır. Bu durum Cizre’de ve Yüksekova’da hat safhaya çıkmış; halk desteği yok denecek seviyelere inmiştir. Bölgedeki beceriksizler yüzünden bu duruma gelindiği kurulda değerlendirilmiştir. Bunların sorumluları gereken cezayı alacaklardır. YDG-H unsurlarımız hezimete uğramıştır. Bundan sonra ki söylemlerinizde YDG-H unsurlarını PKK ile bağlantılı olarak tanımlamayacaksınız. YDG-H kendine has bir yapılanmadır, YDG-H PKK’dır söylemi yanlıştır diyecek, içerisinde Dağ Kadrolarının bulunmadığını özellikle basın yoluyla paylaşacaksınız.”
-“ Artık Kandil’de’de barınamıyoruz. Civardaki diğer kamplarımız da dahil 600-700 kişiyle durumu idare etmeye çalışıyoruz. Lojistik ve mühimmatımız yok denecek seviyede. İçimizde hainler de var ki bugüne kadar tespit edilemeyen çok korunaklı depolarımız, cephaneliklerimiz TC uçaklarınca tarafından imha edildi. Çok sayıda kayıp verdik. Suriye’deki güçleri geri çağırmak zorundayız. Türkiye kırsalında da yetişmiş savaşçılarımız yok. Tunceli’de ağır kayıp verdik, telafimiz zor” diyor.
(İHA)
Edinilen bilgiye göre, 15 Eylül 2015 tarihinde Irak Kuzeyinde Sinat-Haftanin’de bulunan PKK hedeflerine karşı Türk Silahlı Kuvvetlerinin F-16 ve F-4 2020 savaş uçaklarıyla düzenlediği hava harekatında bölücü terör örgütünün kullandığı mağara, ağaç altı çadırları, özel korunaklı barınma alanları, lojistik ve mühimmat depoları ve yer üstü sığınakları tam isabetle vuruldu. Hava taarruzları sonucunda, yapılan ilk tespitlerde en az 55-60 teröristin etkisiz hale getirildiği öğrenildi.
Bölgede çok sayıdaki ölü ve yaralılarını nakletmek isterken, Irak Sınır Muhafızları tarafından geçmelerine izin verilmeyen PKK’lılar, patika yolları kullanarak bölgedeki Banik köyüne giderek “TSK hava harekatı yapıyor. Hepinizi öldürecekler. Köyünüzü terk edin” diye propaganda yapmalarına rağmen köylüler teröristlere inanmayarak, “Irak Sınır Muhafızları daha önce buraya geldi. TSK’nın yaptığı hava bombardımanında şimdiye kadar hiçbir köye zarar gelmedi. Biz de bugüne kadar bir zarar görmedik. Yalan söylüyorsunuz. Korkması veya buraları terk etmesi gereken biz değil sizlersiniz” diyerek köylerini terk etmediler. Irak Sınır Muhafızlarından ve köylülerden destek bulamayan PKK’lılar, ölülerini taşıyamadan, toplu mezarlara gömerek bölgeden uzaklaştılar.
Bölgede yaşayan halk, PKK’nın zayiatını anlatmak için “PKK’nın livasını (alayını) hallettiler, şimdiye kadar böyle paniklediklerini görmedik, PKK’lılar bu bölgede kolay kolay iflah olmaz artık” şeklinde konuşmaya başladılar.
Türkiye’de de yapılan operasyonlarda ise PKK’nın bu türden halkı kandırarak isyana teşvik denemeleri başta Yüksekova ve Cizre’de, ardından Diyarbakır’ın Sur ilçesinde tam bir hezimetle sonuçlanırken; halk devletinin arkasında ve yanında durarak teröristlere çok net bir cevap verdi.
KARAYILAN, ÇARK ETTİ
Telsiz konuşmalarında Karayılan’ın talimat ve değerlendirmeleri bir diğer kişi tarafından terör örgütüne iletildi. Mesajında Karayılan,
- “Verdiğimiz zayiatlar artık tahammül sınırlarını aşmıştır. Bu durum Cizre’de ve Yüksekova’da hat safhaya çıkmış; halk desteği yok denecek seviyelere inmiştir. Bölgedeki beceriksizler yüzünden bu duruma gelindiği kurulda değerlendirilmiştir. Bunların sorumluları gereken cezayı alacaklardır. YDG-H unsurlarımız hezimete uğramıştır. Bundan sonra ki söylemlerinizde YDG-H unsurlarını PKK ile bağlantılı olarak tanımlamayacaksınız. YDG-H kendine has bir yapılanmadır, YDG-H PKK’dır söylemi yanlıştır diyecek, içerisinde Dağ Kadrolarının bulunmadığını özellikle basın yoluyla paylaşacaksınız.”
-“ Artık Kandil’de’de barınamıyoruz. Civardaki diğer kamplarımız da dahil 600-700 kişiyle durumu idare etmeye çalışıyoruz. Lojistik ve mühimmatımız yok denecek seviyede. İçimizde hainler de var ki bugüne kadar tespit edilemeyen çok korunaklı depolarımız, cephaneliklerimiz TC uçaklarınca tarafından imha edildi. Çok sayıda kayıp verdik. Suriye’deki güçleri geri çağırmak zorundayız. Türkiye kırsalında da yetişmiş savaşçılarımız yok. Tunceli’de ağır kayıp verdik, telafimiz zor” diyor.
(İHA)
