Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “PYD bizim için bir terör örgütüdür. Suriye Eşmesi olarak belirlediğimiz yer Türkiye Cumhuriyeti’nin koruması altındadır, Burada biz herhangi bir sorun, herhangi bir çatışma ihtimali görmüyoruz“ dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın,
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlediği basın toplantısında
gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9-12
Şubat tarihlerinde üç
Latin Amerika ülkesi Kolombiya,
Küba ve Meksika’yı kapsayan bir
ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatarak, bu ziyaretlerin özellikle Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerimizin güçlendirilmesini hedefleyen ziyaretler dizininin ilk halkasını oluşturduğunu söyledi.
Ziyaretlerin
devam edeceğini kaydeden Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın G-20 üyesi
ülkeleri de ziyaret
etmeye devam edeceğini kaydetti.
Özgecan Aslan’ın vahşice öldürülmesiyle
ilgili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konunun bizzat takipçisi olacağını vurgulayan Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda gerekli görüşmeleri hükümetle yaptığını kaydetti.
“AKTÖRLERE ÖNEMLİ ROLLER DÜŞÜYOR”
Bu tür olaylarda
cezaların arttırılması ve önleyici tedbirlerin alınması
için kapsamlı bir çalışmanın
hükümet tarafından başlatıldığını dile getiren Kalın, “Cumhurbaşkanımız da özellikle kadına
karşı her türlü şiddetin önlenmesi için kanuni çalışmaların yanı sıra toplumsal bilincin ve duyarlılığın attırılması yönünde de çalışmalar yapmaya devam edecek. Bu konuda
bütün toplum kesimlerine bütün aktörlere
önemli roller düşüyor. Bu
sorunu sadece kanuni
düzenleme yaparak aşamayacağımız ortada pek
çok uzmanın da
ifade ettiği gibi. Bununla ilgili kapsamlı bir toplumsal farkındalık kampanyasının da başlatılması hedefleniyor. Bu çerçevede sayın
Cumhurbaşkanımız bildiniz
gibi Özgecan kızımızın
ailesi ile de
temas kurdular, kızları
aileyi ziyaret ettiler. Kendileriyle temas halinde. Burada devam eden bir hukuku süreç var, failler yakalandı. Bu hukuki
süreci yakından
takip ediyoruz. Tabi ki olay bundan
sonra artık yargının yetkisindedir ama bu tür olayların tekrar yaşanmaması için bu konu
üzerine kararlıkla gitme
noktasında tam bir azim ve irade sergilemiş bulunmaktadır sayın Cumhurbaşkanımız. Bununla ilgili
gerek kanuni çalışmalar gerekse diğer alanlarda yapılması
gereken faaliyetler
yakın bir şekilde takip edilecektir” diye konuştu.
“
TARTIŞMAYA KATKI SUNMASI ARZU EDİLEN BİR DURUMDUR”
Kalın,
Başkanlık sistemi
ile ilgili olarak ise son günlerde
Türkiye’de başkanlık sisteminin güçlü bir şekilde tartışılmaya başlandığına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Sofrası’nda da akademisyenlerle
bir araya gelerek konuyu etraflı bir şekilde ele alındığını kaydeden Kalın, “Bu konunun ‘Türkiye en iyi
nasıl yönetilir’ sorusu bağlamında etraflı bir şekilde tartışılmasının biz
Türkiye’deki siyaset hayatına,
Türkiye’nin bundan sonraki hedeflerine ulaşma noktasındaki yönetim
modeli arayışlarına önemli katkılar vereceğini düşünüyoruz. Bu noktada uzmanların,
meslek kuruluşların, siyasi figürlerin tartışmaya
katkı sunması arzu
edilen bir durumdur. Bu konuyla ilgili çalışmalarımız devam edecektir” dedi.
“TOPRAK PARÇASININ HUKUKİ STATÜSÜNDE HERHANGİ BİR DEĞİŞİKLİK SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”
“Şah Fırat” operasyonuyla ilgili olarak ise Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şunları söyledi:
“Bununla ilgili dün bildiğiniz gibi gerek sayın Cumhurbaşkanımız gerekse Başkanımızın yaptığı
açıklamalar oldu. O çerçevede şu noktaların altını ben
yine tekraren
çizmek isterim.
Süleyman Şah Türbesi ve Saygı
Karakolu Suriye’de kötüye giden güvenlik şartlarına karşı alınmış bir
tedbir olarak son
derece başarılı bir gece operasyonuyla gerçekleştirildi. Burada bu operasyonla hükümetimiz Süleyman Şah Türbesi’ne ve Saygı Karakolu’na olabilecek bir
muhtemel saldırıyı ve askerlerimizin hayatlarının tehlikeye atılması riskini bu operasyonla ortadan kaldırmış bulunmaktadır. Burada bize ait uluslararası anlaşmalara bağlı olarak
toprak parçasının hukuki statüsünde herhangi bir
değişiklik söz
konusu değildir. Bildiniz gibi
1921 yılında
yapılan Ankara Anlaşmasıyla bu
türbe yeri Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarıdır. Yine bildiniz gibi kamuoyunun
doğru anlaması açısından yine fayda var, türbenin yeri daha önce iki
defa değiştirilmiş idi. Dolayısıyla sembolik
önemi son derece önemli olan bu mekanın korunması, ecdat yadigarı olan bu hatıranın yaşatılması ve
Türk bayrağının dalgalandırılması için gerekli
emniyet tedbirleri alınmış ve
nakli yapılmak suretiyle sandukalar ve oradaki emanetler salimen Türkiye’ye getirilmiştir. En az bunun
kadar önemli olan da orada
saygı karakolunda
görev yapan 38 askeri personelimiz yine hamd
olsun sağsalim
ülkemize getirilmiştir. Operasyon sırasında bir
kaza sonucu bir askerimiz biliyorsunuz
şehit edildi. Bu vesileyle bende kendisine Allah’tan rahmet ve yakınlarına
başsağlığı diliyorum. Bu operasyonda bizi üzen tek hadise bu olmuştur. Mevlam mekanını
cennet eylesin.”
“BİN 400 CİVARINDA TERÖRİST OLMA İHTİMALİ OLAN, YABANCI SAVAŞÇI SINIR DIŞI EDİLDİ”
Bundan sonrasıyla ilgili olarak Suriye’deki güvenlik durumunun alacağa seyre bağlı olarak türbenin yeri, mevkii ve
yapılacak türbenin bizzat kendisiyle ilgili
çalışmaları yakından takip edeceklerini sözlerine ekleyen Kalın, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevaplandırdı.
Kalın, “Türkiye’nin bun IŞİD ile mücadelede bundan sonra daha aktif rol almasının
mümkün olacak mı?” sorusu üzerine, Türkiye’nin IŞİD terörüne karşı baştan
beri çok net tavır alan bir
ülke olduğunu dile getirdi.
IŞİD tehdidinin farkında olarak müttefikleri daha önceden uyardıklarını anlatan Kalın, “Bugüne kadar ’Türkiye IŞİD’e
ya da DAİŞ’e karşı
etkin mücadele vermiyor’ şeklinde
propaganda yapıldığını üzülerek gördük. Somut olarak yapılanlara bakıldığınız zaman, Türkiye bugüne kadar DAİŞ terörünün ne Suriye’de ne Irak’ta ne de Türkiye
topraklarında bir karşılık bulmaması için en
fazla gayret gösteren ülke olmuştur. Sınırımızda 1.7
milyon insanı ülkemize alırken
bunların zorluklarını mutlaka akılda
tutmak gerekir.
Geçen sene Kobani’ye
yönelik DAİŞ’in yaptığı saldırının
ardından ekim
ayında Türkiye
topraklarını kullandırmak suretiyle Peşmergenin oraya geçişini sağlamış ve bundan daha önemli 200
bine yakın Kobaniliyi ülkemize almak suretiyle orada
insanlık dramının yaşanmasını önlemiştir” diye konuştu.
Kalın, Türkiye’nin DAİŞ terörizmine karşı mücadele kararlılığının en üst makamlar tarafından defalarca ifade
edildiğini ve bununla ilgili de pek çok tedbir alındığını kaydetti.
Özellikle
yabancı savaşçılar konusunun pek çok kez gündeme getirildiğini ifade eden Kalın, Türkiye’nin şu ana kadar bin 400 civarında
terörist olma ihtimali olan, yabancı
savaşçı niteliğindeki kişiyi sınır dışı ettiğini,
ülkeye giriş
yasağı getirdiğini, sınırlarda güvenlik tedbirlerini artırdığını söyledi.
“ESAD REJİMİ ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, DAİŞ’İ KULLANMAKTADIR”
Özellikle yabancı savaşçılar
konusunda mücadeleyi Türkiye’nin tek başına veremeyeceğini söyleyen Kalın, “Bu kadar
insan Suriye’ye geçerken, ’acaba
bu kadar insan
kendi ülkelerinden ayrıldıkları noktada
neden durdurulmuyor’ sorusunu bizim sormamız gerekir. Bugünlerde de üç
İngiliz kızının Suriye’ye gidip DAİŞ’e katılmak
üzere Türkiye’den gittiği şeklinde haberler yer aldı. Biz yine
aynı soruyu soruyoruz, Bunların terörist eylemlere katılma ihtimali ile ilgili bilgi varsa bu
durdurma eylemini sizin kendi kapılarınızda sınırınızda yapmanız gerekir. Bunu engelleyemiyorsanız, Türkiye ile bu
bilgileri paylaşırsınız, Türkiye ile ortaklaşa olarak bunun gereği yapılır. Eşgüdüm ve koordinasyona her zamankinden
daha fazla ihtiyaç var. DAİŞ terörizminin dünyada ne tür barbarlıklara
imza attığını izledik, maalesef izlemeye de devam ediyoruz. Buna karşı etkin mücadele için Suriye’deki savaşın
sona erdirilmesi gerektiğinin altını
bir kez daha çizmemiz gerekiyor. Zira,
Esad rejimi çok açık bir şekilde, DAİŞ’i hür Suriye ordusunu zayıflatmak ve
bölmek için kullanmaktadır. Dolaylı olarak
destek vermektedir. Aynı şekilde dünyadaki propaganda savaşını lehine çevirebilmek için de bu örgütün barbarca eylemlerine
izin vermektedir. Burada şu soruyu çok açık bir şekilde soralım, Suriye rejimi mualif grupların elinde şehirleri hergün bombalarken, DAİŞ’in kontrolündeki şehirlere, kasabalara dönük şuana kadar
ciddi bir
saldırı yapmamıştır” diye sordu.
“PYD BİZİM İÇİN TERÖR ÖRGÜTÜDÜR”
“Süleyman Şah Türbesi’nin
inşa edileceği bölge PYD’ye bağlı YPG güçlerinin kontrolünde. Bu kapsamda Süleyman Şah Türbesi’nin
yeni yerinde ve o türbeli koruyacak askerlere yönelik
gelecekte güvenlik
riski ihtimali
görüyor musunuz?” yönündeki soruya ise Kalın, “Öncelikle PYD bizim
için bir terör örgütüdür. Suriye’deki son derece kırılgan güvenlik yapısı içerisinde ’şu
örgüt şu bölgeye hakim, şu grup şu bölgeye hakim’ demek bile oldukça zordur. Farazi olmaktan öteye geçmez. Bunlar her gün değişir, değişebilir. Fakat bizim şu anda bizim Suriye Eşmesi olarak belirlediğimiz, sınırımıza yakın noktadaki yer Türkiye Cumhuriyeti’nin koruması altındadır. Burada biz herhangi bir sorun, herhangi bir çatışma ihtimali görmüyoruz. Şu anda burayla ilgili de zemin, kazı ve etüt çalışmaları yapılıyor. Bu türbe en kısa zamanda
tarihi değerine ve kutsiyetine uygun şekilde inşa edilecek ve gene Türk askerleri tarafından korunacak
ve Türkiye Bayrağı orada dalgalanmaya devam edecektir” dedi.